Bir definecinin Hikayesi | Define işaretleri ve anlamları

Bir definecinin Hikayesi

Sarpedon

Kullanıcı
Katılım
12 Kasım 2012
Mesajlar
466
Beğeni
97
Puanları
28
Konum
Kuzey avrupa
Baslamadan önce, sizi kariadan alip gunumuze getiren gizemli bir yolculuga cikariyorum. Umarim zevkle okursunuz
Tamami ile kendi makalem olup site icin yazilmistir. ha gercekmi, evet bir cok yeri gercek olup bazi yerlerde tarihsel kanitlardir. artik kararinizi kendiniz verin
Klavyem turkce degil idare edin.


Büyuk iskender dunyaya hindistana kadar surecek savas seferlerinin en baslarinda simdiki bodrum yani halikarnasi fethetmekler baslar. Halikarnas teslim olmuyor direnis gosteriyordu.

Iste boyle bir gecenin sabahina dogru tum doga uyku icindeyken ansizin iki atin cektigi bir arabanin tekerleklerinden cikan gicirtilar makedon ordusunun kampinda ansizin bir telas yaratir. Arbanin onunde ve arkasindaki gozcu askerler arabaya refakat ediyordu, belliki arabanin sahibi onemli biri olmaliydi. Iskenderin askerleri saskinlik icinde arabaya bakarken agir agir ilerleyen araba iskenderin cadirinin onunde durmustu.
Iki hizmetci ellerinde sepetlerle indiler once arabadan. Artlarindan arabadan inen kadinin giyim ve kusamindan soylu bir aileye mensup oldugu belli oluyordu. Saclari persli prenseslerin saclari gibi orulmustu. Uzerinde ayaklarina kadar inen ipekten bir tunik, basinda barisi simgeleyen zeytin agacindan bir tac, kollarinda ise knidoslu afroditin yilani takiliydi. Boynunda ise karia kraliyet ailesine mensup boga sfenski asiliydi. Bu boga kariyayi simgelerdi. Anlatilanlara gore Zeus dogacagi sira anasi latmos daglarina iner, latmos besparmak demektir. Zeusu doguracak kadin yere oyle bir basmiski neredeyse deprem olucakmis, iste bu basincla simdiki parmak izlerinden geriye kalanlar besparmak daglari imis. Zeus yillarca latmos daglarinda kaldiktan sonra bastanri olmus. Iste bundan dolayi boga sfenksi karia hukumdalari icin kutsal bir okadarda onemli bir semboldur.
Arabadan inen kadini iskender cadirin onunde karsilamisti. Iskender bu onemli misafirin kim oldugunu iyi biliyordu. Bu kadin belkide iskendere asya kapilarini acacak yegane insandi. Bunu bildiginden dolayi hem misafirinin gelisini sir gibi gizlemis, hemde misafirini basina bir sey gelmemesi icin askeri kampta olagan ustu onlemler almisti.


Yunanlilar perslere yenilince pers krali kucuk asya ve anadoluyu eyaletlere ayirip baslarina satraplar atamisti. Karianin baskenti milasta ise Hekotomnos pers krali ile olan iyi iliskilerinden dolayi tahtini korumus belli vergiler karsiliginda pers satrabi olarak hukumranligina devam etmisti.
Iste ansizin bu gece cikip gelen sir dolu kadin bu kraliyet ailesine mensup bir prensesti. Ona kariada kralice ADA derlerdi. Ata binmesiyle kilic kullanmasiyla halk arasinda sevilen bir sahsiyetti. Babasi hekotomnosun olumunden sonra diger tahta gecmis kardesleri tarafinda dislanmis, surgun edilmisti. Bir omur boyu ev hapsine mahkum edilmisti. Kralice ada babasi tarafindan cok sevilen, dizi basindan ayrilmayan bir cocuktu. Babasi kral hekatomnos bu cocuga silah kusanmasini ogretip ata binmeyi ogretip savas meydanlarinda savasmasina on ayak olmustu. Kralice ada bu surgunu icine sindiremiyor bir an once bir seyleri yapip kardeslerinden babalarinin tahtini almayi planliyordu. Iskenderin aylar once asya kitasina yapacagi seferden haberdar olmus, bundan dolayida iskenderin kariaya yapcagi seferi dort gozle bekliyordu.

