"LUT'UN KAVMİ VE KARISI" NASIL HELAK OLDU?
Lut'un karısı: "Madam Lut"
Yukarıdaki
video,
Ölü Deniz(Lut Gölü)'nün Ürdün tarafında çekilmiştir. Bu kadın görünümlü "
taşlaşmış heykel", Ürdün halkı arasında, "
Madam Lut"(Lut'un Karısı) olarak bilinmektedir. Burası,
Ölü Deniz'in(Lut Gölü), Al mujib(Al Mucib) bölgesidir. Ve
Ölü Deniz sahil yolu üzerinde;
Lut şehirleri denen
Sodom-Gomora'nın bulunduğu,
güney havzasına yakındır. Bu
havzanın içinde kalan Nümeyra'dan, kuzeye; Amman'a giderken sahil yolunun üzerinde, sağda bir tepenin üzerindedir.
Özetle, bu "
taş kadın"ın bulunduğu yeri, şöyle konumlandırabiliriz:
Lut Gölü'nün doğu sınırında, Al Mucib bölgesinde;
gölünorta yerine yakın bir tepe üzerindedir. Bölge halkı buna "
Madam Lut" demektedir.
KISACA HAVZANIN JEOLOJİK YAPISI
Lut,
İbrahim'in yakın akrabası olup, İbrahim'le beraber iman ederek;
Nemrut(Naram-sin) zulmünden, önce Şam'a, oradanda, Ürdün-Filistin'e hicret etmişlerdir.
İbrahim, Filistin tarafında yerleşirken;
Lut, Ürdün'ün batısında,
Ölü Deniz(Lut Gölü)'in güney havzasında yerleşmiş ve "
Lut Kavmi"ne
Elçi olarak gönderilmişti.
Aynı zamanda "
Sodom ve Gomora" olarakta anılan bu kavmin yerleşim yerinin ve önemli şehirlerinin;
Ölü Deniz'in
güney havzasında ve
denizin altında bulunduğu tahmin edilmektedir. Arapların,
El-Lisan dedikleri yarımadayı da içine alan bu bölgede, arkeoljik çalışmalar yapılmaktadır. Bu konu ile ilgili araştırmalar için; "
Lut Kavmi" sayfamıza bakabilirsiniz.
Ancak
Lut Gölü, ya da diğer adıyla Ölü Deniz,
aktif bir sismik bölgede; yani bir
deprem kuşağında bulunmaktadır.
Ölü Deniz'in tabanı,
Rift Vadisidenilen,
tektonik bir çöküntü içindedir. Bu çöküntü, kuzeyde
TaberiyeGölü'nden,
Erden Irmağı'nı takiben, güneyde
Arabah Vadisi'nin ortasına kadar; 300 km'lik bir vadide yer almaktadır. Bu "
çöküntü vadi",
kızıldeniziçukurunun doğal bir uzantısı olarak görülmektedir.
Lut Gölü, jeolojik olarak da dikkat çekicidir.
Göl, Akdeniz'in yüzeyinden yaklaşık 420 metre daha alçaktadır. Dolayısıyla
gölün en derin yeri(tabanı), Akdeniz'in yüzeyinden 800 metre daha aşağıdadır. Burası, Dünya üzerindeki en alçak yerdir. Ayrıca,
Ölü Deniz(Lut Gölü)'nün batısında ve doğusunda "
fay hatları"nın uzandığı keşfedilmiştir.
Lut Gölü'nün doğusundan ve içinden geçen "
fay hattı"nın, doğu sınırı boyunca ise
dağlar sıralanmıştır. Bugün bu dağ silsilesinin batı eteklerinden ve
Lut Gölü boyunca
, Amman'ı, Kızıldeniz'e-Akabe'ye bağlayan
Ölü Deniz (sahil) yolu; geçmektedir.
LUT KAVMİ'NİN ŞEHİRLERİ
Taberi'deki ifadeyle: "Lut kavmi,
üç şehirde yaşardı ki, bunlardan biri
Sedum olup;
Medine ile
Şam arasındadır. Bu şehirlerde,
dörtyüz bin nüfus barınırdı.
İbrahim uzaktan bakarak;
'Sedum bir günlük yoldadır' derdi.
