Diz Çök Rabbin E

esrarengiz2828

Kullanıcı
Katılım
12 Mart 2016
Mesajlar
3,223
Beğeni
6,200
Puanları
113
Konum
nicopolis
Amin ecmain gönlüne sağlık aksakallı abi.

General Mobile 4G Dual cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 

ikizceli

çalışmalarınızı yasal yapınız.
Kullanıcı
Katılım
11 Eylül 2013
Mesajlar
7,145
Beğeni
25,611
Puanları
113
Konum
ORDU- SAMSUN-ANKARA
Kapın açık geliyoruz Ya Rabbim!
Varmamızı nasip eyle Ne olur!
Beratını diliyoruz Ya Rabbim!
Ermemizi nasip eyle Ne olur!

Çıksın gitsin bizden dünya hevesi
İman ile dolsun gönül kafesi
Allah diye diye en son nefesi
Vermemizi nasip eyle Ne olur!

Sen adilsin zulmetmezsin kuluna
Meylettirme bizi dünya malına
Tövbe edip Senin kutlu yoluna
Girmemizi nasip eyle Ne olur!

Boş çevirme şu uzanan elleri
Kereminle essin rahmet yelleri
Cennetinde demet demet gülleri
Dermemizi nasip eyle Ne olur!

Hoşgörülü tavır duruş içinde
Hayırda her zaman yarış içinde
Bir ömür kardeşlik, barış içinde
Sürmemizi nasip eyle Ne olur!

Bağışlarsın biz düştükçe hataya
Davet ettin geldik sana nidaya
Hak yoluna canımızı fedaya
Sermemizi nasip eyle Ne olur!

İhlas ile yalnız sana dayanıp
Nefis ile savaş için boyanıp
Acziyetin defterini uyanıp,
Dürmemizi nasip eyle Ne olur!

Der Mikdatî beratına ulaşıp
Ölünce de Resülünle buluşup
Cennetini salihlerle dolaşıp
Görmemizi nasip eyle Ne olur!
 

ikizceli

çalışmalarınızı yasal yapınız.
Kullanıcı
Katılım
11 Eylül 2013
Mesajlar
7,145
Beğeni
25,611
Puanları
113
Konum
ORDU- SAMSUN-ANKARA
Allah’ı Sevmek

lake_house.jpg
İman edenler, Allah’a olan güçlü sevgileri ve samimi bağlılıkları nedeniyle, Allah’ın yarattığı varlıkları da çok sever, bunların her birinde Allah’ın sıfatlarının tecellilerini görürler. Kuran’ınSizin dostunuz (veliniz), ancak Allah, O’nun elçisi, rüku’ ediciler olarak namaz kılan ve zekatı veren müminlerdir. (Maide Suresi, 55) ayetiyle bildirildiği gibi, iman edenler, Allah’ın insanlara doğru yolu göstermeleri için gönderdiği peygamberlere ve salih müminlere karşı da derin bir sevgi beslerler. Peygamberler, Allah’ın tüm insanlar için örnek kıldığı, derin bir imana sahip olan, üstün ahlaklı kimselerdir. Allah’ınAndolsun, sizin için, Allah’ı ve ahiret gününü umanlar ve Allah’ı çokça zikredenler için Allah’ın Resulünde güzel bir örnek vardır. (Ahzab Suresi, 21) ayetiyle haber verdiği gibi, Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)’in hayatında ve ahlakında iman edenler için güzel örnekler ve hikmetler vardır. Peygamberimiz (sav)’in Allah’a olan derin bağlılığı, takvası, sabrı, müşfikliği, aklı, cesareti, temizliği, merhameti, sadakati, şevki ve daha birçok güzel özelliği, tüm Müslümanlara örnek olmuştur.

Peygamber Efendimiz (sav), Allah’a ve peygambere karşı duyulan sevginin önemini bizlere şöyle hatırlatmıştır:

Resulullah (sav) buyuruyor ki: Allah-u Teala’yı ve Resulü’nü herşeyinden çok sevmeyenin imanı sağlam değildir. İman nedir? diye sorduklarında: Allah ve Resulü, senin için başka herşeyden daha sevimli olmaktır. buyurdu. Yine buyurdu ki: Kul, Allah ve Resulü’nü, çoluk çocuğundan, malından ve bütün mahlukattan çok sevmedikçe mümin olmaz.

