Bir Keloğlan Masalı; Hanzala | Define işaretleri ve anlamları

Bir Keloğlan Masalı; Hanzala

Lacivert24

Extra/Dini Konular
Admin
Katılım
20 Ocak 2013
Mesajlar
7,877
Beğeni
22,538
Puanları
113
Konum
Erzincan
Bir Keloğlan Masalı; Hanzala

353_010420140231_420333994.jpg



Merve Kurtoğlu
Babası çok geçmeden eve geldiğinde Hanzala, babasına öyle bir sarılmış ki; bir çocuk en sevdiği oyuncağını kimseye kaptırmamak için nasıl sarılıyorsa öyle sarılmış. Ve dışarıdaki işgale dönmüş sırtını. O günden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmamış, artık Hanzala ve arkadaşları misket oynamıyorlarmış sokakta, misket bombaları yağarken. Çünkü onlar savaş meydanlarının küçük direniş erleri olmuşlar.

Müslümanların ilk kıblesi olan Mescid-i Aksa’nın bulunduğu kutsal topraklarda; Filistin’de bir çocuk yaşarmış. Adı Hanzala imiş. Babasının adı Naci El Ali olan Hanzala, babasının göz bebeğiymiş. Onu çok seven babası işten eve her geldiğinde cebinden bir çikolata çıkararak ona verirmiş. Hanzala’nın en çok sevdiği şey arkadaşlarıyla birlikte sokakta oyun oynamakmış. Bir gün Hanzala mahallesine yeni taşınan çocukları fark etmiş, bu çocuklar onlardan çok farklıymış ve sanki mahallenin yeni çocukları onlar değilmiş gibi davranıyorlarmış.

Ilık bir ilkbahar günü Hanzala, Deir Yasin köyündeki evlerinde babasının dönüşünü beklerken dışarıdan çığlık sesleri gelmeye başlamış. Bu seslerden çok korkan Hanzala babasının bir an önce eve gelmesi için Allah‘a dua etmeye başlamış. Hanzala çok korkuyormuş çünkü dışarıdan gelen sesler oyunlarda attıkları sevinç çığlıklarından değilmiş. Kafasını korkuyla pencereden dışarı uzatan Hanzala, gördüğü manzarayı hafızasının bir köşesinde hep muhafaza edecekmiş, çünkü en sevdiği, birlikte Kudüs sokaklarında oyunlar oynadığı arkadaşı tam da onların kapısının önünde yerde kanlar içinde yatıyormuş. Belki de yine oyun oynamaya geliyordu Hanzala’nın yanına, ne de olsa o bir çocuktu. Dakikalar geçmek bilmemiş ve Hanzala o pencere önünde öylece kalakalmış.

Babası çok geçmeden eve geldiğinde Hanzala, babasına öyle bir sarılmış ki; bir çocuk en sevdiği oyuncağını kimseye kaptırmamak için nasıl sarılıyorsa öyle sarılmış. Ve dışarıdaki işgale dönmüş sırtını. O günden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmamış, artık Hanzala ve arkadaşları misket oynamıyorlarmış sokakta, misket bombaları yağarken. Çünkü onlar savaş meydanlarının küçük direniş erleri olmuşlar.

Hanzala’nın babası bir gazetede çizermiş ve tüm Filistin sokaklarına Hanzala’nın sırtı dönük resimlerini çizmeye başlamış. Bu yeni kurulan Siyonist devlete masumane bir tepkiymiş aslında. Hiçbir şeyi anlamadıkları gibi bunu da anlayamamış gözünü kan bürümüş bu katil devlet. Tepki gittikçe büyümeye başlamış, her duvara Hanzala’nın başı kel, yalın ayaklı, sırtı dönük resimleri çizilmeye başlanmış. Buna dayanamayan bu devlet Hanzala‘nın babasını öldürmüş sadece tepki olarak. Hanzala, babasının öldüğü gün tanışmış Yahudi zihniyetiyle. “Ayak tabanınızın bastığı her yer sizin olacak. Sınırınız çölden Lübnan’dan ırmaktan, Fırat ırmağından Garp Denizine kadar olacaktır. Önünüzde kimse duramayacak, Allah’ın izniyle Rab size söylediği gibi dehşetinizi ve korkunuzu ayak bastığınız bütün diyar üzerine koyacaktır. “ (Tevrat, Tekvin Bölümü 12/25)

Tüm Dünya hatta tüm Müslümanlar sessiz kalmış orada olanlara, kimse ses çıkaramamış bu küçük devlete. İstedikleri her şeyi almışlar, önce Deir Yasin köyünden başlamışlar, sonra Safsaf köyü daha sonra Batı Şeria’da bulunan Kibya köyünde devam etmiş katliam ve ilerlemişler, Filistinlileri öldürerek... Hâlâ da ilerlemekteler, kendileri bilmeden. Bir de bu canavar devlet Batı Şeria ve Kudüs çevresine “Güvenlik Duvarı“ adı altında bir utanç duvarı inşa etmiş. 1946’da haritalarda Filistin yazarken, 1947’den sonra Müslümanların olduğu her yere işgalci Yahudiler yerleştirilmiş ve Filistin yazan haritalarda İsrail yazar olmuş. Müslümanlar hayatlarını toplama kamplarında yaşar olmuşlar. Hanzala ve arkadaşları da tank önlerinde şehadet şerbetini içecekleri o günü beklemişler ellerindeki taşlarla.

Hanzala ve arkadaşları o günden beri Mescid-i Aksa‘yı sadece kendi mescitleriymiş gibi korumaya başlamışlar işgalden, tüm buğz eden Müslümanlara karşı. O ilk işgalden beri Hanzala, hiç dönmemiş yüzünü çünkü öğrenmiş savaş meydanlarında kimin savaşıp kimin sadece konuştuğunu.

Hanzala yüzünü dönmeyecek; özgür KUDÜS’e kavuşana dek…
 

karanar

Kullanıcı
Katılım
29 Nisan 2014
Mesajlar
2,567
Beğeni
6,903
Puanları
113
Yaş
50
Konum
ankara
bir yanımız hep eksik artık, yüreğimiz kırgın, bir türlü sevinemiyorum hiç bir şeye. tam kahkayı atacakken bir dost sohbetinde, aklıma geliveriyor, kan ağlayan filistin, öfkem kendime, şart olsun. benim yarı yaşımda roma imparatorluğunu tarihe gömen ecdadım, 8 milyonluk köpek sürüsünü sadece cola içmeyerek protesto ettiğimi öğrendiğinde yüzüme tükürecek biliyorum...
 
Üst Alt