Hayırlı Cumalar İnş’ALLAH 🤲 | Define işaretleri ve anlamları

Roni

USTA - KÂŞİF
Super Moderatör
Katılım
2 Nisan 2015
Mesajlar
3,326
Beğeni
9,394
Puanları
113
Konum
Doğadayım
KADI (HAKİM)

Eskiden hukuk fakültesini birincilikle bitirenleri mükâfat olarak Medine'ye kadı (hâkim) olarak tayin ederlermiş.
Gönlü Rasûlullah aşkı ile dolu olan bir genç bunu duyunca bütün gayretini sarf ederek, hukuk fakültesini birincilikle bitirmeye karar vermiş.

Gündüz okulda, gece evinde
ders çalışıp gayret sarfetmiş ve başarmış.

Bir de adak adamış:

“Eğer okulumu birincilikle bitirip,Medine’ye hâkim olursam, yolda ilk karşıma çıkıp,yardım isteyene cebimdeki en büyük parayı vereceğim”diye.

Neticede okulu birincilikle bitirip Medine’ye hâkim olmaya hak kazanır. Tayini yapılır ve yola çıkar.

Şam'a gelince Emevi Camii’nde namazını kılıp, Allah’a hamdeder ve tekrar yola koyulur.

Bir an önce Medine'ye kavuşmak ister.

Camiden çıkarken gözleri dolar ve bir an Rasûlullah’a kavuşmuş gibi bir hâl zuhur eder.

Ağlar bir halde camiden çıktığında bir meczup karşısına geçerek:
“-ŞEY’en LİLLAH!"
(Allah için bir şey ver.)” der.

Cebinde ona vereceği bozuklukları araştırırken meczup:

“Adağını unutma!” der.

Hâkim irkilir; Çok şaşırmıştır…

«Bu da kim? adağımı nereden biliyor?» diye düşünür en büyük parayı BEŞİBİRLİĞİ uzatır.
Uzatırken de:

“Allah ve Rasûlü için, canımı istesen veririm… Helâl olsun.”der.

Meczup, parayı alır oradan uzaklaşır.
Uzaklaşırken de anlaşılmayan birtakım şeyler söylemektedir…

Yoluna devam eden hâkim, bir müddet sonra Medine'ye varır. İkâmetğâhına yerleşir.

Fazla oyalanmadan ilk iş olarak abdestini tazeler ve Rasûlullah’ı ziyaret etmek üzere Ravza-ı Mutahhara’ya gider ve bir edep abidesi hâlinde salât-u selâm getirerek Ravza’ya girer. Bir de ne görsün!.

Birisi ayaklarını Rasûlullah’a karşı uzatmış , huzûr-u Peygamberi’de upuzun yatıyor!..

Bu durum zoruna gider. Rasûl’e karşı yapılan bu saygısızlığı hoş görmez ve o zatı ikaz amacıyla ayaklarına dokunur.

Yatan adam başını kaldırıp dik dik baktıktan sonra tekrar başını koyar ve uyumaya devam eder.

Hakim ikazında ısrar etmez; ziyaretini ifaya koyulur. ziyaretini yapar, huzur içinde evine döner ve istirahata çekilir.
Uykuya daldıktan sonra bir rüya görür,

Rüyasında:
İki görevli gelip mahkemeden çağrılıyorsun derler. alıp mahkemeye götürürler.
mahkeme heyetinin karşısına çıkınca donup kalır…

Çünkü heyetin başkanı Rasûlullah Efendimiz dir.

Sağında Ebûbekir ve Ömer, solunda Osman ve Ali (ra) oturmaktadır.

Sonra dâvâcıya bakar ki biraz evvel Ravza’da yatan kişidir.

Rasûlullah (sav):

"hakkınızda şikâyet var, benim huzurumda şu kardeşini rahatsız etmişsin, doğru mu?” diye sorar.

“Doğru yâ Rasûlâllah!
ama ben onu incitmek için değil, huzurunuzda edebe muğayyir bir hâlde olduğu için ikaz etmek istemiştim. Kötü bir niyetim yoktu.” der.

Dâvâcıya dönen Rasûlullah: “Davalı'yı dinledin, ne diyorsun?” der. Adam:
“Mademki niyeti iyi imiş, ben de onu affettim, yâ Rasûlallah!” der.

Rasûlullah bu sefer şâhitlere dönerek:

“Şâhit misiniz, yâ Ebabekir, ya Ömer, ya Osman, ya Ali?” deyip hepsini tek tek eliyle işaret ederek gösterir.
Onlar da şâhitlik ederler.

Genç hakimle davacı huzur-u Rasulullah’ta kucaklaşıp, helalleşirler. Bu esnada çok heyecanlanan hâkim, uykudan uyanır.

