Avrupa Seyahatnamelerinde Osmanlı Toplum Yapısı | Define işaretleri ve anlamları
  • Hoş Geldin Ya Şehr-î Ramazan

Avrupa Seyahatnamelerinde Osmanlı Toplum Yapısı

Lacivert24

Extra/Dini Konular
Admin
Katılım
20 Ocak 2013
Mesajlar
7,758
Beğeni
22,056
Puanları
113
Konum
Erzincan
Avrupa Seyahatnamelerinde Osmanlı Toplum Yapısı


Osmanlı Türklerinin bu kadar küçük bir başlangıçtan, o kadar elverişsiz şartlar altında, bu derece sürekli bir devlet kudretine erişmesi, cihan tarihinin en fevkalade tezahürlerinden biridir. Osmanlıların Yakın Doğuda yerlerine geçen Avrupalı veya yerli hiçbir devlet, bu bölgeyi Osmanlılar kadar iyi idare edememişlerdir. Avrupa devletleri, Osmanlılardan aldıkları ülkeleri ancak zulümle yönetebilmişlerdir. (Toynbee)

Doğuya ve onun en mühim temsilcisi olan Osmanlı Devletine seyahat eden Avrupalı seyyahlar, Osmanlı Devleti’nin son döneminde devlet kademelerinde vazife almış kişiler, gezi müşahedelerini kaleme almışlardır. İslam dinini Avrupa’da temsil eden Osmanlı Devleti olduğu için daima Müslümanlara Türk diye hitap edilmiştir. Notlarda geçen Türk kelimesinden de bu anlaşılmalıdır. Biz sadece bu kişilerin gördüklerini aktarmakla iktifa edip değerlendirmeyi okuyuculara bırakacağız.

‘Türkler, ciddi vakur ve büyük bir millet olmakla be- beraber öğünmezler, öğünenleri de sevmezler. Verdikleri sözün, yaptıkları vaadin esiridirler. Din farkı gözetmeksizin bütün insanlara aynı şekilde muamele ederler. Başkalarının hakkını yemekten çok korkarlar. Bütün endişeleri helal ile haramı karıştırmaktır. Çocuklar da çok dürüsttür, yolda birşey bulunca derhal sahibini aramaya başlarlar. Türklere göre fazla tevazu dalkavukluk ve vakara aykırı fakat saygısızlık daha büyük kusurdur. Türkiye’de nezaket insanların tabiatı icabıdır. Avrupa’daki gibi yapmacık sahte nezaket bilinmez. Nezaket milli bir karakterdir. Dilleri mantıklı ve ahenkli olup adeta musiki gibidir. Türkler kâinatın en nazik insanlarıdır.”

‘‘Kibir ve gurur ayıp sayılır; hele gerçekten yüksek makamı işgal eden birisinin kibir göstermesi çok daha garip karşılanır. Resmi törenlerde teşrifatçılar padişahın yüzüne karşı (gururlanma padişahım senden büyük Allah var) diye hitap ederler. Padişah halkın genel mirasçısı sayılmasına rağmen onların toprağına malına hiç bir zaman el sürmeyi aklından bile geçirmez.’

‘‘Örtüsüyle birer iffet abidesi olan Osmanlı kadını sokağa çıktığında en küçük bir saygısızlık görmez. Türklerin kadınlara muameleleri bütün milletlere örnek olmalıdır.” Biz yabancıların dikkatini çeken diğer bir hususta sokaklarda ahlak dışı hareketlere bilhassa kadınlara karşı kesinlikle rastlanmasıdır. Sokaklarda sarhoş erkeğe veya kadına hiç bir yerde rastlanmaz. Şayet bir sarhoş görürseniz bunun bir gayr-i müslim olduğuna emin olabilirsiniz. Bizdeki hemen her kavganın hatta cinayetin sebebinin sarhoşluğa dayandığı hatırlanırsa bunun ne demek olduğu daha iyi anlaşılır.’
‘Türkler çok temizdir. Avrupa’daki birçok hastalık mesela frengi (frengi birinci dünya savaşı sonuna kadar Türk toplumuna yabancı olup ihtilalden sonra Rusya’dan kaçanların İstanbul’a geldikten sonra yaydıkları bir hastalıktır), bu teb’ada meçhuldür.”
“En fakir bir Türk köylüsünün evinin temizliği hayrete şayandır. Türk Hastaneleri Avrupa hastanelerinden çok daha temizdir. Avrupa’da ise temizlik henüz yarım asır önce başlayabilmiştir.” Yere tükürmek bir Frenk âdetidir ve bu milletçe hayret mevzuudur, çünkü Türkler mendilin açar öyle tükürür. (Mendil Osmanlı toplumunun Avrupa’ya hediyelerinden birisidir).”