Tevrat'ta ise: "
Abram, Kenan diyarında oturdu, ve
Lut, havza şehirlerinde oturdu. Ve
Sodom'a doğru çadır kurardı. Ve
Sodomhalkı kötü ve
Rabb'e karşı çok günahkardılar." (Tekvin 13: 12,13)
Bu şehirler
, Havza Şehirleri olarak bilinirler.
Havzanın beş şehrinin isimleri;
Sodom,
Gomorra,
Zoar,
Admah ve
Zeboim'dir. Arkeolojik deliller bu beş şehrin
Tevrat'taki
havza şehirleri olduğu yönündedir.
SEDUM(SODOM) NASIL YOK OLDU?
Kur'an'a baktığımızda,
Lut Kavmi'nin helakıyla ilgili şu
kavramları görüyoruz:
"Azap sağnağı", "sayha(ses)", "taşlar yağdırdık", "üstünü altına çevirdik", "helak taşları", "yağmur yağdırdık", "gökten kötü bir azap indireceğiz ", "Altı üstüne gelen (Lut Kavmi'ni) de, o(Şi'ra) yerin dibine geçirdi. Örten, (Lut Kavmi'ni) örttü-kapladı.", "taş-dolu kasırgası gönderdik."
Bu anahtar ifadeler,
Lut Kavmi'nin "
helak senaryosu"nu net bir şekilde ortaya koymaktadır. Kendilerini
hakka(İslam'a) çağıran
elçilerini, öldürmeye teşebbüs etmiş bu yol kesen, eşkıya ve sapık kavmin, "
doğru sözlü isen haydi azabı getir" alayı arkasından ortaya çıkan
senaryo, şudur:
"Yurtlarını, kuyruklu yıldız vurmuş; arkasından ortaya çıkan büyük bir deprem, şehirleri altüst ederek yutmuş. Tetiklenen volkanik patlamalarla, üzerlerine, kükürtlü (sülfürlü)-ateşli küller ve asitli yağmurlar yağmış. Depremlerle yutulan ve çöken şehirlerin üzerini, kuzeyden taşan
Lut Gölüsuları kaplamış. Volkan artığı kükürt ve şiddetli yağmurlar
Lut Gölü'nün asidik hale getirmiş ve içindeki canlıları yok ederek,
Ölü Deniz'e dönüştürmüş
. Zamanla asit, tuza dönüşerek; Dünya'nın en tuzlu denizi ortaya çıkmıştır. Bugün,
Ölü Deniz'in tuzluluk oranı, %30 civarındadır ve içinde hiçbir canlı yaşamamaktadır."
Nitekim
Tevrat'tın; "Ve
Rab,
Sodom ve
Gomorra üzerine, göklerden
kükürt ve
ateş yağdırdı. Ve o
şehirleri, ve bütün
havzayı, şehirlerde oturanların hepsini ve
toprağın nebatını altüst etti" ifadesi
aynı senaryoyu çok kısa özetlemektedir.
Arkeolojik ve jeolojik araştırmalar da bu senaryoyu doğrulamaktadır: Alman arkeolog Werner Keller, konu hakkında şöyle diyor:
"Bu bölgede ortaya çıkan çok büyük bir çökmede; patlamalar, yıldırımlar, yangınlar ve doğal gazlarla birlikte korkunç bir
deprem olmuş ve Siddim Vadisi ile birlikte
Sodom-Gomora,
yerin derinliklerine gömülmüştür. Bu
deprem sırasında, yerkabuğunun
çatlayıp çöküşü, kabuğun altında uyuyan
volkanları harekete geçirmiştir."
National Geographic'de ise bu helak şöyle özetlenir:
"
Sodom tepesi, Ölü Deniz'e doğru yükselir. Hiç kimse şimdiye dek yok olan şehirler
Sodom ve Gomora'yı bulamadı. Ancak bilim adamlarına göre bu şehirler kayalıkların karşısındaki Siddim Vadisi'nde duruyorlar. Büyük ihtimalle
Ölü Deniz'in taşkın suları ve depremin altında kaldılar."
LUT'UN KARISINA NE OLDU?