Hz. Enes’in rivayetine göre, Resulullah (sav) buyurmuştur ki; Üç haslet bir kimsede bulunsa o kimse imanın lezzetini bulur. Birincisi, Allah ve Resulü o kimseye herşeyden daha sevgili olmak. İkincisi, başkasına muhabbetinde de Allah için sevmek. Üçüncüsü de küfre dönmeyi ateşe atılacakmış gibi kerih görmektir. 1

Allah’ın tüm elçileri ve peygamberleri, Allah Katında seçkin kılınmış, Rabbimiz’in rızasını kazanmış üstün ahlaklı insanlardır. Allah, Kuran’da peygamberlerin güzel ahlaklarına dair örnekler vermiş ve onlardan övgüyle söz etmiştir. Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav), Hz. Musa (as), Hz. İsa (as), Hz. İbrahim (as), Hz. Harun (as), Hz. Yahya (as), Hz. Yusuf (as), Hz. Yunus (as), Hz. Yakup (as), Hz. İsmail (as), Hz. Süleyman (as), Hz. Davud (as) ve diğer tüm peygamberler ve elçiler, Allah’a olan samimi imanları, saygı dolu korkuları, takvaları ve güzel ahlaklarıyla insanlara örnek olmuşlardır. Kuran’ı rehber edinerek elçileri bu üstün özellikleriyle tanıyan tüm müminler, onların ahlakına ulaşabilmek, onlar gibi Allah’ın dostluğunu kazanabilmek ve cennette onlarla birlikte olabilmek için hayırlarda yarışır ve ciddi bir çaba gösterirler. Müminlerin peygamberlere karşı duydukları bu derin sevgi, onların sevgi anlayışlarını da ortaya koymaktadır. İman edenlerin bir başkasına duydukları sevgi, tümüyle o kişinin imanından, güzel ahlakından ve takvasından kaynaklanmaktadır. Bir insanın bu özelliklerini bilmek, o kişiyle hiç görüşülmese dahi, ona karşı derin ve coşkulu bir sevgi duyulmasına neden olur.

norway_fjords.jpg




Andolsun ki Allah, mü’minlere, içlerinde kendilerinden onlara bir peygamber göndermekle lütufta bulunmuştur…
(Al-i İmran Suresi, 164)


… onları, Kendi emrimizle hidayete yönelten önderler kıldık ve onlara hayrı kapsayan-fiilleri, namaz kılmayı ve zekat vermeyi vahyettik…
(Enbiya Suresi, 73)

İman edenler hiç görmemiş, tanışmamış ve yanlarında bulunmamış olsalar da, Allah’ın elçilerine karşı böyle içli bir sevgi, saygı ve bağlılık hissi duyarlar. Allah’ın, onları tüm inananlara bir rahmet olarak göndermiş ve pek çok Kuran ayetinde onlardan sevgi ve övgüyle bahsetmiş olması, iman edenlerin elçilere olan sevgilerinin coşkusunu daha da artırır. İman edenler, peygamberlerden ve elçilerden her zaman saygı, sevgi ve övgüyle bahseder, onları daima kendilerinden önde ve üstün tutarlar. Her fırsatta, onların Allah’a olan teslimiyetlerini, yakınlıklarını, sevgilerini, güzel ahlak özelliklerini tüm insanlara anlatır ve onları da elçilerin yoluna uymaya çağırırlar.

garden_ornament.jpg




Allah, onlardan razı olmuş, onlar da O’ndan razı olmuşlardır. İşte onlar, Allah’ın fırkasıdır…(Mücadele Suresi, 22)

Allah Kuran’da iman edenlerin elçilere olan bu sevgilerine dikkat çekmiş ve Peygamberimiz (sav)’in, müminler için, kendi nefislerinden daha önde olduğunu bildirmiştir:

Peygamber, müminler için kendi nefislerinden daha evladır… (Ahzap Suresi, 6)

Allah Kuran’ın pek çok ayetinde peygamberlerin güzel ahlakına ve üstün özelliklerine yer vermiştir. Peygamberlerin sevgi ve övgü ile selamlandığı bu ayetlerden bazıları şöyledir:

Sonra gelenler arasında ona (hayırlı ve şerefli bir isim) bıraktık. İbrahim’e selam olsun. Biz, ihsanda bulunanları böyle ödüllendiririz. Şüphesiz o, Bizim mümin olan kullarımızdandır. Biz ona, salihlerden bir peygamber olarak İshak’ı da müjdeledik. Ona ve İshak’a bereketler verdik. İkisinin soyundan, ihsanda bulunan (muhsin olan) da var, açıkça kendi nefsine zulmeden de. (Saffat Suresi, 108-113)

