Tepesi Delik Kaya Mezarları Ve Yeraltı Şehri Keşif Gezisi | Define işaretleri ve anlamları
  • Hoş Geldin Ya Şehr-î Ramazan

Tepesi Delik Kaya Mezarları Ve Yeraltı Şehri Keşif Gezisi

esrarengiz2828

Kullanıcı
Katılım
12 Mart 2016
Mesajlar
3,241
Beğeni
6,237
Puanları
113
Konum
nicopolis


Tepesidelik'in Konumu
100_0317.JPG

Dağa Çıkış
Değerli Arkadaşlar bu gün sizlerle etnobotanik gezilerim sırasında öğrendiğim özel bir mekana, Tepesi Delik Antik Kenti yöresine arkadaşlarımla bu pazar yaptığımız keşif gezisinden bahsetmek ve burayı mümkün olduğunca tanınır hale getirmek istiyorum zira definecilerin keşfettiği bir yeri artık ulusa tanıtmak ve burayı nesillerdir bekleyen yerel halkın bir şekilde faydalanmasını sağlamak etnobotanikçinin görevide olmalıdır.


Denize Bakış (Zirve bile değil)

Defineciler ciddi ciddi çalışmışlar ve yıllar içinde anlatılanlara göre bazı kısımlarda 3-4 metreye varan kazılar yapmışlar. ama en önemlisi 30-40 yıla kadar var olan çöğu güzelliği yok etmişler. adamlar işlerini iyi yapıyor. yapmayanlar.
Tepesi Delik denen yer Giresun İli Keşap İlçesi Hisarüstü (Yerel adı Kalecik ) köyü üst mahalleden 20 dakikalık bir yürüyüşle varılabilen sahile 4 km müthiş bir deniz manzarasına sahip bir alan. Gitmeyi düşünenlere tavsiyem sağlam bir bot giymeleri zira tırmanma bölümü çakıllı toprak ve çok kayıyor. sahil yolu yapılmadan önce kullanılan yol buranın hemen altından geçiyor. eskiden bu taş yolda 2 at yanyana geçermiş şimdi ayağınız kaysa 10-15 metre düşersiniz.
Bu alan kıyıda yer alan Uluburun Park'ın sırtındaki tepeden başlayan 2 sırtı içeriyor. Orman Bakanlığı Kentorman Tesisinin tam karşısında (Giresun tarafı-batı tarafı). Tepesidelik rivayetlerinde en önemli kısım insanların yerleşim görmemelerine dağın zirve bölümlerinden duman çıktığını görmeleridir. bu çok eski bir rivayet. Zira gezimizde ev ve yapı hatta sur ve kale harabelerine bile rastlamadık. evet bölgedeki iklim ve bitki örtüsünün tahrip gücü çok yüksek ama temel izi ve yapı sahası ve temeli kabul edilebilecek hiçbir iz yok. sadece kaya mezarları bariz ve bazı şeyler.
Bahsedilen bölgede Osmanlı İmparatorluğu son dönemlerine kadar Rum Halkın yerleşimde ağırlıklı olduğu öğrendik. Muhtemelen bölgede uzun yıllar yerleşik olan rum halk yer altı şehri konusunda daha fazla bilgiye sahipti, ve bu bilgilerin müslüman topluma pek fazla aktarmamışlardı. Zira mübadele yıllarında bazı Rum tebanın o bölgeden altın çıkardıkları ve mezar kırıklarının bazılarının eskiden yaşayan rumlar tarafından yapıldığı iddia edilmektedir. bizi orada gören bir ihtiyar "oğlum boşuna altın aramayın Amed urda altınları götürdü" demesi şakayla karışık bazı rivayetleri destekler mahiyettedir. ve doğru veya yanlış algı bu yönde. Tabiki altın hikayeleri oldukça fazladır, bizi ilgilendiren buranın kişiliğini anlaşılması ve bir kimlik konulmasıdır.


