cantar

Kıymetli ustamız.
Kullanıcı
Katılım
27 Ağustos 2012
Mesajlar
8,795
Beğeni
11,116
Puanları
113
Konum
Vefat etti. :(
Burada dikkat çeken bir husus bu tip değirmenlerin illa üzerinde bir yapı olacak damı çerçevesi olacak diye kaidesi kuralı yok dağın tepesindede olur ovada da önemli olan çevrede yaşam yeri olup olmadığı.

Burada dikkat çeken bir husus bu tip değirmenlerin illa üzerinde bir yapı olacak damı çerçevesi olacak diye kaidesi kuralı yok dağın tepesindede olur ovada da önemli olan çevrede yaşam yeri olup olmadığı.

Mona-Lisa.jpg



bacchanal_b4a_herm.jpg



morocco.1139660100.museum_7_olive_mill_-_for_making_olive_oil.jpg



menorah.jpg


3241497150_e320fc09d1.jpg


9.1268433605.ancient-olive-press-to-make-oil.jpg




oiltastingtuscany.jpg


120px-Old_Olive_oil_extraction_Hirbat_sumek.jpg




OlivePressbeam.JPG


halat bağlı taşa dikkat bazı arazide rastladığımız burada ağırlık olarak kullanılmış bazı yerlerde yine arazide at ve benzeri hayvanların bağlanıldığı delikli taş büyüklük itibari ile göz önüne getirin lütfen...




OlivePressBeamJC.jpg
 

cantar

Kıymetli ustamız.
Kullanıcı
Katılım
27 Ağustos 2012
Mesajlar
8,795
Beğeni
11,116
Puanları
113
Konum
Vefat etti. :(

Olive%20Press%20Merisha.jpg





OlivePressbeamload.JPG





OlivePressbeamtighten.JPG





OlivePressOilPots.JPG



iki muntazam oyuk aralarında bir kanal var acaba bu nedir sorusuna verilebilecek doğru bir cevap olsa gerek siz ne dersiniz....


ScrewPress2.JPG





OlivePressScrewPress.JPG





OlivePressScrewJuice3.JPG





OlivePressScrewTighten.JPG





OlivePressScrewJuice.JPG



OlivePressScrewJuice2.JPG





OliveCrusherJC.jpg


3453008.jpg
 

cantar

Kıymetli ustamız.
Kullanıcı
Katılım
27 Ağustos 2012
Mesajlar
8,795
Beğeni
11,116
Puanları
113
Konum
Vefat etti. :(
şarap işlikleri

Bu işlem özellikle şarabın tatlı olması arzu edildiği durumlarda yapılıyordu. Bunun sonucunda üzümün öz suyunun önemli bir kısmı yok olarak şeker oranının yükselmesi sağlanıyordu. Homeros'un yapıtlarında üzüm yığınlarının güneş altında yığın halinde bekletildiği anlatılır. Preslemeden önce bir başka önemli işlem ise taneleri temizlemek amacıyla yıkamaktır.
Üzüm preslemede ki amaç, tanelerin özsuyunu çıkarmaktır. Şarap, özde tanelerin preslenmesi sonucu açığa çıkan şıranın fermantasyonu ile elde edilir. Presleme, ilki ayakla çiğneme ve onu izleyen mekanik işlem olmak üzere iki aşamada gerçekleşir.

1- Ayak İle Çiğneme

Sepetlerle toplanan üzüm taneleri suyla yıkandıktan sonra şıranın çıkarılması için ahşap ya da kayaya oyulmuş alçak bir tekne içine dökülür. Burada ilk presleme üzüm tanelerinin kendi ağırlığıyla gerçekleşir. Ancak bu uzun bir süreç gerektirir ve sonuçta az bir şıra elde edilir. Üzüm preslemenin en basit ve pratik yolu taneleri ayakta çiğnemektir.


Yukarıda kırmızı figür vazo üzerinde yapılan betimlemede görüldüğü gibi üzüm taneleri bazende çuvalara doldurulup ayak ile bir taş tekne içinde şiresi çıkarıtılırdı.

Ayakta çiğneme dışında üzüm taneleri bazen kayaya oyulmuş ya da taşınabilir özellikteki küçük pres yataklarında da gerçekleştirilebiliyordu. Anadolu ve Filistin'de sıkça kullanılan bu yöntemde ezme yataklarının çoğu kez 0,20-0,30 m. çapından daha küçük oldukları gözönüne alınırsa burada preslemenin ayak yerine elle yapılabileceği düşünülmelidir. Bu tür bir presleme ile ancak az oranda şıra elde edilebilir. Presleme sırasında açığa çıkan şıranın toplanması için pres yatağı zemini toplama havuzu yönünde eğimlendirilmiş ya da kanallarla birbirine bağlanmıştır.

2- Mekanik Bir Düzenek İçinde Presleme

Salt ayakla çiğnemeyle tanelerden sıvıyı tümüyle çıkarmak olanaksızdır. Ayakla çiğnenen tanelerden arta kalan kabuklu posa, sandık(galeagra) ya da bir tekne içerisinde yüksek ezme basıncı sağlayabilen mekanik bir sistemle preslenmeyi gerektirir. Villa Albani ve kabatmasında izlendiği gibi aynı işlikte üzüm taneleri hem ayakla hem de baskı kollu presle eziliyor. Şarap işliklerinde, Cato, Plinius veya Heron'un tanıttığı türden baskı-kollu ya da vida presleri uygulanır.


Baskı-kollu preslerde tanelerin bir sandık (galeagra) içinde preslenmesi pres etkisini daha da artırır. Preslenmiş üzüm tanelerinden arta kalan kabuk ve diğer posayı sıcak suyla ıslatarak yeniden presleyerek belirli oranda şıra elde etmek olasıdır. Ancak su şıradan çok zor ayrılır. Fazla oranda su içeren şıradan genellikle sirke ya da yeniden kaynatılarak düşük kaliteli şarap elde edilirdi.

