Yunan Dünyası içinde ele alınan dönem özelliklerine bakılacak olursa, M.Ö
7. yy öncesindeki süreci karsılayan dönemde, Hellen kültürünün temellerini
olusturan bir kültür atmosferi söz konusudur. Minos Uygarlıgı (M.Ö 1600 2800),
Myken Uygarlıgı (M.Ö 1200 1600) ve Dor göçleri ile birlikte olusan Geometrik
Dönem bu atmosferin ortak paydalarıdır. Bütün bu kültür asamaları, her alanda
Yunan varlıgını etkilemistir.40
Dogallıkla mimari ve dolayısıyla da sunaklar da bu etkilesimden nasibini
almıs, Tunç Çagından itibaren gelisen Yunan ve Pre Yunan Dünyası içinde
sunaklar, yeni yeni ortaya çıkan ancak görüldügü günden itibaren önemli bir
konumda bulunan bir kutsal öge halinde karsımıza çıkmıstır.
Mimaride yer eden bu kutsal ögenin temelinin nereden geldigi sorusu burada
önem kazanmaktadır. Özellikle tapınak ve daha da önemlisi sunakların çıkıs
noktasını olusturdugu düsünülen kutsal agaç tapımı (agacın bir ruhu olduguna
inanma ve onları kutsal sayma) sözü edilmesi gereken önemli noktalardan biridir.
Agaç tapımının Yunan-Roma mitolojisinde de yeri bulunmaktadır. Örnegin mese
agacı Zeus, defne agacı Apollon, zeytin agacı Artemisin barınagıdır.41 Çalısmada
da yer alan bir sunagın agaç tapımı ile ilgili kökene sahip oldugu sanılmaktadır. M.Ö
10 yya tarihlenen Samos Heraionunda bulunan sunak ( Katalog No: 2, Levha:2B) de
bu temelden gelmektedir.
40 Kronoloji için bkz. Saltuk,1997, s.230-2
41 Hançerlioglu, 1975, s.22
31
Kutsal agaç tapımı ile beraber, günlük kullanım ögelerinin (ocak, kuyu vb.)
giderek kutsallastırılmasının söz konusu oldugu bu dönemin özelliklerine bakılacak
olursa, M.Ö 10. ve 9.yylarda yeni ve bagımsız sunak yapılarının ortaya çıkmasından
çok, din düsüncesinde ve inançlardaki degisim nedeniyle varolan sunak tiplerinde bir
evrimden bahsedilmektedir. Bunun nedeni de sunakların bu evrim neticesinde
farklılasmasıdır. nançlarda ortaya çıkan yenilikler sonucunda yanık et sunusu ortaya
çıkmıs ve kısa sürede de popüler hale gelmistir. Bunun sonucunda sunakların fiziksel
yapısı da degisime ugramıstır. M.Ö 1.binyıl öncesinde ne Kıbrısda ne de Egede
görülen bu degisim, Yunan sunaklarının temellenmesinde önemli rol oynamaktadır.
M.Ö 1.binyılın basında birdenbire ortaya çıkan büyük boyutlu ve tas isçiligine sahip
sunak tipleri söz konusudur. Minos-Myken temelli olmayan bu tipin nereden
temellendigi sorusu, arastırmacıları; muhtemelen Dor kabilelerden alınan ya da
gelistirilerek kullanılan bir tipe götürmektedir. Dönem içinde, Yunanistan ve Egede
duraklayan Dor kabilelerin varlıgı ve degisen din anlayısı, bu düsünceye zemin
olusturmaktadır. Ancak diger tipler ve eskiden beri varlıgını sürdüren sunu biçimleri
de devam etmektedir. Bu durumda Geometrik ve özellikle Klasik Öncesi Dönemde
sunak mimarisi tümüyle Minos-Myken temelli olmamakla beraber, din anlayısı
benzerlikler gösterir denilebilir.42
Temeli tek bir uygarlıkta bulunmayan ve muhtemelen birçok yerden evrilerek
Arkaik Öncesi Döneme kadar gelen sunak mimarisinin ilerlemesi, gelismesi ve
önem kazanması söz konusudur. Özellikle Myken Uygarlıgı ve Geometrik
Dönemden itibaren gelisen ve gelismekte olan mimari ile yine yukarıda belirtilen tas
isçiliginin ilerleyisi diger tüm mimari ögelerle beraber sunak ögesinin de önemli bir
konuma gelmesine zemin hazırlamıstır. Özellikle ocak, kuyu, kül, terra-cotta obje
gibi günlük kullanım ögeleri de bu konuma katkıda bulunmustur.43 Hellenler eski
kutsal alanları benimsemeyi de bir ödev saymıslar; eski tanrılara sunaklar adamıslar
sonra da kutsal alanlara Hellen tanrılarını yerlestirerek buraları kendilerine özgü
biçimde gelistirmislerdir. Kült, kurallara uygun sürdürülecekse, bir de sunak gerekir
çünkü sunak kutsal alanın asıl niteligidir. Sunak dısında kutsal alana, belki tanrının
bir heykeli dikilebilir, belki de bir tapınak yapılabilirdi. Daha sonralarıysa genis
42 Yavis, 1949, s.76
43 Bkz. Diger Sunak Tipleri, s. 41
32
kutsal alanlara çok çesitli yapılar eklendi.44
Tarihsel gelisimle dogru orantılı ilerleyen bu degisim içerisinde, M.Ö
10.yyda sunak kavramı artık evrensel boyutta kendini kabul ettirmistir. Özellikle
dönem özellikleri arastırıldıgında Minos Myken orijininin yanısıra, farklı
prensiplerde ve dönemlerde çok degisik cografi alanlarda degisik tiplerin görülmesi
söz konusudur. 45 Buna örnek olarak aynı yüzyıl içerisinde (M.Ö 10.yy) görülen Dor
düzenli Sparta Orthia (Katalog No:1) ve on düzenli Samos ( Katalog No: 2)
verilebilir.
