Azrail'in Güzelliği | Define işaretleri ve anlamları

Azrail'in Güzelliği

Lacivert24

Extra/Dini Konular
Admin
Katılım
20 Ocak 2013
Mesajlar
7,877
Beğeni
22,538
Puanları
113
Konum
Erzincan



-Onk. Dr. Haluk Nurbaki'den gerçek bir hatıra:

Ben, 40 yıllık bir kanser uzmanı olarak maddeyi aşan sayısız olayla karşılaştım ve bunları, o
olaya şahit olanlarla birlikte belgeleyerek özel bir arşiv yaptım.
Bunlardan 1976 yılında yaşanmış bir olayı size nakletmek istiyorum.
Kanser hastanesinde başhekimken Serap adında genç bir hanım hastam vardı.
Bu hastam göğüs kanserine yakalanmış ve tedavi için yurt dışına gitmek istemesine rağmen, bazı
formaliteler sebebiyle o imkanı bulamamıştı.
Serap'ı özel bir ilgiyle bizzat ben tedavi altına aldım. Ve kısa bir süre sonra da iyileştiğini gördüm. Ancak Serap'ın da bütün diğer kanserliler gibi ilk 5 yıllık süreyi çok dikkatli geçirmesi gerekiyordu. Bir iş kadını olan Serap, 4 yıl kadar sonra 1 ihale için İzmir'e gitmek istedi.
Kış aylarında olduğumuz için uçakla gitmesi şartıyla kabul ettim.
Maalesef bilet bulamamış ve benden habersiz bindiği otobüsün kaza geçirmesi üzerine 6 saat kadar mahsur kalmış.
Dönüşünden kısa 1 süre sonra kanser, kemik ve akciğerine yayıldı.
Serap bacak kemiklerindeki metastaz nedeniyle yürüyemez hale gelirken, hastalığın akciğerdeki tezahürü sebebiyle de devamlı olarak oksijen cihazı kullanıyor ve söylediği her kelimeden sonra ağzını o cihaza yapıştırarak nefes almak zorunda kalıyordu.
Evine gittiğim gün, yine güçlükle konuşarak: ''Doktor bey,'' dedi.
''Ben size...dargınım.''
''Niçin?" diye sordum.
"Siz...dindar bir insanmışsınız. Niçin bana da, 'ı, ölümü, ahireti anlatmıyorsunuz?"
Dini inançlarının çok zayıf olduğunu bildiğim için bu teklif karşısında oldukça şaşırdım.
O'nu üzmemeye çalışarak:
"Doktora ulaşmak kolaydır'' dedim.
''Parayı bastırdın mı istediğine tedavi olursun. Ancak iman tedavisi için gönülden istek duymalısın..."
Konuşmaya mecali olmadığından "Ben o isteği duyuyorum" manasında başını salladı.
Artık ümitsiz bir tıbbi tedavinin yanı sıra, ebedihayatın ve saadetin reçetesi olan iman derslerimiz başlamış ve dersler" hızlandırılmalı öğretime" dönmüştü.
Anlattığım iman hakikatlarını bütün ruhuyla meczediyor ve arada bir soru soruyordu.
Vefatına bir hafta kala:
"Doktor bey,'' dedi. ''Ben ölürken ne söylemeliyim?"
"Senin durumun çok özel" dedim. ''Kelime-i Şehadet sana uzun gelir.
O anı farkedince ''Muhammed'' (s.a.v) sana yeter."
O, haliyle tebessüm ederek yine başını salladı. Çok ıstırabı olduğu için Serap'a sürekli morfin yapıyor ve O'nu uyutmaya çalışıyorduk.
Ben, bir iş seyahati sebebiyle bir müddet ziyaretine gidemedim.
Dönüşümde annesi telefon ederek:
"Serap, bir haftadır morfin yaptırmıyor." Dedi. "Sabahlara kadar inliyor ve çok ıstırap çekiyor.
Hemen eve gittim ve iğne yaptırmamasının sebebini sordum.
Aldığım cevabı hala unutamıyor ve hatırladıkça ürperiyorum.
"Ya morfinin tesiriyle ölüme uykuda yakalanır ve son nefeste "Muhammed" diyemezsem?.
İşte Serap, böyle bir hanımdı.
Bu arada benden istihareye yatmamı ve eğer bir kaç gün daha ömrü varsa,
son günü uyanık kalacak şekilde morfin yaptırılmasını rica etti.
Ben hiç adetim olmadığı halde cuma gününe rastlayan o gece istihareye yattım ve Serap'ın acizliği hürmetine sandığım salı gününe kadar yaşayacağına dair işaret sezdim.
Ertesi gün O'na: "Hiç korkma!" dedim.
"İğneyi vurdurabilirsin. Ve Serap bir veda niteliği taşıyan bu görüşmemizde son sorusunu da sordu:
"Doktor bey...Azrail bana nasıl görünecek?"
"Kızım," dedim. "O bir melek değil mi? Hiç merak etme, sana yakışıklı bir prens gibi gelecektir.
Salı günü Serap'ın ağırlaştığı haberini alınca hemen eve gittim.
Ancak vefatına yetişememiştim. Ailesi tam manasıyla perişandı. Sadece kendisine uzun müddet bakan dindar bir hanım akrabası ayaktaydı ve beni görünce yanıma gelerek:
"Doktor bey, biliyor musunuz, bu evde biraz önce bir mucize yaşandı!" dedi ve devam etti: Serap, bir saat kadar önce oksijen cihazını attı ve "yataktan kalkması imkansız" denmesine rağmen kalkarak abdest aldı, iki rekat namaz kıldı. Bütün ev halkı hayretten donup kaldık.
Ve kelime-i Şehadet getirerek vefat etmeden bir an önce de:
"Doktor bey'e söyleyin, dedi. Azrail, O'nun söylediğinden de güzelmiş!...dedi...
 

