Erzurum,başlangıçtan beri kendi ovasının tek önemli yerleşme noktası olmamıştır.Örneğin Erzurum’un 18 km kadar kuzeybatısında,ovanın kuzey kenarına yakın bir yerde şimdi adı Kahramanlar olarak değiştirilmiş olan Karaz köyü yakınlarında bazen Karaz höyüğünde yapılan kazılar,burada hitit asıllı sayılan birtakım yapı kalıntılarını ortaya çıkarmıştır.Burada Yunan ve Roma devri izleri bulunmamış olmakla beraber,Ortaçağda önemli bir şehir olan ve Selçuklular tarafından yıktırılmış Arzen (Erzen) şehrinin burada bulunmuş olması,hattâ adının da Hitit devrine çıkan Azzi’den türemiş ve böylelikle şimdiki Erzurum’a da ad verilmiş olması mümkündür.Bununla beraber ovanın başlıca kale-şehir’i şimdiki Erzurum’un yerinde kurulmuştu.Buraya Roma istilasından önce Ermeniler Karin veya Karnoi Kalak derlerdi.IV. yy. da Roma devletine katılan ve 415 tarihinde Anatolius tarafından kalesi yapılarak imparator Theodosius II’nin adıyla Theodosiupolis denildiyse de Karin ve Karana adı yine kaldı ve hatta yöreye Karanitis denildi.Sonradan Araplar tarafından şehre verilen Kalikala veya kısaca Kali adının Karnoi Kalak’tan türemiş olduğu söylenir.Bu günkü Erzurum adı ise,Erzen’in Selçuklular tarafından yıkılmasından sonra,oradan kurtulan halkın Theodosiupolis’e (Kalikala-Karin) sığınmaları üzerine Erzen denildi.Ancak bu Erzen’in Güneydoğu Anadolu’da Siirt’in batısındaki Rûm,yani Anadolu’da olduğunu belirtmek üzere Erzen el-Rum, Arz-ı Rum adı verildi,bu da sonradan Erzurum(Erzrum)oldu.
Tarihin İlk Dönemlerinde Erzurum
Erzurum hakkında bilinen en eski yazılı tarih kaynakları olarak kabul edilebilecek Hitit (Boğazköy) ve Mısır yazılı kaynaklarına göre, M.Ö. 2000 – 1200 yılları arasında Erzurum ve çevresi Orta Asya kökenli Hurrilerin hâkimiyeti altında bulunuyordu. Hitit Boğazköy yazılı arşivlerinde, Erzurum’un Azzi Hayaşa hâkimiyeti altında bulunduğu sırada, biri M.Ö. 1375’ de Hitit İmparatoru Şuppiluliuma, diğeri II. Murşil (M.Ö. 1334 – 1306) tarafından işgal edilmek istendiğine dair belgelere rastlanmıştır. M.Ö. 1200 yıllarında, Avrupa’dan Ön Asya içlerine doğru oluşan ve Kavimler Göçü adı verilen göç hareketinden sonra, Muşkilerin Erzurum ve çevresine yerleştikleri bilinmektedir.
Urartular Döneminde Erzurum
M.Ö. IX. yüzyılda Van ve çevresinde yerleşmiş olan Hurri kökenli Urartular, M.Ö. VII. yüzyılda Erzurum’ u da egemenlikleri altına aldılar. M.Ö.660 yıllarında ise güneyden Aras Havzasına doğru ilerleyen Asurlar Daieni ülkesi sınırları içerisinde olan Erzurum ve çevresini ele geçirdiler. Yine VII. yüzyılın sonlarında Urartu egemenliği altındaki topraklar, kuzeyden gelen İskitlerin saldırısına uğradı. Asur saldırılarına zorda olsa karşı koyabilen Urartular, İskit saldırısından sonra tamamen tarihten silindiler. Urartu Krallığı’nın III. Rusan’ın ölümü (M.Ö. 585 ) ile ortadan kalkmasıyla da Ermeniler’ in bölgede etkinlik kurması kolaylaştı. Bazı tarihçiler, Ermenilerin bölgede etkinlik kurması kolaylaştı. Bazı tarihçiler Ermeniler’ in Kavimler Göçü sırasında Avrupa’dan Ön Asya’ ya göç eden Friglerle Birlikte bölgeye gelmiş olduklarını ileri sürmektedirler
Medler Döneminde Erzurum
M.Ö. V. yüzyılda Asur egemenliğine son veren Medler, Keyaksar yönetiminde kuzeye doğru ilerleyerek Urartu topraklarını ele geçirmişlerdir. Medler, Muşki Frigler ve İskit bölgelerini de ele geçirdikten sonra, Kapadokya’ ya doğru yönelmişlerdir. Erzurum ve çevresinde bu yüzyılda Khalibler, Muşkiler ve Tibarenler’in yaşadıkları bölgenin yerel derebeylerinin egemenliği altında olduğu, ancak bunların Med Krallarının yetkilerini tanıdıkları bilinmektedir. Medlerin zayıflama döneminde ise, bu beyler Kral Astiyag’a direnerek, özerkliklerini ilan etmişlerdir.
