Ben bilmem | Define işaretleri ve anlamları

Ben bilmem

Kafkaslı

Vip Üye
Katılım
3 Nisan 2013
Mesajlar
1,080
Beğeni
3,520
Puanları
113
Her şeyi biliyoruz ama bir türlü haddimizi bilemiyoruz.
Dervise sordular cahil kimdir? dedi her şeyi bilendir. yine sordular alim kimdir? dedi bilmediğini bilendir .
Alimlerin dergahına uğradim ben bilirim diyene rastlamadim.ben bilmem demek ne babayitce bir cümle,herkezin her şeyi bildiği şu zamanda
Aslinda insan ben bilmem diyerek,hem ilmin geçek sahibinin ALLAH CC olduğunu haykırmıs hemde
Işlerini ali olan ALLAHA havale etmis olur cenabi ALLAH bizleri herşeyi bilme cahilliğinden kurtarir hepimizi ben bilmem ilmine ulastırır inşalah
 

MAVRAN

Super Moderatör
Katılım
31 Aralık 2014
Mesajlar
3,118
Beğeni
8,750
Puanları
113
Yaş
56
Konum
Trabzon_Kocaeli
Her şeyi biliyoruz ama bir türlü haddimizi bilemiyoruz.
Dervise sordular cahil kimdir? dedi her şeyi bilendir. yine sordular alim kimdir? dedi bilmediğini bilendir .
Alimlerin dergahına uğradim ben bilirim diyene rastlamadim.ben bilmem demek ne babayitce bir cümle,herkezin her şeyi bildiği şu zamanda
Aslinda insan ben bilmem diyerek,hem ilmin geçek sahibinin ALLAH CC olduğunu haykırmıs hemde
Işlerini ali olan ALLAHA havale etmis olur cenabi ALLAH bizleri herşeyi bilme cahilliğinden kurtarir hepimizi ben bilmem ilmine ulastırır inşalah
ALLAH razı olsun sevgili Hocam, saygılar Selamlar sağlıklı günler dilerim.
Çok güzel ve hassas bir konuya değindiniz, ben bilmem diyebilmek teslim olabilmek o teslimiyet de olabilmeyi RABB'İM inşellah bizlere nasıp eder.
 

Kafkaslı

Vip Üye
Katılım
3 Nisan 2013
Mesajlar
1,080
Beğeni
3,520
Puanları
113
esselamünaleykum
Ancak her şeyi bilen her şeyi bilir…
- Bazı sûre başlarındaki “ hurûf-u mukatta” âyetler zâhir ilimlerden bildiğimiz “ π ” veya “ e “ sayıları gibi ledünnî bir
ifade olabilir mi? Anlamaya irfan gerek…
- Her konu her mecliste görüşülmez, meyhânede ilahi, camide de türkü söylenmez!..
- Algılama ve anlamanın sınırları vardır ki herkese göre değişir, hikmetini Yaratan bilir… Bir köpek havlıyor, bir kuş ötüyor, yanardağ püskürüyor, bir yıldız kayıyor v.d.. Bunların hikmetini anlayamıyorsun, senin algı sınırlarının dışında çünkü. Sonsuz oluşumlardan da hiç haberin yok. Ama her oluşum birbiriyle ilintilidir ve hikmet hikmet içindedir, her oluşta bir gizli hikmet vardır, bunu bil yeter!..
- Namaz sonunda tesbih çekiyoruz. Bir keresinde tefekkür ettim; Subhanallah eksiksiz, noksansız her şeyi yaratan her şeye malik olan yani akla gelen gelmeyen her çeşit eşya ve kavram O’ndan… Elhamdülillah derken ürperdim, bu çeşitlilik içinde beni yarattıklarının en şereflisi olarak halk ettiğini düşünüp Yüce Rabbime sonsuz hamd ederim diyerek minnet duydum… Yaratılan her nesneyi benim önüme serdi ve bana akıl ile iradeyi lutfetti, dahası “hilafetini” bahşetti… Hiç yaratılanla Yaratan kıyaslanabilir mi? Asla… Ürperdim titredim en büyük ve tek büyük O’dur… Ohalde gönülden ihlasla söyleyelim yürekten Allahuekber , ve tesbihim bir anlam kazandı, kulluğum bilinçle dile geldi…
- Allah sana yȃr ise dünya sana kȃr olur,
Dünya malı yȃr ise ahret sana dar olur…
- Düşündüm; insanlık tarihinde zaman içindeki birikimlerle bilgi düzeyimiz gelişmekte ve olgunlaşmakta, önceki “doğru”lar zamanla değişebilmekteler. Zâhir ilimlerdeki gelişmelerle bugün daha önce bilinemeyen veya yanlış bilinenler, değişmekte ve daha doğru olana ulaşılmaktadır. Fizik, kimya, biyoloji, astronomi v.d. ilimlerde deneylerle “doğru”ya yaklaşmak zamana koşut olarak artmaktadır. Bir çok somut örnek verilebilir. Aklıma gelen bir örnek geçen yüzyılda zararlı görülmeyen sigara bugün ölümcül bir zararlı olarak biliniyor… Zâhir ilimlerdeki evrimsel gelişmeler, benzer şekilde, soyut alanda özellikle din anlayışı ve “doğru”larının da irdelenmesini düşündürüyor. Din konusunda insanoğlu kadar eski inanç sistemleri dinler tarihinde anlatılmaktadır. Tarih boyunca insan evrim geçirmekte, aklını kullanabilmek ve deneylerden sonuç çıkarmakta giderek gelişmektedir. Yani beşer denen canlı türünden aklını öne çıkaran “insan” olmaktadır. Semavî dinler işte bu aklını kullanabilen insanlar için yaratıcı Yüce Allah tarafından peygamberler vasıtasıyla gönderilmiştir. Zaman içinde basit din kuralları en mükemmel olan İslamî değerlerle kemâle erdirilmiştir. Dini “doğru”lar Kur’ân-ı Kerimde zikredilmiş ve Hz. Muhammed (sav) tarafından hayatta örneklendirilmiştir.
Sonuç olarak zâhir ilimlerdeki en son bilgiler en doğru bilgiler olmaktadır. Benzer olarak din konusunda da en son peygamber
(Hatem-ül Enbiyâ) en doğru din kurallarını Allah (cc) adına getirmiş ve uygulamıştır. Bize düşen “doğru” yoldan ayrılmamaktır… En doğrusunu Allah(cc) bilir…
 

