- Katılım
- 26 Aralık 2014
- Mesajlar
- 325
- Beğeni
- 1,017
- Puanları
- 93
- Yaş
- 39
Tarihin En Büyük Direnişlerinden
KANİJE SAVUNMASI (Okumayan Çok Şey Kaybeder)
-Haçlı Ordusu 100.000 asker ve 47 büyük topla kaleyi kuşattı.Kalede Tiryaki Hasan Paşa komutasında sadece 9.000 bin asker ve az miktarda cephane ve erzak vardı.
-Düşmanın sadece sıcak savaşla yenebilmelerinin imkansız olduğunu gören Tiryaki Hasan Paşa psikolojik savaşa başladı.
-Osmanlı ordusunun başta sadece tüfek ateşi yapması sonucu Osmanlılarda top olmadığını düşünen Haçlılar büyük bir taarruz yaptılar Osmanlıların toplarını birden ateşlemesi sonucu 5.000 kadar kayıp vererek geri çekildiler.
-Ancak halen daha yaklaşık 90.000 Haçlı ordusu vardı ve buna karşı koymak imkansızdı.Tiryaki Hasan Paşa sahte mektuplar yazarak bunların bilerek düşman eline geçmesini sağladı.Mektupta kalenin durumunun iyi olduğu Belgrad'da bulunan padişah ordusununda her an gelebileceği yazıyordu.(Halbuki böyle bişey yok)
-Bu mektupları gören Ferdinand sinirinden küplere biner ve saldırıları sıklaştırır.Ayrıca Tiryaki Hasan Paşa'nın kellesini getiren askere 40 köy bahşedeceğini söyler.
-Saldırıların sertleştiğini ve sıklaştığını gören Tiryaki Hasan Paşa, yalan mektupların kendilerine zararlı olduğunu anladı. Ama aklına başka bir fikir geldi. Bu fikir sürekli mehter marşı çaldırarak, sanki kalenin içinde sürekli şenlik yapılıyormuş gibi görünmekti. Fikrini uygulamaya koyunca, Arşidük Ferdinand sinirinden delirdi. Her yerde avaz avaz bağırmaya başladı. Bütün askerlerini daha saldırgan yapmak için, onlara bağrıp durdu. Kanije Kalesi'nin illaki düşmesini istiyordu.
-Kuşatmanın 2. ayına yaklaşılırken, kaledeki cephane çok ciddi bir şekilde azalmış durumdaydı. Bu durum Tiryaki Hasan Paşa'yı kara kara düşündürüyordu. Aklına yapacak bir şey gelmemişti. Tam bu sırada, Yüzbaşı Ahmed Ağa imdadına yetişti. Gerekli maddeler temin edildiği takdirde, barut yapabileceğini söyledi. Bunun üzerine, tüm gerekli maddeler temin edildi ve imalata başlandı.
-Üretilen bu barut, 2-3 hafta kadar idare etti. Ama bu barut da bitmek üzereydi. Erzaklar da artık ihtiyaçları karşılayamıyordu. Bir de sert kış geliyordu. Bu şekilde kalenin müdafaası imkânsızdı. Bu Tiryaki Hasan Paşa'yı umutsuz bir şekilde düşünmeye sevk etti. Ama aklına son bir çare geldi. O da olmazsa, bu kale düşecekti. Gece baskını (huruç) yapılacaktı. Orduya haber salındı ve düşmana fark ettirmeden gece baskını için hazırlıklara başlandı.
-18 Kasım 1601 de yaklaşık 4 bin kişi kalan Osmanlı Ordusu kaleden gece baskını ile çıkarak 80 bin civarındaki Haçlı ordusuna saldırdı.Kendilerine 4 bin kişi saldıran bu devasa haçlı ordusu padişahın geldiğini düşünerek geride 47 büyük top, 14.000 tüfek, 60.000 çadır, 15.000 kazma kürek, binlerce erzak ve Ferdinand'ın altın tahtı ve otağını bırakarak kaçtı.