Artik zaman gelmisti. Kralice inceden inceden iskender neyden hoslanir, neleri sever, zaaflari, guclu yanlari, bunlarin hepsini birer birer sordurmus ve bu adami bir sekilde ikna etmeyi kafasina koymustu. Zamani gelmisti. Ya simdi yada asla.
Iskender alisilmis makdeon gelenegine gore kadinin ellerini opmustu. Kadinin kollarindan tutup cadirina cekti. Sicak bir karsilamaydi. Ada bundan cesaret alarak rahatlamisti. Iskendere donup sana taze somun ekmekler pisirttim, kendi ellerimle sana vermeyi istiyorum diyerek hizmetcilere servis yapilmasini emretti. Hizmetciler cadiri terkedince yalniz kalmislardi.

Tarih iskenderin bu kadina ana dedigini soyler, kimileride adanin iskendere ben senin ananin yerindeyim dedigini yazar. Ama tarihcilerin yanildigi bir nokta vardi. Cadirda neler olup bittigini kimse gormemisti. Iskender cadirda neler oldugunu kimseye anlatmamisti. Oysa iskenderin tum yasadiklari en ince ayrintisina kadar kaydedilmisti.

Ada bu guclu adami kos adasinin meshur kara uzumunden yapilmis saraplarla demlemis, ve iskenderin karsi koyamadigi doymaz bilmez sehvetinden faydalanarak bu admala kalmayi basarmisti. Askerler cadirda neler olup bittigini merak ediyorlardi. Oysa iskender ogle sonrasina kadar adanin kollarinda uyumustu.

Aksama dogru ada elinde iskenderin yazdigi muhurlu mektup ile karianin kralicesi olarak makedon imparatoruna bagli kalmak kaydi ile tahta oturmustu.
Iskender sefer hazirliklarina baslayip pers imparatorunun kapilarina dayandiginda aylar olmustu. Kralice ada ulaklarla iskendere yazdigi uzunca mektubunda ona bir cocuk doguracagini duyurmustu, ada bir yanda korku bir yandada iskenderin bu cocuk icin ne dusundugunu bilmedigi icin huzursuzdu. Ulaklar aylar sonra iskenderden gelen mektubu adaya ulastirdiginda pers imparatorlugu yikilmis, pers krali savas alanindan kacmis ve ailesi iskenderin tutsagi olmustu. Ada heyecanla mektubu acip iskenderin ne cevap yazdigini okumaya baslamisti. Kralicem dogacak cocuk karinanin krali olacaktir. Bunu boyle bilesin. Iki satirlik bu mektup adayi rahatlatmisti.

Iskender misiri fehettikten sonra firavun ilan edilip imparator olmustu, taki olene kadar. Babilde olmustu, nasil oldu nereye gomuldu bir muammadir. Kimileri zehirlendi der, kimileri ise sitmadan oldu der.
Ama bilinen bir sey var, iskender misirli firavunlar gibi mumyalanip altin bir tabuta yerlestirildikten sonra defnedildigi bildirilir. Hala mezarinin nerde oldugu bilinmemektedir.

