Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
''Bana , en sevdiğin hadisi söyle.''
''Bütün hadisler güzeldir.''
Susmuş muydum, aslında ona bu cevabı vererek,bilmiyorum.Ama konuşmak da denmezdi hani.Susmamak için konuşmuştum belki de. Sonrs bir sessizlik oldu,yere baktım.Gördüğüm yer değildi ama. Müthiş bir kırgınlıkla ,hatta kızgınlıkla döndüm kendime. Yok muydu yani? Yüzlerce tanesini ezberlemişken ömrüm boyu, hayatıma yön veren bir tanesi bile yok muydu?
Ben dedi sonra aynı ses.Bir saatlik, tefekkürün, 70 yıllık ibadetten daha hayırlı olduğunu söyleyen hadisi rehber edindim kendime.
...
Ve sonra derin bir sessizlik bunca sesin içinde. Alt olmuştum üstümdeki sesle.
Basit bir soru , ama içinde binlerce cevap. Basit bir cevap ama içinde binlerce susuş.
...
Evdeydim artık , ama her zamankinden bir farkla.Bir farkındalıkla...
Meğer ne çok unutmuşum...''Unuttuğumu dahi hatta''
...
Sonra , müthiş bir arayış.Kim olduğumu önce,neye hizmet ettiğimi, kim için var olduğumu...Vaktinde sormadığım soruların, hala verilmeyen ne kadar cevabı varsa...
...
Yıllar geçti sonra , müthiş bir sorunun karşısındaki , garip susuşumun ardından...Mekan farklıydı ,zaman farklıydı...Ama soru aynı:
''Bana en sevdiğin hadisi söyle''
Düşünmeme gerek yoktu bu sefer.Soru malum, cevap ortadaydı. Ne diyebilirdim ki:
''Kalbinde zerre miktarı iman olan kişi girer cennete.'' demekten başka.Çünkü biliyordum ''zerre miktarı iman nedir ?'' dediklerinde, ''sizler beni ananızdan, babanızdan ve en çok sevdiğiniz şeylerden daha çok sevmezseniz tam iman etmiş sayılmazsınız''dediğini.
Yıllar önce kendime kızdığımda, O'nu gerçekten sevip sevmediğimi sormuştum kendime. O soruyu soranın karşısında ezilip büzülmem bundandı.
Sevmek neydi ki o zamanlar benim için.Adını andığımda yüreğime bçakların saplanması mı? Ya da sabahlara kadar ağlamam mı? ...(!)
Sevmek iki kelimeli bir cümleydi benim için.Dudaklarımdan çıkan , kalbime ulaşamayan.
...
Mekan farklıydı , zaman farklıydı , verilen cevaplarda farklıydı bu kez. Yüreğime mızrak gibi saplanan sorunun, yutkunamadığım cevabıydı bana bunları farkettiren , cevabımı değiştiren .
''Bütün hadisler güzeldir derkenki , yüzüme tokat gibi çarpan mahcubiyetimdi.''
''Mahcubiyetimin ardından,O'nu zerre miktarı sevip sevmediğimi kendime defalarca soruşumdu.''
''Dilimden düşürmediğim ,''Rabbim bana sevmeyi öğret'' duamın sahibi olan bu basit soruydu bütün cevaplarımı değiştiren .
...
Mekan farklı hala, zaman farklı, ben bile aynıyım hatta ama verilen cevaplar farklı.
...
Cevabımı değiştirene hamd olsun..
BETÜL ÖZOĞLU