Kaya Çanağı (Sunak denilen) | Sayfa 2 | Define işaretleri ve anlamları

Kaya Çanağı (Sunak denilen)

Roni

USTA - KÂŞİF
Super Moderatör
Katılım
2 Nisan 2015
Mesajlar
4,171
Beğeni
11,458
Puanları
113
Konum
Doğadayım
Bazı insanlar ne yaparsa yapsın kör kör ilerler zerre anlamaz bu ilmi, anlamakta nasib olmaz ve ne yaparsa yapsın bu yolda hiç bir kazanç elde edemez. 2011 de bir yahudi papaz tam olarak şöyle demişti;
Biz onların ne anlamak istediğine karar verenleriz, bizim istediklerimiz dışında hiçbirşeyi uzun yıllar anlayamazlar. Bunun için gerekli üniversite ve bilgi dağıtıcılarına (medya) maddi tüm destekleri sağlayarak onları akabinde satın alıp kölemiz yaptık. Fakat onlar öyle zekaya sahiptirler ki onlar uyanmadan bu işi bitirmeli, vaad edileni tamamlamalı ve sakladığımız her objeyi topraklarından söküp almalıyız. Zaten sonrasında kanunları yine biz belirleyeceğiz.
 

_Trakyalı_

Kullanıcı
Katılım
29 Mayıs 2024
Mesajlar
114
Beğeni
407
Puanları
63
Konum
Tekirdağ
Bazı insanlar ne yaparsa yapsın kör kör ilerler zerre anlamaz bu ilmi, anlamakta nasib olmaz ve ne yaparsa yapsın bu yolda hiç bir kazanç elde edemez. 2011 de bir yahudi papaz tam olarak şöyle demişti;
Biz onların ne anlamak istediğine karar verenleriz, bizim istediklerimiz dışında hiçbirşeyi uzun yıllar anlayamazlar. Bunun için gerekli üniversite ve bilgi dağıtıcılarına (medya) maddi tüm destekleri sağlayarak onları akabinde satın alıp kölemiz yaptık. Fakat onlar öyle zekaya sahiptirler ki onlar uyanmadan bu işi bitirmeli, vaad edileni tamamlamalı ve sakladığımız her objeyi topraklarından söküp almalıyız. Zaten sonrasında kanunları yine biz belirleyeceğiz.
Evet bu söylediğiniz şehir efsaneleri her zaman dillendirilir. Çocukluğumdan beri duyarım böyle şeyleri.

Ornegin bu tez incelendiğinde milattan önce 5000 den başlamış ve bugüne dek durumu özetlemistir.

Kıçı kırık papazın varoluşu çok kısa bir süreyi kapsıyor. Koskoca tarih sahnesinde figüran bile değiller.

Varsin onlar kendilerince çelik çomak oynasin.
Benim gözleri ışıl ışıl parlayan akademisyenim/arkeloloğum her zaman gereğini yapar.
 

Roni

USTA - KÂŞİF
Super Moderatör
Katılım
2 Nisan 2015
Mesajlar
4,171
Beğeni
11,458
Puanları
113
Konum
Doğadayım
Evet bu söylediğiniz şehir efsaneleri her zaman dillendirilir. Çocukluğumdan beri duyarım böyle şeyleri.

Ornegin bu tez incelendiğinde milattan önce 5000 den başlamış ve bugüne dek durumu özetlemistir.

Kıçı kırık papazın varoluşu çok kısa bir süreyi kapsıyor. Koskoca tarih sahnesinde figüran bile değiller.

Varsin onlar kendilerince çelik çomak oynasin.
Benim gözleri ışıl ışıl parlayan akademisyenim/arkeloloğum her zaman gereğini yapar.