Abdestini alır, teheccüd namazını Mescid-i Nebevi’de kılar ve Ravza’ya varır. Bakar ki, aynı kişi hâlâ orada aynı şekilde yatıyor.

Hâkim, hemen davranıp yatan adamın ayaklarını öpmeye başlar.

Adam, başını kaldırır:

“Yahu biraz evvel teptin, şimdi öpüyorsun, ne oldu, ne istiyorsun” der. Hâkim, özür diler ve:

“Hakkını helâl et, efendim” der. Adam:

“-Yahu Seninle biraz evvel Rasûlullah’ın huzurunda barışmadık mı?, kucaklaşmadık mı? Hem sana senelerden beri âşık olduğun Rasûlullah’ı ve dostlarını gösterdim…
Daha ne istiyorsun?
Yoksa Şam’da verdiğin beşibirliği mi istiyorsun?
Al!..” diyerek beşibirliği de verip ortadan kaybolur…

MEVLAMIZ bizleri kendisine kul, habibine Ümmet eylesin.

"İLAHİ !..
ENTE MAKSUDİ ve RIZAKE MATLÛBÎ"
(ALLAH'ım amacım sensin ve isteğim de senin rızanı kazanmaktır.)

RABB'İM bizleri rızasını kazanmış kullarından eylesin. Âmin
(İktibasdır)

Şeref Işgüzar dan Alıntıdır
 

Ekli dosyalar

  • D3B7599F-6DC0-478D-BEDE-B2BB77D1B642.jpeg
    D3B7599F-6DC0-478D-BEDE-B2BB77D1B642.jpeg
    183 KB · Görüntüleme: 41
  • 2274F487-ED11-46E2-9632-8F25615DDFC4.jpeg
    2274F487-ED11-46E2-9632-8F25615DDFC4.jpeg
    147.3 KB · Görüntüleme: 9

BoZKurT

"R@m@z@n"
Forum Düzeni
Katılım
22 Mart 2012
Mesajlar
9,453
Beğeni
16,737
Puanları
113
Konum
İstanbul
cümleten hayırlı cumalar. Allah razı olsun @Roni usta. bende diyordum 2 gündür nerelerde bu usta. meğer güzel haller üzerineymişsin. Gönlüne sağlık.

insana her daim bir hatırlatıcı lazım, Allaha dönmeyi unuttuğumuz çok zaman oluyor. Ticaret yaparsın unutursun, eğlenmeye gider unutursun, gezmeye gider unutursun vb.. sonra Allah c.c bir şekilde kendini hatırlatır. Anlayan anlar anlamayan yoluna bakar. Rabbim anlayanlardan eylesin.

Allahualem , kibirden yine Allaha sığınırım. başıma gelen bir olayı kısaca anlatmak isterim.

Namaza yeni başladığım bir zamandı, başlayış öyle bir başlayış ki gözümün açık olduğu tüm zamanlarda vakti geçen namazım yok, çoğu vakit namazını camide eda ederdim. Sabah namazının sünnetini yetiştiremediğim zaman ağladığım olmuştur. Rabbim tez zamanda o günlere kavuştursun. (dua beklerim)

bir gün Edirne yi gezmek istedim camileri göreyim vs.. yanıma da 2 arkadaş aldım. çıktık yola, çıktık çıkmayada Edirne bilmediğimiz bir yer nereyi nasıl ne kadar sürede gezecez. Edirne yolunda bunları tartışıyoruz, havada birden kapandı, dedik Allah'ın işine bak, İstanbul'da günlük güneşlikti, yağmur yağmasa bari.

Edirne'nin girişine yaklaştık, yağmur bi bastırdı :) dedik bizim gezi iptal oldu :) edirne nin girişin orlarda kılıçlı camiydi sanırım, oralarda biyerde yağmurda yağmaya devam ediyor, dedik birine soralım nereler gezilir nereye gidilir vs.. yağmurun altında yolun kenarında yürüyen bir abiye selam verdik, abi falanca yere nasıl gidecez diye. Abide yağmurun altında bekletmeyin yer varsa bineyim götüreyim sizi oraya dedi. arabaya bindi, akşama kadar bizimle gezdi, Edirne nin her karışını gezdirdi, gezdirdiği her yerin tarihini anlattı, yetmedi yemek bile ısmarladı. Akşam oldu, dedik bize müsaade Allah razı olsun vs..

bize demez mi benide İstanbul a kadar atın. sabah yol kenarından aldığım adam akşam beni İstanbul'a götür diyor !
Aldık arabaya, bi 15 dk sonra sen yoruldun arabayı bırak biz kullanalım dedi, yok abi ne yorulması idare ederim dediğimi hatırlıyorum. gözümüzü bi açtık beylikdüzündeyiz. Ne oldu nasıl oldu Allahualem. Adama abi dedim, soru soracam, hadi bizi meşgul etme dedi. selametle dedi. :)

o gün eve nasıl gittim, bana sorun.

