Kazancı yöresinin en ünlü kalesi, halen varlığını sürdürmekte olan “ Asar Kalesi”dir. Kasabanın batı yakasında, kuzeyden güneye bir duvar gibi uzanmış olan sıra dağların bir parçası olan Asar Tepesi (Beleni) üzerindedir. Bu kalenin hemen doğusundaki Uluköy Mahallesi kuzeyinde, kumluk tepelerin bulunduğu yerde,(BİRBİRİNE KANALLAR BAĞLANTILI OYMALAR KONUSUNU AÇTIĞIM, TÜMÜLÜSÜN OLDUĞU YER) “ Asar “ şehri varmış. Bu şehrin kralı çok set bir kişiymiş. Esirleri ve suçluları hemen idam ettiğinden “Asar Kralı” adını almış. Kalesine de aynı ad verilmiş. Defineciler tarafından tahrip edilen kale kalıntıları ve içindeki toprak altına gizlenmiş sığınaklar (depolar) halen durmaktadır. Bir deponun sonuna gelindiğinde bir kapı ve sonrası ikinci depo başlamaktaydı. Bu kale ve depoları savaş zamanlarında, halkın sığındığı yer olmakla birlikte, yaz mevsiminde yaylalara göçüleceğinde ev eşyalarının kira karşılığı depolanıp emniyetinin muhafızlarca sağlandığı yerler olarak (yedi emin depoları) emanet görevi de yapıyormuş.
Bir zamanlar bölgenin iki güçlü kralı olan, Asar Kralı ve Enebolu (İrenepolis) Kralının arasında kız almak-vermek konusunda savaş çıkmış ve Enebolu Kralı tüm silahlı adamları, at, katır ve develeriyle birlikte Piladan Burnu’ndan inerek Asar şehrine saldırıya geçmiş. Asar Kralıın güçleri Demircilik deresi ve Kazanpınar civarına gizlenmiş. Enebolu Kralının hesaba katmadığı bir husus, iki güç arasındaki arazinin, sazlık, bataklık ve kaygan zeminlerden oluşmasıymış. Nitekim, askerler, atlar ve develer bu bölgede balçığa saplanıp kalmışlar ve savaşı Asar Kralı kazanmış ve istediği kızı almış. Bu savaş bölgesinin adı şimdi bile “ Deve Çökeği” adıyla, yani, deveyi çökerten yer olarak bilinir. Çevresindeki yerler ise, Kanlıcagöl, Parçukruru ve Göl adıyla söylenir ki, bu adlar çok kanlı bir savaş olduğunun kanıtlarıdır. Sonraları, Asar şehrine bir düşman saldırısı sırasında, tüm insanlar Asar Kalesine taşınırken, evlilik hazırlığı yapan bir kız “ çeyizlerim düşman eline geçmesin “ diye, evlerini ateşe vermiş ve şehir tamamen yanmıştır. Bu yerlerde define arayanların, kömürleşmiş buğday fosilleri ve evlerin kül yığınlarıyla karşılaştığı bilinmektedir