3- Fermantasyon

Doğal fermantasyon tanelerin ezilmesiyle birlikte başlar. Şıranın mayalanma işlemi yani bileşimindeki şekerin alkol ve karbondioksite dönüşümü, üzümün kabuğundaki mayayla gerçekleşir. Günümüzün modern şarapçılığında şıraya kükürtdioksit ve dışarıdan saf şarap mayaları katılarak kontrollü bir mayalanma sağlanmaya çalışılır. Şıraya katılan kükürtdioksit yabancı maya ve bakterilerin oluşumunu engellemeye yöneliktir.

Fermantasyon başlangıçta çok hızlı bir reaksiyonla gerçekleşir. Bu nedenle şıranın toplama havuzunda 6 saatten fazla bekletilmesi çok sert bir şaraba neden olabilir. Kaliteli bir şarap elde etmek için sıvının toplama havuzundan deri torbalar ya da amphoralara aktarılarak yavaş bir reaksiyonla fermantasyonu sağlanır. Aktarma sırasında posa ve tortuların ayıklanması için şıranın süzgeçten geçirilmesi önemlidir.


Yukarıdaki taş oyma bir üzüm pres yeridir. define işareti değildir!!!

Plinius şarabın kapalı odalarda depolanmasını ve bunların pencerelerinin doğu ya da kuzeydoğuya bakması gerektiğini söyler.

İtalya'nın en büyük şarap merkezlerinden Pompei'de, kazılarda açığa çıkarılan antik şarap mahzenlerinin Plinius'un anlatımlarına aynen uyduğu görülmüştür. Romalılar için fermantasyon odalarının(cellae vinariae) kutsal bir anlamı vardı ve burada uygulanacak koşullar üzüm ve istenilen şarabın cinsine göre ayarlanırdı. Campana'da fermantasyon açık havada yapılırmış, Po Ovası üzümleri ise açık havada fermante edildiklerinde ekşi bir tat aldığından bu işlem kapalı mekanlarda gerçekleştirilimiş. Şarap zaman zaman karıştırılarak üstte biriken köpük atılır ve şarabın sertliği kontrol edilir. Eğer fermantasyon istenilen düzeyde gerçekleşmemişse içine bir miktar taze şıra eklenir. Fermantasyon kapları(dolia) havanın kuru olduğu mayıs-temmuz aylarında açılarak amphoralara aktarılır ve etiketlenir. Bu işlem sırasında da şarap filtre edilerek istenmeyen tortulardan arıtılır. Şarabın kalitesini artırmak için içine reçine, bal ve çeşitli bitki ve kokulu otlar katılır.


Antik çağda şarabın olgunlaşmasını hızlandırmak için şaraba ısı uygulanırdı.
Olgunlaşma sıvının güneşle temasını sağlayarak ya da şarap kaplarını sıcak suya daldırma şeklinde gerçekleştirilirdi. Bu yolla bakteriler de dezenfekte edilerek şarabın uzun süre dayanması sağlanırdı. Çağımızda gelişen teknolojinin sağladığı olanaklarla şarabı üretmek ve korumak artık bir sorun değildir. Ancak, bunu Antik Çağ şarapçılığı için düşünmek güçtür. Ürün sürekli olarak yabancı maya ve bakterilerin üremesine açık olduğundan her aşamasında bozulma olasılığı taşırdı. Ve ancak bazı doğal işlemlerle korunmaya çalışılırdı. Bu nedenle antik çağ şarapçılığı kazançlı ancak aynı zamanda riskli bir yatırım olmalıydı. Bu risk salt üretim aşamasını için değil transport işlemi içinde geçerliydi. Korsanlar ve elverişsiz koşullar nedeni ile batırılına Ege ve Akdeniz sahillerindeki yüzlerce balık bu riskin boyutlarını tanımlamaktadır


Şarap kapları üzerindeki yazıt ve markalardan olgunlaşma sürecinin antik çağda 3-4 yıl kadar olduğu anlaşılmaktadır. Ticari etiketler kabın üzerine mürtekkep ya da boyayla yazılabildiği gibi bunun yerine kabın üzerine asılan markalar da kullanılabiliyordu. Şarap kapları üzerindeki etiketlerde, şarabın kökeni, doldurulma tarihi ve üreticiyle ilgili bilgiler veriliyordu. Şarapçılıkta oldukça ileri olan Rhodos ve Knidos amphoralarda lisanslı üreticilerin adı ve tarihi bulunurdu. Bu bilgilerin ürünün standart kapasitede ve özel üretim olup olmadığını belirtme amacıyla yapıldığı söylenmektedir. Roma çağında kaliteli şaraplar her zaman standart amphoralar içinde satılmıştır. Bunun yanında şarap açık pazarlarda, dükkanlarda(Kapellaion) hatta bağlarda bile satışa sunulmuştur.

Antik Çağda üzümün yetiştirildiği, preslendiği ve ambalajlandığı mekanlar ve amphoraların yapıldığı üretim yerleri aynı yerde bulunuyordu. Marmaris Yarımadası'nda Datça Hızırşah ve Reşadiye'de ve Hisarönü'nde olduğu gibi.

-A-Form ve Tipoloji

Aşağıya doğru kademeli olarak daralan ve tabanında yuvarlak bir oyuk içeren çanak şeklindeki kaya çukurları üzüm preslerinin de en basitleridir. Süzülen sıvının aynı pres yatağı tabanında toplandığı, genellikle yuvarlak şekilli ve çapları 1 m. den daha küçük bu örneklerin yanısıra yaygın görülen tip kayaya oyulmuş bir pres yatağı ile önündeki sıvı toplama havuzundan oluşur.



Kaya İşçiliği
Presi oluşturan öğelerin farklı boyut ve şekillerde olabilmesine karşın, tüm örneklerde sistemin işleyişi aynıdır. Bunun yanında yüksek kapasiteyle üretim yapan büyük preslerde bazı mekanik düzeneklerden de yaralanılmıştır. Bu bağlamda kalıntıları işlev yönünden biri basit presler, ikincisi donanımlı presler olmak üzere iki ana tip içerisinde değerlendirmek olasıdır. Ancak preslerin işleyiş, sistem ve kapasiteleri bir yerde kalıntıların formlarına da yansıdığından tipleme preslerin basitinden gelişmişi yönünde ve mimari özellikleri esas alınarak yapılmıştır.



