- Katılım
- 3 Nisan 2013
- Mesajlar
- 1,070
- Beğeni
- 3,454
- Puanları
- 113
Namaz kılmayan çok kimse, namaz kılmayı, sadece sevab zannediyor. Namaz kılmamak, en büyük günahlardan biridir. İçki içmekten de daha büyük günahtır. Üç hak mezhepte, namazı kasten bırakanın cezası ölümdür. Bu ceza, namazın önemini göstermektedir.
Emekli olunca, namazların ve oruçların kazalarını ödese bile, geciktirdiği için haram işlemiş olur. Bir de, bir ibadeti zamanında yapmakla, kazasını ödemek arasında sevap bakımından dağlar kadar fark vardır. Bir hadis-i şerif meali:
(Ramazanda bir gün oruç tutmayan, onun yerine bütün yıl oruç tutsa, Ramazandaki o bir günkü sevaba kavuşamaz.) [Tirmizî]
Namaz da oruç gibi vakitli ibadettir. Vaktinde kılmak gerekir. Bir vakit namazı kazaya bırakmak, çok büyük günahtır. Kaza edilse bile günahı affolmaz. Ayrıca tevbe etmek gerekir.
Emekli olacağı ve emekli olunca kaza etme imkânı olacağı garanti olsa bile, emekli iken kazalarını ödeyebilen, sadece farz borcundan kurtulur, ama namazdan ve oruçtan hâsıl olacak büyük sevaba kavuşamaz. Farzı geciktirme cezası da affolmaz. Kurban kesmeyip kazasını yapan, yani değerini sonra veren kimse de, sadece azaptan kurtulur, kurban kesme sevabına kavuşamaz.
Namazı, kazaya bırakmak büyük günah olduğu gibi, kazasını geciktirmek de büyük günahtır. Bu büyük günah, kaza kılacak kadar zaman geçince, bir misli artar. Kaza etmeyi geciktirince de, tevbe etmek farz olur.
(Hesabını ben vereceğim) demek de çok yanlıştır. Hiç namaz kılmayan hatta iman etmeyen kimse de, (Nasıl olsa hesabını ben vereceğim) diyebilir. İçki içen de, diğer günahları yapan da, oruç tutmayan da aynı şeyi söyleyebilir. Neticede zararı kendine olur. Allahü teâlânın emirlerini zamanında yapmak ve yasak ettiklerinden de, her zaman kaçmak gereki
Namaz kılıyor musun? Diye bir cümleyi Müslümana sormak ne kadar ayıp değil mi? Sonucunda Müslüman dediğin İslam’ın 5 şartına iman etmiş kişidir. Doğal olarak iman eden yani inanan herkes sadece iman etmekle kalmamalı inandıklarını eyleme geçirmelidir. Sevgi ve inandığımız değerler hakkında mücadele etmek eylem gerektirir (!)
Çevremizde ‘namaz kılamayan insan çok’, âmâ ‘namaz kılmayan’ insan pek az. Kimi şu sınavı kazanayım başlarım der, kimi üniversiteyi bitireyim der, kimi askerliği, kimi evlenmeyi. Kimi eşi, çoluğu, çocuğu bahane eder yaşlanınca kılarız ne olacak canım Allah affeder derler en sonunda. Sanki 1 dakika sonrasına garantisi varmış gibi.
Ha birde günümüzün en popüler kelimesi ‘Benim Kalbim Temiz’ (!)
Sormak istiyorum senin kalbin gelmiş geçmiş tüm günahları bağışlanan, kalbinde zerre kadar kötülük kin bulunmayan, ayakları şişene kadar namaz kılan, Allah’ın sevgilisi fahri kâinat efendimiz Hazreti Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) den daha mı temiz?
Senai demirci ne güzel demiş ; ”Kur’an-ı baştan aşağı okudum ama namazsız cenneti bulamadım…”diye…
Emekli olunca, namazların ve oruçların kazalarını ödese bile, geciktirdiği için haram işlemiş olur. Bir de, bir ibadeti zamanında yapmakla, kazasını ödemek arasında sevap bakımından dağlar kadar fark vardır. Bir hadis-i şerif meali:
(Ramazanda bir gün oruç tutmayan, onun yerine bütün yıl oruç tutsa, Ramazandaki o bir günkü sevaba kavuşamaz.) [Tirmizî]
Namaz da oruç gibi vakitli ibadettir. Vaktinde kılmak gerekir. Bir vakit namazı kazaya bırakmak, çok büyük günahtır. Kaza edilse bile günahı affolmaz. Ayrıca tevbe etmek gerekir.
Emekli olacağı ve emekli olunca kaza etme imkânı olacağı garanti olsa bile, emekli iken kazalarını ödeyebilen, sadece farz borcundan kurtulur, ama namazdan ve oruçtan hâsıl olacak büyük sevaba kavuşamaz. Farzı geciktirme cezası da affolmaz. Kurban kesmeyip kazasını yapan, yani değerini sonra veren kimse de, sadece azaptan kurtulur, kurban kesme sevabına kavuşamaz.
Namazı, kazaya bırakmak büyük günah olduğu gibi, kazasını geciktirmek de büyük günahtır. Bu büyük günah, kaza kılacak kadar zaman geçince, bir misli artar. Kaza etmeyi geciktirince de, tevbe etmek farz olur.
(Hesabını ben vereceğim) demek de çok yanlıştır. Hiç namaz kılmayan hatta iman etmeyen kimse de, (Nasıl olsa hesabını ben vereceğim) diyebilir. İçki içen de, diğer günahları yapan da, oruç tutmayan da aynı şeyi söyleyebilir. Neticede zararı kendine olur. Allahü teâlânın emirlerini zamanında yapmak ve yasak ettiklerinden de, her zaman kaçmak gereki
Namaz kılıyor musun? Diye bir cümleyi Müslümana sormak ne kadar ayıp değil mi? Sonucunda Müslüman dediğin İslam’ın 5 şartına iman etmiş kişidir. Doğal olarak iman eden yani inanan herkes sadece iman etmekle kalmamalı inandıklarını eyleme geçirmelidir. Sevgi ve inandığımız değerler hakkında mücadele etmek eylem gerektirir (!)
Çevremizde ‘namaz kılamayan insan çok’, âmâ ‘namaz kılmayan’ insan pek az. Kimi şu sınavı kazanayım başlarım der, kimi üniversiteyi bitireyim der, kimi askerliği, kimi evlenmeyi. Kimi eşi, çoluğu, çocuğu bahane eder yaşlanınca kılarız ne olacak canım Allah affeder derler en sonunda. Sanki 1 dakika sonrasına garantisi varmış gibi.
Ha birde günümüzün en popüler kelimesi ‘Benim Kalbim Temiz’ (!)
Sormak istiyorum senin kalbin gelmiş geçmiş tüm günahları bağışlanan, kalbinde zerre kadar kötülük kin bulunmayan, ayakları şişene kadar namaz kılan, Allah’ın sevgilisi fahri kâinat efendimiz Hazreti Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) den daha mı temiz?
Senai demirci ne güzel demiş ; ”Kur’an-ı baştan aşağı okudum ama namazsız cenneti bulamadım…”diye…
Son düzenleme: