Merhaba,
Madem yöneticiler tarafından konu tekrar gündeme getirilmek istenmiş, 27 sayfanın icinde birden çok çetrefilli konuda işlendiği için kendi tecrübelerime dayanarak birkaç satır karalamak isterim.
Denemeler içerisinde mıknatıslı, kalem pilli,bakır sulfatli, delikli neodyumun stor perde ipine dizilip şakül yapilisina, aradan dereden bentonite kadar deginildigini görüyorum.
Verilen tüm emeğin,gayretin ve çabanın "minerali eleme" üzerine kurgulandigini görüyorum. Aradan onca zaman geçmiş olsada, bazı şeylerin yarim kaldığını düşünüp hayıflananların üzülmesini gerektirecek bir durumun olmadığını söylemek isterim.
Konu başlangıcında belli yerlerde bahsi geçen uzak mesafelerden boşluğun yanina hic gitmeden, boşluğun enini,boyunu,derinliğini v.b. bilgilerini alabildiğini yazanların haklılık payları vardır. Lakin bu bilgileri alabildiği bir sistem ile aradığının üzerine gittiğinde merkez noktayı veya boslugu bulabilmesi mümkün olamamaktadır. Kendimden biliyorum. Geçtiğim etaplardan biriydi. Ilk baslarda çok heyecan vermişti.
Diyamanyetik metallerin temel karakteristiği, üzerine uygulanan manyetik kuvvetten nefret ederler. Tabiatı ve fizik kanunu gereği, üzerine uygulanan bu manyetik kuvvete dik şekilde karşı koyup güç uygularlar. Buna istinaden cubuk üzerinde aparat tarzi kullanılacak tüm miknatis ve türevleri tamamen ters tepki vereceğini içtenlikle belirtmek isterim.
Örneğin havşa delikli neodyum mıknatısın 5-6 adedini stor perde ipine dikey dizip şakül şeklinde kullandığınızda ve arama yapmak istediğinizde kesinlikle X bir yöne yol alır. Lâkin değerli bir metalin üzerinde nokta yapma şansını da elinizden alır. Kendi test sahanızda yerini bildiğiniz bir değerli metalin üzerine bu şakülü tutarsanız, şakül daire çizmeye başlar. Önce daire çapları kucukten başlar, sonra büyümeye başlar ve hızlanır. İpin uzunluğu kadar maximum seviyedeki en büyük daire çapına çıkar ve hızı öyle bir artar ki,elinizdekinin helikopter pervanesine dönüştünüzü sanırsınız. Ve son olarak daire daha büyük bir çapta dönmeye zorlanip donemediginden, tuttuğunuz elinize öyle bir vurur ki kendinizi sakatlayabilirsiniz. Hele ki kallavi neodyum kullanıp o şakülü ağır yaptıysanız...
Örnek düz mantıkla okunduğunda, bu hareketi yapan bir yerde mutlaka bir diyamanyetik güçlü ve hacimli bir metal vardır şeklinde düşünebilirsiniz. Düşünmeyiniz.
Bu hareketi sadece yarım gram bir sarikiz yaptirabildigi gibi, gerçek arazide bu sistemle asla üzerine çıkamazsınız. Ayni tepkiyi farklı yerlerde "mineral" diye adı çıkan ama mineral olmayan farklı noktalarda alırsınız.
Sonuc olarak miknatis ve türevleri ya da pil içlerinde bulunan kadmiyum,kurşun,çinko, lityum v.b. bulunan tüm maddeler "noktalama" açısından tam bir tezat olusturan sıkıntılı elementlerdir.
Balkonda iki büyük koli içinde , periyodik tabloda bulunan elementlerin envayi çeşidi bantlanip kenara atılmış şekilde durdugundan, destekli yazdığımı kenarından köşesinden bilmenizi isterim.
Bakır sülfatlı (mavi toz, göz taşı v.b.) olarak bahsedilen sistemin diğerlerinden pekte bir farki bulunmamaktadır. Fikir yürütmekten ziyade bir çok versiyonuyla deneyimledigim bir fantezi diyebilirim. Sistem diyemedim. Çünkü maalesef değil. Keşke işe yarayabilseydi ama maalesef çok uzak. Çubuğa monte edilen onca malzemenin arasından bir sonuç beklemek benim içinde zamanında büyük bir hata oldu.
Bentonit bir iki mesajda deginilmisti diye görmüştüm.
Bununla ilgili şöyle bir sorgu yapılmasını rica ediyorum. Ele veya ellere bentonit sürmek/almak v.b. minerali kesiyorsa, nasıl oluyorda aynı zamanda yine ele değerli metal alarak o metali aradığı düşünebilinir? Bu sorgu yapılır ise iyi olur kanaatindeyim.
27 sayfanın dilimin döndüğünce kaba hatlarıyla özetini geçmek istedim.
Son paragrafimi da "mineral" terimine ayırmak istiyorum.
Ara yollari bırakıp bazen avazım çıktığı gibi kadar mineral diye bir sey yok diye bağırmak istiyorum. Tabi böyle bir cümle kullansam, okuyanların %99 u gülecektir. Mananın derinliğini birçok yazımda üzerine basa basa nitelesem de, mineral kelimesi çubukçuluk literatüründe öyle bir yer edinmiş ki tam olarak şöyle düşünülüyor:
"Minerallerin tamamını kesersen/elersen, hedefi noktalarsin veya doğru sinyali alırsın "
Ama insanların bu düşüncesinden mineralin hic haberinin olmadığını söylemek isterim.
Sürçülisan affola.
Rast gelsin..