Kralice ada ulkesini huzur icinde yonetmisti tahta gecer gecmez kardeslerini surgun etmis, dizinin basindan ayrilmadigi babasi hekatomnosun cesedini halikarnastan alip milastaki zeus tapinaginin mahzenlerinde ozel olarak hazirlanmis odasina koymustu. Yapimi iki yil suren oda ve icindeki kabartmalar ve lahidi kralice sonsuza degin acilmasin diye muhurlettirmis, insaasinda calismis iscileri birer birer oldurtmustu. Kralicenin babasina olan sevdasi tarihciler tarafindan kaydedilmisti. Kralice karianin kralicesiydi taki attan dusene kadar. At surme sevdasi kralicenin canina mal olmustu. Bu ani olumden sonra onun naasini halikarnastaki, simdiki bodrum kalesinin temmelerinde yatan tapinaga gomduler. Lahitin basinda babasinin iskender oldugunu bilmeyen kralicenin ogluda vardi. Lahit gomulurken tuhaf bir sey olmustu, ansizin bir fare lahitin icine atlamisti tavandan. Torende yer alan insanlar bunun tanrilarin bir isareti olduguna karar verip lahitin kapagini bird aha acilmamak kaydi ile kursunlayip kapattilar.

Binlerce yil sonra bulunan bu lahidi acanlar, kralice adayi bulmuslar, icerisindeki muchever ve altin tactaki kabartmalardan dolayi adayi tanimislar ama o farenin o lahite nasil girdigini anliyamamislardi. Ada tuhafliklarin kralicesiydi, iskendere cocuk vermis bir kadin ama bir o kadarda bu sirrrin saklanilmasi gerektigini bilen bir kadindi. Kralice olurken ardinda koca bir sirrida mezarina beraber goturmustu, bu sir iskenderin karia ve makedon asilli bir mirascisinin oldugu idi. Bu sirri ada saklamamis olsaydi, iskenderden sonra taht kavgalarina girmis guclu makedon komutanlar tarafindan katledilecekti. Bu cocuk tasidigi mirasin farkina varmadan amansiz bir hastaligin pencesine dustukten sonra gocup gitmistir. Kralicenin sadik hizmetkarlari onu zeus tapinaginin mahsenindeki odalardan birinin icine gomuyorlardi. Halbuki yanibasinda kudretli pers satrabi hekamontosun yan odada lahit icinde yattigini bilmiyorlardi. Kader dede ve torununu bir araya getirmisti. Birbirlerinden habersiz yan yana yatan iki karia soylusu. Odayi kapatmadan once kralice adanin cocuga biraktigi muhtesem eserler, ve en onemliside iskenderin adaya hediye ettigi essiz hediye cocugun yanibasina birakilmisti. Zeus tapinaginin rahipleri bu odayi sir gibi saklamislardi. Taki olanlar artik zamanin uzun yillar almasi sonucu unutulana kadar.
Izmire inen koca govdeli ucagin kapisinda gelecek misafiri karsilayacak olan mehmet heyecanla gelicek adamin nasil biri oldugunu merak ediyordu. Yaklasik bir ay once ucaktan inecek misafir kendisine telefonla ulasmis, kendisininde antikacilikla ugrastigini soylemis, mehmetinde bu isi yaptigini soyleyerek kendisine izmirde bastonun sedef kakmali boga sfenksi mehmetin gozunden kacmamisti.

Bu boga sfensksi binlerce yil sir gibi ailelerin cocuklarina biraktigi miraslar sonucu gunumuze kadar gelmisti. Mehmetin dikkatinden kacmayan bu sfensk amonun asaletini gosterince Mehmet rahatlamisti.
Amon mehmete tatil icin bodruma gidecegini ve mehmetin kendisine hem soforluk hemde arkadaslik yapabilecegini soylemisti, buna sevinen Mehmet arabanin kapisini acip amona turkiyeye hosgeldiniz diyerek istikametini bodruma yoneltti.

Amon yolculuk suresince sessiz kalmisti, milas 10 km kala mehmete milasta iyi ve temiz bir otele yerlesip buralarda bi iki gun dinlenmek istedigini soyledi, Mehmet ise itaat edercesine tamam olur der gibi basini sallayarak evet demisti.
Otele yerlestikten sonra mehmete uzunyuva harabelerine gitmek istedigini, zeus tapinagini gormek istedigini soylemisti. Mehmet buralari iyi biliyordu. Gencliginde define avciligi yaparken burdaki oren yerini gormus, ve buraya hep hayranlik duymustu.