Persler Döneminde Erzurum
Pers Kralı II. Kiros’ un M.Ö. 555’ de Med Krallığına son vermesi ile Erzurum’un doğusu Pers egemenliği altına girmiştir. Kiros’dan sonra gelen Pers Krallıklarından Büyük Darios zamanında, Erzurum çevresinde bir Ermeni satraplığı kurulmuştur. Pers İmparatorlarından Kserkses’ in M.Ö. 480 de çıktığı Yunan seferinde, bu satraplıktan da asker toplanmıştı. Ünlü tarihçi Heredot da bu seferden söz ederken, Ermenileri Frigyalı olarak tanımlanmıştır. Ermeni satraplığında o dönemde Muşki, Taberin ve Maerin topluluklarının yaşadıkları Heredot tarafından tespit edilmiştir.
M.Ö. III. yüzyılda bölgeye Selökidler ve II. yüzyılda Persler egemen olmuşlardır. II. yüzyıl ortalarından itibaren bölge Romalılarla Persler arsındaki yoğun mücadelelere sahne olmuştur. Romalılar, bölgeye yaptıkları seferler sonucunda geçici olarak egemenlik kurabilmişler, ancak sık sık bölge halkının direnişleriyle karşılaşmışlardır
Bizans Döneminde Erzurum
Roma İmparatorluğunun M.S. 395’ de ikiye ayrılması sonucunda kurulan Doğu Roma İmparatorluğu döneminde, Erzurum ve çevresi bu İmparatorluğun egemenliği altına girmiş, ancak Doğu Roma egemenliği sürekli olamamıştır. M.S. 395’ den VII. yüzyılın sonlarına kadar bölge üzerinde Bizans ile Sasani Devletinin mücadeleleri olmuştur.
M.S. 408 – 450 yılları arasında Bizans İmparatoru olan ikinci Teodosious zamanında, Erzurum ve çevresi işgal edilmiş ve İmparatorun komutanlarından Anatolius tarafından bugünkü Erzurum şehrinin bulunduğu yerde bir tepe üzerine, bugünkü Erzurum kalesi inşa ettirilmiştir. O zamana kadar Kalikala olarak adlandırılan Erzurum şehri, bu tarihten sonra İmparatorun adına izafeten Teodosiopolis şeklinde isimlendirilmiştir.
Şehir ve çevresi 504 yılında İran’dan gelen Sasani’lerin eline geçmiş, ancak kanlı çarpışmalardan sonra, Bizanslılar şehri tekrar geri almışlardır. ""İletişim Bilgisi Vermek Yasak"" yılında Erzurum Kalesi İmparator I. Anastas tarafından tahkim ettirilmiştir.
M.S. 572 yılında Nuşirevan komutasındaki Sasani ordusu, Erzurum Kalesini kuşatmış, on yıl süren kuşatma sonucunda, Sasaniler şehri ele geçirememişlerdir.
M.S. 590’ da şehir yine Sasanilerce kuşatılmıştır. Bu kez, Bizanslılar ağır şartlarla bir antlaşma yaparak şehri kurtarabilmişlerdir.
M.S. 610’ da Erzurum, bütün çevresi ile birlikte Sasanilerin kuzeydeki düşman Hazarlar ile antlaşma yaparak, onların Sasaniler üzerine yürümesini sağlamış ve sonuçta Erzurum ve çevresi tekrar Bizans'ın eline geçmiştir.
Araplar Döneminde Erzurum
Sasanilerin M.S. 642’ de Nihavend’de İslam Halifesi Hz. Ömer’in ordularına yenilerek, tarihten silinmelerinden sonra, Erzurum ve çevresi Müslüman Arap ordularının istilasına uğramıştır.
Erzurum, İslam ordularınca ilk olarak 638’ de Halife Hz. Ömer’ in komutanlarından İyaz bin Ganem tarafından ele geçirilmiştir. Ancak, uzun bir süre sonra şehir tekrar Bizanslılar tarafından geri alınmıştır.