1-Yuvarlak ya da oval küçük pres yatakları (Havan-presler)
2-Yuvarlak pres yatağı ve yuvarlak toplama çukurlu presler,
3-Birden çok yuvarlak pres yatakları ve yuvarlak toplama çukurlu presler,
4-Yuvarlak pres yatakları ve dikdörtgen toplama havuzlu presler,
5-Dikdörtgen pres teknesi ve yuvarlak toplama havuzlu presler,
6-Ortada yuvarlak toplama havuzu ve buna karşılıklı bağlanan çift pres tekneli presler.


Büyük ölçekte şarap yapımı için kullanılan işliklerin yanında günlük kullanımlara yönelik basit kaya işlikleri de vardı. Milas ve çevresindeki dağlık yerleşimlerde bu tür işlikleri sıkça görebiliyoruz.



Doğu Kilikia'da Çettepe, Sebaste(Ayaş) yakınında Merdivenlikuyu, Çatıören ve Korykos(Kızkalesi) gibi Antik yerleşimlerde çoks sayıda örneği belirlenen kaya çukurları en basit tipleridir.Çapları 1 m. civarında ya da daha küçük olan ve aşağıya doğru eğimlendirilmiş, taban merkezinde çanak şeklinde toplama çukurları bulunan örnekler büyük şarap işliklerinde önemlidir. Bunlar büyük preslerin kullanımlarını gerektirmeyecek durumlarda ve günlük gereksinimler için işlevlendirilmiştir. Meyvenin yumuşak olması nedeniyle bu çukurlarda ezme işlemi elle de yapılabilmektedir. Endüstriyel amaçlı olarak kullanılan geniş kayalık alanlarda belirlediğimiz tek başına duran 1 m. çapında ve 0,30-0,40 m. derinliğinde, tabanı aşağıya doğru kademeli olarak derinleştirilmiş kaya çukurlarının iç kesiti bazı büyük üzüm preslerinin toplama havuzlarıyla aynıdır. Ve öyle anlaşılıyor ki, bu tip kaya çukurları sıvının posasının çökertilmesi ve aynı zamanda güneş ışığı altında fermantasyonu için de kullanılmaktadır. Bu tipe giren basit preslerin



- Tanelerin Parçalanması
- Preslenmesi
- Posanın Çökertilmesi


olmak üzere üç amaç için de işlevlendirildiği söylenebilir. Aynı presde aşamalı olarak üç işlemde gerçekleştirilebilmektedir.

Yuvarlak pres yatağı ve önde bir toplama çukurlu 2. tip basit preslerin ilkinden ayrılan tek yanı pres yatağının önünde sıvı toplama çukurunun bulunmasıdır. Bunun Kilikia Bölgesinden Çatıören 'de bunun aynı kaya üzerinde oyulmuş iki örneğini görebiliyoruz. Bunlardan biri 0.90 m. çapında ve 0.5 m. derinliğindeki pres yatağı önündeki 0.13 m. çapında ve aynı derinlikteki toplama çukuruna bir kanalla bağlanır.

üzüm suyu toplama yerleri ve biriktirme yerleri
Üzerine "çarpı" şeklinde kanallar oyulmuş diğer pres yataklarının bağlandığı toplama çukuru ise hem boyutlarının büyük olması hem de tabana doğru kademeli olarak daralmasıyla diğerlerinden farklılık gösterir. Bu özelliğiyle toplama çukurunun aynı zamanda tanelerin ezildiği bir yer olarak da düzenlendiği söylenebilir. Buna göre üzüm taneleri önce çukur içinde eziliyor, ardından arta kalan kabuklu posa pres yatağında dönüşümlü olarak yeniden presleniyor. Pres yatağı ve önündeki toplama çukurundan oluşan 2. tip preslerin bir benzeri Gezer kazılarıyla gün yüzüne çıkarılmıştır. Pres, kayaya yüzeysel oyulmuş büyük bir pres yatağı önünde yerleşik küçük bir toplama çukurundan oluşur. Filistin'de Ezbube'nin güneyinden ve Ahlström tarafından tanıtılan küçük pres bu tipin diğer bir benzeri olarak gösterilebilir. Birden çok yuvarlak pres yatağı ve toplama çukurlu 3. tip preslere Doğu Kilikia'nın kıyı yerleşimlerinden Korykos'dan bir örnek verilebilir. Kent nekropolünün batısındaki kayalık düzlükte belirlenen kalıntı ortadaki 1.10 m. çapında bir toplama havuzu ile bunun çevresine sıralanan farklı büyüklüklerdeki üç pres yatağından oluşur.Çapları 0.70-0.83 m. arasında değişen pres yataklarından toplama çukuruna 1 m. uzaklıkta olanın tabanı diğerlerinden farklı olarak kenarlarda yuvarlak bir kanal şeklinde, derince oyulmuş. Korykos örneğinde pres yataklarının küçük, ancak sayıca fazla olması preslemenin mekanik sistemler kullanımadan sadece elle yapılmış olabileceğini ortaya koyar. Lykia, Patara kentinde yerleşik bir zeytinyağı ve şarap işliğinde aynı tipin değişik bir uygulaması görülür: Yerlikaya ya oyulmuş 1.50 x 1.30 m. ölçülşerindeki alçak bir platform üzerinde kanallarla birbirine bağlanan yuvarlak pres yatakları önde 0.50 m. çapında ve çanak şeklinde bir toplama yerine bağlanır. Kanalların oyulduğu kaya platformununkenarlarının yükseltilerek, pres yerinin tanelerin çiğnenmesine elverişli alçak bir tekne şeklinde düzenlenmesi ve pres yatağı üzerindeki birden çok yuvarlak kanal işlikte üzüm presi yapıldığının önemli kanıtlarıdır.


Yukarıda tanıtılan kalıntıların tümü pres yataklarındaki bazı şekilsel farklılıklara karşın en çok kaya çanağı şeklindeki toplama çukurlarının küçük olmasıyla ilgi çekerler. Bunların yanında toplama yerlerinin tıpkı bir havuz şeklinde ve daha büyük yapılanları da vardır. Yuvarlak pres yatakları ve dikdörtgen şekilli toplama havuzundan oluşan 4. tipin bir örneği olan Myndos(Gümüşlük) işliği bu türdendir. Sıvının toplama havuzuna kolayca akmasını sağlamaka amacıyla eğimin yüksek olduğu yere oyulmuş yuvarlak pres yatakları, birer kanalla toplama havuzunun kısa kenarına bağlanmışlardır. Toplama havuzunun uzun kenarı yanında yerleşik pres yataklarından daha küçük boyutlu yan yana iki derin kaya çukuru ve bunun karşısındaki yüzeysel oyulmuş bir başkası, Myndos işliğinin diğer kalıntılarıdır. Lykia Bölgesi Arykanda Naltepesi'deki şarap presi kaya tabanına oyulmuş, dikdörtgen şeklindeki toplama havuzu ve uzun kanallarla ona bağlanan "yaprak" şeklindeki pres yataklarıyla Myndos örneğinden ayrı düşünülemez ve bu tip içerisinde değerlendirilebilir.

Gezer yakınında açığa çıkarılan bazı benzerleri bu tip üzüm preslerinin Filistin Bölgesi'nde kullanıldığını göstermesi yönünden önemlidir. Bunlardan "Waret Shakif- Hammad " işliği 1.73x0.82 m. ölçülerinde ve 0.48 m. derinliğinde dikdörtgen bir tekne ile onun kenarlarına yerleşik üç yuvarlak pres yatağından oluşur. Aynı yerden bir başkasına ise 0.70 x 1.55 m. ölçülerde dikdörtgen şeklindeki toplama havuzu ve ona bağlanan 0.76 m. çapında yuvarlak bir pres yatağı görülür. İlkinde tekne kenarına yerleşik ve birer kanalla bağlanan pres yatakları her ne kadar araştırmacı tarafından "kap çukur" olarak yorumlansa da gerçekte Kilikia ve Karia Bölgesi'ndeki benzerleriyle karşılaştırabileceğimiz türden pres yataklarıdır. İkinci örnekte toplama havuzu tabanının pres yatağı yönünde eğimlendirilmesi havuza akan üzüm posasının tabanının bir köşesinde toplanmasına yöneliktir. Bu özellik kalıntının zeytin değil üzüm presi olduğunu destekler.


Dikdörtgen pres teknesi ve önde yuvarlak toplama havuzundan oluşan 5. tip üzüm presleri Doğu Kilikia'da Çettepe , Sebaste(Ayaş), Çatıören ve diğer bazı yakın merkezlerdendir. Tümü kayaya oyulmuş ve ölçüleriyle birbirine çok yakın bu örneklerde pres teknelerinin boyları 2.30- 2.70 genişlikleri 1.60-1.80 m. arasında değişir; toplama havuzları üstte kare, altta ise yaklaşık 1 m. çapında ve yuvarlak kesimlidirler. Pres teknelerinin yüksekliği kayanın durumuna göre 0.30-0.40 m. arasında değişir. Bazılarının pres teknesi tabanlarında farklı şekillerde posa çukurları oluşturulmuştur. Bunlardan Sebaste (Ayaş) örneğindeki düzleştirilmiştabanın kısa ve uzun yan kenarlarında ve 0.15 m. kalınlığında bir kanal şeklindeyken Çatıören-2 işliğinde ise pres teknesinin arka köşesine yakın yerinde 0.37x0.47 m. ölçülerinde, dikdörtgen; buna karşın Hasanaliler -1 işliğinde ise bu kez 0.90x0.30 m. ölçülerinde dikdörtgen ve onun arkasında 0.35 m. çapında yuvarlak olarak yapılmıştır. Tekne tabanından yaklaşık 0.10 m. daha derin oyulmuş bu çukurlar tanelerin preslenmeden önce ayakla çiğnenmesi sonucu açığa çıkan kabuklu posanın toplama havuzuna akmasını önleme amacıyla yapılmışlardır. En iyi korunmuş Çettepe-1 işliği ışığında, pres teknesini toplama havuzundan ayıran kaya içine oyulmuş kanalın toplama havuzu üstünde öne uzantılı bir oluk şeklinde sonlandığı anlaşılmaktadır. Ayrıca yuvarlak toplama havuzlarının üstte kare şeklinde yontulması bunların üzerlerinin olasılıkla ahşap bir kapakla kapatıldığının göstergesidir. İşlik toplama havularının molozla dolu olmaları nedeni ile bunların derinlikleri ve iç düzenlemeleri konusunda tam bir bilgi edinilememiştir.; güçlükle ölçülebilen birkaç örnekte derinliğin 1.30-1.50 m. arasında değiştiği görülmüştür. Tümünün üzüm presine ilişkin olmaları nedeniyle toplama havuzu tabanlarında ayrıca posa çukurları da beklenmelidir. Çettepe-1, Ayaş, Merdivenlikuyu ve Hasanaliler-1 işliklerinde baskı kolu işlevindeki pres kalası ucunun desteklendiği yuvayı izleyebiliyoruz. Pres teknesinin uzun kenarına kondurulmuş iri kaya bloğu içine oyulmuş niş şeklindeki bu yuvalar dıştan 0.30-0.40 m. derinliğindedir; bu ölçüler pres kalaslarının kalın ve sağlam oldukları konusunda da bilgi verir.

