Kutsal Semboller.1.2.3

SEVALİ

Kullanıcı
Katılım
14 Kasım 2012
Mesajlar
1,451
Beğeni
2,680
Puanları
113
Kutsal Sembollerin İşleyişi ( 1 )



ezoterik_semboller_sembolizm_ezoterizm_inisiyatik_inisiyasyon_mu_atlantis_lemurya_maya_inka_horus_fatma_ank_2.jpg

Semboller, her tarafımızı sarmış durumdalar. Okulda, işte, çevrede, sosyal yaşantımızda, trafikte, kitaplarda… Eskilerin antik sembolizminden şimdiki trafik sembolizmine kadar insanoğlu, var olduğu sürece sembolleri kullanmıştır.
Daha yazının olmadığı dönemlerde insanlar iki şey ile iletişim kurar ve bilgiyi aktarırdı; Ses ve Sembol… Ses, kısa ve net ses öbekleriyken (ah, aaa, vs..) semboller ise basit ama derin çizimlerdi. Daha sonra bu semboller, alfabelere ve alfabelerde yazıya dönüştü. Hala daha insanoğlu her alanda sembolizmin dilini kullanmaktan geri kalmıyor.

Sembolleri incelediğimizde elimizde birçok veri bulunur. İlk olarak tılsımsal ve büyüsel semboller vardır; Arapça tılsımlar, batı tarzda talismanlar, Afrika voodoo veveleri, sigiller… Nazara iyi gelenler, kısmet açanlar, defedenler ve çeşitli amaçlarla geçmiş bilgelerin kullandığı tılsımlı semboller. İkinci olarak incelediğimizde sonradan yaratılmış ama işe yarayan semboller görürüz. Bunlar tabiri caizse bilinçaltı ve evren arasında oluşturulmuş birer otoyollardır. Görsel imajinasyonu güçlendirirler. Mesela mandalalar ve kişisel semboller gibi. Ve asıl karşımıza çıkanlar ise ezoterik-okült sembollerdir. En eski zamandan bu zamana kadar gelmiş olan bu semboller bize bazı ezoterik yani gizli sırları anlatırlar. Bazen bu üç sembolizm dili birbirine karışır veya birbirinden türer.
ezoterik_semboller_sembolizm_ezoterizm_inisiyatik_inisiyasyon_mu_atlantis_lemurya_maya_inka_horus_fatma_ank_5.jpg
Mesela Horus’un gözü sembolü hemen hemen her kültürde geçer; Meryem’in eli, Fatma Ana’nın Eli, hamsa… Sembol ezoterik açıdan her şeyi görme, kapsama demektir. Sembolün açılım her şeyi gören gözdür. Bu göz enerjiler arasındaki bağlantıyı da temsil eder, bu yüzden gözden çıkan enerjiyi de temsil eder. Bu açıdan Eski Mısır’da bu aynı zamanda şifa anlamına (nazara karşı) gelmekteydi. Zira gözlerden çıkan enerji bir yeri şifalandırmaya yetiyordu. Bunun el sembolü ile birleştirilmesi elin şifa vermesi anlamına geldi. Ve günümüzde nazardan korunmak için önemli bir tılsım oldu. Ezoterik bir anlatım, tılsıma dönüştü ve her kültürde yerini aldı.
Bu örnekte olduğu gibi simgeleri sınıflandırmaya çalışırken net bir sınır çizemeyiz. Yine de kafamızda bazı noktaların netleşmesi açısından ben üç başlık altında incelemek istiyorum; Ezoterik Semboller, Bilinçaltı Kökenli Semboller, Evrensel Semboller. Bu yazıda sadece ezoterik sembollere değinip, bir sonraki sayıda bilinçaltı sembollerinden bahsedeceğiz. Burada hem bilinçaltımızla oluşturduğumuz semboller hem de ortak bilince sinmiş sembollerin mekaniğini araştıracağız. Böylelikle ezoterik sistemin dışında, bilinçaltı ile şekilsel semboller arasındaki bağlantıyı göreceğiz.
Ezoterik Semboller; İnisiyatik Öğretim
Ezoterik semboller aslında bir tür öğretim sistemi için doğmuştur. Eski ezoterik tarihe göre Kozmik Mi döneminde, evrensel sırlar ve bilgiler sembollerin dili ile öğretiliyor, bu da öğretimi kolaylaştırıyordu. Görsel hafıza ile yapılan eğitimin gücünü hepimiz biliriz. Hala da sembolleri kullanarak sayfalarca açıklamayı tek bir sembolle insanlara aktarabilmekteyiz. Mesela trafik işaretleri bu tür bir eğitimin yansımasıdır. Tek bir levha, görsel hafızayı hareketlendirmekte ve trafik ile ilgili bilgi vermektedir. İşte bu trafik levhaları gibi hem bilginin gelecek nesillere daha kolay anlatılması hem de ezoterik eğitim için semboller kullanılmıştır.
ezoterik_semboller_sembolizm_ezoterizm_inisiyatik_inisiyasyon_mu_atlantis_lemurya_maya_inka_horus_fatma_ank_8.jpg
Eski Mu ve Atlantis dönemindeki sembolik eğitimlerin yararlı olduğu kesindir. Zira bu eğitim öğrencinin sadece bir şeyi daha kolay öğrenmesini sağlamıyor, aynı zamanda mantıksal çıkarımla daha fazla şey öğrenilmesi ve kendiliğinden keşfetmesi sağlanıyordu. Örnek olarak eski sembolizmde daireyi alırsak, daire ezoterik olarak güneş ile özdeşleştirilmiştir. Güneşin sembolizmi olan dairenin ezoterik açılımı yapıldığında; İlahi kaynak ortaya çıkar. Dairenin sonu veya başı yoktur. Yuvarlak hali en kusursuz şekillerden biridir. Sonu ve başı olmadığı için sürekli devri-daim yapar. Dairenin içi boştur ama o boşluk istenilen şeyle doldurulabilir, böylelikle dairenin “kapsama” anlamı da vuku bulmuş olur.
Yaratıcı’nın bir başlangıcı veya sonu yoktur, her daim varolmuş olandır, bu yüzden köşeleri ve ucu olmayan herhangi bir sayı ile bağdaştırılamayan (Sonra 0’a dönüşmüştür) daire sembolü ile Yaratıcı’nın kudreti anlatılmıştır. Bu noktada benzetme olarak güneş kullanılmış çünkü güneşte Dünya’ya ışınlarıyla yaşam veren, sonsuz bir enerji kaynağına sahip olan bir yıldızdır. Böylelikle sembolik bir anlatımla öğrencilere Yaratıcı anlatılmıştır. Öğretmen tek bir daire çizdiğinde, dönemin öğrencileri Yaratıcı’nın tüm vasıflarını (Doğmamıştır, doğrulmamıştır, ebedi ve ezelidir, sonsuz bir döngüyü yaratır ve her şey onun içinde vuku bulur.) anlamış oluyorlardı, sonra daire içine çizilen çeşitli şekillerle de bilgi detaylandırılıyordu. Mesela yin-yang sembolünün gelişimiyle Daire içine aydınlık ve karanlık taraflar çizilmiştir. Bu da Yaratıcı’nın yaratımında dualitenin meydana geldiği ama zıtlıkları bütünleri oluşturduğu felsefesini ortaya çıkarmıştır. Bildiğimiz gibi yin ve yang sembolü hakkında bir kitap bile yazılır. İşte bir kitaplık bilgi bir sembol ile aktarılabilmektedir.
ezoterik_semboller_sembolizm_ezoterizm_inisiyatik_inisiyasyon_mu_atlantis_lemurya_maya_inka_horus_fatma_ank_3.jpg
Bu Antik Mu ve Atlantis dönemindeki sembolizmin dili, çeşitli kıtalara yayılmış, mağara duvarlarında, piramitlerde, kutsal mabetlerde yerini almıştır. Haliyle O dönemden bize kitaplar ve bilgiler kalmasa da yığınla ezoterik bilgi taşıyan semboller kalmıştır. Eğer bu ezoterik sembolleri daha detaylı incelemek istiyorsanız James Churchward’ın Kayıp Kıta Mu isimli serisini okuyabilirsiniz.
Günümüzdeki öğretim sistemi yeniden bu tür bir bilgeliği kullansaydı, inanıyorum ki, eğitim süreci hem daha kısa hem daha güçlü olacaktı. Antik sembolik eğitim o kadar detaylı bir sistemdi ki, önce temel semboller anlatılırdı; Üçgen, kare, daire vb… (Bunlar aynı zamanda evrensel sembollerdir ve evrenin enerjisel-çok boyutlu sistemini oluşturur). Bu temel semboller üzerine yeni semboller eklenerek eğitim detaylandırılırdı. İç içe iki üçgen (Heksagram), daire içinde kare, kare içinde daire ve benzeri gibi semboller aktarılırdı. Örnek vermek gerekirse “+” sembolünün kolları uzatılıp kıvrılarak gamalı haç dediğimiz sembol üretilmiştir.
“+” sembolü dört enerjiyi tanımlar, bu dört enerji evrenin ve dünyanın akışını sağlar. “+” sembolü sadece dört enerjiyi anlatmak için kullanılırdı, ama swastika (gamalı haç) sembolü oluşturulduğunda bu dört enerjinin sürekli devridaim yaptığını ve bütünü oluşturduğunu anlatır. Swastikayı zihninizde hareketlendirin, en hızlı ana geldiğinde sanki tek bir daire gibi gözükür. Ama aslında dört enerji hiçbir zaman birbirine tam olarak temas etmez, lakin döngü o kadar süreklidir ki, yine de temas olmaksızın bütünü oluşturabilirler. Gamalı haç ve “+” sembolü ile anlatılan 4 enerji, ateş, hava, su ve topraktır. Bu dört unsur evrenin dört zeminini oluşturur. Evrensel açıdan bakarsak ateş yıldızları, hava kara delikleri, su galaksileri, toprak ise gezegenleri anlatır. Dünya açısından bakarsak su denizleri-okyanusları ve yağmurları, ateş magmayı ve güneşin yaşam enerjisini, hava rüzgarları, oksijeni, toprak ise dünyanın zeminini yani toprağı anlatırdı. Bu dört unsur beşinci unsurun üzerinde hareket ederlerdi (Bu da “+” sembolünün tam ortası) Beşinci unsur ise eter veya ruhtur. Ayrıca gerektiğinde dört temel enerji üçgenlerin çeşitli şekilleriyle ayrı ayrı sembolize edilirdi.
ezoterik_semboller_sembolizm_ezoterizm_inisiyatik_inisiyasyon_mu_atlantis_lemurya_maya_inka_horus_fatma_ank_4.jpg
Bu temel geometrik sembolik eğitimin ardından daha girift hayvansal anlatımlar gelirdi; Köpek, baykuş, karga, geyik vb… Bu tür hayvansal semboller aslında doğanın dolayısıyla evrenin sistemini anlatmak için birebirdir. Genelde her bir hayvan bir kişiliksel özelliği veya bir erdemi anlatırdı. Mesela baykuş sembolü bilgeliğin sembolünü anlatmak için kullanılmıştır. Baykuş çizimi ile ilahi bilgelik, gözlemleme ve Spiritüel keşifler anlatılırdı.
Ardından deniz, göl, akarsu, dağ vb.. gibi doğal unsurların sembolizması öğretilirdi. En son olarak istenilen ezoterik sır diyagramlar ile aktarılırdı. Mesela su sembolünün yanına bir baykuş konduğunda, suyun bilgeliği anlatılmak istenirdi. Ama o baykuşun ve su sembolünün derinliği ile detayları öğrenciler tarafından bilinirdi. Veya su, göz ve beden semboller yan yana konduğunda şifa anlaşılırdı çünkü su elementi, bedeni şifalandırma özelliğine de sahiptir. Toprak içine çukur kazıldığında ölüm, üzerine yumurta konduğunda yeniden doğum anlaşılırdı. Çünkü yumurta (kozmik yumurta) evrensel doğumun sembolüydü. Böylelikle çeşitli diyagramlar ve simgelerin birleşimi ile bilgelikler inisiyatik öğretiye girenlere aktarılırdı.
Bu ezoterik öğretim sistemi okültizm içinde çeşitli yerlerde kendini göstermiştir. Mesela simya dalını incelerseniz bir çok okült sembolle karşılaşırsınız. Daha süslü resimler içerisinde sembolizmalar ile inisiyatik bilgi aktarılmıştır.
Günümüzde ise görsel hafıza eğitimleri ile aslında bu sembolizmalara dayalı eğitim yeniden canlanmaktadır. Oldukça gelişmiş olan bu ezoterik sistemle aşamalı olarak en derin bilgiler daha kısa sürede öğrencilere aktarılabilmekteydi. Umarım bir gün bizim de eğitim sistemimiz bu tür bir derinliğe ulaşır ve yıllar süren ezberci sistem yerine, bu tür bir ezoterik sistem yerleşir. Her ne kadar şimdilik gerçekleşmeyecek gibi gözükse de, bu konuda önemli adımlar atıldığını çeşitli eğitim seminerleri ile biliyoruz ve bu konuda eğitim sisteminin güçlenerek evrenselleşeceğine dair umutlarımızı yaşatmaya devam ediyoruz.



