Padişahlar padişahı fatih sultan mehmet han hz. | Define işaretleri ve anlamları

Padişahlar padişahı fatih sultan mehmet han hz.

star21

Kullanıcı
Katılım
11 Ağustos 2012
Mesajlar
2,733
Beğeni
430
Puanları
83
BEN BU İNSANA ÇOK AŞIRI İLGİ DUYUYORUM TABİ HERKESİN İLGİSİ FARKLI SİZLERİ BİLEMEM ???çiçek sana UMARIM BEĞENİRSİNİZ..MAKALEYİ..

3536fatih_sultan_mehmetin_defteri_h78658.jpg


Tüm dünyanın arzuladığı şehir İstanbul’u fetheden, 2 imparatorluk, 4 krallık ve 11 prenslik yıkan, Ortaçağ’ı kapatıp Yeni Çağ’ı açan ve tüm dünyanın önünde diz çöktüğü Fatih Sultan Mehmet’i, İstanbul’u fethetmeye iten sebep neydi? Hangi koşullar ve kimler onu güdülemiştir? Bu kadar yetenekli bir şehzade iken neden babası onu bir türlü sevmemiştir? İlk defa tahta çıktığında yaşadığı hüsran onu nasıl etkilemiştir? Hatta daha da derinlere inersek, başarısızlıklar gerçekten de başarıya giden yolun mihenk taşları mıdır?



II. Murat’ın üçüncü oğlu olarak 30 Mart 1432’de dünyaya gelmiştir II. Mehmet. Ünlü tarihçi Franz Babinger ’e göre annesi gayrimüslim ve köledir. Babasının en sevdiği oğlu ve gözde şehzade Alaeddin Ali‘nin annesi ise Türkmen beyinin kızıdır. Acaba II. Murat‘ın oğlundan uzaklaşmasının sebebi bu muydu? Kaynaklarda II. Murat‘ın Alaeddin Ali ‘ye çok düşkün olduğu fakat buna karşın II. Mehmet’i pek sevmediği anlatılmaktadır. Bu durum bir kıskançlık yaratmış mıydı? Kim bilir belki de babasına layık olmak amacıyla kendine farklı bir yol çizdi II. Mehmet.



12 yaşında tahta çıkması ise II. Mehmet’te derin yaralar açacaktı. Derin yaraların açılması 12 yaşında tahta çıkması değildi. Genç padişahın (ki benim inancıma göre bir komplo ile ) tahttan indirilip deyimi yerindeyse süklüm püklüm Manisa ‘ ya gönderilmesi idi. Henüz 40 yaşında olan II. Murat’ın 12 yaşındaki bir çocuğa tahtı bırakması muhtemelen şaşırtıcı geliyor. Fakat II. Murat hiçbir zaman idealleri olan bir padişah olmadı. Gözde şehzadesi Alaeddin Ali‘nin zamansız ölümü, siyasi dengelerin sağlanmış olması ve tasavvufi yaşama düşkünlüğü II. Murat‘ın bu kararı alması için yeterli oldu. Böylece II. Mehmet babası ölmeden tahta çıkan ilk ve tek Osmanlı Sultanı olarak tarihe geçti.





II. Murat’ın bu beklenmedik kararı, henüz mürekkebi kurumamış antlaşmaların geçersiz sayılmasına neden oldu. Avrupalı senyörlerin desteği ile Macar ve Eflak askerlerinden oluşan Haçlı ordusu ise çoktan Osmanlı topraklarına girmişti. Bu sırada vezirler arasında bir anlaşmazlık yaşandı. Şehabettin ve Zağanos paşalar II. Mehmet’in sultan olarak ordunun başında olmasını savunurken, Çandarlı Halil Paşa II. Murat’ın tekrar yönetimin başına geçmesini savunuyordu. Çandarlı’nın ısrarı üzerine II. Mehmet’in ağzından bir ferman yazılır (daha doğrusu öyle olduğu rivayet edilir). II. Mehmet’in padişahlığı sürerken II. Murat, herhangi bir vasıf taşımadan ordunun başına geçip Varna’ya gider. Halbuki II. Mehmet kendine o kadar güveniyordu ki, babasının gelmesini gereksiz buluyordu. O bu savaşta başarılı olursa eğer herkes ona biat edecekti fakat II. Murat kazanırsa hükümdarlığı iyice sallantıda olacaktı. Nitekim öyle de oldu. II. Murat Varna’dan büyük bir zaferle döndü. Ve Çandarlı Halil Paşa’nın isteğine rağmen tahta dönmedi.




Varna Seferi’nden yaklaşık iki yıl sonra, Edirne’de kapıkulu ayaklanmaları yaşandı. Yeniçeriler, 1446 ilkbaharında eksik vezinli akçelerle ulufe verilmesine tepki gösterdi. Hatta daha da ileri giderek Şehabettin Paşa’nın konağını bastılar. Paşa canını zor kurtardı ve saraya sığınmak zorunda kaldı. Edirne’de yaşanan bu olaylar II. Mehmet’in yetersizliği olarak yorumlandı. Çandarlı Halil Paşa, devletin bekası için II. Murat’a gizli bir mektup yolladı ve tekrar tahta çıkmasını istedi. II. Murat Edirne’ye gelerek isyanı bastırdı ve II. Mehmet, Şehabettin ve Zağanos Paşa eşliğinde Manisa’ya gönderildi.