bornovalı

USTA
Super Moderatör
Katılım
20 Ekim 2014
Mesajlar
396
Beğeni
1,575
Puanları
93
Sonuç olarak zâhir ilimlerdeki en son bilgiler en doğru bilgiler olmaktadır. esselamünaleykum
Ancak her şeyi bilen her şeyi bilir…
- Bazı sûre başlarındaki “ hurûf-u mukatta” âyetler zâhir ilimlerden bildiğimiz “ π ” veya “ e “ sayıları gibi ledünnî bir
ifade olabilir mi? Anlamaya irfan gerek…
- Her konu her mecliste görüşülmez, meyhânede ilahi, camide de türkü söylenmez!..
- Algılama ve anlamanın sınırları vardır ki herkese göre değişir, hikmetini Yaratan bilir… Bir köpek havlıyor, bir kuş ötüyor, yanardağ püskürüyor, bir yıldız kayıyor v.d.. Bunların hikmetini anlayamıyorsun, senin algı sınırlarının dışında çünkü. Sonsuz oluşumlardan da hiç haberin yok. Ama her oluşum birbiriyle ilintilidir ve hikmet hikmet içindedir, her oluşta bir gizli hikmet vardır, bunu bil yeter!..
- Namaz sonunda tesbih çekiyoruz. Bir keresinde tefekkür ettim; Subhanallah eksiksiz, noksansız her şeyi yaratan her şeye malik olan yani akla gelen gelmeyen her çeşit eşya ve kavram O’ndan… Elhamdülillah derken ürperdim, bu çeşitlilik içinde beni yarattıklarının en şereflisi olarak halk ettiğini düşünüp Yüce Rabbime sonsuz hamd ederim diyerek minnet duydum… Yaratılan her nesneyi benim önüme serdi ve bana akıl ile iradeyi lutfetti, dahası “hilafetini” bahşetti… Hiç yaratılanla Yaratan kıyaslanabilir mi? Asla… Ürperdim titredim en büyük ve tek büyük O’dur… Ohalde gönülden ihlasla söyleyelim yürekten Allahuekber , ve tesbihim bir anlam kazandı, kulluğum bilinçle dile geldi…
- Allah sana yȃr ise dünya sana kȃr olur,
Dünya malı yȃr ise ahret sana dar olur…
- Düşündüm; insanlık tarihinde zaman içindeki birikimlerle bilgi düzeyimiz gelişmekte ve olgunlaşmakta, önceki “doğru”lar zamanla değişebilmekteler. Zâhir ilimlerdeki gelişmelerle bugün daha önce bilinemeyen veya yanlış bilinenler, değişmekte ve daha doğru olana ulaşılmaktadır. Fizik, kimya, biyoloji, astronomi v.d. ilimlerde deneylerle “doğru”ya yaklaşmak zamana koşut olarak artmaktadır. Bir çok somut örnek verilebilir. Aklıma gelen bir örnek geçen yüzyılda zararlı görülmeyen sigara bugün ölümcül bir zararlı olarak biliniyor… Zâhir ilimlerdeki evrimsel gelişmeler, benzer şekilde, soyut alanda özellikle din anlayışı ve “doğru”larının da irdelenmesini düşündürüyor. Din konusunda insanoğlu kadar eski inanç sistemleri dinler tarihinde anlatılmaktadır. Tarih boyunca insan evrim geçirmekte, aklını