Kutsal Sembollerin İşleyişi ( 2 )



Kendi Tılsımınızı Nasıl Yaratacaksınız?
Her insan fark etse de fark etmese de hayatta tekamül eder. Ama ruhsal konularla ilgilenen bir insanın en büyük avantajı tekamülünü hızlandırabilme olanağıdır. Bu çalışma bilhassa bilinçaltımız ile evren arasındaki iletişimi sağlar; bu süreçte ruhsal enerjimiz artar, aura güçlenir amacımıza göre enerjiyi yönlendirmeyi öğreniriz. Bu yüzden mistik sembollerle, reikiyle, tai chi veya çigong gibi enerji yükseltme çalışmalarına ihtiyaç duyarız.

Daha önceki yazıda sembolizmin dilini üç ana başlıkta inceleyebileceğimizden bahsetmiştik. İlk olarak Antik Mu döneminden kalan inisiyatik öğrenim için aktarılan ezoterik semboller (Bkz. ), ikinci olarak bilinçaltı-bilinç ile evren arasındaki (enerjisel) iletişimi sağlayan sonradan oluşturulan semboller ve evrenin tabiri caizse programlamasında kodlanmış olan evrensel enerjilere bağlı semboller. Burada ezoterik semboller dışındaki diğer semboller, enerjisel çalışmalarda kullanılan mistik sembollerdir.
“Evrensel” semboller ile “oluşturulmuş” semboller arasında temel farklar vardır. Öncelikle evrensel semboller evrenin varoluşunda kullanılmış kodlar gibidir. Her daim vardırlar ve evrene bağlıdırlar. Haliyle bunlar sırlar içeren enerji anahtarlardır. Oluşturulmuş semboller ise kişinin veya bir grubun oluşturup, düzenli meditasyonlarla güçlendirdikleri, bilinçaltı için dizayn edilmiş anahtarlardır. Bu sembole odaklanıldığında veya bu sembol kullanıldığında, bilinçaltındaki kodlanmış enerji açığa çıkar. Örneğin parayı sembolize eden bir sembol oluşturduğunuzu varsayalım. (Diğer bir tabirle tılsım) Bu sembol üzerine odaklanıp para ve sembol arasında bir bağlantı oluşturduğunuzda, bu sembolizmin dili bilinçaltınıza kodlanır. Zamanla sembolü sadece görmeniz (imajine ederek çizmeniz) veya onu bir çalışmada kullanmanız direk bilinçaltında “paranın geleceği” fikrini uyandırır ve bu enerjisel niyete odaklanmaya şartlanırsınız. Böylelikle oluşturulan sembolü kullandığınız anda etrafa ve evrene bereket enerjisi yaymaya başlarsınız. Bu sayede bilinçaltı, bu sembol aracılığıyla evrene maddi bereketi arttırma isteği mesajını gönderir.
Bunun yanı sıra bilinçaltınızdan kopan sembolün taşıdığı “enerji” sizin kendi iç dünyanızdaki enerjiyle uyumludur. Bu yüzden görsel imajinasyon dışında bunu bir kağıda çizip yanınızda taşımanızda, kendi enerji alanınızda rezonans yaratarak, istenen enerjiyi yaymanıza olanak sağlayacaktır.
Tabi ki sonradan oluşturulan sembolün bilinçaltı ve evren arasında gerekli bağlantıyı sağlaması uzun süren disiplin gerektirmektedir. Yine de eskiden beri kullanılagelen bazı sembol (tılsım) oluşturma yöntemleri vardır.
Sembolün İşleyişinde Bilinçaltının Önemi
Bazı Jung’cı felsefeler tüm spiritüel deneyimleri bilinçaltına yorar. Ama burada tam olarak buna katılmamız mümkün değildir. Bilinçaltı, ruhsal gelişim açısından önemli bir araç olmasına rağmen spiritüel büyümede zamanla bilinçaltı devre dışı kalır. Başlarda bilinçaltına ulaşmak için yapılan çalışmalara, evrenle iletişimi daha kolay sağlamak ve bilinçaltını arındırarak bilinci daha özgür kılmak için yoğunluk verilir.

