Kaç yıldır iki ayak üzerindeyiz | Define işaretleri ve anlamları

Kaç yıldır iki ayak üzerindeyiz

star21

Kullanıcı
Katılım
11 Ağustos 2012
Mesajlar
2,733
Beğeni
430
Puanları
83
..........AĞA TEKNOLOJİ HABER..........



Etiyopya’da bulunan bir ayak parmak kemiği kanıt oldu.
Etiyopya’da bulunan 3.2 milyon yıllık bir ayak parmak kemiği, Australopithecus afarensis türünün temsilcisi olan Lucy’nin ve çağdaşlarının modern insan gibi iki ayak üzerinde ve dik yürüdüğünün bir kanıtı oldu.
insan-evrimi.jpg
Kaç yıldır iki ayak üzerindeyiz?

Orta ayağın dördüncü parmağına ait olan kemik, ilkel insanların da iki ayak üzerinde yürümenin koşullarından biri olan ayak kavisine sahip olduklarını gösteriyor. Australopithecus insanı gerçekten iki ayak üzerinde dik mi yürüyordu yoksa dört ayak ve iki ayak yürüyüşü arasındaki bir geçiş evresinde miydi tartışmasına son verecek en iyi kanıt ayak biçimidir. Modern insanın ayağı, orta ayak kemiği tarafından uzunlamasına ve yanlamasına kavislenmiştir.
Kaslarla desteklenen bu kavisler iki ayak üzerinde yürürken iki işlevi birden yerine getirirler: Bir yandan ayağın itilmesi sırasında kaldıraç etkisini gösterirken, diğer yandan da ayağın yeniden yere değmesi sırasında bir tür amortisör görevini görürler. Ayak kavsi özellikle de orta ayak kemiğinde belirgindir. Science dergisinde yayımlanan araştırma yazısına göre uluslararası bir araştırma ekibi işte eksik olan bu kanıtı Etiyopya’da buldu. Australopithecus afarensis’in dördüncü orta ayak kemiğine ait bu kalıntı Doğu Afrika’da Australopithecus fosilleri açısından en zengin olan Hadar locality 333 olarak isimlendirilen bölgede ortaya çıkarılmış. Australopithecus insanına ait tek dördüncü metatarsal kemik örneği olan kalıntı, modern insan ayağına benzer birkaç özelliğe sahip. Mesela kemiğin iki ucu birbirine ters yöndeki bu özellik orta ayağın, parmak orta ekleminden parmaklara doğru göreceli olarak dik bir şekilde devam ettiğini kanıtlıyor diyor Arizona Eyalet Üniversitesi’nden William Kimbel. Bu özellikler modern yürüyüş biçimine işaret ettiği gibi, kemiğin, bir milyon yıl kadar önce yaşayan öncü insan Ardipithecus ramidus’un ayak kemiğinden çok farklı olduğunu da gösteriyor.
Gerçi Ardipithecus kısa süreli de olsa iki ayak üzerinde dik olarak yürüyebiliyordu ama ayakları hâlâ, ağaçta yaşayan primat atalarının özelliklerini taşıyordu: Ayak kavsi bulunmuyor, insan ayağına göre daha esnekti ve çok hareketli parmaklara sahipti. Oysa Lucy ve çağdaşları, tırmanmaktan çok dik yürüyüşe uyum sağlamışlardı diyor araştırmacılar
 

aliveli44

ONURSAL ÜYE
Forum Düzeni
Admin
Super Moderatör
Vip Üye
Katılım
12 Haziran 2012
Mesajlar
11,018
Beğeni
20,950
Puanları
426
Konum
Malatya
Cevap: Kaç yıldır iki ayak üzerindeyiz

Ağam
Bu meseleyi fazla kurcalama bence
Bırak maymundan geldiğine inanlar
İnansın
Adamları hayal kırıklığına uğratma:D
Ben desem ki
Sen maymunmusun
Bey efendi lütfen bana hakaret etmeyin diyecektir
Öbür taraftanda evrim teorisini savunacaktır:D
Ağam bunlar Peygamberleri dinlemediler
Seni - beni hiç dinlemezler;)
AĞA TEKNOLOJİ HABER'e
Teşekkürler:)