‘‘Bu milletin fertleri hayır yapmak için birbirleriyle yarışırlar. Hatta aklın alamayacağı derecede hayır yapan insanlara rastlanmaktadır. Şam’daki kedi ve köpek hastaneleri buna güzel bir misaldir.”“Kedilere köpeklere kendi elleri ile yemek veren anlı şanlı vezirler gördüm.” ”İhtiyacı olmadıkça ağaç kesmek ayıp telakki edilmiştir.’’ Türk tüccarı son derece namusludur. Yoksul çobanlar dağ başında yolculara ikramda bulunur İstanbul’da 100 tane muazzam teşkilatlı hastane, 417 kervansaray, 5935 çeşme ve sebil olup bunların hepsi hayrattır.” “Bunlardan müslim, gayr-i müslim herkes faydalanır. Beyazıt Camii önünde her cuma köpeklere yemek verilir.”

Dünyada en iyi asayiş Osmanlı devletindedir. Hiçbir devletin teşkilatı daha düzenli değildir. Başka memleketlerde hilkati ürperten, mahkemeleri utandıran, insanlık şerefini ihlal eden vahşet olayları bu toplumda görünmez. Gece olsun gündüz olsun imparatorluğun bütün şehirlerinde tam bir emniyet vardır
“Akıncı bir ruba sahip olan bu insanlar zannederim hala onun özlemi içindedirler. At sırtında olmak selamlık dairesinin ipekli yastıkları üzerinde olmaktan daha mesut ediyor onları, fakat o zaman neticenin ne olacağını yarın siz düşünün?”


1. Y. Öztuna: Osmanlı Devleti Tarihi, c.II
2. Mrs. Max Müller: Türkiye Mektupları.
3. Stanlard Lewis: Osmanlı Uygarlığı.
 

bebe555

Kullanıcı
Katılım
8 Ekim 2014
Mesajlar
1,571
Beğeni
4,307
Puanları
113
Konum
Sanatkar el öpmez; sanatkarın eli öpülür
Birde baba nurettin kargi diye bi arkadasim vardi erzincanli askerde senden iyi olmasin usta birligine beraber girdik kapidan aksam oldu yeme beraber gittik ben sigara icicem dedi disariya cikti sonra nurettini aradim o gene firara etmis saat 10da sayimda ogrendim firari ettini kiz meselesi yuzunden kacti nobetci bas cavus bizi gece 10dan sahba 7 kadar surundurdu kamufilas paran parca oldu ama olsun erzincanli bir dostum vardi onun cani sagolsun dedim baba seninle konustumu ep aklima geliyor
 

ikizceli

çalışmalarınızı yasal yapınız.
Vip Üye
Katılım
11 Eylül 2013
Mesajlar
7,166
Beğeni
25,688
Puanları
113
Yaş
67
Konum
ORDU- SAMSUN-ANKARA
Baba ilk okul 3 ten terktim senin bu bilgilerini okuya okuya unuversite mezunu olcam bi gidisle:)
OLMASINA OLACAKSIN BİZDE İNANIYORUZ DA ,ALLAH ismini hep noksan yazıyorsun,bazılarını düzeltiyorum. önceliğin o olsun bir görelim.kusura bakmayacaığın ve hoşgöründen cesaret alarak, yazıyorum. yoksa haddime bile değil. sağlıcakla. seni seviyoruz.
 
Üst