İşte bu olay II. Mehmet’in hayatında yeni bir dönüm noktasıydı. Artık hayatında bir perde kapanmış yeni bir perde açılıyordu. Gururu kırılmıştı, halkının gözünde başarısızdı, saray erkanı için ise yetersizdi. Manisa’da geçirmiş olduğu ikinci şehzadelik dönemi, onun ve Osmanlı Devleti’nin geleceği açısından çok verimli olmuştur. Bu beş yıllık süre içerisinde, güvendiği hocalarının yardımıyla kendini çok iyi yetiştirdi. Başarı yolunda ilerlerken düşünmek ve strateji oluşturmak ilk adımınız olmalıdır. II. Mehmet’te aynen bunun yaptı. Gece gündüz, sürekli çalıştı ve kendini din bilimlerinde de, sosyal bilimlerde de ve hatta pozitif bilimlerde de geliştirdi. Hz. Süleyman, Hz. Davud, Büyük İskender, I. Alaeddin Keykubat gibi liderlerin başarılarını ve bunun arkasındaki sırları inceledi. Bu süre içerisinde Latince, İtalyanca ve Fransızca gibi batı dillerini de öğrendi. O günkü Batı’da konuşulan dilleri öğrenme isteği, şehzadenin ileride neler yapmak istediğinin de bir ön hazırlığı olabilir miydi acaba?







İmkansızı düşünmek kendini ortaya koymaktır. Yaşanılan bu acı deneyim II. Mehmet’in başarıları için mihenk taşları olmuştu. Büyük değişimler genellikle bir gecede yahut birden bire olmaz. Ancak her gün amacınıza attığınız bir adım size kayda değer kazanımlar getirecektir. II. Mehmet bunun farkındaydı. Hedefi belliydi: İstanbul’u fethedilecekti. Babasının, dedelerinin bir türlü alamadığı İstanbul’u o alacaktı. ‘’Psikolojik verilere göre babaların güç ve kuvveti ergenlik dönemindeki oğullar için kıskançlık kaynağıdır.’’ Bu yüzden Fatih, İstanbul’u fethederek bütün atalarını geçtiğini ispatlayacaktı belki de. Hatta İstanbul’u fethi sıralarında Bizans elçisine ‘’Efendilerinize söyleyin. Şimdiki Osmanlı padişahı öncekilere asla benzemez. Benim iktidarımın ulaştığı yerlere onların hayalleri bile yetişememiştir.’’sözü ise bu durumu kanıtlamaktadır.



Fatih Sultan Mehmet’i güdüleyen başka bir faktör ise hepimizin çok iyi bildiği Hz. Muhammet’in ünlü hadisidir. ‘’İstanbul mutlaka feth olunacaktır. Onu fetheden kumandan ne güzel kumandan onun askerleri ne mübarek askerlerdir.’’ Fatih İstanbul’u fethederek işte bu şerefe de nail olmak istiyordu.


Bir de Fatih’in küçüklüğünden beri dedesinin ve babasının yanında İstanbul’un fethi hikayeleriyle büyümüş olduğunu varsayarsak, bu hedefin Fatih’in bilinçaltına yerleşmiş olduğunu tahmin edebiliriz. UNUTMAYIN bir çocuk neye güdülenirse onu yapmaya çalışır. O nereye gittiğini ve ne yapmak istediğini çok iyi biliyordu ve bu kararlılığı onu muhteşem bir zafere götürdü.





‘’Liderlik ruhtan kaynaklanır, kişilik ve görüşün bileşimidir, uygulanması sanattır. Yönetim ise beyinde başlar daha çok istatistiklerin, metotların rutin düzen ve iş programlarının titizlikle hesaplanmasıdır, uygulanışı bir ilimdir. Yöneticiler gereklidir, liderler "vazgeçilmezdir.” Tıpkı Fatih Sultan Mehmet Han gibi…
 

TEVFiK

Vip Üye
Katılım
11 Haziran 2012
Mesajlar
3,903
Beğeni
7,676
Puanları
113
Yaş
65
Konum
FETHİYE,MANİSA,İZMİR.
Cevap: Padişahlar padişahı fatih sultan mehmet han hz.

Selamunaleyküm; Sayın Ustam Bende Sizin gibi Seviyor,Sayıyor, vede İlgi duyuyorum Allah C.C. Razı Olsun
Güzel Paylaşımınız İçin Teşekkür eder. Elinize ve Emeğinize Sağlık derim Saygılarımla.;)
 

aliveli44

ONURSAL ÜYE
Forum Düzeni
Admin
Super Moderatör
Vip Üye
Katılım
12 Haziran 2012
Mesajlar
11,018
Beğeni
20,950
Puanları
426
Konum
Malatya
Cevap: Padişahlar padişahı fatih sultan mehmet han hz.

Güzel paylaşım
Eline sağlık ağam(alkış);)
 
Üst