Kendisine
Elçilik görevi verilen ve kavmini
İslam'a(Allah'a teslim olmaya) çağıran
Lut, tüm çabalarına rağmen başarısız olur. Kavmi, kendisine, konuşmayı ve hatta misafir kabul etmeyi bile yasaklar. Kendisinden önceki
elçiler gibi "
ölümle" tehdit edilir. Kavmini helakla görevli
elçi melekler,
İbrahim'e uğradıktan sonra,
Lut'a misafir olurlar. Halktan bunu gizleyen
Lut, aile fertlerine de bunu gizli tutmalarını söyler. Ancak başından beri münafıklık yapan
Lut'un karısı, güzel yüzlü
melekleri görünce, gidip şehir halkına haber verir. Bunu duyan kavmin sapık erkekleri,
Lut'un evini kuşatarak; bu misafirleri isterler.
Lut'un daraldığını gören
elçi melekler şöyle der:
"Ey Lut, biz Rabb'inin elçileriyiz. Onlar, elbette sana ulaşamazlar. Gecenin bir kısmında, ailenle birlikte yürü. Sizden bir kimse, dönüp geriye bakmasın. Ancak senin karın başka (o bakacak). Muhakkak, onlara isabet edecek olan, ona da isabet edecektir. Onlara vaad olunan (azap), sabah vaktidir. Sabah vakti yakın değil midir?"
(Böylece) emrimiz geldiği zaman, oranın üstünü altına çevirdik ve üzerlerine arka arkaya (Ana Kitap'ta) yazılı taşlar yağdırdık.
Bu helak taşları, Rabb'inin Katı'nda işaretlenmiştir ve bunlar zalimlerden uzak değildir.
[HUD(11)/ 81-83]
Lut,
meleklerin emri ve kılavuzluğuyla, sabah vakti gelmeden kavmini terkeder.
Havzanın doğusundaki
dağlar engeliniaşarak; o günkü Ürdün'ün içlerine doğru gider. Ancak arkasından gönülsüzce giden
Lut'un karısı, üzerine çıktığı tepeden, dönüp kavmin helakına bakarak; "
kavmimin helakına ağlıyorum" der ve arkasından
ibretli bir şekilde helak olur.
KUR'AN'DA: "LUT KAVMİ VE KARISININ HELAKI"
Lut, kavmine dedi ki: "Alemlerde, sizden önce hiç kimsenin yapmadığı 'fahşayı' (hayasızlığı) mı yapıyorsunuz?
Gerçekten siz, kadınları bırakıp, şehvetle erkeklere mi yaklaşıyorsunuz? Doğrusu siz, 'müsrif'(haddi aşan) bir kavimsiniz."
Lut Kavmi'nin cevabı: "
Bunları, yurdunuzdan sürüp çıkarın, muhakkak bunlar, çokça temizlenen insanlardır." demekten başkası olmadı.
Bunun üzerine Biz, karısı dışında, (Lut'u) ve ailesini kurtardık; (karısı) ise, helake uğrayanlardan oldu.
Ve onların üzerine, bir (azap) sağanağı yağdırdık. Bak! Mücrimlerin(suçluların) akıbeti nasılmış?
[ARAF(7)/80-84]
Arkasından, tan yeri ağarırken, onları o 'sayha'(ses) yakaladı.
Anında, (yurtlarının) üstünü altına çevirdik ve üzerlerine (Ana Kitap'ta) yazılı taşlar yağdırdık.
Muhakkak bunda, 'araştırıp, düşünenler için'
ayetler (deliller) vardır.
Muhakkak (o kavmin yurdu), bir yol üstünde kalıcıdır.
Şüphesiz bunda, iman edenler için ayetler(deliller) vardır.
[HİCR (15)/ 73-77]
(Elçiler) dediler ki:
"Ey Lut, biz Rabb'inin elçileriyiz. Onlar, elbette sana ulaşamazlar. Gecenin bir kısmında, ailenle birlikte yürü. Sizden bir kimse, dönüp geriye bakmasın. Ancak senin karın başka (o bakacak). Muhakkak, onlara isabet edecek olan, ona da isabet edecektir. Onlara vaad olunan (azap), sabah vaktidir. Sabah vakti yakın değil midir?"
(Böylece) emrimiz geldiği zaman, oranın üstünü altına çevirdik ve üzerlerine arka arkaya (Ana Kitap'ta) yazılı taşlar yağdırdık.
Bu helak taşları, Rabb'inin Katı'nda işaretlenmiştir ve bunlar zalimlerden uzak değildir.