Amon uzunyuvadaki zeus tapinaginin onunde duruyordu. Oylesine donmus bir sekilde durup bakiyordu tapinaga, mehmete arabada kalmasini soyle yalniz basina biraz dolasmayi istedigini soyledikten sonra, harabelerin icindeki ayakta kalmis sutuna dogru yol aldi. Sutuna hafif dokunup kimsenin duyamiyacagi bir sekilde mirildanmaya basladi. Eski bir dua, bir agitdi okudugu. Binlerce yildir misir koptilerinin amon ra tapinagindaki duvarlarina kazilmis duanin ta kendisiydi, kiptice okuyordu bu duayi, kiptice firavunlarin diliydi, unutulmaya yuz tutatn bu dil, hala kiptiler tarafindan kimileri tarafindan hala konusuluyordu.
Amon elindeki bastonun sedef kakmali boga sfenskini sola cevirerek icinden muskaya benzer caputa sarilmis bir seyi sutunun yanibasinda topraga gomup arabaya yoneldi. Mehmet kosarak kapiyi actiktan sonra amona burayi begendinizmi diye sorunca amonun gozlerinin nemlendiginin farkina varmisti. Anlam veremisti bu yasli adamin tuhaf davranisina.
Bodruma yerlesen amon, bir gun mehmete hayatini degistercek bir teklifte bulunmustu, mehmet bunu duyunca afallayip kalmisti, bir okadarda heyececanlanmisti.

Amon mehmete zeus tapinaginin altinda aradigi bir seyi bulmasinda yardimci olmak icin mehmetden yardim istemisti. Mehmet sasirip kalmisti. Tamam yardimci olurum ama oralar devamli gozetilen, sehir icinde kalan bir yer, ayrica bu kadar aranilan onemli seyin ne oldugu konusundada meraklanmisti. Amonun soyledigi sadece bu iste varsan, bana calisacaksan sorulari ben sorar sende isleri yaparsin cevabiydi. Mehmete bir hafta sure verip bu konuda dusunmesi gerektigi ve cevabini bodrumdaki tatili bitince vermesinini tembih etti. Mehmet bir hafta boyunca bu konu hakkinda kafa yormus ve en sonunda ben bu iste varim diyerek amonu otelinden almaya gelmisti.

Otelin lobisinde sessizce bekleyen amon mehmetin cevabini gozlerinden okumustu. Tamam diyerek izmire dogru yola koyuldular. Amon havaalaninda ucaga binmeden mehmete bir numara birakip beni bu gun ara sana isin ne oldugu konusunda bilgiler verecegim diyerek ucagina dogru yoneldi.
Mehmetin cebi calmisti bir hafta sonra, karsidaki ses amonundu. Amon soyle diyordu. Mehmet sana her lazim ise tedarik edilecektir. Sifir hata ile, ve ne kadar masraf edilecegi hususunda ise mehmete endise etmemesi gerektigini, bu isin sonuca varabilmesi icin her seyin titizlikle yapilmasi gerektigini anlatti. Bu is icin gerekli olan masraflari izmirdeki ... bankasi muduru ile konusmasi gerektigini soyleyince mehmetin dizleri titremisti. Cunku bu müdur bayagi taninan bir sahsiyetti. Kendi kendine sunu dusunuyordu, amon neyin pesinde.
Mehmet banka mudurunu dikkatlice dinliyordu. Mudur mehmete bir canta ve ayni zamanda bir anahtar vermisti. Hayirli olsun insallah basarirsiniz diyerek kapiya kadar mehmeti takip etti.
Mehmet bu is icin bicilmis kaftandi. Amon ona isin nasil yapilcagi, nasil olmasi gerektigini anlattikca Mehmet isin ciddiyetinin farkina variyor, ve bu isi basarabilecegine emin oluyordu.