Doğru dersiniz ama şehir efsanesi bence görmeye dayalı bir kavramdır. Şöyle ki bugün arkeoloji kuruluşu dahi siyon gurubuna ait ve onlar tarafından yönetilen bir kuruluştur. Bugün bizim arkeologlarımız dahi onlara çalışmakta. İyi olanı tenzih ederek söylüyorum, Türk arkeologları kadar hırsız bencil karaktersiz ve de vatan haini yoktur. Bir defineci dahi arkeologtan daha şereflidir. Bugün bir tarih gün yüzüne çıkacağı zaman bir İngiliz bir alman veya bir amerikalı arkeolog başlarında olmadan ilerleyemiyorlar. Cumhuriyetin kurulduğu tarihe dönelim, Lidya sarayından çıkarılan tüm eserler bugün bizim ülkemizde değil onların ülkelerinde sergileniyor. Bursa, Edirne, İstanbul, Adana, Hatay, Muş ve aklıma gelmeyen nice malzemeli yerler uçtu gitti. Bunların özellikle son zamanlarda medyadan saklanarak gitmesi de ayrı bir tartışma konusu. Kısa süre önce bir kaç günlük misafirim olan @SiyahBeyaz kardeşim gözleriyle bir şeye şahit oldu, dayanamadı kendisi de biraz sitemle mırıldandı. Dünyada paranın ilk basıldığı Sardis'te Lidya kalesine götürdüm kendisini. Evimle arası 3-4 dakika mesafede. Evimin balkonumdan görünen mesafede. Burayı gezerken kazı çalışmalarını izledik biraz. Türk ameleler çalışıyor, ingiliz bir arkeolog sandalyesine oturmuş ayak ayak üstüne atmış gözlüğünü takmış olan biteni izliyor. Bizim arkeoloğumuzda o an ameleler bir şey bulmuş ona teslim ediyor oda bulan kişiye siz benimle gelin diyor gidiyor Mr. Arkeoloğun yanına asker gibi başını eğerek selam veriyor, elindekini uzatıyor ve bir sığınmacı gibi elini önünde bağdaştırıp açıklama yapıyor. Bunlar acı ama diri görüntüler. Evvela arkeologların nerede kiminle kimlerin bünyesinde çalıştığına bakmak gerek. Yazdığı kitaba konferansına aldanmamak gerek. Bunlar bile sınırlı izine tabidir.
Sadece örnek olması açısından iki örnek vericem bunlar kafi olur diye düşünüyorum. Koskoca dünyayı sarsan çalışmalarda 1-2 tane Türk görünüyor işlem sonrası kenara geçip bi tez karalıyor sonuç Kahraman modeline bürünüyor. :)

Göbekli Tepe Arkeologlar
Klaus Schmidt
Necmi Karul
Lee Clare

———

Sardes Lidya Arkeologları

Prof. Crawford H. Greenewalt
Prof. Howard Crosby Butler
Prof. Nicholas Cahill
Andrew Ramage
BAHADIR YILDIRIM
Marcus Rautman
Susanne Ebbinghaus
Annetta Alexandridis
Jane Derose Evans
Georg Petzl
Daniel Pullen
Ann Gunter

2024 yılı olarak Manisa'nın Salihli ilçesinde bulunan Sardis'te, yaklaşık 120 yıl önce başlayan arkeolojik kazı çalışmaları Telif ve Hafriyat hakkı sahibi olarak ABD Wisconsin Üniversitesinden Prof. Dr. Nick Cahill'in başkanlığında sürdürülüyor.

————

Bunlar can alıcı ufak örnekler. Diğerlerine de bakmak isteyen bakar. Tek başına çalışan türk arkeolog dahi hangi ülke adına çalıştığını belirtmek zorunda aksi halde çalışma başlatamaz.

Tarih bir tezin M.Ö başladı demesiyle gerçeğe ışık tutmaz. M.Ö 5000 demek Hz. Nuh Hz. Hûd ve Hz. Salih dönemleri demek. Bu biraz farklı bakmaktır.

Ben herkesin görüşüne saygı duyarım ama bu tür konularda derin bakmak gerek diye düşünüyorum. Bu arkeologlara bakarak yön alan insanlar zaman kaybında yüzer durur.