Bölgeden haber veren eski yunanlı tarihçileri buradaki antik çağlarda yaşayan kavimlerle ilgili oldukça yabani ve gaddar olduklarına dair bilgiler verirler. tıbkı batının oryantalist bakışı gibi değil mi. Bölgede Heptakomentler (Yedi Köylüler) ve Mosynekler'in etkisinin görülme ihtimali yüksektir. özellikle Khalbyler (Halbyler) bölgenin esas sahibi olarak adlandırılabilir. bu kavim antik çağın demir ustaları olması hüviyetiyle oldukça güçlü ama askeri açıdan zayıf bir kavimdir. evet Giresunun antik sahipleri madenci idi. bu mirası rumlarım taşıdığını biliyoruz. Giresunda tükenen kazancılar caddesi dışında hiç bir iz kalmamış herhalde. Türklerin eksikliği olmalı ama hristiyan tebanın sanatlarını öğretmeme güdüsü de bu durumun önemli bir sebebi değilmidir. Ayrıca Byzerler ve Ekekheirilerinde bu bölgede yaşama ihtimali bulunsada ayrıntılı kayıt yoktur. Trabzon'un kurucusu Tibarenler'in ve bunların yanısıra Çarşamba-Terme güzergahında yerleşik Amazon kadınlarının (ki saraylar ve kentler oluşturup yerleşik düzende rol üstlendikleri bilinmektedir) Giresun adasıyla ilgili efsanelerde isimleri geçtiği düşünülürse bu bölgedeki denize uzanan en büyük burun olan uluburun mevkii muhtemeldir ki denizden gelen tüm kavimlerin karşısına çıkacak ve belkide stratejik önemi nedeniyle burada izlerini bırakacaktır. aynı zamanda bu yamaçların kıyısında bulunan zefre limanı sinop limanı kadar büyük olmasa da en fırtınalı havalarda bile dingin kalan doğal bir limandır. antik denizcilerin bu detayı farketmeme ihtimalleri oldukça az. Heleki Karadeniz gibi amansız sularda yol alıyorsanız.
Bu ayrıntılar aynı zamanda tepesi delik antik kentinin örtülü ve saklı duran yapılaşmasının, istila veya korsan akınlarına sıkça marus kaldığını ve yaşam koşullarının bu şekilde şekillendiği teorisini önümüze koyar. bu coğrafi konumun sonucudur.

Bölge grek metinlerinde zenginlikleriyle anlatılmaktadır. özellikle altın akan nehirlerde yıkanan postlardan elde edilen altın tozları ve "Altın Post Efsanesi" aslında yörenin ticaret, tarım, ahşap, balık (o dönemde palamut ve yunus ), demir, gümüş ve altın madenlerinin oluşturduğu zenginliğe işaret etmektedir. bu zenginliklere ulaşmak ve bölgenin sahip olduğu ticaret yollarını ele geçirmek isteyen Yunanlılar M.Ö. 1000 'li yıllardan itibaren buralarla ilgilenmişler, meşhur onbinler seferi ve akabinde M:Ö. 750'li yıllardan itibaren koloniler kurmaya başlamışlardır. bizim sahip olduğumuz veriler tamamen yunan tarihçilerinin yazılarıdır. (Yandaki Benim. Bayağı Şaşırmışım :))
Giresun çevresi antik sikkelerden anlaşıldığı kadarıyla koyun ve odun ticaretiyle uğraşmaktaydı. görüşü kayıtlarda geçsede bölgeye hakim olan Khalybes'lerin demir ve gümüş işledikleride bir vakıadır. Bu madenler Tepesidelik'in hinterlandı kabul edilebilecek Espiye-Tirebolu-Görele bölgesindedir. Nitekim MTA incelemeleri Görele-Akköy kurşun-çinko yataklarının cumhuriyetten çok önce (Aktaş E. 2007) kimler tarafından işletildiği belli olmamasına rağmen daha önceden işletildiğini ve kapatıldığını belirtmektedir. Evet Fransızların ve bazı bölgeleri Almanların işlettiğini biliyoruz (özellikle kümbet, Tamdere bölgesi). Ayrıca Espiye Çımaklı Köyü'nde bulnan bir cevher kazanının C14 analizi sonucu 2500 yıllık olduğu anlaşılmıştır. (Eroğlu, 2006). Bu neticeler Tepesidelik'in Geçmiş dönemlerde bilinmeyen bir merkez olabileceğini veya bir merkezin iskan bölgesi birr saha olabileceğini ortaya koymaktadır. Tepesidelik Antik Kentinde parçalanmış kaya mezarları görülebildiği gibi sembollere dikkatlice bakıldığında pekçok mezar ve mahsenin bulunabileceği üşünülmektedir. Definecilerin yeni mahsenler bulma konusundaki beceriksizliği ve bölgenin çok yaygın tanınmamış olması, bulunması muhtemel mezarların gelecek adına saklı kalmasını sağlamış çok şükür. gerçi onlar kırıp yıkmasa bizlerde bu manzarayı keşfedemezdikya oda ayrı bir mesele. Yörede bazı kişiler rivayetlerde geçen ve pontuslular tarafından yapıldığı anlaşılan kiliseyi bulduklarını, zemininde çok güzel resimler gördüklerini söylemişlerdir. fakat biz malesef bulamadık. dönüşte fındık bahçesinde çalışan bir amca bize denize bakan kayaya oyulmuş bir koltuk bulunduğunu söyledi, biz onuda bulamadık. sık orman örtüsüyle kaplanmış bu iki tepe oldukça da geniş bir alan kaplamaktadır. Aşağıdaki resimde Tepede Bulunduğu iddia edilen kiliseyi ararken rastladığımız yaklaşık 30 metrekarelik bir çökük. bu çöküntünün zirvede yer alması su akıntılarının oyması ile oluşmasını ihtimalini zayıflatıyor. muhtemel yer altı yerleşiminin bir parçasının çökmüş olması ihtimali bizce yüksek. Belkide Tepesi Delikten kastedilen delik bu çukurdur. Yağışlı günler geçirilmesine rağmen çukurun dibine indiğimde ne bir bataklık ne bir su birikintisine rastlamadım.