Artik is zamaniydi.
Ekip kurulmustu, 8 kisilik ekip profosyonel insanlardan olusuyordu. Hepsi isinin ehlisi olan insanlardi. Yaptiklari is karsiliginda yuklu bir para almislardi.
Amon un mailinden mehmetin mailen dusen ilk talimat suydu.
Evin fiyati 250 bin dolar, parasi odendi, ve anahtarlar sende, ise baslayin.

12 metre dibteki zeus tapinaginin altindaki her ne ise amon icin cok onemliydi. 2000 yildir orda duran oda belkide talan edilmisti, kimse bunu bilemiyordu. Amonun bu kadar masraf yapip burayla ugrasmasi akillarda sorular birakiyordu.
Mehmet ve ekibi tam bir yil boyunca sehir gobegindeki bu yerde calistilar. 2 metrelik mermer bloklarini delmek icin ozel aletler avrudan getirilmisti. Jeoradarlar ise odanin yerini tayin edilmekte kullanilmisti. Ve en onemli olan sey ise, bazi merakli gozlerin susuturlmasi icin sus payi verilmesiydi. Sus payi bir hayli fazlaydi, bundan dolayida rahat calismakta idiler.
Amon turkiyeye gelmis, odaya yarim metrelik bir mesafe kalinca, heyecandan duramamis kendisi bizzat isin basinda olmak istemisti.
Karot makinalari suyu tazyikle puskurtup bir yandanda mermeri delerken sular mezar odasina kaciyordu. Aksam uzeri bir insanin sigabilecegi kadar mermer blokta bir bosluk acip mola vermislerdi. El feneri ile odaya baktiklarinda sularin 1 metre kadar odayi doldurduklarini gormuslerdi. Saatler suren su tahliyesinin sonunda ,amon elinde el feneri ile mezara girecek ilk insan olma tutkusu ile titriyordu.
Ekip deligin basinda beklerken amon ve ardindan mehmet odaya indiler.
Mehmet saskin bir sekilde odaya bakiyordu. 2 metre yuksekliginde bir lahit. Ve bombos bir oda. Balcik ve camur lahitin ust kapagi haric her tarafina yapismisti. Balcigin bulasmadigi yan taraflardaki kabartmalari gorunce aman allahim diye kendi kendine konustu. Kabartmalar altin suyu ile boyanmisti. Ilk defa boyle bir sey goruyordu.
Olan olmustu. Su ve camur lahitin ustundeki tum boyalari tahrip etmisti.
Ekip amonun ve mehmetin gozetiminde temizlik yapiyordu, tum oda temizlenip disari cikildiginda amon ekibi gondermis, Mehmet ile ne yapacaklari konusunda planlama yapiyordu.
………………….