Ama bilinçaltı sadece beyin ile ruh arasındaki bir iletişim noktasıdır. Evrensel düzey bilinçaltımızdan bağımsızdır. Daha yüksek titreşimli bedensiz formlarla iletişime geçtiğinizde (bilgeler, melekler, erenler veya eskiler bu formlara tanrılar tanrıçalar demişlerdir), bu formların sizin bilinçaltınızdaki terimleri kullandığını fark edersiniz. Karşınızda, ruhsal olarak farklı bir enerji boyutunda var olduğuna emin olduğunuz kozmik bir varlık olduğunu bilirsiniz, ama o sizinle iletişime geçmek için tabiri caizse sizin işletim sisteminizi kullanır. Yani bilinçaltınızı… Eğer bilinçaltınızda var olmayan bir gerçekliği kelimelerle anlatmaya çalışırsa bu sizin tarafınızdan zaten “duyulamayacaktır”. Bu noktada özdeki realite bilgisini size aktarmak için bu yüksek titreşimli bilge varlıklar, bilgiyi ruha fısıldar. Bu fısıldama kendini görsel imajlar şeklinde gösterir ve kısa bir süre sonra bilinçaltının evreni genişleyerek, bu bilgiyi de hazmedecek hale gelir. Aynı midenin büyümesi gibi, bilinçaltındaki bilgi haznesi de bu şekilde tabiri caizse görsel eğitimlerle esner. Bilge varlıkların yardımı olmaksızın bu esneme, işte bahsettiğimiz “oluşturulmuş” sembollerle gerçekleştirilir. En nihayetinde sizin bilinçaltı kelimelerinizle tekrar olayı özetleyerek bu bilgeliği idrak etmenizi sağlar. Buna da spiritüalizmde farkındalığın gelişmesi deriz. Yani bir şeyi “fark edebilme” yetisi…
Burada bilinçaltı sadece bir araçtır. Beyin ve ruh arasında bir iletişim olması bedensel olarak şarttır. Bu noktada bilinçaltı devreye girerek ruhun tesirlerinin bilinçli düşünceye aktarılmasını sağlar. Aynı şekilde bilinçte bilinçaltını etkiler (Böylelikle bilincin tesirlerini ruhunuzun tesirlerine aktarabilirsiniz) Ruh ve bilinç arasındaki iletişim güçlendikçe bilinçaltı faktörü ortadan kalkmaya başlar. Bilinçaltı faktörü tamamen ortadan kalktığında artık bilinciniz tamamen ruhun tesiri altına girer, ki buna “aydınlanma” denir. Aynı şey bilinçaltından evrene sinyal gönderme içinde geçerlidir. Burada da bilinçaltına yüklenen semboller kullanılarak evrenle iletişim sağlanır ve bu da enerjileri tezahür ettirme olanağı sağlar.
Bilinçaltına bu sembolizmi bilinç ile yükleriz ve böylece bilinç-bilinçaltı-sembol arasında ciddi bir enerji ağı oluşur.
Pavlov’un Köpeği
Bu bahsettiğimiz sembollerin kullanımına dair işleyişi anlamak için meşhur deneylerden biri olan Pavlov’un Köpeği deneyini inceleyebiliriz. Bu çalışma bize bilinçaltının etkisini fiziksel düzeyde çok güzel açıklar. Deneyi incelerken aynı prensiplerin enerjisel bazda da var olduğunu unutmamamız önemlidir. Bu sayede aslında bilinçaltı sembollerin işleyişini daha iyi kavrayabiliriz.

İvan Pavlov, 1849 yılında doğmuş ve 1936 yılında vefat etmiş önemli bir bilim adamıdır. Fizyolog, psikolog ve hekim olması, deneylerini çoklu bir bakış açısıyla yorumlamasını sağlamıştır. Meşhur deneyini köpekler üzerinde yapmıştır. Pavlov’un yaptığı bu deneylere “klasik koşullanma” adı verilir. Köpeklerin, öncelikle zil çalarak tepkilerini ölçer. İlk olarak köpeklerin bu zil sesine tepki vermediklerini not eder. Ardından köpeklere et verir ve bu eti verdiği sırada zil çalar. Bunu çeşitli şekillerde tekrarlar. Her et verdiğinde zili çalarak, köpeğin bilinçaltında bir “koşullanma” meydana getirir. Yeterli deney süresi sonunda, köpeğe et vermeksizin zili çaldığında köpekteki hormonların kendiliğinden çalıştığını ve sanki et gelecekmiş gibi salyalarının aktığını görür. Yani köpek üzerinde şartlı bir refleks oluşturmuştur. Burada refleks, yemek yeme isteği ve buna bağlı olarak salya salınımı, şartlandırılan olgu ise zil sesidir. Zil sesi duyulduğu anda bilinçaltı koşullanmadan dolayı yemek geleceği yanılgısına düşer ve buna bağlı olarak bedensel hormonlar aktif hale gelerek köpeğin salyasının akmasına neden olur.
Sonradan oluşturulan sembollerde de benzer bir mantık vardır. Ama bizim burada şartlandırarak harekete geçirdiğimiz refleksler, hormonsal ve fiziksel düzeyde değil, zihinsel ve ruhsal düzeydedir. Bu şartlandırmayı da ses veya hareketle değil görsel imajla yapmaktayız.
Kendi tılsımınızı nasıl yaratacaksınız?
Arapçada tılsım, literatürde talisman veya sigil (mühür) denen sembollerin oluşturulmasına dair birçok yöntem vardır. Genel anlamda bunlar önceden var olan sırlı tılsımlar (sembolik dilleri evrensel olan, çözülemeyen ama işe yararlılığı olan semboller) ve sonradan oluşturulan tılsımlardır.
peygamber_ruyalari.jpg
Bizim incelediğimiz sonradan oluşturulan sembolik tılsımların yapımı da bilinçaltı ve sembolizm ile iç içedir. Burada üç tür tılsım (sembol) yapımından bahsedeceğim. Bunlar sizin oluşturduğunuz ve enerji yükleyerek bilinçaltınızla evren arasında iletişim kurmanızı sağlayacak dillerdir. Evrenin dili sembolizmden çok iyi anlar çünkü bizler sembolik dili evrene aktarma konusunda daha başarılıyızdır. Bu süreç üç aşamadan oluşur. Doğru ismi ve kelimeyi bulma, tılsımı oluşturma ve tılsımı kutsama…
İlk yöntem en eski tılsım yapma yöntemlerinden biridir. Kelime yazılır, tekrarlayan harfler veya isteğe göre bazı harfler çıkarılır. Ardından birleştirilerek ve düzenlenerek isteğe göre bir tılsım yapılır. İkinci yöntem ise gül-haç kardeşliğinin ve bazı batı tarzı majiyle uğraşan kardeşliklerin kullandığı kabalistik yöntemdir. İkinci yöntemde bir diyagram kullanılır. Bu diyagram üzerinden kelime yazılarak işaretlenir böylece tılsım çıkarılmış olur. Bunlara daha çok sigil (mühür) denir. Çünkü birinci yöntem ile ikinci yöntem arasında temel bir fark vardır.
Birinci yöntemde herhangi bir dileğinizi, isteğinizi bir cümlede özetleyerek ortaya bir sembol çıkartırsınız. İkincisinde ise bir ismi sembol olarak çıkartıp onu, o ismin mührü olarak varsayarsınız.
İkinci kabalistik yöntem vakti zamanında daha çok Allah’ın İbranice adlarının ve çeşitli meleklerin mühürlerini oluşturmak için kullanılmıştır. Aynı diyagrama benzer çalışmalar Havassta (İslam mistizmi ve dua-enerji ilimi) da geçmektedir. Haliyle sadece kabalist çalışma yapanlar tarafından değil birçok enerji çalışması yapan insan tarafından da kullanılagelen bir yöntem olmuştur. Sigil yaratırken aynı zamanda kendi isminiz içinde bir sigil oluşturabilirsiniz. Veya burada seçtiğiniz özel bir kelimenin mesela “bilgelik” kelimesinin, bir sigilini yapabilirsiniz.
Üçüncü yöntem ise batıda “sihirli kare” olarak isimlendirilir. Havassta ise vefk ilmi denir. Bu özellikle kabalada ve havassta bolca geçmektedir. Yöntemde kelimenin sayısal karşılığı bulunur. Karşılık havassta ebced değerleri ile hesaplanır. Ebced ilmine göre her Arapça harfin bir rakamsal karşılığı vardır. İsimlerin harflerinin rakamsal karşılıklarının toplanması, isminizin ebced değerini verir. Daha sonra bu sayıdan üretilen karede, sağdan sola, yukarıdan aşağıya ve çapraz olarak sayıların toplamı, sizin hesapladığınız ebced değerini verir.
Birinci Yöntem: Cümleden Tılsım (Sembol) Oluşturulması
1- Öncelikle kelimeyi yazın.
2- Tekrarlayan harfleri çıkarın, anlamını bozmayacak şekilde sesli harfleri eksiltin.
3- Harfleri birer şekil olarak görün ve bundan içinizden geldiği gibi bir tılsım oluşturun.
4- Bu tılsımı tek çizimlik hale getirin.
5- Tılsımınızı tamamlayın.
Bunu örnekle açıklamak daha rahat olacaktır (Örnek yabancı bir kaynaktan alınmıştır);
“I will see a woman with pink hair” (Pembe saçlı bir kadın görmek istiyorum) cümlesinin tılsımını çıkaracaksınız. Öncelikle bu örnekte kişi tekrarlayan ve sesli harfleri atmış. Bu sizin tercihinize kalmış bir durumdur, normalde birkaç sesli harf kalabilir. Bunları atınca elimizde şu harfler kalıyor: W L S M N T H P K R