Ele geçen taş ağırlıklarından(litus) biri Çettepe-1 diğeri ise Hasanaliler-2 işliğindendir. Bunlardan silindir şeklindeki Çettepe örneği 0.60 m. çapında ve 0.50 m. yüksekliğindedir. Üstte bir bağlama deliği içerir. 0.40 m. yüksekliğindeki diğer ağırlık ise kabaca şekillendirilmiştir. Baskı-kollu preslerde kalaıs aşağı çekmede kullanılan bu türden taş ağırlıklarının benzerleri Lykia Balbura (Katara) kentinde ve dağlık Çukurova'da yerleşik bir villa rustica'da ele geçmiştir. Tel Migne ve Tel Dan örnekleri ışığında bunların Filistin bölgesi işliklerinde İ.Ö. 8. yy.dan beri kullanıldığı anlaşılmaktadır. Yükseklikleri genellikle 0.50 m. den az olan bu ağırlıklardan aynı preste birden çok kullanılarak baskı gücü aşamalı olarak artırılıp ya da azaltılabilmektedir. 6. yy. Attik siyah figür Skyphos üzerinde resmedildiği gibi halatlarla pres kalasına bağlanan bu ağırlıklar, makara ya da vida düzeneklerinin olmadığı basit bir pres tekniğinin uygulandığını gösterir. Lykia, Kyaenai(Yavu)1 presi yamuk şekilli pres teknesi ve onun bir kanalla bağlandığı yuvarlak toplama havuzuyla 5.tip üzüm presleri içerisinde değerlendirilebilir. Baskı-kollu pres tekniğinin uygulandığı dikdörtgen ezme tekneli Kyaenai-3 üzüm presinde yuvarlak toplama havuzu, pres teknesinin önünde değil içinde yapılmış. Bu değişikliğe karşın, en çok bu tiple ilişkili gözükmektedir.

Ortada yuvarlak toplama havuzu ve bunun iki yanında yerleşik dikdörtgen çift pres tekneli 6. tip üzüm presi Kilikia Bölgesi'nde Çatıören'de belirlenmiştir. Bu örnekte ortada aynı bir toplama havuzuna karşılıklı olarak bağlanan pres teknelerinin çift olması dışında başka bir ayrım görülmez. Pres tekneleri aynı ölçüdedir ve bunların uzun kenarlarında korunmuş olan pres kalası ucunun (lingula) desteklendiği yuvalardan, aynı anda iki teknede birden presleme yapıldığı anlaşılmaktadır. Teknelerden birinin kısa kenarından kaya içine açılmış ve tabanı düzleştirilmiş yuvarlak şekilli oyuk, olasılıkla üzüm sepetinin oturtulduğu yer olabilir. Bu sav tekneye bir kanalla bağlanmasıyla da desteklenir. Kanal olasılıkla sepetten süzülen sıvının pres teknesine akmasına yönelik olmalıydı.
uzum-11.jpg


İlk Şarap İşliği


Doğu Kilikia'da belirlenen dikdörtgen biçimli sığ bir pres teknesi ve onun önünde yerleşik toplama havuzundan oluşan presler Filistin Bölgesi'nde de yaygın kullanılır. Toplama havuzlarının daha çok dikdörtgen şeklinde yapıldığı bu örneklerden biri Tel Ta'annek' dendir. Güney yamaçta anakaya düzeyinde açığa çıkarılan kalıntı ölçü ve özellikleriyle Kilikia Bölgesi üzüm preslerine büyük yakınlık gösterir. Farklı olarak burada toplama havuzuna yönelen kanallar pres teknesinin tabanına oyulmuş. P:W:Lapp tarafından Erken Bronz Çağa verilen kalıntı bu tarihiyle bilinen en erken şarap işliğidir. Bunun benzerleri Gezer çevresi ve Jenin-Megiddo arasındaki bazı yerleşimlerde de belirlenmiştir.

Üzüm presleri ile zeytin presleri arasındaki en önemli fark üzüm preslerinde trapetumlar bulunmamasıdır. Antik kaynaklar yağ presleme tekniklerinden söz ederken en çok trapetumlar üzerinde dururlar. Gerçekten de bunlar yağ elde etmenin ilk aşaması olan meyvelerin parçalanmasını sağlayan en gelişmiş aygıtlardır. Trapetumlar esas olarak yuvarlak biçimli, sağlam bir tekne ile bunun içinde döndürülen değirmen taşlarından oluşurlar.


Trapetumlarda yarım küre şeklindeki değirmen taşlarının(Orbis) eğrisel yüzeyi, tekne(mortarium) yüzeyiyle aynı profilde yapılır. Orbislerin ortasından geçirilen ve uçlarında çevirme kolları bulunan yatay mil tekne merkezindeki kolona orta noktasından oturtulur. Bu mekanizma gerçekte tekne içine dikey olarak yerleştirilen orbislerin eğrisel yüzeyi ile tekne yüzeyi arasında bir boşluk yaratma amacına yöneliktir. İ.Ö. 2. yüzyılda Cato zamanında gelişmiş bir aygıt olarak karşımıza çıkan trapetumların ilk kez ne zaman kullanıldıklarını kesin olarak bilemiyoruz.

c- Küçük Kaya Çanakları

Antik Çağ işliklerinin üzerinde ya da yakın çevresinde belirlenen ve ne amaçla kullanıldıkları tam olarak anlaşılamayan bazı kaya çukurları ilgi çekicidir. Bunların bazı işliklerin pres yatağı üzerindekilerle örneklenen 0.10-0.15 m. çapında ve yaklaşık aynı derinlikte olanları yanında biraz daha büyükçe olanları da vardır. Bu türden kaya çukurlarıyla salt işlik yakınlarında değil, farklı yerlerdeki kaya yüzeylerinde, gömütlerde, nekropol alanlarında, mağaralarda ve kutsal alanlarda sıkca karşılaşılmış ve bunların dini ya da günlük kullanımlara yönelik olabilecekleri önerilmiştir. Gömüt ya da kutsal alanlarda yerleşik olanların kültle ilgili olabilmeleri şüphesiz doğal bir beklentidir. Ancak işlik yakınında yerleşik olanlar için aynı şeyi düşünmek olanaksızdır; büyük olasılıkla sıvıl bir kullanıma yöneliktir.[.
uzum-13.jpg

Kıyı Karya'da Bargasa Kentinde bir örneğini gördüğümüz taşınabilir özellikteki küçük kaya teknelerinde de ezilebiliyordu.