[HUD(11)/ 81-83]
Biz de, onu ve ailesini kurtardık, karısı müstesna. Onu, helak olanlardan takdir ettik.
Ve üzerlerine bir yağmur yağdırdık. Uyarılanların yağmuru ne kötüdür.
[NEML (27)/ 57-58]
(İbrahim) dedi ki:
"Orada Lut da vardır."
Dediler ki:
"Orada kimin olduğunu, Biz daha iyi biliriz. Elbette
onun karısı dışında, onu ve ailesini kurtaracağız. O(kadın), helak olanlardan olacaktır."
Elçilerimiz, Lut'a geldikleri zaman, o onlara karşı kötüleşti ve içi daraldı.
Dediler ki:
"Korkma ve hüzne kapılma! Karın dışında, seni ve aileni muhakkak kurtaracağız. O ise, helak olacaktır."
Şüphesiz Biz, 'fasık'(suçlu-günahkar) olmaları sebebiyle, bu yurt üzerine,
Gök'ten kötü bir azap indireceğiz.Muhakkak, Biz akledebilecek bir kavim için, orada apaçık bir ayet(delil) bıraktık.
[ANKEBUT (29)/32-35]
Muhakkak Lut da, elçilerdendir.
O zaman Biz, onu ve ailesini toptan kurtarmıştık.
Ancak 'yaşlı bir kadın' ise helak oldu.
Sonra, geride kalanları, yerle bir ettik. Muhakkak siz, onlara, gündüzleyin,
Ve geceleyin uğruyorsunuz. Akletmiyor musunuz?
[SAFFAT( 37)/ 133-138]
Şüphesiz, Şi'ra (yıldızı)nın Rabb'i O'dur.
Muhakkak, önce gelen Ad (Kavmi'ni), O(Allah) yıkıma uğrattı.
Ve Semud'u da bırakmadı.
Daha önce Nuh Kavmi'ni de. Çünkü onlar, daha zalim ve daha azgındılar.
Altı üstüne gelen (Lut Kavmi'ni) de, O,(Şi'ra ile) yerin dibine geçirdi.
Örten, (Lut kavmini) örttü-kapladı.
[NECM (53)/ 49-54]
Lut Kavmi, uyarıları(korkutmaları), yalanladı.
Biz de, onların üzerine, Lut ailesi müstesna; 'taş-dolu kasırgası gönderdik
'. Onları seher (tan) vakti kurtardık.
[KAMER (54)/ 33-34]
LUT'UN KARISI: "TUZ DİREĞİ OLDU"
Bu olayın Tevrat'ta anlatımı ise şöyledir:
"Ve
Lut,
Tsoara geldiği zaman, Güneş yer üzerinde doğmuştu. Ve
Rab,
Sodom ve
Gomorra üzerine, göklerden "kükürt" ve"ateş" yağdırdı. Ve o
Şehirleri, ve bütün
havzayı; şehirlerde oturanların hepsini ve toprağın nebatını "altüst etti." Fakat karısı, onun arkasından geriye baktı ve bir "tuz direği" oldu. Ve
İbrahim sabahleyin erkenden kalkıp,
Rabb'in önünde durduğu yere gitti. Ve
Sodom ve Gomorra'ya ve bütün
havza memleketine doğru baktı. Ve gördü. Ve işte yerin dumanı, "ocak dumanı" gibi çıkıyordu." (
Tevrat, Tekvin 19: 23, 28)
Ekim 2007
Erdal Nevruzoğlu
yaklasansaat.com
Kaynaklar:
1)
Kur'an-ı Kerim
2)
Tevrat
3) Elmalı'lı Muhammed Hamdi Yazır, "
Hak Din Kur'an Dili", C.7, Eser Neşriyat, 1979.
4)
İbn Kesir Tefsiri, çev. Dr. Bekir Karlığa, Dr. Bedrettin Çetiner, C. 6, Çağrı yy, İst, 1984.
5) Taberi, "
Milletler ve Hükümdarlar Tarihi", çev. Z.Kadiri Ugan, Ahmet Temir, M.E.Basımevi, İstanbul, 1991.
6) Werner Keller, Und die Bibel hat doch recht (The Bible as History; a Confirmation of the Book of Books), New York 1956.
7) G. Ernest Wright, "
Bringing Old Tes tament Times to Life", National Geographic, Vol. 112, Aralık 1957.