Tekrardan emeğinize sağlık 🙂🤲
 

_Trakyalı_

Kullanıcı
Katılım
29 Mayıs 2024
Mesajlar
114
Beğeni
407
Puanları
63
Konum
Tekirdağ
Doğru dersiniz ama şehir efsanesi bence görmeye dayalı bir kavramdır. Şöyle ki bugün arkeoloji kuruluşu dahi siyon gurubuna ait ve onlar tarafından yönetilen bir kuruluştur. Bugün bizim arkeologlarımız dahi onlara çalışmakta. İyi olanı tenzih ederek söylüyorum, Türk arkeologları kadar hırsız bencil karaktersiz ve de vatan haini yoktur. Bir defineci dahi arkeologtan daha şereflidir. Bugün bir tarih gün yüzüne çıkacağı zaman bir İngiliz bir alman veya bir amerikalı arkeolog başlarında olmadan ilerleyemiyorlar. Cumhuriyetin kurulduğu tarihe dönelim, Lidya sarayından çıkarılan tüm eserler bugün bizim ülkemizde değil onların ülkelerinde sergileniyor. Bursa, Edirne, İstanbul, Adana, Hatay, Muş ve aklıma gelmeyen nice malzemeli yerler uçtu gitti. Bunların özellikle son zamanlarda medyadan saklanarak gitmesi de ayrı bir tartışma konusu. Kısa süre önce bir kaç günlük misafirim olan @SiyahBeyaz kardeşim gözleriyle bir şeye şahit oldu, dayanamadı kendisi de biraz sitemle mırıldandı. Dünyada paranın ilk basıldığı Sardis'te Lidya kalesine götürdüm kendisini. Evimle arası 3-4 dakika mesafede. Evimin balkonumdan görünen mesafede. Burayı gezerken kazı çalışmalarını izledik biraz. Türk ameleler çalışıyor, ingiliz bir arkeolog sandalyesine oturmuş ayak ayak üstüne atmış gözlüğünü takmış olan biteni izliyor. Bizim arkeoloğumuzda o an ameleler bir şey bulmuş ona teslim ediyor oda bulan kişiye siz benimle gelin diyor gidiyor Mr. Arkeoloğun yanına asker gibi başını eğerek selam veriyor, elindekini uzatıyor ve bir sığınmacı gibi elini önünde bağdaştırıp açıklama yapıyor. Bunlar acı ama diri görüntüler. Evvela arkeologların nerede kiminle kimlerin bünyesinde çalıştığına bakmak gerek. Yazdığı kitaba konferansına aldanmamak gerek. Bunlar bile sınırlı izine tabidir.
Sadece örnek olması açısından iki örnek vericem bunlar kafi olur diye düşünüyorum. Koskoca dünyayı sarsan çalışmalarda 1-2 tane Türk görünüyor işlem sonrası kenara geçip bi tez karalıyor sonuç Kahraman modeline bürünüyor. :)

Göbekli Tepe Arkeologlar
Klaus Schmidt
Necmi Karul
Lee Clare

———

Sardes Lidya Arkeologları

Prof. Crawford H. Greenewalt
Prof. Howard Crosby Butler
Prof. Nicholas Cahill
Andrew Ramage
BAHADIR YILDIRIM
Marcus Rautman
Susanne Ebbinghaus
Annetta Alexandridis
Jane Derose Evans
Georg Petzl
Daniel Pullen
Ann Gunter

2024 yılı olarak Manisa'nın Salihli ilçesinde bulunan Sardis'te, yaklaşık 120 yıl önce başlayan arkeolojik kazı çalışmaları Telif ve Hafriyat hakkı sahibi olarak ABD Wisconsin Üniversitesinden Prof. Dr. Nick Cahill'in başkanlığında sürdürülüyor.

————

Bunlar can alıcı ufak örnekler. Diğerlerine de bakmak isteyen bakar. Tek başına çalışan türk arkeolog dahi hangi ülke adına çalıştığını belirtmek zorunda aksi halde çalışma başlatamaz.

Tarih bir tezin M.Ö başladı demesiyle gerçeğe ışık tutmaz. M.Ö 5000 demek Hz. Nuh Hz. Hûd ve Hz. Salih dönemleri demek. Bu biraz farklı bakmaktır.

Ben herkesin görüşüne saygı duyarım ama bu tür konularda derin bakmak gerek diye düşünüyorum. Bu arkeologlara bakarak yön alan insanlar zaman kaybında yüzer durur.

Tekrardan emeğinize sağlık 🙂🤲
Anlattığınız durumlar kişisel durumlar değil. Bunlar belirli bir rant gurubunun organize yapılan işleri.
Konu iktidar ve güç sahiplerine dayanıyor. Göz yumuldugunu herkes biliyor. Bal tutanda parmağını yalıyor.

Aynı sorun her sektörde var. Arkeoloji bunlardan sadece biri.

Örneğin vatanımızın her yerinde onlarca altin madeni var. Hepsi birer doğa katliamcisi. Kanada'dan gelmiş maden işletiyor. Devletin aldigi pay sadece %4. Şirketin en yetkili kişisi tv de Türk'ler cok iyi hafriyat taşıyor şeklinde alaycı açıklamalar yapıyor.
Konu bunlara kimlerin neden izin verdiği sorusunu sormaya gider ki bu da çetrefilli hale gelir.

Aklı selim her insan ortaklaşa ve organize dönen bir rant ekonomisi olduğunu yıllardır zaten görüyor.