Sonra gelenler arasında da ikisine (hayırlı ve şerefli bir isim) bıraktık. Musa’ya ve Harun’a selam olsun. Şüphesiz Biz, ihsanda bulunanları böyle ödüllendiririz. Şüphesiz ikisi, Bizim mümin olan kullarımızdandırlar. (Saffat Suresi, 119-122)

Gerçekten İlyas da, gönderilmiş (peygamber)lerdendi… (Saffat Suresi, 123)

Sonra gelenler arasında ona (hayırlı ve şerefli bir isim) bıraktık. İlyas’a selam olsun. Şüphesiz Biz, ihsanda bulunanları böyle ödüllendiririz. Şüphesiz o, Bizim mümin olan kullarımızdandı. (Saffat Suresi, 129-132)

Ve ona İshak’ı ve Yakub’u armağan ettik, hepsini hidayete eriştirdik; bundan önce de Nuh’u ve onun soyundan Davud’u, Süleyman’ı, Eyyub’u, Yusuf’u, Musa’yı ve Harun’u hidayete ulaştırdık. Biz, iyilik yapanları işte böyle ödüllendiririz.
Zekeriya’yı, Yahya’yı, İsa’yı ve İlyas’ı da (hidayete eriştirdik.) Onların hepsi salihlerdendir.
İsmail’i, Elyasa’yı, Yunus’u ve Lut’u da (hidayete eriştirdik). Onların hepsini alemlere üstün kıldık.
Babalarından, soylarından ve kardeşlerinden, kimini (bunlara kattık); onları da seçtik ve dosdoğru yola yöneltip-ilettik. (Enam Suresi, 84-87)

norway_fjords_2.jpg




Ey insanlar, şüphesiz elçi size Rabbinizden hakla geldi. Öyleyse iman edin, sizin için hayırlıdır…
(Nisa Suresi, 170)


İman edip salih amellerde bulunanları karanlıklardan nura çıkarması için Allah’ın apaçık ayetlerini size okuyan bir elçi de (gönderdik)…
(Talak Suresi, 11)

Allah Kuran’da peygamberlerimizi şöyle selamlamaktadır:

Gönderilmiş (peygamber)lere selam olsun. Ve alemlerin Rabbi olan Allah’a hamd olsun. (Saffat Suresi, 181-182)

Peygamberler, Allah’ın en sevdiği, Kendisi’ne en yakın dost kıldığı, en salih müminlerdendir. Allah’ın en sevdikleri, müminlerin de en sevdikleridir. Dolayısıyla müminler de peygamberlerimize olan sevgilerini, onları Allah’ın Kuran’da selamladığı gibi, sevgiyle överek ve anarak göstermeli, onların yoluna ve ahlaklarına tam olarak uymak için çalışmalıdırlar.

garden_people.jpg


Allah’ı seven, Allah’ın dostu olan müminleri de sever
Allah’ın sevdikleri, müminlerin de sevdiğidir; Allah’a dost olan, müminlere de dosttur; Allah kimden razı ise, müminler de ondan razıdır; Allah’ı seven, Allah’ın sevdiği kullarını da sever. Allah yolunda olan salih müminler, Allah’ın en sevdiği kullarındandırlar. Bu nedenle müminler birbirlerini çok severler ve birbirlerine çok düşkündürler. Kuran’ın birçok ayetinde müminlerin birbirlerine olan sevgilerinden, bağlılıklarından, merhametlerinden ve düşkünlüklerinden bahsedilmektedir. Bu ayetlerden bazıları şöyledir:

Sen de sabah akşam O’nun rızasını isteyerek Rablerine dua edenlerle birlikte sabret. Dünya hayatının (aldatıcı) süsünü isteyerek gözlerini onlardan kaydırma. Kalbini Bizi zikretmekten gaflete düşürdüğümüz, kendi ‘istek ve tutkularına (hevasına)’ uyan ve işinde aşırılığa gidene itaat etme. (Kehf Suresi, 28)

horses.jpg




Mü’min erkekler ve mü’min kadınlar birbirlerinin velileridirler. İyiliği emreder, kötülükten sakındırırlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler ve Allah’a ve Resûlü’ne itaat ederler… (Tevbe Suresi, 71)