Sabit sunaklara bakılacak olursa, Egede özellikle M.Ö 10. yydan itibaren
çok daha sık görülmeye baslanan sabit sunak tipleri her dönemde oldugu gibi, Arkaik
Öncesi Dönemde de, erken örneklerine oranla daha gelismis olarak ortaya çıkar.
Temelinde Minos-Myken örneklerine benzerlik bulunur. Bu dönemden sonra
özellikle M.Ö 9.yy da karsımıza alçak anıtsal (Katalog No:1, 7, 13, 15, 16, 28, 52 ve
77 ile Levhalar: 2A, 4A, 5B, 9A) ve kuyu tipi (Katalog No: 152, 153, 155-161 arası
örnek olarak verilebilir.) sunaklar yogun biçimde gelmektedir. Ancak bu iki tip
Minos-Myken orjinli olarak kabul görmemektedir.46
Çalısmada ele alınan ve Arkaik Öncesi Döneme tarihlenen 7 adet sabit
sunaktan en erken tarihe verilen örnek, Spartada bulunan Artemis Orthia Kutsal
Alanından Artemis Orthia II sunagıdır. (Katalog No:1 Levha:2A) Dikdörtgen plana
sahip bu sunak, C.G Yavis tarafından alçak anıtsal olarak degerlendirilmistir. 9 x
1.50 m. ölçülerinde yapılan bu örnek, M.Ö 9. yya tarihlenmektedir. Çalısma içinde
katalogda kullanılan ve Samos Heraionundan ele geçen 4 sunak da Arkaik öncesi
sabit sunaklara örnek verilebilir. Samosda bulunan ve Samos III IV V ve VI
olarak adlandırılan sunaklar basamaklı anıtsal olarak degerlendirilmis ve Katalog No:
2,3,4,5 olarak numaralanmıstır. Samosda bulunan bu sunaklar, Arkaik Öncesi
Dönemdendir ve sırasıyla Samos III M.Ö 8.yy ilk yarı, Samos IV ve V M.Ö 8.yy
2. yarı, Samos VI M.Ö Erken 7.yy seklinde tarihlenir. Bu örneklerin ardından
44 Whcherley, 1993, s.80
45 Boardman, 1996, s.29 ve 48
46 Yavis, 1949, s. 119
33
çalısmada Arkaik Öncesi Sabit Sunaklara ait katalog bölümünde, C.G Yavis47
tarafından, basamaklı anıtsal sunak olarak adlandırılan iki sunak ele alınmıstır. M.Ö
7.yya tarihlenen Olympia Hera ( Katalog No:6) ve Selinus Demeter Malophoros
kutsal alanında bulunan M.Ö 7.yya ait sunak (Katalog No:7) incelenmistir.
Bu sunak örneklerinin geneline bakıldıgında, dönem mimarisine benzer
biçimde, sonraki dönemlere oranla daha alçak ve dikdörtgen bir form içinde
oldukları gözlenmektedir. Bu örnekler Arkaik Öncesi Dönem sabit sunak
mimarisinin de bir özeti biçimindedir. Buna göre daha büyük boyutlara sahip ölçüler,
tas malzeme kullanımı ve özellikle yerel tanrılara adanan sunak örneklerinin
dönemin sunak mimarisi karakteristigini olusturdugu öngörülmektedir. Elde bulunan
verilere dayanılarak ve kazısı yapılarak arastırılmıs Arkaik Öncesi Dönem sabit
sunak örneklerinin bu özellikleri birçok örnekte aynı olmakla beraber istisnai ögeler
de söz konusu olabilmektedir.