Bu şekilde devam ettirilerek tılsım sadeleştirebilir. Bir de Türkçe bir örneği adım adım vermek gerekirse:


İkinci Yöntem: Kelimeden-İsimden Sigil Oluşturulması
Sigil oluşturma yöntemi kabalistik çalışmalarda sephirot denen kürelere zihinsel seyahat yapmak için, ilahi isimlerin enerjilerini çekmek veya melekleri davet etmek için çok kullanılırdı. Bu yöntemle üretilen sigiller rüyalarda mesajlar almak, melek meditasyonlarında, enerji çalışmalarında veya astral denemelerinde kullanılabilmektedir. Mesela Malkuth, yaşam ağacında (evrenin kozmik diyagramı) bulunan kürenin isimlerinden biridir. (Sephirot küreler demektir. Kabalizme göre evrenin 10 boyutu vardır. Her bir boyutu küre olarak tasvir etmişlerdir.) Bu kürenin sigili çıkarılarak o küreye seyahat yapılabileceği düşünülmektedir.
Bu sigil yöntemi hermetik çalışma disiplinin önemli bir kısmını oluşturur. Yöntem oldukça basittir.
1- Aşağıdaki diyagramın bir çıktısını alın. Üzerine bir kağıt yerleştirin. (Ya da paintte açın)
2- Kelimenin ilk harfi üzerinden hareket ederek dik bir şekilde ikinci harfe düz çizgi çizin. (Paintte yapacaksanız çizgi butonu ile rahatça çizebilirsiniz).
3- İkinci harften üçüncü harfe de düz bir çizgi çizin. Tek tek bu çizgiyi son harfe kadar devam ettirin.
4- İlk harfe başladığınız yere bir yuvarlak, son harfte biten noktaya da bir çizgi çizin. Daire başladığınız noktayı, çizgi bitirdiğiniz noktayı temsil eder. Böylece sigiliniz hazır. Aşağıda çizime dair bazı örnekleri inceleyebilrsiniz:

İngilizce

İbranice


Malkuth’un sigili



Başmelek Metatron’un sigili



Elohim isminin sigili

Yukarıdaki İngilizce ya da İbranice diyagramı kullanabilirsiniz. Metatron, başmeleklerden biridir. Elohim ise İbrani dilince Allah’ın isimlerinden biridir. İngilizce Happy (Mutlu) ve Friendship (arkadaşlık) kelimelerini incelersek şöyle:


Arkadaşlık (friendship) sigili



Mutlu (happy) sigili


Happy okunurken “a” daha çok “ae” olarak telaffuz edildiği için “A(E)” bölümüne gidilmiştir. Buna nazaran daha tok bir a okunsaydı A,O kısmına gidecekti. (Bu diyagram İngilizce telaffuz baz alınarak yapılmıştır) Efe Elmas isminin sigilini çıkarmak istersek, şöyle bir yol izleyeceğiz:

Efe Elmas sigili

Üçüncü Yöntem: Sihirli Kare
Sihirli kare genel anlamda çeşitli bölümlere ayrılmış bir kareden oluşur. Bu karedeki hanelerin soldan sağa, yukarıdan aşağı ve tam çapraz toplamları aynı sayıyı verir. Perslerde, Hindularda, kabalada, Araplarda ve havassta bolca sihirli karelere denk gelebilirsiniz. Eski korunma tılsımlarından, şifalı muskalara kadar birçoğu sihirli kare yöntemiyle oluşturulmuştur.

Sihirli kare yaparken genel olarak yine bir cümle veya iki kelime birleştirilir. Mesela havassta genellikle isminizin ebced değeri ile Allah’ın 99 isminden birinin ebced değeri (Sayısal değeri) toplanır ve çıkan son sayısal değer sihirli kareye dönüştürülür. Daha sonra sihirli karedeki sayıların yerine Arapça harf karşılıkları yazılarak tılsım oluşturulur. Ardından tılsım üçgen şeklinde katlanarak balmumuna batırılır ve deriye sarılarak muska oluşturulur. Bu sırada muska o ebced değeri hesaplanan esmaül hüsnanın zikri ile enerji yüklenir. Böylelikle vefk ilmine göre muska hazırlanmış olur. İslami havassta buna vefk ilmi denir. Apayrı bir ilimdir ve tütsüsünden gezegen saatlerine ve ay menazillerine kadar her şey tüm detayıyla hesaplanır. Kısacası oldukça derin ve sırlı bir ilimdir. Bunun bir benzerini de kabalada görürüz.
Batıda ise sihirli kare bu kadar detaylı bir şekilde incelenmez. Genelde İbranice veya Arapça ebced (sayısal) değerler yerine kullanılan Latin alfabesinde A’ya 1 sayısı verilerek sırayla harfler numaralandırılır. En nihayetinde isimdeki harflerin sayısal karşılıkları ve istenilen kelimenin de benzer sayısal değeri toplanarak, sihirli kare oluşturulur. Batıda uygulanan yöntem havas veya kabalada uygulanan yöntemin çok daha modern ve basitleştirilmiş halidir. Tek tek gezegen saatleri yerine gezegen günleri hesaplanır.
Sihirli Kare Yapımı
Ben burada 4lü basit sihirli kare yapımını anlatacağım. Detayını öğrenmek isteyenler havass dalını araştırarak ve Bülent Kısa’nın Havassın Derinlikleri kitabını edinerek inceleyebilirler.
1-Öncelikle isminizin Latin harflerine denk gelecek şekilde sayısal değerlerini bulun. Mesela Efe isminden örnek vermek gerekirse;
A:1 B:2 C:3 Ç:4 D:5 E:6 F:7 …. Şeklinde gitmektedir.
E= 6 ve F=7 ise; E+F+E = 6+7+6 = 19 etmektedir.
Örnek olarak kendime şifa çalışması yapacağım sırada tesiri arttıracak bir sihirli kare yapmak istedim. İsimle “Şifa” kelimesinin sayısal değerini toplamam gerekiyor. (“Efe şifalanıyor.” Diye bir cümleyi de hesaplayabiliriz. Ama genelde isim ve kelime kombinasyonu kullanılmaktadır.)
Ş+İ+F+A = 23+12+7+1 = 43
Şimdi Efe ve Şifa kelimelerinin sayısal değerini topluyorum; 19+43 = 62
62 benim son elde ettiğim sayı, bunu sihirli kareye dönüştüreceğim.