651 yılında ise, bu kez Habib İbn–i Mesleme komutasındaki 6000 kişilik İslam ordusu, kısa bir kuşatmadan sonra şehri sonra şehri teslim almıştır. Şehrin dini ve askeri lideri Ermi-naks, şehri yeniden ele geçirmek için Gürcü ve Hazar Türkleri ile ittifak kurmuş ve şehir üzerine yürümüştür. Ancak yapılan savaşta Araplara yenik düşmüştür. Kenti ele geçiremeyen bu ordu, şehir çevresinde geniş güvenlik tedbirleri almış ve karakollar kurdurmuştur. Bunun üzerine tehlikeyi sezen Habib İbn–i Mesleme, Suriye Valisi Muavine’ den yardım istemiştir. Küfe Valisi Süleyman el–Hıyel komutasındaki Arap Ordusu, Gürcü ve Hazar Türklerinden oluşan bir orduyu Fırat nehri kenarında bozguna uğratmıştır.
Arapların kendi içlerindeki mücadelelerden yararlanan Bizans, İmparator II. Justinianus zamanında, Leontier komutasındaki bir ordu ile 686’ da Erzurum’u tekrar ele geçirmiştir. Ancak M.S. 700 tarihinde Emevi Halifesi Abdülmelik’in oğlu Abdullah şehri tekrar geri almaya muvaffak olmuştur.
M.S. 753 yılında ise Bizans İmparatoru V. Konstantinos, Kusan adlı bir Ermeni’yi şehri almakla görevlendirmiştir. Kaleyi koruyan Arap askerlerinin sayıca azlığı ve kalede bulunan iki Ermeni’nin ihaneti ile Kusan kaleyi zapt etmiştir. Ancak bir süre sonra, şehir ve çevresi tekrar Emevilerin eline geçmiştir.
770–772 yılları arasında yöredeki Ermenilerin ayaklanarak şehri kuşatmaları üzerine, Amr bin İsmail el Harisi komutasındaki bir ordu, ayaklanmayı bastırmak üzere Erzurum üzerine yürümüş ve ayaklanmacıları bozguna uğratmıştır.
838 yılında Bizans İmparatoru Teheophilos, Erzurum’ u kuşatmış ve şehir surlarını yıktırmıştır. 840’ da Halife Mutasım şehir surlarını tamir ettirmiş ve kaleyi tahkim ettirmiştir. Bu tarihten sonra, şehir iki kez daha Bizanslıların eline geçmiş (934), ancak 12 yıl sonra Abbasiler tarafından tekrar geri alınmıştır.
948’ de büyük bir Bizans ordusu, Erzurum üzerine yürümüş ve 949 yılında Bizans egemenliği tekrar sağlanmıştır. Bu tarihten sonra, Erzurum ve çevresindeki Arap egemenliği tamamen son bulmuştur.
979 yılında şehir ve çevresi, yaptığı yardımlardan ötürü, Bizans İmparatoru tarafından Gürcü Belgratlı Kralı David’e verilmiştir. David’in ölümünden sonra, şehir Bizans İmparatoru II. Basilious tarafından geri alınmıştır.
Tarihin İlk Dönemlerinde Erzurum
Erzurum hakkında bilinen en eski yazılı tarih kaynakları olarak kabul edilebilecek Hitit (Boğazköy) ve Mısır yazılı kaynaklarına göre, M.Ö. 2000 – 1200 yılları arasında Erzurum ve çevresi Orta Asya kökenli Hurrilerin hâkimiyeti altında bulunuyordu. Hitit Boğazköy yazılı arşivlerinde, Erzurum’un Azzi Hayaşa hâkimiyeti altında bulunduğu sırada, biri M.Ö. 1375’ de Hitit İmparatoru Şuppiluliuma, diğeri II. Murşil (M.Ö. 1334 – 1306) tarafından işgal edilmek istendiğine dair belgelere rastlanmıştır. M.Ö. 1200 yıllarında, Avrupa’dan Ön Asya içlerine doğru oluşan ve Kavimler Göçü adı verilen göç hareketinden sonra, Muşkilerin Erzurum ve çevresine yerleştikleri bilinmektedir.