Filistin'de zeytin ve üzüm preslerinin yakınında görülen benzerleri incelediğimiz örneklerin anlamı için de yönlendiricidir. Bunların işlevleri için farklı görüşler öne sürülmüştür. Bunlardan biri koni şeklindekilerin, içlerine konulan taneleri ezmede bir tür havan işlevinde kullanıldıklarıdır. Macalister, Gezer çevresinde pres teknesi yanında bulduğu çukurlardan yola çıkarak bunların "kap çukurları" olduğunu öne sürmüştür. Şüphesiz prese getirilen üzüm sepetlerini ya da toplama havuzundan sıvıyı boşaltmak için kullanılacak kapların pres yakınında sağlam bir zemine oturtmak için bu türden yuvalara gereksinim vardır. Ve bu düşünce araştırma sırasında tekne kenarlarında belirlenen bir kanalla pres teknesine bağlantılı çukurlar için mantıklıdır. Ancak bunu tüm çukurlar için genelleştirmek olanaksızdır. Çünkü çukurların çoğunda ya kanal yoktur ya da üzerine konabilecek kabı alamayacak kadar küçüktürler.

uzum-14.jpg

[color=darkred]taşınabilir küçük kaya teknelerinde ezilen üzüm Labranda'da ana kaya üzerine oyulmuş olan küçük kaya teknelerinde de ezilebiliyordu. [/color]


Çapları 0.05- 0.15 m. arasındaki bu küçük kaya oyuklarının sırık yuvaları olduğu da önerilmiştir. Geniş pres teknesi içine serilen üzüm tanelerinin ayakla çiğnenmesi sırasında denge sağlamak için bu türden sırıklardan yararlanılması pratik bir çözümdür. Bazı preslerde tekne kenarına açılmış oyukların da aynı amaca yönelik sırık yuvaları olabileceği düşünülebilir. Ancak bu tür bir kullanım için yuvaların tekne merkezine yakın yerde olması beklenirdi. Oysa onu göremiyoruz. Öte yandan pek çok örnekte ise hiç yoktur. Pres işcilerinin, tanelerin ve pres döşemlerinin sürekli temiz tutulma zorunluluğu kaya çanaklarından bazılarının su ya da antik çağda temizleyici olarak kullanılan kül ve zeytinyağı koyma amacıyla da işlevlendirilmiş olabileceğini düşündürmektedir.
uzum-15.jpg


d- Şarap işliklerinde Tarihleme Sorunu

Şarap işliklerinin tarihlenmesinde kullanılacak malzeme yetersizdir. Bu durum aynı zamanda bugüne dek Anadolu dışında araştırılmış az sayıdaki örnekler için de geçerlidir. Üzerinde erken bronz Çağ III çanak çömleği bulunan ve Güney II-IV savunma sistemleriyle çağdaş Tel'annek presi bir kenara bırakılırsa diğerlerinde ele geçen malzeme Geç Roma- Bizans Çağ'ındandır. Anadolu'da kazıyla araştırılmış örneklerden Arykanda (Arif) şarap işliğinde İ.S. 4.yy a ait sikke ve çok sayıda cam eşya bulunmuştur. Asma çubuğu ve değişik şarap türlerinin önemli bir ihraç ürünü olduğu antik kaynaklarla belgelenen ve Kilikia Bölgesi'nde araştırmayla belirlenen şarap işliklerinin mükemmel donanımı bunların önemli bölümünün Roma Çağı'ndan olduğunu gösterir. Tabii aynı işlikler Bizans Çağı boyunca da kullanılmışlardır

iskenderun-da-roma-donemine-ait-zeytinyagi_o.jpg

Zeytinlerin getirilerek o zamanki taş havuz içerisinde sıkılması ve ona bağlı olarak yağların akması için kullanılan kanallar da kalıntılarda açıkça görünüyor.
start_frantoio-500x332.jpg




19_4.jpg



250px-The_Manufacture_of_Oil_drawn_and_engraved_by_J_Amman_in_the_Sixteenth_Century.png
 

cantar

Kıymetli ustamız.
Kullanıcı
Katılım
27 Ağustos 2012
Mesajlar
8,795
Beğeni
11,116
Puanları
113
Konum
Vefat etti. :(
Büyük bir ihtimalle mağara işaretı(u-n-D-)bu işaretler varsa mağara var demek başkada mağara işaretı olmaz.

İllada at nalı olarak düşünüyorsanız internette bu konuda yazılanlar aşağıda doğruluk derecesi düşünülür bu konuda tecrübesi deneyimleri olanların da katkıları olacaktır sanırım.
devamla yazılanlar kısaca şöyle

ender bulunan bir işarettir.
Üzerinde çivileri olan makbul olandır.
Genellikle 6 çivili yada 12 çivili olurlar.

Buradaki çivilerin her biri o hazinenin miktarını belirtmektedir.
Örneğin 6 çivili nal 60 kilogram hazineyi ifade eder.

sembol aslında at nalı görünümünde olabileceği gibi yarım daire, yarım elips, üçgene benzeyen yarım daire biçimlerinde de olabilmektedir.
At nalı işareti genelde kaya mezarlarının cevresinde sıklıla rastlanabilir.
At nalı sembolü ermeni gömülerinde, trabzon civarı pontus rum definelerinde, batı anadoluda eski yunan definelerinde, çukurova adana bölgesi kilikya mezarlıklarında çokça diyemesek te yine de rastlanan bir işarettir.
Eski yunan alfabesindeki omega harfi at nalına benzer bir sembol ile yazılırdı.
Omega sembolü aynı zamanda eski simyacılık ilimlerinde altın veya altın suyu manasına gelmektedir.
Bu nedenle at nalı işareti görülen bir bölgede altın gömü olması ihtimali çok yüksektir.
Nal işareti bazen ikinci bir define işaretine yol da gösterebilmektedir.