2- En çok kullanılanı 4×4 olduğu için dörtlük kare üzerinden anlamak daha önemli. Karelere sayıların yerleştirilmesi belli bir sırayla olur. Sırasıyla karelere yandaki gibi yazılacaktır. ———————-►
3- Şimdi hesapladığımız sayıdan 30 çıkarıp 4’e bölelim. Çıkan sonucu bir arttırarak sıraya göre kareye yerleştireceğiz
62-30=32 32/4=8
8 sayısını yukarıdaki karedeki ilk sıraya yerleştiriyoruz. Sonra sırasıyla bir sayı arttırarak karelere yerleştiriyoruz:

4- sayınız tam olarak dörde bölünmezse ve artık sayı kalırsa;
1 kalırsa; 13. Haneye
2 kalırsa; 9. Haneye
3 kalırsa; 5. Haneye 1 adet fazla yazılır. Örneğin 4 yazılacaksa gerekli haneye 5 yazılır ve daha sonra hane geçildikten sonra normal artırım yapılır.
Örneklemek gerekirse;
Sayımız 65 olsun; 65-30 = 35 Ardından 35 /4 bölümünden artık sayı “3” kalıyor. Öyleyse aynı işlemi yapacağız (8 yazacağız) ama beşinci haneye bir fazla yazacağız. Sonra yine bir arttırarak devam edeceğiz.

Batıda genelde kareler bu şekilde sayılarla bırakılır. Havass hesaplamalarında daha sonra bu sayılar Arapçaya çevrilir. Mesela 62 karesindeki 15 sayısını ayrıştırırsak; 10+5’ten oluşmaktadır. Öyleyse 10’a tekabül eden elif ve 5’e tekabül eden he kelimeleri yan yana yazılarak, ilk kare harfe çevrilir. Batıda ise bazen theban, enochian vb. gibi mistik harflere sayılar çevrilebilmektedir.
Dördüncü Yöntem: Serbest Sembolün Oluşturulması
Aslında bu bir yöntem sayılmaz. Yukarıda eskiden kullanılan kalıplar üzerinden semboller oluşturduk. Bunların yanı sıra aslında en çok kullanılan yöntem zihni serbest bırakarak istediğiniz şekilde sembol çizmenizdir. Bir mum yakın, güzel bir tütsü eşliğinde hafif bir meditasyon yapın. Ardından kalemi elinize alın gözlerinizi kapatın ve akışa bırakın. Gözünüzün önüne gelen veya eliniz istediği şekilde bir sembol çizsin. Burada muhtemelen yeterli meditatif konumu sağlarsanız bilinçaltınız otomatik olarak bir sembol çizdirecektir.
Bunun yanı sıra bir diğer yöntemde yine meditatif konuma geçip rastgele kâğıda bir şeyler karalamaktır. (Aynı çocukken yaptığımız gibi) Bu karalama sonucunda, o çizgi kalabalığına odaklanın ve içerisinde bir sembol görmeye odaklanın. Bilinçaltınız o karmaşa içerisinden bir şekli ayıracaktır. Onun üstünden geçin ve böylece kendi sembolünüzü yaratmış olacaksınız.
Esasında mistik yolda ilerleyenler derin meditatif konumlarda çeşitli semboller görebilirler. Bunlar yuvarlaklardan, üçgenlerden veya çeşitli şekillerden oluşur. Görülenler evrensel semboller olabileceği gibi genelde bilinçaltı sembolleridir. Bu sembollerin enerjisel işlevi sadece o kişi için geçerlidir. O kişi dışında başka kimsede işe yararlılığı yoktur çünkü kişinin bilinçaltından, meditasyon sırasında akan sembollerden biridir.
Sembolün çizimi
Sembollerin çeşitli kullanım şekilleri vardır. Ya elle havaya çizilerek ya da zihnen odaklanılarak kullanılır. Bu kullanım şekli en basit kullanım alanlarından biridir. Diğer bir yöntem ise kâğıda çizilmesidir. Burada papirüs gibi doğal bir kâğıt veya kraft kağıdı gibi dayanıklı bir kağıt cinsi kullanabilirsiniz. Kâğıda eskiden safran, misk ve mür gibi maddelerden oluşan mürekkeplerle çizilirdi. Safran ile elde edilen mürekkep dışında meşe ağacının yaprağından yapılan mürekkeplerde mevcuttur. Bu mürekkepleri yapmak uğraştırıcı geliyorsa herhangi bir mürekkep kullanabilirsiniz. Bazı kimseler kurşun kalemle çizmenin (kurşunun doğal olmasından dolayı) daha iyi olduğunu düşünürler.