walkman

Kullanıcı
Katılım
1 Şubat 2013
Mesajlar
597
Beğeni
1,455
Puanları
93
Lacivert ustam nereden buluyorsun böyle güzel ve etkileyici konuları okurken tüylerim ürperdi. Allah cümlemizi son nefesimizi verirken ehli iman üzerine almasını ve ölüm meleğinin güzel suretiyle karşılaştırmasını nasip eylesin. Ustam Allah razı olsun ellerine sağlık.
 
Son düzenleme:

alaattin

Kullanıcı
Katılım
28 Ağustos 2014
Mesajlar
23
Beğeni
57
Puanları
13
Yaş
49
herkeze nasip etsin böyle güzel olayları rabbim . sizde sevabına nail olursunuz inşallah.serap hanıma köprüde geçitte yardımcı olmuşşsunuz.zaten hayatta böyledir geçitte tanırsın insanları . bu arada kanser uzmanımısınız hocam
 

osi

Kullanıcı
Katılım
17 Mayıs 2013
Mesajlar
646
Beğeni
1,538
Puanları
93
Konum
ankara
lacıvert24 ustam superdı superrrr:):):) ınanan kalbın guzellıgı sagol ustam burda cok ınce bır cızgı var ve sız bunu yakalamıssınız sagol emege saygı
 

Lacivert24

Extra/Dini Konular
Admin
Katılım
20 Ocak 2013
Mesajlar
7,877
Beğeni
22,538
Puanları
113
Konum
Erzincan
herkeze nasip etsin böyle güzel olayları rabbim . sizde sevabına nail olursunuz inşallah.serap hanıma köprüde geçitte yardımcı olmuşşsunuz.zaten hayatta böyledir geçitte tanırsın insanları . bu arada kanser uzmanımısınız hocam

Kıymetli kardeşim yazı bana ait değil Onk. Dr. Haluk Nurbaki beyefendinin başından geçen bir hatırayı paylaştım...
size ve tüm dostlara teşekkür ederim mevlam cümlemize iman nimetiyle çene kapamayı nasip ve ihsan eylesin inşAllah...
 
Üst Alt