Ibn Arabî’ye Her Namazdan Sonra Lanet…!

İbn Arabî’ye Her Namazdan Sonra Lanet…!



İbn Arabî’ye Her Namazdan Sonra Lanet…!
Şam’da, İbn Arabî’yi sevmeyenlerden biri, her namazdan sonra bu büyük veliye on defa lanet okurdu. Bu olaydan İbn Arabî’nin de haberi olur, ancak hiç bir tepki vermez.
Bir süre sonra İbn Arabî’ye lanet eden adam ölür. İbn Arabî, hiçbirşey olmamış gibi adamın cenazesine katılır. Cenazenin defninden sonra bir dostunun evine giderek kıbleye müteveccih bir şekilde oturur. Zikir ve duâ ile meşgul olmaya başlar. Dostu yemek zamanı yemek hazırlar, ancak İbn Arabî yerinden kalkmaz. Sadece namaz için yerinden kalkmakta ve yine kıbleye doğru yönelip tesbih çekmeye devam etmektedir. Bir süre sonra yüzü mütebessim ve içini sevinç kaplamış bir vaziyette kalkarak dostuna, ” Ben acıktım, bana yemek hazırlayın” der. Dostu merakla yemek hazırlamasına rağmen, neden yemediğini sorduğunda, İbn Arabî şu cevabı verir:
” Ben, bana lanet okuyan adamın ruhuna 70 bin kelime-i tevhid okumaya
ve
o affedilinceye kadar kıbleden yüzümü çevirmeyeceğime yemin etmiştim. “

HAYAT, BAZEN BİZİM DE ÜZERİMİZE ABANIR …!

Günlerden bir gün, köylerden birinde, adamın birinin eşeği, kuyuya düşer. Niye düşer, nasıl düşer, sormayın. Eşek bu, düşmüş işte! Belki kör bir kuyuydu, ağzı tahta ile kapatılmıştı belki, üzerine toprak dökülmüştü. Zamanla tahta çürüdü, zayıfladı, toprakta biten otları yemek isteyen eşeğin ağırlığını çekemedi ve güm. Hayvancık saatlerce acı içinde kıvrandı, bağırdı kendi dilinde. Ayıptır söylemesi, anırdı yani. Zavallı eşek kuyunun dibinde melül mahzun bakınıyor. Üstelik yaralanmış. Karşılaştığı bu durumda kendini eşeği kadar zavallı hisseden adamcağız köylüleri yardıma çağırdı.
Ne yapsak, ne etsek, nasıl çıkarsak soruları havada kaldı. Sonunda karar verildi ki kurtarmak için çalışmaya değmez. Tek çare, kuyuyu toprakla örtmek. Ellerine aldıkları küreklerle etraftan kuyunun içine toprak attılar.
Zavallı hayvan, üzerine gelen toprakları, her seferinde silkinerek dibe döktü. Ayaklarının altına aldığı toprak sayesinde her an biraz daha yükseldi. Ve sonunda yukarı kadar çıkmış oldu. Köylüler ağzı açık bakakaldı.
Hayat, bazen bizim de üzerimize abanır. Ne bazeni? Çoğu zaman. Toz toprakla örtmeye çalışanlar çok olur. Bunlarla başa çıkmanın tek yolu, yakınıp sızlanmak değil, düşünüp silkinmek ayağa kalkmak ve kurtulup aydınlığa adım atmaktır.
Köy kuyuda olsak bile…

CEVDET KILIÇ

Hocam ibni arabinin kissasi islam akidesine uymuyor.. Burda kendisine ustun vasiflar yuklenmis....

Bu kissada öne cikacak ornek alinacak hocbirsey yok.. lanet okumak elbette yasaklanmistir. Bunu her muslumanda bilir..ancak yetmisbin tevhid ve affedilmedikce donmem ibareleri ve sonucunda Allahin onu bagisladigini bildirmesi olayi sonderece tehlikeli bir hale sokmustur...malesef kasitli olarak bircok kissalar islami yozlastirmak icin bazi alimlere yuklenir..cogunun bu kissalardan haberi bile yoktur...bence hz peygamberin ornekleri bize kafidir..selam ve dua ile

@Eskap sevgili dostum hassasiyetin için teşekkür ederim yayınladığım konunun gerçekle ilgisi yoytur hisseden kıssa hikayeden ibarettir...
sizler gibi hatır gönül meselesi yapmadan doğruyu çekinmeden ifade edebilen dostlarımızın varlığı inanın çok memnuniyet verici Allah cc. razı olsun insanız hepimiz hata yapabiliriz hiç çekinmeden birbirimizi uyaralım kaş yapayım derken göz çıkarmak durumuna düşmeyelim inşAllah sevgiler...

Hocam Allah sizdende razı olsun..Bu yönde sizden farklı şeyler duymayı zaten beklemiyordum...size olan saygım ve sevgim birkat daha arttı..

Lacivert24' Alıntı:

İbn Arabî’ye Her Namazdan Sonra Lanet…!

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

İbn Arabî’ye Her Namazdan Sonra Lanet…!
Şam’da, İbn Arabî’yi sevmeyenlerden biri, her namazdan sonra bu büyük veliye on defa lanet okurdu. Bu olaydan İbn Arabî’nin de haberi olur, ancak hiç bir tepki vermez.
Bir süre sonra İbn Arabî’ye lanet eden adam ölür. İbn Arabî, hiçbirşey olmamış gibi adamın cenazesine katılır. Cenazenin defninden sonra bir dostunun evine giderek kıbleye müteveccih bir şekilde oturur. Zikir ve duâ ile meşgul olmaya başlar. Dostu yemek zamanı yemek hazırlar, ancak İbn Arabî yerinden kalkmaz. Sadece namaz için yerinden kalkmakta ve yine kıbleye doğru yönelip tesbih çekmeye devam etmektedir. Bir süre sonra yüzü mütebessim ve içini sevinç kaplamış bir vaziyette kalkarak dostuna, ” Ben acıktım, bana yemek hazırlayın” der. Dostu merakla yemek hazırlamasına rağmen, neden yemediğini sorduğunda, İbn Arabî şu cevabı verir:
” Ben, bana lanet okuyan adamın ruhuna 70 bin kelime-i tevhid okumaya
ve
o affedilinceye kadar kıbleden yüzümü çevirmeyeceğime yemin etmiştim. “

Genişletmek için tıkla ...

sana kötü düşünene bile merhamet eden kıldan ince kılıçtan keskin yol.... tasavvuff tevazu ... muhteşem bı kıssa emegıne saglık ustam

....... !

sin şine girdiginde benim degerim anlaşılacak yavuz selim şam fethinde bu sözü duyar araştırır ibni arabi mezarı bir çöplükte bulunur o kazılır cesedi bulunur cesedinin altında ise bir define gömülüdür ibni arabi hz esasında ölümle yargılanıp cezası infaz edilmiştir cezasına sebeb ise insanların maddiyata verdigi degeri eleştirmek için söyledigi sizin taptıklarınız benim ayagımın altındadır sözüdür bu sözle insanlarıesasında eleştirmiştir kerameti tyavuz selim hanla gerçekleşmiştir eyliyaların hallerinden sual olunumayacagı gibi akıl mantıkta çalışmaz definecinin sohbetide define ile işgilidir

yavuz selime sin şam a şin denilirmiz zamanında