…İman edenler, hicret edenler ve Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla çaba harcayanlar barındıranlar ve yardım edenler, işte birbirlerinin velisi olanlar bunlardır…
(Enfal Suresi, 72)

Şüphesiz Allah, Kendi yolunda, sanki birbirlerine kenetlenmiş bir bina gibi saf bağlayarak çarpışanları sever. (Saf Suresi, 4)

Allah’ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın. Ve Allah’ın sizin üzenizdeki nimetini hatırlayın. Hani siz düşmanlar idiniz. O, kalplerinizin arasını uzlaştırıp-ısındırdı ve siz O’nun nimetiyle kardeşler olarak sabahladınız. Yine siz, tam ateş çukurunun kıyısındayken, oradan sizi kurtardı. Umulur ki hidayete erersiniz diye, Allah, size ayetlerini böyle açıklar. (Al-i İmran Suresi, 103)
 

ikizceli

çalışmalarınızı yasal yapınız.
Kullanıcı
Katılım
11 Eylül 2013
Mesajlar
7,145
Beğeni
25,611
Puanları
113
Konum
ORDU- SAMSUN-ANKARA
"Öleceğiz; müjdeler olsun, müjdeler olsun!

Ölümü de öldüren Rabbe secdeler olsun!"

"Ölüm güzel şey budur perde arkasından haber

Hiç güzel olmasaydı ölürmüydü peygamber."

"O demde ki, perdeler kalkar, perdeler iner,

Azrail'e `hoş geldin!` diyebilmekte hüner."

N.F.K
 

ikizceli

çalışmalarınızı yasal yapınız.
Kullanıcı
Katılım
11 Eylül 2013
Mesajlar
7,145
Beğeni
25,611
Puanları
113
Konum
ORDU- SAMSUN-ANKARA
İşte asrı saadette bir gün..

kâinatın kalbi olan Medine'de,

kainatın övünç kaynağı Allah Resûlü (sallallahu aleyhi vesellem) konuşuyor:

“Erihnâ Ya Bilal” (Ezan ile bizi ferahlandır)

işte Hazreti Bilal (radıyallahu anh) ezan okuyor ötelerden...

Aman Ya Rabbi!

Keşke bir kez duyabilseydik,

Allah Resûlü'nün müezzininden bu muhteşem sedayı.

Ey mübarek sedâ-yı Dâvûdî!

Muhteşem ezan, ezanım, ezanımız;

o gün de ferahlattın sineleri,

bugün de seninle ferahlıyor mahzun yürekler, susamış bağırlar.

Yüreğim sıkılıyor;

bütün iç disiplini tahrip edilmiş, manadan yoksun yürekler karşısında...

namaz_cami_01.jpg


Ferahlat yüreğimi,
kuşatsın gönlümü ahengin,
ey sevgili mübarek ezanım!
Zaman durur, kâinat seni dinlerken,
doldurur evreni eşsiz bir huzur ve sûrur.
Susma ne olur,
düş yüreğimin sınırlarına,
koru fıtratımı,
çalmasınlar şahsiyetimi, şerefimi, yâdımı.

secde.jpg

Hayata madde ve şehvet gözlüğünden bakan kokuşmuş
yaklaşımlar karşısında;
iman adına, mukaddesat adına, insanlık adına bu çağın beklediği nefes;

ötelerden süzülüp gelen pörsümez, solmaz yeni, senin nefesin!

Kulaklarını bu sese tıkayıp özgürlük teranesi okuyanlar,
işte bu seda, işte bu ses, özü gürleştiren,
özgürleştiren bedenleri ve ruhları…

Rabbe kul olmanın çağrısı bu, söz verip de tutamadığımız ahitlerimiz...

Takımlar tuttuk,
partiler tuttuk,
adamlar tuttuk

ama kendimizi tutamadık.

Uyduk tutamadığımız nefislerimize.

Ey ezanım!.. Ulvi ve garip sedam,

tut beni ne olur!

Ahenginle, gelişinle her vakit efsunla vicdanımı, vicdanlarımızı...

Oğlunu cepheye uğurlayan Anadolu gibi,
ana gibi, hani demişti ya:
"Oğlum babanı Dimetoka'da, dayını şıpka'da,
ağabeylerini de çanakkale'de kurban verdim.

Git! Sen de git oğul!
Minareler ezansız, camiler Kur'an'sız kalmasın!" diye...