Tiryaki Hasan Paşa bu zaferden sonra beylerbeyi unvanı aldı
KANİJE SAVUNMASI (Okumayan Çok Şey Kaybeder)
-Haçlı Ordusu 100.000 asker ve 47 büyük topla kaleyi kuşattı.Kalede Tiryaki Hasan Paşa komutasında sadece 9.000 bin asker ve az miktarda cephane ve erzak vardı.
-Düşmanın sadece sıcak savaşla yenebilmelerinin imkansız olduğunu gören Tiryaki Hasan Paşa psikolojik savaşa başladı.
-Osmanlı ordusunun başta sadece tüfek ateşi yapması sonucu Osmanlılarda top olmadığını düşünen Haçlılar büyük bir taarruz yaptılar Osmanlıların toplarını birden ateşlemesi sonucu 5.000 kadar kayıp vererek geri çekildiler.
-Ancak halen daha yaklaşık 90.000 Haçlı ordusu vardı ve buna karşı koymak imkansızdı.Tiryaki Hasan Paşa sahte mektuplar yazarak bunların bilerek düşman eline geçmesini sağladı.Mektupta kalenin durumunun iyi olduğu Belgrad'da bulunan padişah ordusununda her an gelebileceği yazıyordu.(Halbuki böyle bişey yok)
-Bu mektupları gören Ferdinand sinirinden küplere biner ve saldırıları sıklaştırır.Ayrıca Tiryaki Hasan Paşa'nın kellesini getiren askere 40 köy bahşedeceğini söyler.
-Saldırıların sertleştiğini ve sıklaştığını gören Tiryaki Hasan Paşa, yalan mektupların kendilerine zararlı olduğunu anladı. Ama aklına başka bir fikir geldi. Bu fikir sürekli mehter marşı çaldırarak, sanki kalenin içinde sürekli şenlik yapılıyormuş gibi görünmekti. Fikrini uygulamaya koyunca, Arşidük Ferdinand sinirinden delirdi. Her yerde avaz avaz bağırmaya başladı. Bütün askerlerini daha saldırgan yapmak için, onlara bağrıp durdu. Kanije Kalesi'nin illaki düşmesini istiyordu.
-Kuşatmanın 2. ayına yaklaşılırken, kaledeki cephane çok ciddi bir şekilde azalmış durumdaydı. Bu durum Tiryaki Hasan Paşa'yı kara kara düşündürüyordu. Aklına yapacak bir şey gelmemişti. Tam bu sırada, Yüzbaşı Ahmed Ağa imdadına yetişti. Gerekli maddeler temin edildiği takdirde, barut yapabileceğini söyledi. Bunun üzerine, tüm gerekli maddeler temin edildi ve imalata başlandı.
-Üretilen bu barut, 2-3 hafta kadar idare etti. Ama bu barut da bitmek üzereydi. Erzaklar da artık ihtiyaçları karşılayamıyordu. Bir de sert kış geliyordu. Bu şekilde kalenin müdafaası imkânsızdı. Bu Tiryaki Hasan Paşa'yı umutsuz bir şekilde düşünmeye sevk etti. Ama aklına son bir çare geldi. O da olmazsa, bu kale düşecekti. Gece baskını (huruç) yapılacaktı. Orduya haber salındı ve düşmana fark ettirmeden gece baskını için hazırlıklara başlandı.
-18 Kasım 1601 de yaklaşık 4 bin kişi kalan Osmanlı Ordusu kaleden gece baskını ile çıkarak 80 bin civarındaki Haçlı ordusuna saldırdı.Kendilerine 4 bin kişi saldıran bu devasa haçlı ordusu padişahın geldiğini düşünerek geride 47 büyük top, 14.000 tüfek, 60.000 çadır, 15.000 kazma kürek, binlerce erzak ve Ferdinand'ın altın tahtı ve otağını bırakarak kaçtı.
Tiryaki Hasan Paşa bu zaferden sonra beylerbeyi unvanı aldı