Elle havaya çizme ve kâğıda aktarma dışında bir diğer yöntem ise metal üzerine kazıma yöntemidir. Özellikle eskiden gümüş ve altın metalleri, enerjiyi en iyi taşıyan metaller olduğu için tercih edilirdi. Bunun dışında, kare bir kaba kurşunu eritip döktükten sonra üzerine kazımakta, hem daha ucuz hem daha basit olduğu için kullanılan yöntemlerden biriydi. Daha eski geleneklerde ise taşlara veya ağaç kabuklarına, tahtalara kazımayı görüyoruz.
Sembolü nasıl kullanmak istediğiniz sizin tercihinizdir. Burada mesela bir melek sigili çıkarıp kolye olarak takabilirsiniz. Veya kâğıda dilek için ilk yöntemle sembolü çizip, cüzdanınızda taşıyabilirsiniz. Hatta dövmesini bile yaptırabilirsiniz.
Sembolün (Tılsımın) Yüklenmesi ve Kutsanması
Burada sembolü oluşturmanız enerjisel olarak kullanırlılığı için yeterli değildir. Aynı zamanda ona enerji yüklemeli ve onu kutsamalısınız. Kutsama ile yükleme arasında temel fark vardır. Enerji yükleme, herhangi odaklanılmış Spiritüel enerjinin o nesneye hapsedilmesidir. Kutsama ise, Spiritüel olarak onun ne niyetle yapıldığının onaylanmasını kapsar. Kutsamada genelde elementler kullanılır.
Sembolün Elementlerle Kutsanması
Sembolünüzü bir kâğıda çizdiyseniz veya metale yüklediyseniz bu aşama önemlidir. Mümkünse bir çalışmayı doğada, mümkün değilse evinizde en çok meditasyon yaptığınız odada gerçekleştirin. Küçük bir sunak oluşturun. Kuzey tarafına toprağı sembolize edecek bir nesne (Mesela doğal kristal ya da bir taş, doğadaysanız toprak yığını), doğuya havayı sembolize edecek (kuş tüyü, tütsü), güneye ateşi sembolize edecek (mum), batıya ise suyu sembolize edecek (kadeh, deniz kabuğu veya bir kapta su) nesneleri koyun. Benim burada önerim, kuzeye taş, doğuya tütsü, güneye mum ve batıya bir kap su koymanızdır.
Bu maddeleri koyduktan sonra bunların ortasına sembolünüzü alın. Zihninden saat yönünde mavi renkli bir enerjiyle çember oluşturun. Siz ve maddeler çemberin içinde kalacak. Çemberi oluşturduktan sonra ellerinizi havaya kaldırın ve mavi pırıltılı bir enerjinin yarattığınız çemberden alanın içine dolduğunu hissetin. Bu size huzur verecek bir enerjidir. Burada amaç bir enerji alanı oluşturmaktır.
Şimdi yavaşça kuzeye dönün toprak elementini çağırın ve kahverengi bir enerjinin çemberin kuzeyine geldiğini imgeleyin. Ardından doğuya dönün (İlerleyiş saat yönünde) hava elementini çağırın rüzgârların estiğini hissedin ve sarı renkli bir enerjinin doğudan geldiğini imgeleyin. Güneye dönün ve ateş elementini çağırın derin alevleri ve sıcaklığı hissedin. Kırmızı renkli bir enerjinin güneyden geldiğini imgeleyin. Ardından batıya dönün ve su elementini çağırın suyun ferahlığını imgeleyin ve mavi bir enerjinin batıdan geldiğini imgeleyin. Elementlerden çemberi tamamlamalarını isteyin. Böylece bütün enerjiler birleşerek saat yönünde dönmeye başlasınlar. Bu hissiyatı özümseyene kadar devam edin.
Sembolünüzü alın ve önce kuzeydeki taşa getirin “Toprak elementi, toprağın yaşam gücü ve bereketi lütfen sembolümü kutsa” deyin. Ve kahverengi enerjinin sembole aktığını imgeleyin. Ardından sembolünüzü tütsüye getirin ve biraz tütsülerken “Hava elementi, havanın bilgeliği lütfen sembolümü kutsa” deyin. Sarı bir enerjiyle tütsünün dumanıyla, enerji dolduğunu imgeleyin. Ardından mum alevine getirin ve biraz alevin üzerinde tutun ve “ateş elementi, ateşin aşkı ve engin duyguları lütfen sembolümü kutsa” diyerek ateşle birlikte kırmızı renkli bir enerjinin sembolünüze dolduğunu imgeleyin. Son olarak batıya koyduğunuz suya dönün ve “Su elementi, suyun şifası ve akışkanlığı lütfen sembolümü kutsa” diyerek hafif su serpin, suyun mavi enerjisiyle dolduğunu imgeleyin.
Buraya kadar elementlerle sembolü kutsamış oluyorsunuz. Elementleri kullanmamızın sebebi, Dünya’nın döngüsünde dört elementin var olması ve bu dört elementin beşinci element olan ruh enerjisini tamamlamasıdır. En eski geleneklerden günümüze kadar elementler üzerine meditasyonlar ve çalışmalar yapıla gelmiştir. Özellikle bu tür bilinçaltı sembolleri oluşturulurken elementlerin bilincinden yararlanmak önemlidir.
Sembolün Yüklenmesi
Elementlerle kutsadıktan sonra, ellerinizi havaya kaldırın. Taç çakranızdan içeri altın parıltılarla kaplı beyaz bir ışığın girdiğini imgeleyin. Işığı, taç çakranızdan alın çakranıza oradan kalp çakranıza doğru indirin. Sonra tüm enerjiyi kollarınızdan ellerinize doğru aktarın. Şimdi elleriniz altın parıltılı beyaz bir ışıkla parlıyor.
Yavaşça parmaklarınızla sembole dokunun ve tüm bu ışığın sembole dolduğunu imgeleyin. Artık kâğıdınız bu enerjiyle parlıyor. Şimdi kağıdı elinize alıp sembole odaklanarak meditasyon yapın.
Eğer kağıda veya metale çizmediyseniz sadece zihinsel olarak kullanacaksanız en az 7 en fazla 21 gün o sembol üzerine meditasyon yapmalısınız. O sembole ve niyete odaklanarak sembole enerji yüklemesi yapmalısınız.
Niçin “Oluşturulmuş” Sembolleri Kullanıyoruz?
Her insan fark etse de fark etmese de hayatta tekamül eder. Ama ruhsal konularla ilgilenen bir insanın en büyük avantajı tekamülünü hızlandırabilme olanağıdır. Bu amaçla meditasyon, mantra, reiki gibi çeşitli enerji disiplinleriyle Spiritüel enerjisini de arttırmaya çalışır. Haliyle sadece felsefe yaparak veya kitap okuyarak tekamülü ve Spiritüel enerjimizi yükseltemeyiz. Düzenli olarak meditasyon ve buna benzer çeşitli çalışmalar yaparak maneviyatımızı, evrenle olan irtibatımızı güçlendirmek zorundayızdır.
Bu çalışma bilhassa bilinçaltımız ile evren arasındaki iletişimi sağlar bu süreçte ruhsal enerjimiz artar, aura güçlenir amacımıza göre enerjiyi yönlendirmeyi öğreniriz. Yeteri derecede enerjiyi yönlendirmeyi öğrendiğimizde enerjilerin işleyişi dolayısıyla evrenin işleyişi hakkında bilgi alırız. Bu pratiklerde tekamülümüzü hızlandıran önemli etkinlerdir.
İşte bu yüzden bu tür mistik sembollerle, reikiyle, tai chi veya çigong gibi enerji yükseltme çalışmalarıyla içli dışlı olmamız şarttır. Enerji ilminde derinleşmek Spiritüel yükselişte önemli bir aşamadır. Böylece asıl ruhsal görevimizi hatırlamamızı da sağlar.
Düzenli enerji çalışmaları, düzenli bir Spiritüel yükselişi beraberinde getirir. Bu da tekamülümüzü desteklemekle kalmaz aynı zamanda ilahi ışığı enerjisel anlamda etrafa yaymamızı kolaylaştırır. Bu ışığı güçlendirir. Ruhun bilgeliğini öğrenmemizi ve bu bilgeliği bütünün hayrına kullanma sanatını idrak etmemizi sağlar.


Kutsal Sembollerin İşleyişi ( 3 )



semboller-antik-misir-yunan-anadolu-2.jpg

Evrensel semboller, enerjilerin akışını sağlayan anahtarlardır. Eğer doğru şekilde kullanılırsa her sembol, bir enerji akımının kapısını açar.
Hepimiz bir şekilde sembollere aşinayızdır. Bilhassa ruhsal konularla ilgileniyorsak muhakkak gizli sembollerin sırlarını veya elle ya da zihnen çizilerek enerji akışı sağladığı söylenen sembolleri duymuşuzdur. Şu anda uyumlama yapılan birçok enerjide semboller mevcuttur. Mesela Reiki’de dört adet kutsal sembolden bahsederiz. Bunlar evrensel enerjiyi yönlendirmeye yarayan kutsal işaretlerdir. Haliyle bu sembollere büyük saygı duyulur ve durduk yere kâğıda ya da görünür bir yere çizilmez. Hatta eskiden öğretimi sadece sözlü gelenekle yapılır, sembolün bilgisi kesinlikle yazıya geçirilmezdi. Sadece Reiki’de değil, diğer evrensel enerjilerde de semboller görüyoruz. Aynı zamanda eski yolların bilgeliklerinde öğretilen kutsal-evrensel semboller mevcuttur.

Peki, bu evrensel boyutta enerji akışı sağlayan sembollerin sırrı ne? Bunların kaynağı neresi? Bu basit şekiller nasıl işliyor? Neden bazı semboller bir dilin alfabesine göre yapılmış? İşte bu soru işaretleri birçoğumuzun kafasında oluşmuştur. Özellikle derin Spiritüel çalışmalar yapanlar evrensel sembollerin işleyişiyle yakından ilgilenmektedirler.
Kısaca tanımlamak gerekirse, evrensel semboller, enerjilerin akışını sağlayan anahtarlardır. Eğer doğru şekilde kullanılırsa her sembol, bir enerji akımının kapısını açar. Bu kapıyı açma işlemi esasında “evrensel ortak enerjiyi” yönlendirerek ve değiştirerek yapmaktadır. Yani evrensel enerjiyi kullanmanın en pratik yoludur. Reiki’nin ikinci sembolü mental-duygusal sembol olarak anılır. Reiki, evrensel hayırda işleyen Yaratıcı’dan kaynaklanan sonsuz bir enerjidir. İkinci sembolü çizdiğinizde, niyetinize ve kullanım şeklinize göre, bu evrensel enerji değişir dönüşür ve spesifik bir enerji akışı haline gelir. Reiki’yi kuvars olarak alırsak, ikinci duygusal sembol Reiki’yi pembe kuvarsa dönüştürür. Ya da yine kullanımın değişimine göre ametiste… En nihayetinde hepsi kuvars kökenlidir. Sembol sadece enerjinin işlevini genelden daha spesifik bir hale dönüştürmüştür.
semboller-antik-misir-yunan-anadolu-1.jpg
İşte buradan yola çıkarak basit bir tabirle evrenin, bilgisayar kodları sembollerdir. Bu gizli-sırlı semboller evrenin yaratılışının sırrının temelini taşır. Aynı bilgisayardaki yazılım kodları gibi, sembollerde evrenin temelini ve boyutsal sisteminin yazılımıdır. Haliyle evrensel semboller direk enerjisel değişimler yaratacak kadar güçlüdür. Nasıl bilgisayarda bir tuşa bastığımızda, istediğimiz eylem gerçekleşiyorsa, evrensel sembollere de güçlü bir zihinsel konsantrasyonla odaklanmak (üzerine meditasyon yapmak, düzenli olarak kullanmak, ya da bir yere çizip üzerine enerji yükleyerek) o sembolün evrendeki yerine göre (kodlamasına göre) enerji akışını sağlar.
Sembollerin fonetik (ses enerjisi) karşılıkları olduğundan da bahsedebiliriz. Bu sesle ilişik olan enerji formu, sesin enerjisiyle bütünleşerek daha güçlü bir tesir yapmaktadır. Buna sembollerin bedenleri denmektedir.
Evrenin Temeli
Evrenin temeli basit sembollerden oluşmuştur. Basit sembolleri anlarsak evrenin işleyişini ve dinamiğini çözebiliriz. Bu basit semboller, temel geometrik şekiller şeklindedir. Literatürde bu geometrik şekiller “kutsal geometri” olarak geçer. Bunların sırlarına erip, onlara anlam yüklersek, evrenin işleyişindeki sembol bilimini de çözebiliriz. Mesela temel sembollerden bazıları şu şekildedir:
evren-sembol-spiral-sonsuzluk-pentagram-om-mandala-cleft-fatima-08.jpg
Bunlara bir diğer örnek olarak yıldız poligonları (anagramlar) verebiliriz. Her bir poligomun evrensel düzende bir işleyişi vardır, bu işleyişten faydalanabilmek için doğru şekilde kullanmak önemlidir. Beş köşeli yıldız olan pentagram, evrenin dört temel enerjisini bütünleştirir ve ruhun bütünlüğünü tamamlamada yardımcı olur. Önemli bir nokta; pentagram dediğimiz sembolde sivri ucu yukarı bakmaktadır. Sivri uç ruhu temsil eder, dolayısıyla ikilikten birliğe gidişi (enerjinin toparlanışını) sağlar. Aynı zamanda düz pentagram insanın bütünlüğünü sembolize eder. (Baş, iki el ve iki ayak) Ama ters pentagram birlikten ikiliğe dağılışını ve maddi arzularla, nefsi isteğin enerjisini anlatır. Çünkü burada ruh, yani tüm enerjileri toparlayan temel unsur, aşağı noktaya bakmaktadır. Toprak ve ateş yani dünyevi enerjiler yukarıyı işaret eder. İlki bütünün hayrına işleyen kutsal bir sembolken, ters çevrilmiş hali birliği bozan ve nefsanî enerjileri temsil eden bir hale bürünür. İşte bu yüzden sembolün doğru çizimi ve doğru şekli çok önemlidir.
evren-sembol-spiral-sonsuzluk-pentagram-om-mandala-cleft-fatima-12.jpg