Sen susma ezanım!
Susturmasın seni Yüce Mevlam,
kalmasın minareler ezansız.
Yadellerde sana hasret olanların hüznü var derunumda,
koşarken vatanına bir ezan sesi duymak için.

Erihna Ya Bilal!

Ferahlat bizi kıyamete kadar, sonsuza değin...

Ruhlar eskimeyen esvaplarını giyiniyor,
bahar yüklü ıtırların.
Suyun içinde ahenkle raks eden yosunları seyreder gibi,
yağmur damlalarının duru sulara düşüşü gibi sen düşerken kâinatın bağrına;
bir kayanın üzerine oturup da dinlesem seni,

bu girift halimi dinlesem seninle birlikte...


şair; "Mecnunsan sus"

diyor. işte sustum, seni dinliyorum...

1241.jpg
227619022818819263202922584173546238239.jpg
 

ikizceli

çalışmalarınızı yasal yapınız.
Kullanıcı
Katılım
11 Eylül 2013
Mesajlar
7,145
Beğeni
25,611
Puanları
113
Konum
ORDU- SAMSUN-ANKARA
Allah'ım!
Ey Alemlerin Rabbi!
Ey sevgiyi sevgiyle yaratan!
Ey seven,sevdiren ve sevindiren!


Ey rahmetin sonsuz kaynağı!
Ey merhametlilerin en merhametlisi!
Ey gönüllerin mutlak hakimi!




Allah'ım!
kanadı kırık kuş gibiyim.
Uçsam uçamıyor,göçsem göçemiyorum.
Yarım bırakılmış bir düş gibiyim.
Yardan da serden de geçemiyorum.
Menzile ermeme korkusu sardı benliğimi
Malum kanadım kırık,gönlüm bin pare!
Ey kalpleri evirip çeviren,ey gönüller sahibi!
yaraları saran,dağılanı toplayan Sensin!
Varlığım Senin varlığının şahidi!
Varlığım Senin Rahmetinin şahidi!

Allah'ım Ey Vedûd olan!
Hem seven,hem de sevilmeyi dileyensin.
Ey varlığı sevgi olan,ey sevginin sonsuz kaynağı!
Biz var ettiğini severiz,sen sevince var edersin!
O sonsuz hazineden bizim için de bir sevgi var et!
O sonsuz sevgi selinin içine bizi de kat:sev bizi!
Sen seversen sevdirirsin:sevdir bizi!
Sevdiğini cennetinle sevindirirsin:sevindir bizi
 

ikizceli

çalışmalarınızı yasal yapınız.
Kullanıcı
Katılım
11 Eylül 2013
Mesajlar
7,145
Beğeni
25,611
Puanları
113
Konum
ORDU- SAMSUN-ANKARA
küçük bir tebessüm, içten bir selâm,
Dosta hatır soran, bir iki kelâm,
Kısaca diyor ki, insana İslâm;
İhlâsla yaptığın, herşey ibâdet...

Doğuştan var olan, îman özüyle,
İlimler kaynağı, Kur'ân sözüyle,
Maddeye hükmeden, gönül gözüyle;
Herşeyde bir mânâ, görmek ibâdet...

Kalbin, 'istem dışı' vuruşlarını,
Göklerin, direksiz duruşlarını,
Maddenin verdiği, ipuçlarını;
Akıl tığlarıyla, örmek ibâdet...

Bahar tenindeki, binbir kokudan,
Binbir kanattaki, renkli dokudan,
Balıktaki pul pul, gümüş takıdan;
Onu 'Vareden' e, varmak ibâdet...

Gönül buzlarını, sevgiyle delmek,
Melekle insanın, farkını bilmek,
Kulda kusur varsa, affedip silmek,
Kırılmış bir kalbe, girmek ibâdet...

Ölümün açtığı, derin yarayı,
Kapatmaz... Versen de, köşkü sarayı.
Bir evlâd kaybeden, bahtı karayı,
Dilin merhemiyle, sarmak ibâdet...

Bakıp da kişinin amellerine,
Dünyayı terkedip, giden birine;
Cennet cehenneme hüküm yerine,
Kulluk sınırında, durmak ibâdet...

''Neme lâzım'' sözü, korkuya perde.
Hiçbir zaman devâ, olmadı derde.
Zorbanın, hükümdar olduğu yerde;
Mazlum hesabını, sormak ibâdet...

