Avlanma Ve Avlama Kutbunda Âhenk | Define işaretleri ve anlamları

Avlanma Ve Avlama Kutbunda Âhenk

Lacivert24

Extra/Dini Konular
Admin
Katılım
20 Ocak 2013
Mesajlar
7,877
Beğeni
22,538
Puanları
113
Konum
Erzincan
Avlanma ve Avlama Kutbunda Âhenk
/

Kâinatın nizamı, dengeyi kuracak bir ölçü ve hikmet üzerine yaratılmıştır. Bu dengeyi cansız kütlelerde gördüğümüz, bilhassa büyük cisimlerin hareket ve vaziyetlerinde hayretle seyrettiğimiz gibi, canlılar âleminde daha değişik şekilde müşâhede ederiz. Hiçbirşey kendi haline bırakılmamış, başı boş salıverilmemiştir. Eğer öyle olsaydı, kör, şuursuz maddeler ve nasıl bir netice vereceği belli olmayan tesadüfler nizam ve intizamı alt üst ederdi. Hatta sineklerle baş edemezdik. Çünkü yazın üç ayında bunlardan bir çifti 191 000 000 000 000 000 000 adet üreyebilmektedir. Bir sene içinde dünyanın etrafını iki metre boyunda sinek kaplayınca yaşama imkânımız bile olmazdı. Halbuki çok muhteşem bir plânla bu ve buna benzer bütün problemler halledilmektedir.



Tabiatta mükemmel bir denge vardır. Herşey karşılıklarına göre yaratılmış, birine, diğerine göre vaziyet verilmiştir.

Tabiî ormanlarda yırtıcı hayvanlarla diğer hayvanların nasıl bir denge içinde yaşadığı bilinmektedir. Fakat yırtıcı hayvanların azaltıldığı milli parklarda bu dengenin menfi yönde bozulduğu, zebra, gazel gibi hayvanların çoğalmalarına rağmen, çeşitli hastalıklara yakalandıkları ve pasifleştikleri görülmüştür.

Yapılan araştırmalarda, tabiî vasatın, mevcut bazı istidatların gelişmesinde önemli rol oynadığı tesbit edilmiştir.

Zaire milli parkında bulunan araştırıcılar, göz alabildiğine uzanan savanlar arasında iki antilopun huzursuzlaştıklarını farke-derler. Daha dikkatli bakıldığında ise, antiloplara 300 metre uzaklıkta ortak bir av stratejisi hazırlayan iki arslan göze çarpar. Arslanlara yakın olan antiloplardan biri huzurludur ve sanki tehlike yokmuşcasına otlamaya devam eder. Diğer antilop daha uzak olduğu halde dengesini kaybetmiş gibidir. Seçildiğini hissetmesine rağmen avcı arslanların elinden kurtulamaz ve kısa bir mücadele sonunda avlanır.

Hâdiselerin gelişigüzel cereyan etmediğini gösteren bir başka tabloyu ise leoparlar gerçekleştirmektedirler. Bu mahlûklar herbirinin bir ton gelebileceği antilop sürüsüne yaklaşırlar. Antiloplar ise etten bir duvar haline gelip müdafaa durumuna geçebilecekleri halde oralı değillerdir. Böylesine aldırışsız ve sakin duran sürünün içindeki bir antilop ise heyecanlı hareketleriyle hemen kendini belli etmektedir. Sanki diğer hemcinslerinin bilmediği birşeyi hissetmektedir. Leoparlar sürüye yaklaşarak huzursuzluğu başlatırlar. Hayvanlar, fırtına yaklaşıyormuşcasına gerilime girerler. Aniden saldırı başlar. Leopar çok hızlı hareket edebilen antilopların peşinden koşarak önceden tesbit ettiği heyecanlı antilopa yönelir. Seçilen antilop, leopar kendisine yaklaştığında sanki felç olmuş gibidir. Çok kısa bir mücadele sonunda leoparın öldürücü dişleriyle hayata veda eder. Avın yakalanmasıyla birlikte sürü, gerginlikten kurtulmuş olarak normal hayatlarına devam eder.

Avı yakalamanın yanısıra ona öldürücü darbeyi indirecek boğazlama da mühimdir. Buna göre arslan , leopar, kaplan ve panterler avlanmalarında üç yol takip ederler: Av, ya boynun arkasından omurilikle irtibat kesilecek şekilde veya sadece gırtlaktan vurulur; yahut da avın ağzından tutularak boğulması sağlanır.

Avlanan ve av arasındaki bunca alâkayla beraber her iki tarafın uyku husu-sîyetleri de gerçekten enteresandır. Davranış araştırıcısı Prof. Paul Leyhausen bu sahadaki tecrübelerinde bir avcı hayvanın hayatında uykunun çok mühim yer işgal ettiğini görmüştür. Afrika'da gözlenen bir hadisede, avdan sonra diğer avcı hayvanlar beslenmeye başladıkları halde dişi arslan, yemekten önce yarım saat uykuya dalmıştır. Çünkü araştırmalarda arslanların günde 20 saat uyudukları ortaya çıkarılmıştır. Bu kadar uzun süre uyumadıkları taktirde sağlıkları bozulacağı gibi ölme ihtimalleri de vardır. Buna karşılık av olabilecek canlılar, günde 20 dakikadan fazla uykuya dalamazlar.

Meselâ zebralar sürü halinde bulundukları halde hiçbiri endişesiz olarak gözlerini günde 20 dakikadan fazla kapayamaz. Zürafaların durumu daha da enteresandır. Hilkatin müstesna misâllerinden olan zürafalar, o büyük ve uzun cüsseleriyle günde ancak yedi dakika gibi bir uyku süresiyle yetinirler.

Yapılan araştırmalarda avcı hayvanların sürü içinde farklılıkları olan canlıları seçtikleri de anlaşılmıştır. Meselâ şahin, gri-kahverengi güvercinler içinden beyaz renkli olanı seçer. Yırtıcı kedigiller de sürüden pasif olanları seçmektedirler. Avlanılan sürü içinde hastalıkların yayılmasını önleyen böylesi av seçimi usulünü bu şuursuz yaratıklara acaba kim öğretti?
 

aliveli44

ONURSAL ÜYE
Admin
Super Moderatör
Vip Üye
Katılım
12 Haziran 2012
Mesajlar
11,018
Beğeni
20,956
Puanları
426
Konum
Malatya
Güzel paylaşım
Eline sağlık abi

Mekanı TapaTalk dan Takip Ediyor
 
Üst Alt