Bu demek değil ki her arkeolog yanlış yapıyor. Ya da yine demek değil ki her kazinin basinda bir yabancı arkeolog var ya da Türkler tamamen basiretsiz.

Benim buradaki heraion teikhos kazısı 24 yıldır Prof.Dr. Neşe Atik başkanlığında yürütülüyor.
Keza Perinthos kazısı da ayni şekilde.

Uluslararası anlaşmalar ile her milletten birçok arkeolog birçok ülkede çalışmalar yürütüyor. İsteseler kapıdan içeri sokmazlar. Ama aldı-verdi işler maalesef dönüyor.

Ülkemizin sömürü sistemi üzerine dayatılan ve reva görülen durumlar komplike bir sistemin parçaları olduğundan, kenarından köşesinden dert yanmak maalesef fayda etmiyor. Cunku gelişmiş ülke statüsünde halâ değiliz ve uzağız.

Velhasil kelam sevmediğim konular.
Ancak şahsen benim baktığım ve irdelediklerimin bilimsel yayınlar, tezler,araştırmalar v.b.

Kaynak gösteren ve camiada resmi olarak kabul edilen her şeyi önce okur sonra beyin süzgecinden geçiririm. Hem okumayı seviyorum hem de bilimsel dayanağı olan bilgiyi alıp arazide harmanlamayi seviyorum.

Sonuç olarak hayatta her şey tercih meselesi. Dendiği gibi;

"İnsanlar tercihleriyle yaşar "
 

Ekli dosyalar

  • 20240904_130856.jpg
    20240904_130856.jpg
    176.6 KB · Görüntüleme: 6

Roni

USTA - KÂŞİF
Super Moderatör
Katılım
2 Nisan 2015
Mesajlar
4,171
Beğeni
11,458
Puanları
113
Konum
Doğadayım
Anlattığınız durumlar kişisel durumlar değil. Bunlar belirli bir rant gurubunun organize yapılan işleri.
Konu iktidar ve güç sahiplerine dayanıyor. Göz yumuldugunu herkes biliyor. Bal tutanda parmağını yalıyor.

Aynı sorun her sektörde var. Arkeoloji bunlardan sadece biri.

Örneğin vatanımızın her yerinde onlarca altin madeni var. Hepsi birer doğa katliamcisi. Kanada'dan gelmiş maden işletiyor. Devletin aldigi pay sadece %4. Şirketin en yetkili kişisi tv de Türk'ler cok iyi hafriyat taşıyor şeklinde alaycı açıklamalar yapıyor.
Konu bunlara kimlerin neden izin verdiği sorusunu sormaya gider ki bu da çetrefilli hale gelir.

Aklı selim her insan ortaklaşa ve organize dönen bir rant ekonomisi olduğunu yıllardır zaten görüyor.

Bu demek değil ki her arkeolog yanlış yapıyor. Ya da yine demek değil ki her kazinin basinda bir yabancı arkeolog var ya da Türkler tamamen basiretsiz.

Benim buradaki heraion teikhos kazısı 24 yıldır Prof.Dr. Neşe Atik başkanlığında yürütülüyor.
Keza Perinthos kazısı da ayni şekilde.

Uluslararası anlaşmalar ile her milletten birçok arkeolog birçok ülkede çalışmalar yürütüyor. İsteseler kapıdan içeri sokmazlar. Ama aldı-verdi işler maalesef dönüyor.

Ülkemizin sömürü sistemi üzerine dayatılan ve reva görülen durumlar komplike bir sistemin parçaları olduğundan, kenarından köşesinden dert yanmak maalesef fayda etmiyor. Cunku gelişmiş ülke statüsünde halâ değiliz ve uzağız.

Velhasil kelam sevmediğim konular.
Ancak şahsen benim baktığım ve irdelediklerimin bilimsel yayınlar, tezler,araştırmalar v.b.

Kaynak gösteren ve camiada resmi olarak kabul edilen her şeyi önce okur sonra beyin süzgecinden geçiririm. Hem okumayı seviyorum hem de bilimsel dayanağı olan bilgiyi alıp arazide harmanlamayi seviyorum.

Sonuç olarak hayatta her şey tercih meselesi. Dendiği gibi;

"İnsanlar tercihleriyle yaşar "
Muhakkak öyledir. Baştada belirttiğim gibi iyi olanları tenzih ederek başladım. Siyasal destek olmasa Ayasofya restorasyonu öyle birine nasıl verilirdi. Hakkımızda hayırlısı İnş’ALLAH.
 
Üst Alt