Urartular Döneminde Erzurum
M.Ö. IX. yüzyılda Van ve çevresinde yerleşmiş olan Hurri kökenli Urartular, M.Ö. VII. yüzyılda Erzurum’ u da egemenlikleri altına aldılar. M.Ö.660 yıllarında ise güneyden Aras Havzasına doğru ilerleyen Asurlar Daieni ülkesi sınırları içerisinde olan Erzurum ve çevresini ele geçirdiler. Yine VII. yüzyılın sonlarında Urartu egemenliği altındaki topraklar, kuzeyden gelen İskitlerin saldırısına uğradı. Asur saldırılarına zorda olsa karşı koyabilen Urartular, İskit saldırısından sonra tamamen tarihten silindiler. Urartu Krallığı’nın III. Rusan’ın ölümü (M.Ö. 585 ) ile ortadan kalkmasıyla da Ermeniler’ in bölgede etkinlik kurması kolaylaştı. Bazı tarihçiler, Ermenilerin bölgede etkinlik kurması kolaylaştı. Bazı tarihçiler Ermeniler’ in Kavimler Göçü sırasında Avrupa’dan Ön Asya’ ya göç eden Friglerle Birlikte bölgeye gelmiş olduklarını ileri sürmektedirler
Medler Döneminde Erzurum
M.Ö. V. yüzyılda Asur egemenliğine son veren Medler, Keyaksar yönetiminde kuzeye doğru ilerleyerek Urartu topraklarını ele geçirmişlerdir. Medler, Muşki Frigler ve İskit bölgelerini de ele geçirdikten sonra, Kapadokya’ ya doğru yönelmişlerdir. Erzurum ve çevresinde bu yüzyılda Khalibler, Muşkiler ve Tibarenler’in yaşadıkları bölgenin yerel derebeylerinin egemenliği altında olduğu, ancak bunların Med Krallarının yetkilerini tanıdıkları bilinmektedir. Medlerin zayıflama döneminde ise, bu beyler Kral Astiyag’a direnerek, özerkliklerini ilan etmişlerdir.
Persler Döneminde Erzurum
Pers Kralı II. Kiros’ un M.Ö. 555’ de Med Krallığına son vermesi ile Erzurum’un doğusu Pers egemenliği altına girmiştir. Kiros’dan sonra gelen Pers Krallıklarından Büyük Darios zamanında, Erzurum çevresinde bir Ermeni satraplığı kurulmuştur. Pers İmparatorlarından Kserkses’ in M.Ö. 480 de çıktığı Yunan seferinde, bu satraplıktan da asker toplanmıştı. Ünlü tarihçi Heredot da bu seferden söz ederken, Ermenileri Frigyalı olarak tanımlanmıştır. Ermeni satraplığında o dönemde Muşki, Taberin ve Maerin topluluklarının yaşadıkları Heredot tarafından tespit edilmiştir.
M.Ö. III. yüzyılda bölgeye Selökidler ve II. yüzyılda Persler egemen olmuşlardır. II. yüzyıl ortalarından itibaren bölge Romalılarla Persler arsındaki yoğun mücadelelere sahne olmuştur. Romalılar, bölgeye yaptıkları seferler sonucunda geçici olarak egemenlik kurabilmişler, ancak sık sık bölge halkının direnişleriyle karşılaşmışlardır
Bizans Döneminde Erzurum
Roma İmparatorluğunun M.S. 395’ de ikiye ayrılması sonucunda kurulan Doğu Roma İmparatorluğu döneminde, Erzurum ve çevresi bu İmparatorluğun egemenliği altına girmiş, ancak Doğu Roma egemenliği sürekli olamamıştır. M.S. 395’ den VII. yüzyılın sonlarına kadar bölge üzerinde Bizans ile Sasani Devletinin mücadeleleri olmuştur.
M.S. 408 – 450 yılları arasında Bizans İmparatoru olan ikinci Teodosious zamanında, Erzurum ve çevresi işgal edilmiş ve İmparatorun komutanlarından Anatolius tarafından bugünkü Erzurum şehrinin bulunduğu yerde bir tepe üzerine, bugünkü Erzurum kalesi inşa ettirilmiştir. O zamana kadar Kalikala olarak adlandırılan Erzurum şehri, bu tarihten sonra İmparatorun adına izafeten Teodosiopolis şeklinde isimlendirilmiştir.
Şehir ve çevresi 504 yılında İran’dan gelen Sasani’lerin eline geçmiş, ancak kanlı çarpışmalardan sonra, Bizanslılar şehri tekrar geri almışlardır. ""İletişim Bilgisi Vermek Yasak"" yılında Erzurum Kalesi İmparator I. Anastas tarafından tahkim ettirilmiştir.