Bir rüyâ tokluğu, dünyalık sefâ,
Gör ki; ne cânânda, ne canda vefâ.
O dost pınarından, günde beş defa;
Secde şerbetini, içmek ibâdet...

İftar saatinde, paslı dillerle;
Sağnak dualardan, kopan sellerle;
Yedi kat semâyı, delen ellerle;
Sabır sofrasını, açmak ibâdet...

Sanma ki, mezarlık, tenhâ, korkulu,
Duâlar bekleyen, ruhlarla dolu.
Kim ki; kabristana, düşerse yolu;
Bir fatihâ ile, geçmek ibâdet...
 

ikizceli

çalışmalarınızı yasal yapınız.
Kullanıcı
Katılım
11 Eylül 2013
Mesajlar
7,145
Beğeni
25,611
Puanları
113
Konum
ORDU- SAMSUN-ANKARA
uzun olduğu ve hoşuma gittiği için bölerek paylaşıyorum umarım beğenirsiniz.
Hâkk aşkıyla doruklara çıkıp da;
Beytullah'a, kalp gözüyle bakıp da;
Gönül tüllerinden, kanat takıp da;
O çorak çöllere, uçmak ibâdet...

Servet, şöhret, makâm, nişan ve ünvân;
Hepsi, bu dünyada birer imtihan.
Tut ki; alkışlarla, dolsa da cihân,
Gurur ve kibirden, kaçmak ibâdet...

Her kimse, diline, mahşerde kefil;
O dil ki; yargıda, tanık ve delil.
Benlik şahikâsı, nutuklar değil;
Hâkk için söylenen, sözdür ibâdet...

Bir uzay var amma... Sınırı nerde?
Göz nereye baksa, bir kara perde.
Fizik ilimlerin, sustuğu yerde;
Karanlığı delen, gözdür ibâdet...

Firdevs'e adaydır, gelen her beden,
O'na ancak varır, Kur'ân'la giden.
Bize fırsat için, ömür lûtfeden;
Lâtif sevgiliye, azdır ibâdet...

Allah aşkı ile, dolanlar için;
O yüce makâm'ı bulanlar için;
Namazı, mî'raç'la, kılanlar için;
Âşıktan Mâşûk'a, nazdır ibâdet...

Biliyorsa eğer, göz bakmasını;
Bir ziyafet görür, çorba tasını.
Dünya sofrasının, her lokmasını,
Nîmet bilinciyle, tatmak ibâdet...

Her gece, uykuya dalmadan önce;
Hesaba dalıp da, inceden ince;
Rabb'in huzurunda, durup kalbince,
Şehâdet getirip, yatmak ibâdet...

O, sabâ makâmı, tiz perdelerden,
Çağlayıp inlerken, minârelerden,
Yağarken sabahın nûru seherden;
Yorganı fırlatıp, atmak ibâdet...

Bir görünmez kazâ, olsa da neden;
Hasta yatağında, kıvransa beden;
Mevlâ'dan gelene, isyân etmeden;
Sancılara sabır, katmak ibâdet...

Ahlâkın güzeli, Rabb'in nîmeti;
Kusur gizleyene, açar Cenneti.
Taa mezara kadar, dost emâneti;
Sırları kusmadan, yutmak ibâdet...

Bilim; temellere, hızla inerken,
Kubbede güneşler, yanıp sönerken;
Mikrodan makroya, bu çark dönerken;
Durup, düşünceye, dalmak ibâdet...

Bu ölüm telâşı, bu korku neden?
Ayrılacak bir gün, can ile beden.
Gerçeği görüp de; henüz ölmeden;
Ölümle, arkadaş olmak ibâdet...

Şu insan bedeni, gör ki; mû'cize,
Her hücresi Hâk'tan emânet bize,
Damla karışmadan, henüz denize;
Nefes kıymetini, bilmek ibâdet...

Elinde neşterle, hasta başında;
Belinde silahla, sınır taşında;
Yol kesen eşkiyâ, kâtil peşinde;
Görev inancıyla, dolmak ibâdet...

Ticâreti, yol seçip de giderken;
Kâr ve zarar hesapları güderken;
Hele bir işçiye, ücret öderken;
Vicdanla başbaşa, kalmak ibâdet...

Sevgi; sabunudur, gönül kirinin.
Rahmet bedeli var, her özverinin.
Hele bu dünyadan, giden birinin;
Varsa, kul borcunu, silmek ibâdet...
 
Üst Alt