Eski insanlar gömdükleri değerli mücehverler ve altınlar bulunan küplerin üstüne nal koyarlardı. Ya da 10 , 20, 30, 50, 100, 200 adım gibi belirli adım mesafeleri uzağa gömdükleri gömüyü işaret etmesi için yön ve uzaklık bildiren nal işareti koyarlardı.
Bu nedenle nal işareti bir yön ve uzaklık gösteriyor olabilir. Yarım ay şeklinde olan nal işareti bir in veya oyuk içerisine saklanmış define manasına da gelebilir.



Uploaded with ImageShack.us
Nal işareti genelde çevresinde çivi biçiminde atılmış çentikler ile rastlanmaktadır.
Bu çivi sayıları mesafe veya define nin ağırlığını söyleyebilir. 6, 9, 12 çivi sayısı gibi sayılar, ya defineye olan adım sayısını ya da definenin o dönemki ölçü birimi ne ise o cinsten ağırlığını söyler.
Bu ağırlık okka da olabilir küp dolusu altın da olabilir.At nalı işareti genelde Büyük At Nalı ve Küçük Tay ayağı biçiminde ikili bir sembol ile görülür. Büyük nal işareti nin 10 ile 20 adım çevresinde bir de küçük at nalı tay ayağı işareti olabilir. tay ayağı sembolünün yaklaşık olarak 1 metre altında genelde gömü – define olduğuna şahit olunmaktadır.Büyük at nalı işaretinin 10 metre çevresinde bir taşın üzerinde tay ayağının resmi mutlaka olmalı.
Tay ayağını bulduktan sonra işaretin bulunduğu kayanın altını kazınız.
Yaklaşık 80 cm derinlikte de bu işaretin hazinesine ulaşırsınız.
Genellikle hepsi altın paradır.
Bir de büyük nalın bulunduğu kaya ya müjde dediğimiz birkaç tane altın para konulur. Bunun yeri de büyük at nalın işaretinin tam ortasıdır.
Zaten orada küçük bir kabartma vardır.
Nal bir tepe yamacında ve yeri taşlık bir yer olmalıdır ve çevresinde nalı tamamlayan işaretler vardır bunlar nalı tamamlayan işaretlerdir.
Birde nalın önünde bir mezar veya gizli mezar olmalıdır ve onu da kontrol edin hazineye kavuşursunuz.
Bu işaretin çivili olanı hazine işaretidir.
Yani eskiden at nallarına çivi çakarlardı ya işte bu işaretin temeli oradan gelmektedir.
Bildiğimiz at nalı ebatlarında olması gereken bu işaretin bir müjdesi bir de ana hazinesi vardır,üzerindeki çivi adetine göre hazinesi de çoktur. genellikle 6 çivilidir.
Bu işaretin müjdesi işaretin tam ortasında kayanın içindedir.
Yani nalın tam ortasını kıracaksınız.
Orada 3 tane büyük roma altını çıkacaktır.
Ana hazinesi de bu işaretin 5-8 metre çevresinde bir taşın üzerinde küçük bir nal işareti(tay nalı) olacaktır.
İşte o işareti bulduktan sonra bulunduğu kayayı kaldırın tam altını 80 cm kazın.
Bu işaretin hazinesi bir at yükü kadar yani iki heybe roma altını ve gümüşü dür.
İşaretin birinde çivi diğerinde çiviler yoksa çevredeki kayalık alanı incelemekte yarar vardır.
Buradaki kayalık alandaki kayalar arasında yüklü bir at ın geçebileceği gibi yol aranılır. Nal işaretleri ve anlamları


Yakınlarındaki kayalarda ikinci işaretli kayayı bul ve bu kaya etrafında araştırma yapınız



Yakınında üstünde ağaç işareti bulunan bir işaretli kaya bul ve bu kaya etrafında araştırma yapınız



Yakınında üzerinde üçgen bulunan işaretli kayayı bul ve etrafında araştırma yapınız



Yakınında içindeki işaretli kayayı bul ve bu kaya etrafında araştırma yapınız



Yakınında İçindeki işaretli kayayı bul gömü mağarada içinde



4m Yakınında 4 bir yönde araştırma yapınız
Nal atın ayağına çakılan bir materyal olduğundan atın geçtiği güzergahta bir mühür anlamı taşır.
Nal işaretinden en az iki adet bulunmalıdır.
- Nal şekli Yunan Alfabesinde Omega adlı harfi çağrıştırdığı gibi birçok simyacı tarafından altın simgesi olarak kullanılagelmiştir.
Bundan dolayı nallarda çivi de aramak ve nalları omega veya mağara girişi işareti ile karıştırmamak gerekir.
- Nal işareti ile Ay’ı da karıştırmamak lazım.
Gerçek nal sembolünde küçük bir nal işareti daha aranmalı ve bulunduktan sonra yakın çevresinde dar bir mağara girişi aranmalıdır.
Büyük bir ihtimalle define bu mağarada gizlidir. Ancak küçük nalın açık ağzı yönünde girişin aranması kolaylık sağlayabilir.
18'nci yüzyıl tarihçisi John Moore, "Yaban hayatından medeniyete sıçrama yapan bütün insan ayak izlerinin yanında bir de nal izleri var" diye yazıyor. Çeşitli ülkelerden bilimadamlarından oluşan bir grubun yaptığı araştırma ise, insan ve atın medeniyet yolundaki bu yoldaşlığının bugüne kadar bilinenden 1000 yıl daha eski olduğunu, yani günümüzden en az 5 bin 500 yıl öncesine uzandığını ortaya çıkardı.
" Amerikan Bilimsel Gelişme Birliği (AAAS)" tarafından yayınlanan haftalık Science dergisinin bugünkü son sayısında yer verilen araştırma, atı ilk kez evcilleştiren Türklerin, bunu yaklaşık 5 bin 500 yıl önce gerçekleştirdiğini belirledi.
İngiliz Exeter Üniversitesinden Alan Outram tarafından Kazakistan'ın bugünkü Akmola eyaleti içinde yer alan tarihi Botai kültürüne ait bölgede yapılan araştırmalarda bulunan arkeolojik bulgular, atların bu bölgede 5 bin 500 yıl önce de insan yaşamının parçası olduğunu tespit etti.
at nalı eğerki yaşantı yeri dışında ise kesin define işaretidir ama yaşantı yeri içinde ise onuda çok ince bir şekilde incelemek lazımdır çünkü nalbantı filan tarif ediyor olabilir yani bizdeki mecburi istikamet gibi.