Ağaçlar arasında bazısı kayalardan yapıldığı anlaşılan, bazısı hayvanların açtığı toprak yollar farkediliyor. ama öncelikler arazide bir yol güzergahı oluşturulmak zorunda, ve detaylı bir incelemeyle hazine avcılarından önce kaya mezarlar bulunmalı ve incelenmelidir. Yeraltı şehri ile ilgili güzergahlar tespit edilmeye çalışılmalıdır. burası sahile yakın olması, manzarasının mükemmelliği ve barındırdığı gizemiyle karadenizde oldukça sükse yapmaya ve ziyaretçilerin akınına uğramaya müsait gibi durmaktadır. kısıtlı imkanlarımızla yosunları temizleyip incelediğimizde pekçok sembol dikkatimizi çekti buraların çevresinde muhakkak yeni unsurlar bulunmaktadır. Şuan için pekçok kaya mezarın bulunduğu bir mezarlık gibi duran bu yer bundan daha fazlası olmak zorunda olduğu bir jeopolitik noktadadır. Arazi çok eğimli, ağaçlar kaymış, heyelan olmuş, yorucu bir parkur, ama kayaları incelediğimde ürgüp göremedeki ile benzer bir yapıda olduğunu gördüm. bazı yerlerde kayayı basit aletlerle dahi oyabilirsiniz. tüm göstergeler Tepesidelik bölgesinin muhteşem bir gizemi barındırdığını göstermektedir. Burada bir çözümleme yapmakiçin antik kayıtlara ihtiyaç duyulmaktadır. benim burdaki teorim ise şu; Esen AKTAŞ 2007 yılında yayımladığı tezinde antik karadeniz yerleşimlerini sıralarken Espiye ile ilgili bir metin bulamadığını belirtmekte, burayı Giresun'dan (Pharnakia- Aksu Deresi çevresi) sonra, iskhapolis'e ulaşıldığından bahsetmektedir.Yani Giresunla Tripolis arasında antik bir kent. Grek tarihçileri bile bu şehri harabe olarak niteler. biz biliyoruzki Keşap ve Espiye'nin bugünkü yerleşimlerinin geçmişi yok. bu iskhapolis Andoz kalesi ve havarisinde bir oluşum olabilir. zira Andoz Kalesi (Espiyenin Batısı), Uluburun ve Tepesi Delik Keltepe denen bir zirvenin eteklerini oluşturmaktadır. Andozdaki yerleşimle Tepesidelik kentini ayırdetmek mümkün olmamalıdır. zira sırt sırtadır. yani bu mesele üzerinde durulmalıdır. Yörenin tarihi ile ilgili yeni bulgular barındırması muhtemel bu alan öncelikle ciddi bir temizliğe muhtaç, statüsünün ne olduğunun bence bir önemi yok. siz burayı bir değer olarak ortaya sunarsanız halk içinden çıkacak fırsatçılara rağmen değerine sahip çıkacaktır. burası zorlu alan yürüyüş yollarıyla iyi bir hafta sonu ve turlar için zevkli bir mola için bölgedeki en ciddi alternatiflerden biri olma potansiyelini taşımaktadır. tüm ilgililerin dikkatine...
 

bornovalı

USTA
Super Moderatör
Katılım
20 Ekim 2014
Mesajlar
396
Beğeni
1,575
Puanları
93
S.A.
Merhaba esrarengiz2828 ustam. Öncelikle değerli bilgilerin için teşekkür ederim. Karadeniz bölgesinde gezemediğim yerlerden de birisi buralarıdır. Büyük oğlan (damadım) Valilik de 1 yıla yakın bir süre görev yapmış olmasına ve çok istememe rağmen, dünya meşkalesi çıplak gözle görmeyi nasip etmedi. Sayenizde gezmiş kadar oldum.
Bir gün nasip olur da gelirsem, beni de gezdirirsiniz artık. Kaymamak için bot buluruz da, o rakım ve balkan gözümü korkutmaya çalışıyor sanki. :) Neyseki sizin oralar fındık denen bir şifa ile donatılmış. 2 gün depolayıp 3. gün misafir dağlarını gezebiliriz diye düşünüyorum. :) :)
Sağlıcakla kalın
ALLAH a emanet olun
 

adaletli

Kullanıcı
Katılım
21 Şubat 2015
Mesajlar
49
Beğeni
48
Puanları
18
Yaş
46
ustam hic durmuyorsun ya sonuncu resimdeki basamakli kapak cok enteresan bir kaya mezar odasi ve sag tarafa az dikatli baktimi muhde olan yer cok net ele veriyor bakiyorum da gezdiniz yer siradan kaya mezarlik alanina benziyor .
Ersan ustam tam senlik yerler senin türkiyeye gelmen lazım
 
Üst