Sarılmanın Mucizesi...
Sarılmak yalnızca güzel değildir; aynı zamanda bir ihtiyaçtır. Araştırmalar, sarılma, dokunma sonucunda oluşan uyarıların hem fiziksel hem de duygusal sağlığımız açısından gerekli olduğu kuramını desteklemektedirler.İyileşmeyi hızlandırmak için son derece gerekli bir araç olarak kabul edilen sarılmak veya dokunma, artık dünyanın bazı ülkelerinde pek çok tıp merkezinde hemşire eğitiminin bir parçası olarak kabul bulmaktadır.
Sarılmak, dokunmak gibi davranışlarımız, beynimizde, birlikte olduğumuz kişiye karşı güven ve aşk/sevgi kimyasallarını artırıyor. Sarıldığımız anda devreye giren oksitosin-dopamin salınımı önce gerginliği ve şüpheciliği ortadan kaldırıyor, ardından beyindeki aşk/sevgi sinyallerinin devreye girmesine vesile oluyor.
Özellikler kadınlarla yapılan çalışmalarda, kendilerine yirmi saniye sarılan kişiye karşı inanılmaz güven hissetmeye başladığı görülmüş. Demek ki evli bir erkekseniz, eşinize günde sadece yirmi saniye sarılarak onun güvenini kazanabilirsiniz.
Günlük sarılma ihtiyacının karşılanması, ilişkilerde güvenin oturması ve şüpheciliğin kalkmasıyla birlikte beynin oksitosin ve dopamin ihtiyacında azalma oluyor. Yani bir kişiye samimiyet beslenmesine, onunla güven dolu bir ilişki geliştirmeye, beynin bir takım kimyasallarını olumlu yönde etkiliyor.
Bunun dışında birbirine sarılan ve dokunsal temas yapan insanların daha neşeli olduğu biliniyor. Çünkü dopamin maddesinin aynı zamanda beyinde keyif alma, neşelilik gibi etkiler yaptığını biliyoruz. Neşeli yerinde, keyfi harika olan kişilerinse daha canlı, daha enerjik, daha hareketli oldukları bilinir. Demek ki birbirimize sarıldığımızda, aramızda güven ilişkisi oluşmasının yanında, neşeli ve mutlu insanlar haline de geliyoruz.
Pek çok araştırma dokunmanın, temas etmenin, sarılmanın tıbben etki edeceği veya başarabileceği metabolik etkileri aşağıda sıralanmıştır.
-Kendimiz ve çevremiz hakkında daha iyi duygular geliştirmemize yardımcı olur.
-Çocukların dil gelişimleri ve zeka düzeylerinin (IQ) gelişiminde dokunmanın son derece olumlu etkileri vardır.
-Hem dokunan hem de dokunulan insanda pek çok ölçülebilir fizyolojik değişim olur.
-Size kendinizi iyi hissettirir.
-Yalnızlık duygusunu ortadan kaldırır.
-Korkuları yok eder.
-Duygulara kapı aralar.
-Kendinize duyduğunuz saygıyı güçlendirir.
-Fedakarlığı destekler.
-Yaşlanmayı yavaşlatır; sık sık kucaklaşanlar daha uzun süre genç kalırlar.
-Oburluğu dizginler; kucaklaşmalara doyduğumuzda daha az yeriz zaten ve kollarımız da diğer insanı kucaklamakla meşguldür.
-Gerilimi azaltır.
-Uykusuzluğu yenmenize yardımcı olur.
-Kol ve omuz adalelerinin gücünü korur.
-Eğer kısa boyluysak daha fazla uzamamamıza yardımcı olur.
-Alkolizme ve uyuşturucu kullanımına karşı güvenli ve sağlıklı bir alternatif sunar.
-Fiziksel varoluşu onaylar.
-Demokratiktir; herkes kucaklaşmaya uygundur.
-Son derece ekolojiktir! Çevreye zarar vermez.
-Mutlu günleri daha da mutlu hale getirir.
-Her şeyin olanaksızmış gibi göründüğü günleri olanaklı hale getirir.
-Ait olma duygusunu destekler.
-Hayatınızdaki boş alanları doldurur.
-Sona erdikten sonra bile olumlu etkileri devam eder.
-Sağlık ve mutluluk kaynağınız olabilir.
Sonuç olarak; Dokunmanın, sarılmanın, kuçaklaşmanın gücünü keşfetmeliyiz. Dokunmanın pek çok türü olmasına karşın kucaklaşmanın, iyileşmeye ve sağlıklı kalmaya büyük katkıları olan çok özel bir dokunma türü olduğunu kabul etmeliyiz.