kullanabilmek ve deneylerden sonuç çıkarmakta giderek gelişmektedir. Yani beşer denen canlı türünden aklını öne çıkaran “insan” olmaktadır. Semavî dinler işte bu aklını kullanabilen insanlar için yaratıcı Yüce Allah tarafından peygamberler vasıtasıyla gönderilmiştir. Zaman içinde basit din kuralları en mükemmel olan İslamî değerlerle kemâle erdirilmiştir. Dini “doğru”lar Kur’ân-ı Kerimde zikredilmiş ve Hz. Muhammed (sav) tarafından hayatta örneklendirilmiştir.
ve Aleyküm Selam
Merhaba Kafkaslı ustam.
"- Düşündüm; insanlık tarihinde zaman içindeki birikimlerle bilgi düzeyimiz gelişmekte ve olgunlaşmakta, önceki “doğru”lar zamanla değişebilmekteler. Zâhir ilimlerdeki gelişmelerle bugün daha önce bilinemeyen veya yanlış bilinenler, değişmekte ve daha doğru olana ulaşılmaktadır. Fizik, kimya, biyoloji, astronomi v.d. ilimlerde deneylerle “doğru”ya yaklaşmak zamana koşut olarak artmaktadır."
Yukarıdaki ifadeler, hazırlamakta olduğum yazının bir özeti olmuş diyebilirim.
Bizler bu yazımızda "doğru" ve "gerçeklere" farklı bir bakış açısı getirmeye çalıştık. Giriş kısmından bir özet yayınlayalım sizin sayenizde.
ÇUBUK VE ÇUBUKCULAR ÜZERİNE
DOĞRU – EN DOĞRUSU
VE
GERÇEKLER
Konumuz her ne kadar “çubuk ve çubukçular” üzerine olsa da, öncelikle “doğru ve gerçek nedir?” tanımlarının bilinmesi; sadece konumuz ile sınırlı olmadığı gibi uzmanlığımız dışında bize öğretilen veya öğretilmeye, empoze edilmeye çalışılan konu ve fikirleri değerlendirmemiz de çok büyük bir etkendir.

Biz de Bir Bilene sorduk; (önemli not: Bir Bilen=İlim)
-Doğru nedir?
-Hangi doğruyu soruyorsunuz?
-Kaç tane doğru var ki?
-Her ilim veya sanat dalının kendi doğrusu vardır. Mesela;
Matematik de doğru, Bilimsel Doğru,Sanat ve edebiyatta doğru, ...... ...... ...... .....
Gerçek nedir? Doğruluk nedir? Gerçeklik ve Doğruluk aynı şey midir? ..... ...... ..... .....
Yazımızın büyük bir kısmı tamamlandı ama uzman bilirkişilerin raporlarını herkesin anlayacağı bir dilde özetlemek epey bir zamanımı alacak gibi.
Yanlız şu ifadeler sanki tartışmaya açık gibi gözüküyor.
"Sonuç olarak zâhir ilimlerdeki en son bilgiler en doğru bilgiler olmaktadır. "
Bu ifadeler yazımızın tüm içeriğini değiştirmeme sebep olacak gibi.
Evet. Zahir ilimdeki bilgiler doğru olabilir ama gerçekleri yansıtıyor mu? Konuya bu bakış açısınıda eklemek gerekecek.
İnşallah tamamlamak nasip olur da yayınlayıp tartışmaya açabiliriz.
Sağlıcakla kalın
ALLAH a emanet olun.
 
Üst