Bunun yanı sıra heksagram; alt ve üst âlemleri birleştiren bir kapı konumunda, septagram; yaratım enerjisinin yönlendirilmesinde ve zihinsel gezilerde, octagram; tamamlama ve oluşturmada, nanogram; yükseliş ve bütünleşme çalışmalarında kullanılabilmektedir. Bu yıldız poligonlar çok çeşitli şekillerde ve farklı evrensel enerjileri tetiklemede geçmişten günümüze kullanılmıştır. Bunlardaki renk kullanımları bile sembolün tetikleyeceği enerji silsilesine katkı sağlamaktadır.
Evrendeki Boyut Sembolleri ve Spiral Bilgisi
Evrenin temelini oluşturan sembollerin kullanımı yanı sıra bir de evrendeki boyut sisteminden bahsedebiliriz. Boyut dediğimiz kavram evrenin süptil aşamalarını kapsayan yedili bir enerji sistemidir. En üst boyut saf enerjinin ve mutlak bilincin olduğu katmandır. Sıfırıncı boyut ise bizim evrenimizin bulunduğu fiziksel düzeydir. Bu temel semboller boyutlarda farklı kombinasyonlar ve çok çeşitli şekillerle karşımıza çıkabilmektedir. Haliyle üst boyutta olan sembollerin etkisi çok daha doğrudan ve güçlü olmaktır. Mesela en üst boyutu oluşturan sembol kodları kullanılabilmesi durumunda, manevi enerjinin maddi bir nesneye dönüşebileceği iddia edilmektedir. Ama bu üst boyuttaki sembollerin kullanımlarına izin verilmediği söylenilmektedir. Her boyutun sembolizm sistemi farklıdır.
evren-sembol-spiral-sonsuzluk-pentagram-om-mandala-cleft-fatima-04.png
Bizim fiziksel dünyamıza en yakın olan birinci boyutta spiral semboller vardır. Haliyle bütün spiral sembollerin enerjilerinin odaklama görevi olduğunu söyleyebiliriz. Hatta bu ruhsal-evrensel enerjiyi odaklama bazen o denli yoğun olmaktadır ki, enerji dönüşümü fiziksel etkiler göstermektedir. Spiraller, hemen hemen her kültürde yer almışlardır. Antik mısır, yunan, kelt, Arap, Türk, Sümer… Hangi kültüre bakarsak bakalım muhakkak spirallerden oluşmuş evrensel sembollerle haşır neşir olduklarını görürüz. Bunların bahsettiğimiz ezoterik sembolizm dışında, ruhsal olarak o dönemin rahipleri ve magusları (bilge büyücüleri) tarafından kullanıldığı bilinmektedir.
Spiral sembollerin farklı işleyişlerine örnek olarak çiftli spiral sembolü verebiliriz. Bundan yıllar önce, derin meditatif bir konumda ikili spiralin kullanımıyla ilgili bir bilgi edindim. Çiftli spiral, enerjileri birbirlerine bağlamada ve enerji akışı sağlamada yardımcı olmaktaydı. Üzerine meditasyonlar yaparak sembolle uyumlu olmaya özen gösterdim. Bundan sonra temkinli ve dengeli bir şekilde üzerine çalışma yaptım. Özellikle çakra dengeleme sırasında Reiki ile uyumlu kullanıldığında güçlü bir enerji akışı ve dengelenme süreci sağladığını gözlemledim. Reiki’de uyguladığımız klasik çakra dengelemeye ek olarak bu sembolü çiziyor ve çakralar arasındaki enerji akışını hızlandırabiliyordum. Yani sembol çakralar ve bedensel enerjiler arasında bağlantıyı sağlıyor ve bağlı enerji alanları arasında çift yönlü güçlü bir enerji akışı sağlıyordu. Aynı akan bir nehir gibi duru bir akışa olanak veriyordu.
evren-sembol-spiral-sonsuzluk-pentagram-om-mandala-cleft-fatima-14.gif
O zamana kadar bu çift spiralli sembolün kullanımına denk gelmemiştim. Sonra bir araştırma sırasında, sembolün kelt geleneğinde kullanıldığına dair bir bilgiye rastladım. Kelt bilgeliklerinde çift spiral, bedensel enerjileri, hatta gerekli olduğunda maddi dünya ile manevi dünya arasındaki enerjileri birbirine bağlamada kullanıldığı bilgisine ulaştım. Bu sayede rahipler, iki dünyayı birbirine bağlıyor ve manevi taraftan enerjiyi fiziksel dünyaya çekebiliyorlardı. Bazen de bu sembol, öte tarafa ulaşmada kullanılıyordu. Aynı zamanda bu dengenin ve dengelenmenin de sembolü olarak kabul ediliyordu. İşte yine burada da sembolün çeşitli kullanımlarını görmemiz mümkün. Sembol, iki ilişik enerji kanalındaki akışı sağladığı gibi, iki farklı enerji kanalı arasında bir kapı açmada da kullanılabilmektedir.
Bir diğer örnek olarak Reiki’de ki güç sembolünü verebiliriz. Güç sembolü Reiki enerjisinin o anlık alınımını arttırır ve hızla belli bir noktaya odaklar. Odaklama, ya mühür gibi kapatarak ya da hızlı bir aktarım ile enerjiyi açarak gerçekleşir. En nihayetinde de, enerjiyi yoğunlaştırır ve kullanımına göre etkisi değişir.
Her Sembol Kullanılabilir Mi?
Burada temel bir uyarı yapmakta yarar var. Eğer bir evrensel sembolün, (Herhangi bir kaynakta ya da enerji kullanımıyla ilgili bir workshopta görmüş veya derin meditatif konumda vakıf olmuş olabilirsiniz.) ne anlama geldiğini bilmiyorsanız, kullanmamaya özen gösterin. Çünkü bazılarının yıkıcı tesirleri veya yanlış kullanımına bağlı olarak zararları söz konusu olabilir. Semboller, bilinmez bir dünyanın kapılarıdır ve bilmediğiniz kapılardan geçmemenizi öneririm. Özellikle Reiki’de öğretilen kutsal semboller dışında tam olarak kaynağı bilinmeyen sembollerle çalışılması kesinlikle önerilmez. Bahsettiğimiz gibi her sembol illa hayra çalışacak diye bir kaide yoktur. Kimi evrensel sembol karanlık yanın enerjisini taşır. Bu da yıkım, gazap veya tehlikeli enerjilerle bağlantılı olabilir.
Sembol iyi dahi olsa, yanlış kullanımı da sorunlara yol açabilir. Haliyle bir sembolü kullanmadan önce o sembolle ilgili net bir bilgiye ve kullanım şekline ulaşmamız lazımdır. Deneme-yanılma yöntemi bu konuda sakıncalı olabilmektedir. Mesela koruma amaçlı bir sembolü evinizin her yanına çizdiniz. Bazı semboller sadece negatif tesirleri değil, “ki” enerjisinin de içeriye alınmasını engeller, bu haliyle sembol, tam bir bariyer gibi davranır. Bu süreçte her yere çizdiğiniz sembol, evinize giren “ki” enerjisinin akışını engelleyecek bu da ev içinde sorunlara yol açabilecektir. Yani sembolün tam manasını ve kullanımını bilmiyorsanız, sembolün tesiri amacından sapabilir. Haliyle çok temkinli kullanılması gerekmektedir.
Bunların yanı sıra herkes her sembolü kullanma konusunda izinli değildir. Bu açıdan sembollerin kullanımını iki sınıfa ayırabiliriz:
1- İzin gerektirmeyen; Bunlar herkesin kullanımına izin verilen sembollerdir. Ayrıca kişinin kendi kendini uyumlayabildiği (yani sembolün enerjisiyle kendi enerjisini, aynı frekansa getirebildiği) sembollerdir. (poligromlar, temel semboller vs..)
2- İzin gerektiren; Bu semboller ise herkesin kolayca kullanamayacağı ve enerji sistemlerine bağlı bulunan sadece izin verilerek kullanılabilecek sembollerdir. Mesela Reiki sembollerini bir Reiki öğretmeni tarafından izin verilip, uyumlanmadan kullanamazsınız. Ancak evrenin, öğretmen vasıtasıyla size izin vermesi gerekir.
Alfabeler ve Evrensel Sistem
Bazen alfabe olarak kullanılan bazı sembollerin de, evrensel semboller arasında yer aldığını görürüz. Japonca, Sanskritçe, runeler, eski Türk alfabesi, aramice, hiyeroglifler vb… gibi alfabelerin, evrensel enerjileri tetiklemede kullanılmaları bir soru işareti oluşturabilir. Aslında bunda garipsenecek bir durum yoktur. Daha önce ezoterik sembollerin alfabelerde de var olduğunu anlatmıştık. Aslında bu sembolizmler aynı zamanda evrensel sistemle uyumludurlar. Antik alfabeler, vakti zamanında, dönemin bilge insanları tarafından evrensel bilinçten alınan enerjisel sembollerdir. Eskiler bu sırlara vakıflardı ve sanılanın aksine dilleri uydurarak ya da sadece eşyalara benzeterek değil, evrensel sistemle uyumlu olarak oluşturmuşlardır. Mesela sanskritçe mantralar, çakraların titreşimiyle oldukça uyumludur. Bu yüzden bu tür mantralar direk çakralarda titreşimler yaratır.
Aynı zamanda Om vb. gibi seslerin şekilleri evrensel enerjilerle kişisel enerjiler arasında bir uyum yakalamamıza olanak sağlar. “Reiki ve Şifa veren Buda” isimli kitapta “Om” sembolü ile Reiki’nin akışı arasındaki benzerlik incelenmiş, “Om” sembolünün nasıl bir tesiri olduğu çok güzel açıklanmıştır:
Om sembolündeki ilk yarım daire uyanık olmayı temsil eder ve uyku anlamına gelen ikinci yarım daireyle bağlantılıdır. Küçük bir boşluktan sonra rüya görmeyi temsil eden yarım daire yer alır. Boşluk, tam uykuya daldığınız anı, hiçliğe adım attığınızı hissettiğiniz ve ayağınızın silkinmesiyle korkuyla uyandığınız anı simgeler. Ve belki de eski çocuk öykülerinde rüyalar âlemine gitmenin, neden uzak bir yıldıza doğru uzayda yelken açmak olarak anlatıldığını açıklar. Kendi benliğimizi keşfetmede rüyalar önemlidir. Uyanık olduğumuz sürelerde topladığımız ve ayakta kalmak adına sildiğimiz ya da güçlendirdiğimiz bilgileri işlemden geçirir ve bütünleştirir. Budizm’de rüya görmenin, aydınlanmaya ulaşmanın aktif bir yolu olduğu ve aydınlanmaya ulaşmak amacıyla uyanıkken gerçekleştirilen çalışmayı tamamladığı söylenir. Rüyaların ışıyan ışık içinde bulunan tam insandan kaynaklandığı söylenir. Bir Reiki uygulaması sırasında hafif bir rüya haline girmek, enerjiyi daha etkin bütünleştirmemize yardımcı olur ve enerjinin tam özümüze ya da tam benliğimize ulaşmasına izin verir.
Om sembolünün tepesinde yer alan yarım daire, her üç halin yani uyanık olma, uykuda olma ve rüya görmenin, tek bir hale dönüştüğünü gösterir; bir Reiki uygulaması sırasında olabileceği gibi kişi bunların tümünü aynı anda gerçekleştiriyordur. Hem Hindular, hem de Budistler, bilincin bu haline girdiğiniz zaman, evrenin gücüyle bağlantı kurabileceğinize inanırlar. OM sesinin, evrenin sesini temsil ettiği söylenir. Sembolde yer alan küçük nokta, genelde Tanrı adını verdiğimiz, evrenin açıklanamaz gücüyle kurulan bağlantı anını temsil eder. (Maureen J. Kelly, Reiki ve Şifa veren Buda)
evren-sembol-spiral-sonsuzluk-pentagram-om-mandala-cleft-fatima-11.jpg
Sembol Bilgisi
Sembollerin işleyişi ve evrenin düzenindeki tam yeri ile ilgili maalesef detaylı bir kitap ya da kaynak bulabilmemiz mümkün değil. Ancak eski geleneklerden, okült bilgilerden, enerjisel çalışmalardan elde edilen deneyimlerden ve farklı kaynaklardaki notlardan bazı bilgilere ulaşabiliyoruz. Sembol bilgisinin, eskinin kozmik bilimi olduğu aşikâr ama maalesef günümüzde unutulmuş durumdadır. Şurası bir gerçek ki;
Evrende, var olan hiçbir sır-bilgi kaybolmaz sadece tekrar hatırlanana kadar unutulur.
Bu yüzden sembol bilgisinin de hatırlanmaya başladığı bir süreçte olduğumuzu görebiliriz. Ezoterik semboller ile ilgili kaynaklar bolca varken, evrensel semboller ve enerjisel titreşimleri ile ilgili kaynaklara ve bilgilere ulaşmak oldukça zor. Yine de hatırlama sürecinde evren öğrenmemiz gereken bilgeliği bize bir şekilde öğretiyor. Bu süreçte sembol bilgisinin doğruluğu ve derinliği kişinin tekamül seviyesine göre değişiyor. İnanıyorum ki, yeni keşiflerle birlikte sembol bilgisi tekrar gündeme gelecek ve evrenin enerjisini kullanmanın bu pratik yolları yeniden hatırlanacaktır.