Iskender hindistan seferinden donerken ulagin biri eline muhurlu bir mektup vermisti. Muhuru gorur gormezz tanimsti. Yildirim kakmali muhur zeus rahiplerinden geliyordu. Iskenderde zeusun ogluydu. Efsane oyleydi. Bu kadar kudretli olmasida halk arasinda anlatilanlardan zeusun iskenderi devamli takip ettigi icindi. Iskender bu muhrun hayra alamet olmadigini iyi biliyordu. Acmya cesaret edemedi. Taki babile kada olan yolculugunda mektubu elinden dusurmedi geceli gunduzlu.
Babil kapilarina vardiginda yorgun dusmustu. Sarayina cekilip mektubu actiginda haftalarca odasindan cikmadi. Kimse buna anlam veremiyordu.
Mektuptaki haber adeta iskenderi yikmsiti. Bir cumlelik mektuptu.
Sevgili oglun baban zeusun yaninda ebedi uykusuna yatti
Haftalarca suren kimseyle gorusmeme, ve icki iskenderin saglam vucudunu yorgun dusurmustu. Doktorlar zorla iceri girip kendisini muayene ettiklerinde kacinilmaz sonu iskendere soylemislerdi.
Beni babamin yanina gomun diye talimat verdi generallerine. Iskenderin tabutu misirda colde bulunan zeus tapinagina vardiginda, misirli rahipler her seyi hazirlamislardi. Ozel esyalarini duzenleyen rahiplerden biri papiruse yazilmis mektubu gorunce kimsenin gormeyecegi sekilde bu mektubu almis ve saklamisti.
O mektup rahibten sonra muhur ile beraber kusaktan kusaga muhafaza edilmis, ve en son o ailenin mensubu olan kipti amona dedesinden gumus bir kutu icinde miras kalmisti. Amon binlerce yillik bu mirasin yukunun agir oldugunu biliyor ve bunun icinde her neyin yapilmasi gerektigini iyi bilyordu.
Misir rahiplerinin konustugu kipti dili unutulmus olsada amon bu dili ogrenmis ve elindeki kutuda nelerin oldugunun farkindaydi.
Sevgili oglun baban zeusun yaninda ebedi uykusuna yatti…
Bu ogul kimdi, nerde yatiyordu, zeus neredeydi. Yillarca verdigi arastirmalardan sonra mugla milasa bagli uzunyuva oren yerinde aradigini bulmustu. Her sey birbiriyle ortusuyordu simdi. Zeus tapinagi ve ogul.

Oysa amon yillarca ogulu yanlis yerde aramisti. Makedonya ve misir tahmin ettigi yerlerdeki "Yasak Kelime" calismlari hep sonucsuz kalmis, bir o kadarda para harcanmisti.
Tam tepesinde duruyordu. Babasi zeusla yatan iskenderin biricik oglu 12 metre asagisinda garip bir odada iskender kralice adanin savas ve av sahneleriyle suslenmis kabartmali mermer lahitinde yatiyordu.
Kralice adanin sadik rahipleri, sadik koleleri ogul oldugunde gurultusuz, patirtisiz bir sekilde zeusa adanmis bu tapinagin mahsenine lahiti koyarlerken, kralice adadan kalan esyalari, ve en onemliside iskenderin kralice adaya biraktigi essiz esyalari sessizce lahit koymuslardi.
Kralice adanin babasi hekatomnos bir odada, diger yaninda torunu ,yani kralice adadan ve iskenderden olma ogulda yan odada yatiyordu.
Her iki mezar gozlerden uzak sessizce buraya konulmustu. Binlerce yil sessizce yerinde duran bu mezarlardan kimsenin haberi olmamisti.
Tarih hekatomnosu kaydetmisti. Mezarini bodrum yada milasta olabilecegini kaydetmis ama kimse izini surememisti.
Oguldan ise kimsenin haberi yoktu. Bilenler birer birer oldukten sonra bu sirda unutulup gitmisti.
Amon elindeki muhur ve papirus rulosunu cozmeseydi belkide bu mezar asla bulunmayacakti.
Yerin dogru oldugunu cozen amon buraya ilk gelisinde iskendere vefa olarak elindeki o muhru ve ruloyu eski misir gunesin tanrisina tapan rahiplerin ra,ya okudugu kutsal bir duayi okuyarak sutunun dibinde topraga vermisti. Eski misirca okudugu duanin ardindan mirildayarak, aha iskender iste seni ogluna kavusturdum. Babanla berabersin, ve oglun ayaklarin altinda huzurla yatiyor dedi.
Amon rahatsizdi aslinda buldugu odadan. Amonun esas aradigi oda iskenderin ogluna ait olan odaydi. Oda burda olmaliydi. Ama bir turlu odanin boslugunu jeoradarlarlardan alamamislardi. Hekatomnosun odasini kesfettiklerinde tamam diger oda ya ustunde yada yaninda olmali diye sevincten ciglik atmisti. Halbuki hekatomnosun bulunan mezari belkide yuzyilin en buyuk bulsuyudu. Hekatomnos dunyanin yedinci harikasini yaptiran mozolesin babasiydi. Kralice adanin, artemisyanin babasiydi. Boyle bir odanin icindeki lahit paha bicilmez bir eserdi. Devletler arasi savasa bile sebep olabilecek bir kulturel mirasin gercek bir ornegiydi.