Sarılmak yalnızca güzel değildir; aynı zamanda bir ihtiyaçtır. Araştırmalar, sarılma, dokunma sonucunda oluşan uyarıların hem fiziksel hem de duygusal sağlığımız açısından gerekli olduğu kuramını desteklemektedirler.İyileşmeyi hızlandırmak için son derece gerekli bir araç olarak kabul edilen sarılmak veya dokunma, artık dünyanın bazı ülkelerinde pek çok tıp merkezinde hemşire eğitiminin bir parçası olarak kabul bulmaktadır.
Sarılmak, dokunmak gibi davranışlarımız, beynimizde, birlikte olduğumuz kişiye karşı güven ve aşk/sevgi kimyasallarını artırıyor. Sarıldığımız anda devreye giren oksitosin-dopamin salınımı önce gerginliği ve şüpheciliği ortadan kaldırıyor, ardından beyindeki aşk/sevgi sinyallerinin devreye girmesine vesile oluyor.
Özellikler kadınlarla yapılan çalışmalarda, kendilerine yirmi saniye sarılan kişiye karşı inanılmaz güven hissetmeye başladığı görülmüş. Demek ki evli bir erkekseniz, eşinize günde sadece yirmi saniye sarılarak onun güvenini kazanabilirsiniz.
Günlük sarılma ihtiyacının karşılanması, ilişkilerde güvenin oturması ve şüpheciliğin kalkmasıyla birlikte beynin oksitosin ve dopamin ihtiyacında azalma oluyor. Yani bir kişiye samimiyet beslenmesine, onunla güven dolu bir ilişki geliştirmeye, beynin bir takım kimyasallarını olumlu yönde etkiliyor.
Bunun dışında birbirine sarılan ve dokunsal temas yapan insanların daha neşeli olduğu biliniyor. Çünkü dopamin maddesinin aynı zamanda beyinde keyif alma, neşelilik gibi etkiler yaptığını biliyoruz. Neşeli yerinde, keyfi harika olan kişilerinse daha canlı, daha enerjik, daha hareketli oldukları bilinir. Demek ki birbirimize sarıldığımızda, aramızda güven ilişkisi oluşmasının yanında, neşeli ve mutlu insanlar haline de geliyoruz.
Pek çok araştırma dokunmanın, temas etmenin, sarılmanın tıbben etki edeceği veya başarabileceği metabolik etkileri aşağıda sıralanmıştır.
-Kendimiz ve çevremiz hakkında daha iyi duygular geliştirmemize yardımcı olur.
-Çocukların dil gelişimleri ve zeka düzeylerinin (IQ) gelişiminde dokunmanın son derece olumlu etkileri vardır.
-Hem dokunan hem de dokunulan insanda pek çok ölçülebilir fizyolojik değişim olur.
-Size kendinizi iyi hissettirir.
-Yalnızlık duygusunu ortadan kaldırır.
-Korkuları yok eder.
-Duygulara kapı aralar.
-Kendinize duyduğunuz saygıyı güçlendirir.
-Fedakarlığı destekler.
-Yaşlanmayı yavaşlatır; sık sık kucaklaşanlar daha uzun süre genç kalırlar.
-Oburluğu dizginler; kucaklaşmalara doyduğumuzda daha az yeriz zaten ve kollarımız da diğer insanı kucaklamakla meşguldür.
-Gerilimi azaltır.
-Uykusuzluğu yenmenize yardımcı olur.
-Kol ve omuz adalelerinin gücünü korur.
-Eğer kısa boyluysak daha fazla uzamamamıza yardımcı olur.
-Alkolizme ve uyuşturucu kullanımına karşı güvenli ve sağlıklı bir alternatif sunar.
-Fiziksel varoluşu onaylar.
-Demokratiktir; herkes kucaklaşmaya uygundur.
-Son derece ekolojiktir! Çevreye zarar vermez.
-Mutlu günleri daha da mutlu hale getirir.
-Her şeyin olanaksızmış gibi göründüğü günleri olanaklı hale getirir.
-Ait olma duygusunu destekler.
-Hayatınızdaki boş alanları doldurur.
-Sona erdikten sonra bile olumlu etkileri devam eder.
-Sağlık ve mutluluk kaynağınız olabilir.
Sonuç olarak; Dokunmanın, sarılmanın, kuçaklaşmanın gücünü keşfetmeliyiz. Dokunmanın pek çok türü olmasına karşın kucaklaşmanın, iyileşmeye ve sağlıklı kalmaya büyük katkıları olan çok özel bir dokunma türü olduğunu kabul etmeliyiz.