Ağam aklıma bu şiir geldi
Sana Gelsin;)
Ey Kavmim
[YOUTUBE]cM4kws9Rkas[/YOUTUBE]
Sen ki peygamberlerini bile dinlemedin beni hiç dinlemezsin.
Dönüp de bakmazsın ölülerine.
Lut kavminden de değilsin sen, hazdan olmayacak mahvin.
Acıyla karıldı harcın ama acıya da yabancısın.
Ağıtları sen yakarsın ama kendi kulakların duymaz kendi ağıdını,
Bir koyun sürüsünden çalar gibi çalarlar insanlarını ve sen bir koyun sürüsü gibi bakarsın çalınanlarına.
Tanrı'ya yakarır ama firavunlara taparsın.
Musa Kızıldenizi açsa önünde, sen o denizden geçmezsin.



Ey kavmim...
Sen ki peygamberlerini bile dinlemedin beni hiç dinlemezsin.
Korkarsın kendinden olmayan herkesten.
Ve sen kendinden bile korkarsın.
Hazreti İbrahim olsan, sana gönderilen kurbanı sen pazarda satarsın.
Hazreti İsa'yı gözünün önünde çarmıha gerseler, sen başka şeylere ağlarsın.
Gündüzleri Maria Magdalena'yı 'fahişe' diye taşlar, geceleri koynuna girmeye çabalarsın.
Zebur'u, Tevrat'ı, İncil'i, Kuran'ı bilirsin.
Hazreti Davud için üzülür ama Golyat'ı tutarsın.



Ey kavmim...
Sen ki peygamberlerinin dediklerini bile dinlemedin beni hiç dinlemezsin.



Dönüp de bakmazsın ölülerine.
Lut kavminden de değilsin hazdan olmayacak mahvin.
Ama sen kendi acına da yabancısın.
Kadınların siyah giyer, kederle solar tenleri ama onları görmezsin.
Her kuytulukta bir çocuğun vurulur, aldırmazsın.
Merhamet dilenir, şefkat dilenir, para dilenirsin.
Ve nefret edersin dilencilerden.
Utancı bilir ama utanmazsın.
Tanrıya inanır ama firavunlara taparsın.
Bütün seslerin arasında yalnızca kırbaç sesini dinlersin sen.



Ey kavmim...
Sen ki peygamberlerini bile dinlemedin beni hiç dinlemezsin.
Sana yapılmadıkça işkenceye karşı çıkmazsın.
Senin bedenine dokunmadıkça hiçbir acıyı duymazsın.
Örümcek olsan Hazreti Muhammed'in saklandığı mağaraya bir ağ örmezsin.
Her koyun gibi kendi bacağından asılır, her koyun gibi tek başına melersin.
Hazreti Hüseyin'in kellesini vurmaz ama vuranı alkışlarsın. Muaviye'ye kızar ama ayaklanmazsın.
Hazreti Ömer'i bıçaklayan ele sen bıçak olursun.



Ey kavmim...
Sen ki peygamberlerini bile dinlemedin beni hiç dinlemezsin.
Ölülerine dönüp de bakmazsın.
Lut kavminden de değilsin hazdan olmayacak mahvin.
Ama arkana baktığın için taş kesileceksin.
Ve sen kendine bile ağlamayacaksın.
Komşun aç yatarken sen tok olmaktan haya etmezsin.
Musa önünde Kızıldeniz'i açsa o denizden geçemezsin.
Tanrıya inanır ama firavunlara taparsın.



Ey kavmim...
Sen ki peygamberlerini bile dinlemedin beni hiç dinlemezsin.
Ahmet Altan tarafından 1995 yılında Yeni Yüzyıl gazetesindeki köşesinde yayınlanmıştır.
 
Üst