M.S. 572 yılında Nuşirevan komutasındaki Sasani ordusu, Erzurum Kalesini kuşatmış, on yıl süren kuşatma sonucunda, Sasaniler şehri ele geçirememişlerdir.
M.S. 590’ da şehir yine Sasanilerce kuşatılmıştır. Bu kez, Bizanslılar ağır şartlarla bir antlaşma yaparak şehri kurtarabilmişlerdir.
M.S. 610’ da Erzurum, bütün çevresi ile birlikte Sasanilerin kuzeydeki düşman Hazarlar ile antlaşma yaparak, onların Sasaniler üzerine yürümesini sağlamış ve sonuçta Erzurum ve çevresi tekrar Bizans'ın eline geçmiştir.
Araplar Döneminde Erzurum
Sasanilerin M.S. 642’ de Nihavend’de İslam Halifesi Hz. Ömer’in ordularına yenilerek, tarihten silinmelerinden sonra, Erzurum ve çevresi Müslüman Arap ordularının istilasına uğramıştır.
Erzurum, İslam ordularınca ilk olarak 638’ de Halife Hz. Ömer’ in komutanlarından İyaz bin Ganem tarafından ele geçirilmiştir. Ancak, uzun bir süre sonra şehir tekrar Bizanslılar tarafından geri alınmıştır.
651 yılında ise, bu kez Habib İbn–i Mesleme komutasındaki 6000 kişilik İslam ordusu, kısa bir kuşatmadan sonra şehri sonra şehri teslim almıştır. Şehrin dini ve askeri lideri Ermi-naks, şehri yeniden ele geçirmek için Gürcü ve Hazar Türkleri ile ittifak kurmuş ve şehir üzerine yürümüştür. Ancak yapılan savaşta Araplara yenik düşmüştür. Kenti ele geçiremeyen bu ordu, şehir çevresinde geniş güvenlik tedbirleri almış ve karakollar kurdurmuştur. Bunun üzerine tehlikeyi sezen Habib İbn–i Mesleme, Suriye Valisi Muavine’ den yardım istemiştir. Küfe Valisi Süleyman el–Hıyel komutasındaki Arap Ordusu, Gürcü ve Hazar Türklerinden oluşan bir orduyu Fırat nehri kenarında bozguna uğratmıştır.
Arapların kendi içlerindeki mücadelelerden yararlanan Bizans, İmparator II. Justinianus zamanında, Leontier komutasındaki bir ordu ile 686’ da Erzurum’u tekrar ele geçirmiştir. Ancak M.S. 700 tarihinde Emevi Halifesi Abdülmelik’in oğlu Abdullah şehri tekrar geri almaya muvaffak olmuştur.
M.S. 753 yılında ise Bizans İmparatoru V. Konstantinos, Kusan adlı bir Ermeni’yi şehri almakla görevlendirmiştir. Kaleyi koruyan Arap askerlerinin sayıca azlığı ve kalede bulunan iki Ermeni’nin ihaneti ile Kusan kaleyi zapt etmiştir. Ancak bir süre sonra, şehir ve çevresi tekrar Emevilerin eline geçmiştir.
770–772 yılları arasında yöredeki Ermenilerin ayaklanarak şehri kuşatmaları üzerine, Amr bin İsmail el Harisi komutasındaki bir ordu, ayaklanmayı bastırmak üzere Erzurum üzerine yürümüş ve ayaklanmacıları bozguna uğratmıştır.
838 yılında Bizans İmparatoru Teheophilos, Erzurum’ u kuşatmış ve şehir surlarını yıktırmıştır. 840’ da Halife Mutasım şehir surlarını tamir ettirmiş ve kaleyi tahkim ettirmiştir. Bu tarihten sonra, şehir iki kez daha Bizanslıların eline geçmiş (934), ancak 12 yıl sonra Abbasiler tarafından tekrar geri alınmıştır.
948’ de büyük bir Bizans ordusu, Erzurum üzerine yürümüş ve 949 yılında Bizans egemenliği tekrar sağlanmıştır. Bu tarihten sonra, Erzurum ve çevresindeki Arap egemenliği tamamen son bulmuştur.
979 yılında şehir ve çevresi, yaptığı yardımlardan ötürü, Bizans İmparatoru tarafından Gürcü Belgratlı Kralı David’e verilmiştir. David’in ölümünden sonra, şehir Bizans İmparatoru II. Basilious tarafından geri alınmıştır.