Allaha gönülden bağlı kalpler yine Allah'ın izni ile yolda kalmıyor. Ne zaman yüzümüzü döndük Allah c.c ikramlarını kesti.
Hatırlatıyor ama anlayana, anlamak isteyene.
Yolundan ayırmasın. kalplerimizi çevirmesin inşAllah. vesselam


Hayırlı cumalar.
 

Roni

USTA - KÂŞİF
Super Moderatör
Katılım
2 Nisan 2015
Mesajlar
3,326
Beğeni
9,394
Puanları
113
Konum
Doğadayım
cümleten hayırlı cumalar. Allah razı olsun @Roni usta. bende diyordum 2 gündür nerelerde bu usta. meğer güzel haller üzerineymişsin. Gönlüne sağlık.

insana her daim bir hatırlatıcı lazım, Allaha dönmeyi unuttuğumuz çok zaman oluyor. Ticaret yaparsın unutursun, eğlenmeye gider unutursun, gezmeye gider unutursun vb.. sonra Allah c.c bir şekilde kendini hatırlatır. Anlayan anlar anlamayan yoluna bakar. Rabbim anlayanlardan eylesin.

Allahualem , kibirden yine Allaha sığınırım. başıma gelen bir olayı kısaca anlatmak isterim.

Namaza yeni başladığım bir zamandı, başlayış öyle bir başlayış ki gözümün açık olduğu tüm zamanlarda vakti geçen namazım yok, çoğu vakit namazını camide eda ederdim. Sabah namazının sünnetini yetiştiremediğim zaman ağladığım olmuştur. Rabbim tez zamanda o günlere kavuştursun. (dua beklerim)

bir gün Edirne yi gezmek istedim camileri göreyim vs.. yanıma da 2 arkadaş aldım. çıktık yola, çıktık çıkmayada Edirne bilmediğimiz bir yer nereyi nasıl ne kadar sürede gezecez. Edirne yolunda bunları tartışıyoruz, havada birden kapandı, dedik Allah'ın işine bak, İstanbul'da günlük güneşlikti, yağmur yağmasa bari.

Edirne'nin girişine yaklaştık, yağmur bi bastırdı :) dedik bizim gezi iptal oldu :) edirne nin girişin orlarda kılıçlı camiydi sanırım, oralarda biyerde yağmurda yağmaya devam ediyor, dedik birine soralım nereler gezilir nereye gidilir vs.. yağmurun altında yolun kenarında yürüyen bir abiye selam verdik, abi falanca yere nasıl gidecez diye. Abide yağmurun altında bekletmeyin yer varsa bineyim götüreyim sizi oraya dedi. arabaya bindi, akşama kadar bizimle gezdi, Edirne nin her karışını gezdirdi, gezdirdiği her yerin tarihini anlattı, yetmedi yemek bile ısmarladı. Akşam oldu, dedik bize müsaade Allah razı olsun vs..

bize demez mi benide İstanbul a kadar atın. sabah yol kenarından aldığım adam akşam beni İstanbul'a götür diyor !
Aldık arabaya, bi 15 dk sonra sen yoruldun arabayı bırak biz kullanalım dedi, yok abi ne yorulması idare ederim dediğimi hatırlıyorum. gözümüzü bi açtık beylikdüzündeyiz. Ne oldu nasıl oldu Allahualem. Adama abi dedim, soru soracam, hadi bizi meşgul etme dedi. selametle dedi. :)

o gün eve nasıl gittim, bana sorun.

Allaha gönülden bağlı kalpler yine Allah'ın izni ile yolda kalmıyor. Ne zaman yüzümüzü döndük Allah c.c ikramlarını kesti.
Hatırlatıyor ama anlayana, anlamak isteyene.
Yolundan ayırmasın. kalplerimizi çevirmesin inşAllah. vesselam


Hayırlı cumalar.
ALLAH razı olsun gönlü ALLAH sevgisiyle tanışan güzel insan. Ustam bilirsin doğada ALLAH’ı anmak anlamak daha bi başka oluyor. Hem çalışmalar üzereyiz hemde karşımıza çıkan hayr ve şerlerin sebebini sessiz ortamda düşünce ediyor benliğimizle iştişahare ediyoruz. İnsan kendiyle münazara edermi demeyin vallahi ediyor. Bazı şeyler vardır anlatılmaz bazı şeylerde vardır nasıl anlatılacağını bilmez insan oğlu. Sen yine en azından güzelim bir anını anlattın biz onuda beceremez haldeyiz ustam. Selam ve dua ile İnş’ALLAH. 😊🤲
 
Üst