7. yy öncesindeki süreci karsılayan dönemde, Hellen kültürünün temellerini
olusturan bir kültür atmosferi söz konusudur. Minos Uygarlıgı (M.Ö 1600 2800),
Myken Uygarlıgı (M.Ö 1200 1600) ve Dor göçleri ile birlikte olusan Geometrik
Dönem bu atmosferin ortak paydalarıdır. Bütün bu kültür asamaları, her alanda
Yunan varlıgını etkilemistir.40
Dogallıkla mimari ve dolayısıyla da sunaklar da bu etkilesimden nasibini
almıs, Tunç Çagından itibaren gelisen Yunan ve Pre Yunan Dünyası içinde
sunaklar, yeni yeni ortaya çıkan ancak görüldügü günden itibaren önemli bir
konumda bulunan bir kutsal öge halinde karsımıza çıkmıstır.
Mimaride yer eden bu kutsal ögenin temelinin nereden geldigi sorusu burada
önem kazanmaktadır. Özellikle tapınak ve daha da önemlisi sunakların çıkıs
noktasını olusturdugu düsünülen kutsal agaç tapımı (agacın bir ruhu olduguna
inanma ve onları kutsal sayma) sözü edilmesi gereken önemli noktalardan biridir.
Agaç tapımının Yunan-Roma mitolojisinde de yeri bulunmaktadır. Örnegin mese
agacı Zeus, defne agacı Apollon, zeytin agacı Artemisin barınagıdır.41 Çalısmada
da yer alan bir sunagın agaç tapımı ile ilgili kökene sahip oldugu sanılmaktadır. M.Ö
10 yya tarihlenen Samos Heraionunda bulunan sunak ( Katalog No: 2, Levha:2B) de
bu temelden gelmektedir.
40 Kronoloji için bkz. Saltuk,1997, s.230-2
41 Hançerlioglu, 1975, s.22
31
Kutsal agaç tapımı ile beraber, günlük kullanım ögelerinin (ocak, kuyu vb.)
giderek kutsallastırılmasının söz konusu oldugu bu dönemin özelliklerine bakılacak
olursa, M.Ö 10. ve 9.yylarda yeni ve bagımsız sunak yapılarının ortaya çıkmasından
çok, din düsüncesinde ve inançlardaki degisim nedeniyle varolan sunak tiplerinde bir
evrimden bahsedilmektedir. Bunun nedeni de sunakların bu evrim neticesinde
farklılasmasıdır. nançlarda ortaya çıkan yenilikler sonucunda yanık et sunusu ortaya
çıkmıs ve kısa sürede de popüler hale gelmistir. Bunun sonucunda sunakların fiziksel
yapısı da degisime ugramıstır. M.Ö 1.binyıl öncesinde ne Kıbrısda ne de Egede
görülen bu degisim, Yunan sunaklarının temellenmesinde önemli rol oynamaktadır.
M.Ö 1.binyılın basında birdenbire ortaya çıkan büyük boyutlu ve tas isçiligine sahip
sunak tipleri söz konusudur. Minos-Myken temelli olmayan bu tipin nereden
temellendigi sorusu, arastırmacıları; muhtemelen Dor kabilelerden alınan ya da
gelistirilerek kullanılan bir tipe götürmektedir. Dönem içinde, Yunanistan ve Egede
duraklayan Dor kabilelerin varlıgı ve degisen din anlayısı, bu düsünceye zemin
olusturmaktadır. Ancak diger tipler ve eskiden beri varlıgını sürdüren sunu biçimleri
de devam etmektedir. Bu durumda Geometrik ve özellikle Klasik Öncesi Dönemde
sunak mimarisi tümüyle Minos-Myken temelli olmamakla beraber, din anlayısı
benzerlikler gösterir denilebilir.42
Temeli tek bir uygarlıkta bulunmayan ve muhtemelen birçok yerden evrilerek
Arkaik Öncesi Döneme kadar gelen sunak mimarisinin ilerlemesi, gelismesi ve
önem kazanması söz konusudur. Özellikle Myken Uygarlıgı ve Geometrik
Dönemden itibaren gelisen ve gelismekte olan mimari ile yine yukarıda belirtilen tas
isçiliginin ilerleyisi diger tüm mimari ögelerle beraber sunak ögesinin de önemli bir
konuma gelmesine zemin hazırlamıstır. Özellikle ocak, kuyu, kül, terra-cotta obje
gibi günlük kullanım ögeleri de bu konuma katkıda bulunmustur.43 Hellenler eski
kutsal alanları benimsemeyi de bir ödev saymıslar; eski tanrılara sunaklar adamıslar
sonra da kutsal alanlara Hellen tanrılarını yerlestirerek buraları kendilerine özgü
biçimde gelistirmislerdir. Kült, kurallara uygun sürdürülecekse, bir de sunak gerekir
çünkü sunak kutsal alanın asıl niteligidir. Sunak dısında kutsal alana, belki tanrının
bir heykeli dikilebilir, belki de bir tapınak yapılabilirdi. Daha sonralarıysa genis
42 Yavis, 1949, s.76
43 Bkz. Diger Sunak Tipleri, s. 41
32
kutsal alanlara çok çesitli yapılar eklendi.44
Tarihsel gelisimle dogru orantılı ilerleyen bu degisim içerisinde, M.Ö
10.yyda sunak kavramı artık evrensel boyutta kendini kabul ettirmistir. Özellikle
dönem özellikleri arastırıldıgında Minos Myken orijininin yanısıra, farklı
prensiplerde ve dönemlerde çok degisik cografi alanlarda degisik tiplerin görülmesi
söz konusudur. 45 Buna örnek olarak aynı yüzyıl içerisinde (M.Ö 10.yy) görülen Dor
düzenli Sparta Orthia (Katalog No:1) ve on düzenli Samos ( Katalog No: 2)
verilebilir.