Devami gelecek

ogul orda babasi ile yatiyor, koca iskenderden bir o kaldi geriye
 
Son düzenleme:

keker

Kullanıcı
Katılım
15 Kasım 2012
Mesajlar
10
Beğeni
20
Puanları
3
Konum
trakya
Cevap: Bir definecinin Hikayesi

devamını bekliyoruz usta emeğine sağlık
 

BoZKurT

"R@m@z@n"
Forum Düzeni
Katılım
22 Mart 2012
Mesajlar
9,490
Beğeni
16,898
Puanları
113
Konum
İstanbul
Cevap: Bir definecinin Hikayesi

Yeni bitirdim. Soluksuz gitti yaw.valla film tadinda gidiyor.devamini bekliyorum.
Eline saglik üstad.
 

Lacivert24

Extra/Dini Konular
Admin
Katılım
20 Ocak 2013
Mesajlar
7,767
Beğeni
22,134
Puanları
113
Konum
Erzincan
Cevap: Bir definecinin Hikayesi

Elinize sağlık dostum eli kalem pardon klavye tutan arkadaşlarımızın olması ne güzel devamını bekliyoruz inşAllah.
 

ASİAVCI

Kullanıcı
Katılım
10 Kasım 2012
Mesajlar
295
Beğeni
-26
Puanları
0
Konum
ankara
Cevap: Bir definecinin Hikayesi

SARPEDON BU YAZI DİZİN BİTİŞİNCE YİNE AYNI BU TATDA BİZİM VE KÖSTEBEKİN MACERALARINIDA KALEME AL koptum koptum :D
SÜPER BİR YAZI VE YAKLAŞIM TŞKLR (alkış)
 

Sarpedon

Kullanıcı
Katılım
12 Kasım 2012
Mesajlar
466
Beğeni
97
Puanları
28
Konum
Kuzey avrupa
Cevap: Bir definecinin Hikayesi

Bozkurt dostum, bana ozelden mailini birakirmisin. Resimleri olmazsa sen yukle.
Kostebegin maceralari hakkattenfilm gibi. James bond kim.
Ayrica bu oyku gercek olaylari iceriyorr bilesiniz.
 

aliveli44

ONURSAL ÜYE
Forum Düzeni
Admin
Super Moderatör
Vip Üye
Katılım
12 Haziran 2012
Mesajlar
11,018
Beğeni
20,950
Puanları
426
Konum
Malatya
Cevap: Bir definecinin Hikayesi

Sarpedon ustam
Yavw sen neymişsin
O kadar yaz yaz yaz dedim de
Aylarca yazmadın
Şimdide bombayı patlattın:)
Eline koluna sağlık ustam(alkış):rolleyes:
 

KUDİ

Kullanıcı
Katılım
28 Ekim 2013
Mesajlar
1
Beğeni
0
Puanları
1
Cevap: Bir definecinin Hikayesi

Güzel hikaye sarpedon ustam. Funda Kalaycıoğlu isimli yazarın Karia kraliçesi ADA ile ilgili bir romanı var Halikarnasın Gizemi-Karya Kraliçesi ADA isimli bir romanı var. Sizin anlattıklarınızın büyük bir bölümü yanılmıyorsam bu romandan alıntı. Yazarın tarih veya arkeoloji ile ilgisi yok. Finansman ve Mali işler alanında calışıp daha sonra Roman yazmaya başlayan bir bayan. Ancak anlattığınız hikayede bu romanda anlatılanlar dışındaki kısımlar asıl ilginç kısımlar bunlar bir bilgiye mi dayanıyor yoksa kurgu mu bunu merak ettim. Kurgu da olsa okumak güzel ve zevkli devamını da bekleriz.
 
Üst