S.A.Yapma abi.
Bu programlar bir işe yaramaz.
Bosuna vakit kaybetmeyin derim.
Bunlari baslangiç yapmislar
Uyduyu bile gecer bu gidisle.
Vakti zamanında insanların cahiliye dönemlerinde yaşayıp, doğruyu ve hakkaniyeti bilmedikleri zamanlarda,yeterince biliyorum diyenlerinde aslî noksanliklarini sorgulamada da zayıf kaldıkları fi tarihlerde bir hırsız yaşarmış.
Bir beldeye gider, beldede ki adaleti ölçer, tartar, sonrasında küçük badaleler atlatıp az biraz hapis yatıp çıkar ve bir sonra ki belde de hırsızlığına devam edermiş. Hırsız zekî değil ama kurnazmis. Koca dünya, belde/şehir mi biter.. Oradan oraya savrulup,yapacağından da geri kalmazmis. Adı üstünde hırsız..
Gel zaman git zaman bunun adı çıkmış, yayılmış tabi. Bazıları, aman diyorlarmış dikkat edin bu karaktersize. Bazısı sövüp sayiyormus. Bazısı takdir edip örnek alıyormuş. İnsanoğlu değil mi, neyi sık sık görüp tecrübe ederse ona göre de karakteri şekilleniyor işte.
Hırsızın şöhreti yayıldığı için gidecek yer bulması daha da zorlaşıyormuş.
Bir gün daha uzak bir beldeye gitmiş. Giriş kapısından tam gireceğin de, kervanlardan birindeki bir adam bunu görmüş ve haykirmis.
- Tutun bu adamı! Bu nereye gitse insanları kandırır. Akıllarını bulandırır. Zararı çok olur. Tutun bunu!
Görevliler kollarına girip çıkarmışlar adalet makamına..
Ak saçlı sormuş. Ne diyorsun hakkında dediklerinde?
Hırsız omuz silkmis. Hiç demiş.
Evet ben hirsizdim. Ama akıllandım. Artik yalnız doğruyu arıyorum. Seyyah oldum geziyorum. Hem her kabahatimin de cezasını çektim. Arindim günahlarımdan.
Hem sizin sorumlulugunuzda ki bu yere, ayak bastığım gibi beni sorguya çektiniz. Birine bir yanlış yaptım mı? Birinize zarar verdim mi?
Ak saçlı şöyle bir düşünmüş. Haklısın demiş. Diğer yerlerde ne yaptigin beni ilgilendirmez. Ben burada ki hâl ve tavrına bakarım. Benim gözümde herkesle eşitsin.
Atılmış kervanci;
Ey ak saçlı, bu adamın yolu yol değildir. Sağda solda kendi gibiler ile sohbetlerinde anlatirken hep söyler, bu 12 yaşından beri böyle hayatını sürdürür. 40 senedir bu böyle yaşar. Gezdiği, zarar verdigi belde sayısı yüzlercedir.
Ben anlamam demiş Ak saçlı. Fermanım budur. Benim beldem de kötülüğü yoktur ve özgürdür...
İçten içe kıs kıs gülen hırsız, yine her zaman ki gibi kurnazliginin galibiyetine güven duyarak, nasıl vurgunlar yapabileceğini planlamaya başlar...
İnsanlar tuhaf yaratıklardır. Akıl ile hareket ettikleri için, attıkları adımların neye sebebiyet vereceğini göremeyebilirler. Görmekte istemeyebilirler. Bu akıl bazen kendi bazen de başkalarının aklidir.
Adalet,merhamet ve hakkaniyet üçgeni, kısa vadeli olarak düşünülebilecek kavramlar değildir. Bir karar verilir, o karar 90 sene sonra emsal karar olarak gösterilip davada tepsiye konur ve sunulur.
Bulunulan ortama göre tavır takinmak, en hafifinden suça ortak olmaktır.
Yani denilirse ki;
Bir yere gittin oranin bir gözü kör ise sende bir gözünü kapa, bir kulağı duymuyorsa sende bir kulağını kapa ve uyum içinde ol dendiğinde, suça iştirak ve icabet edilmiş olur.
Adalet böyle bir kavram değildir.
O, bana dokunmayan yılan bin yaşasın deyimindeki en tehlikeli düşüncedir.
Adalet için sessiz kalmamak,yetmiyorsa sesi yükseltmek gerekir. Bugun verilen önler, yarın ki karaktersizin cesaretini arttırır. O ayak takımının ekmeğine yağ sürülür. Kadı ölsün de ben oraya çıkınca işleri düzelteyim demek hiç değildir. Dünyanın adaleti tez vakit tecelli etmelidir. Topal ve ağır aksak işleyen bir adalet, bir onlarca insanın canının yanmasına sebebiyet verdirmek için yardım etmekten başka bir şey değildir.
Kader;
Tanrı ne yazdıysa o olur demek değildir. Tanrinin ne olacağını bildiği, ancak sapakları kulların seçtiği bir yoldur.
Şıracinin şahidi bozacı..
O, onun büzüktaşı.
Kadı'nın durumu da belli, etrafına toplayıp görev verdikleri de belli.
Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim ne kadar güzel ve bir o kadar da anlamlı bir sözdür.
Katlaniliyorsa, suça iştirak etmenin hazzı..
Görülemiyorsa, karanlığın hükümranlığı..
Hissedilemiyorsa,körelmişliğin ispatı..
Ucundan, kenarından dillendirip kısa kesiliyorsa, bencilliğin ve nefsin imtihanı...