Sabit sunaklara bakılacak olursa, Egede özellikle M.Ö 10. yydan itibaren
çok daha sık görülmeye baslanan sabit sunak tipleri her dönemde oldugu gibi, Arkaik
Öncesi Dönemde de, erken örneklerine oranla daha gelismis olarak ortaya çıkar.
Temelinde Minos-Myken örneklerine benzerlik bulunur. Bu dönemden sonra
özellikle M.Ö 9.yy da karsımıza alçak anıtsal (Katalog No:1, 7, 13, 15, 16, 28, 52 ve
77 ile Levhalar: 2A, 4A, 5B, 9A) ve kuyu tipi (Katalog No: 152, 153, 155-161 arası
örnek olarak verilebilir.) sunaklar yogun biçimde gelmektedir. Ancak bu iki tip
Minos-Myken orjinli olarak kabul görmemektedir.46
Çalısmada ele alınan ve Arkaik Öncesi Döneme tarihlenen 7 adet sabit
sunaktan en erken tarihe verilen örnek, Spartada bulunan Artemis Orthia Kutsal
Alanından Artemis Orthia II sunagıdır. (Katalog No:1 Levha:2A) Dikdörtgen plana
sahip bu sunak, C.G Yavis tarafından alçak anıtsal olarak degerlendirilmistir. 9 x
1.50 m. ölçülerinde yapılan bu örnek, M.Ö 9. yya tarihlenmektedir. Çalısma içinde
katalogda kullanılan ve Samos Heraionundan ele geçen 4 sunak da Arkaik öncesi
sabit sunaklara örnek verilebilir. Samosda bulunan ve Samos III IV V ve VI
olarak adlandırılan sunaklar basamaklı anıtsal olarak degerlendirilmis ve Katalog No:
2,3,4,5 olarak numaralanmıstır. Samosda bulunan bu sunaklar, Arkaik Öncesi
Dönemdendir ve sırasıyla Samos III M.Ö 8.yy ilk yarı, Samos IV ve V M.Ö 8.yy
2. yarı, Samos VI M.Ö Erken 7.yy seklinde tarihlenir. Bu örneklerin ardından
44 Whcherley, 1993, s.80
45 Boardman, 1996, s.29 ve 48
46 Yavis, 1949, s. 119
33
çalısmada Arkaik Öncesi Sabit Sunaklara ait katalog bölümünde, C.G Yavis47
tarafından, basamaklı anıtsal sunak olarak adlandırılan iki sunak ele alınmıstır. M.Ö
7.yya tarihlenen Olympia Hera ( Katalog No:6) ve Selinus Demeter Malophoros
kutsal alanında bulunan M.Ö 7.yya ait sunak (Katalog No:7) incelenmistir.
Bu sunak örneklerinin geneline bakıldıgında, dönem mimarisine benzer
biçimde, sonraki dönemlere oranla daha alçak ve dikdörtgen bir form içinde
oldukları gözlenmektedir. Bu örnekler Arkaik Öncesi Dönem sabit sunak
mimarisinin de bir özeti biçimindedir. Buna göre daha büyük boyutlara sahip ölçüler,
tas malzeme kullanımı ve özellikle yerel tanrılara adanan sunak örneklerinin
dönemin sunak mimarisi karakteristigini olusturdugu öngörülmektedir. Elde bulunan
verilere dayanılarak ve kazısı yapılarak arastırılmıs Arkaik Öncesi Dönem sabit
sunak örneklerinin bu özellikleri birçok örnekte aynı olmakla beraber istisnai ögeler
de söz konusu olabilmektedir.