ALINTI :Efe ELMAS


 

BoZKurT

"R@m@z@n"
Forum Düzeni
Katılım
22 Mart 2012
Mesajlar
9,504
Beğeni
16,960
Puanları
113
Konum
İstanbul
Cevap: Kutsal Semboller.1.2.3

paylaşım için tesekkurler,eline sağlık.detaylı kapsamlı konu olmuş.
 

star21

Kullanıcı
Katılım
11 Ağustos 2012
Mesajlar
2,733
Beğeni
430
Puanları
83
Cevap: Kutsal Semboller.1.2.3

emeğine sağlık kardeşim
 

aliveli44

ONURSAL ÜYE
Forum Düzeni
Admin
Super Moderatör
Vip Üye
Katılım
12 Haziran 2012
Mesajlar
11,018
Beğeni
20,950
Puanları
426
Konum
Malatya
Cevap: Kutsal Semboller.1.2.3

Güzel bilgi
Güzel paylaşım:rolleyes:
 

TATLARLI

Kullanıcı
Katılım
10 Kasım 2012
Mesajlar
420
Beğeni
124
Puanları
18
Konum
Ankara
Cevap: Kutsal Semboller.1.2.3

Merhabalar. Güzel paylaşım ancak 2. boyut olarak görmekte fayda var. Şuan bu tılsımları aynı isimleriyle halen kullanan papazlar var.
 
Üst