Şu halde nal işaretlerinin yine kalıp veya at satım yerinin, nalbant ile ilgili birşeyi ifade ettiği anlamını çıkarmakta bir ihtimal



Atların bulunduğu her ülkede at nalı uğurlu olarak kabul edilir
Bu nedenle, her çağda, her ülkede batıl inançların içinde en yaygın ve en güçlüsü olmuştur


At Nalı ve Şans (islamın bu konudaki hükmü)

Demir yeryüzünde keşfedildiği zaman insanlar onun Tanrılar tarafından, büyücüler ve şeytana karşı gönderilmiş bir güç olduğuna inandılar
Ayrıca eski çağlarda 'U' şeklinin de özel bir anlamı vardı
Ay'ın hilal konumuna benzer şekliyle bolluğu, iyi talihi ve koruyucu gücü temsil ediyordu

Bir nalın yedi tane demir çivi ile çakılması da, yedi sayısının uğurlu sayılmasından dolayı inanışı destekliyordu

Diğer taraftan cadıların uçmak için süpürge sapını tercih etmelerinin nedeninin atlardan korkmaları olduğuna inanılıyordu
Bu nedenle at nalı tarihte büyücülere karşı da kullanılmış, büyücü olduğundan şüphe edilen yaşlı kadınlar öldürülünce bir daha geri gelmemeleri için tabutlarının üzerlerine birer at nalı çakılmıştır


Hıristiyanlıkla birlikte kilise birçok inançta olduğu gibi, at nalı ile ilgili kendi hikayesini yarattı
Bu hikaye onuncu yüzyılda geçiyor


Canterbury Kilisesi'nin başpiskoposu St
Dunstan din adamı olmadan önce nalbantlık yaparmış
Bir gün şeytan kılık değiştirerek işyerine gelir ve at ayağı şeklindeki ayaklarına nal takmasını ister

Dunstan şeytanı hemen tanır ve ona "ayaklarına nal takabilmesi için onu duvara zincirlerle bağlaması gerektiğini" söyler


Şeytanı çok sıkı bir şekilde duvara bağlayan nalbant nalın çivilerini o kadar acı ve ızdırap verecek şekilde çakar ki sonunda şeytan aman dilemek zorunda kalır
Nalbant şeytana bir daha Allah'a inanan hiçbir insanın evine girmeyeceğine dair söz verirse serbest bırakacağını söyler

Şeytan "Peki, o insanları nasıl ayırt edeceğim" diye sorunca da nalbant bir süre düşünür, elindeki nalı havaya kaldırır ve "İşte işaret bu olacak" der, "bunu kapısının üstünde gördüğün hiçbir eve girmeyeceksin
At nalı kapıya gelişigüzel asılmaz
Kapının tam üzerinde ve uçları yukarı bakacak şekilde olmalıdır ki iyi şans uçlarından aşağı süzülüp gitmesin
At nalını geceleri uykularında kabus görmemek için yatak odalarına asanlar
 

cantar

Kıymetli ustamız.
Kullanıcı
Katılım
27 Ağustos 2012
Mesajlar
8,795
Beğeni
11,116
Puanları
113
Konum
Vefat etti. :(
Bu işe bu sevdaya gönül vermiş arkadaşlarımız bu işin kompetanı olduğunu ustası olduğunu söyleyen veya söyleten kişilerce eksik bilgi ve yanlış yönlendirmelerle onların hem zamanlarını hem maddi birikimlerini boşa harcamalarını sonundada onların demorilize bir şekilde psikolojilerinin bozulmalarına sebeb olmaktadırlar.
Bu arkadaşlarımızı yönlendiren kişilerin bir çoğu arazide sahada inanın bir delikli kuruş dahi bulamamış cihaz kullanmamış kişilerdir ama fetva vermeye kalınca verirler de verirler.Bir şekilde gerek kendilerinin konuyla ilgili sitelerde forumlarda boy gösterirler.Bir
Busitelerin bir çoğu cihaz dedektör üreten firmaların ürettikleri cihazların malzemelerin ve kendi reklamlarını yaptıkları forumlar ve sitelerdir.
Bizler burada sizlere doğru olanı gerçek olanı örnekleri ile sunuyoruz neler işarettir neler işaret değildir olmasıda asla mümkün değildirin çabası içerisindeyiz.Amacımız sizleri doğru olanla bilgilendirmek hurafelerle yalan yanlışlarla zamanınızı almak maddi birikimlerinizi kaybetmenize sebeb olmak kul hakkı denilen ödemesinin çok güç olduğunu bildiğimiz bu olguya sebeb olmak değil öncelikle bunun bu şekilde bilinmesi gerekir.
Doğada arazide kayalıklar ve kayalar üzerinde rastlanılan her çizgi oyuk asla hazine define gömü işareti değildir.Bu işaret olarak addettiğimiz şeylerin bir çoğu bizlerin kendi beynimizde hayal dünyamızda şekillendirdiğimiz şeylerdir.Doğal olarakta bu tip yerlerde gönlümüzde yatanı bulmamız imkansızdır.
Öyleki doğada geçen yılların etkisi ile bazı kayalar üzerinde insan elinden çıkma işaretmiş gibi doğal oluşumlara rastlıyabiliriz bunlar bizi yanlış yönlendirici ve aldatıcı olabilirler ve bunlar bizlerin hem zamanlarını hemde maddi kayıplarını tetikler zarar etmemize sebeb olurlar.
Herşeyden önce ne yaptığımızı ne ile uğraştığımızı bilmemiz gerekir.
Biz
Eşkiya saklamalarını mı? hazinelerini ganimetlerini mi? arıyoruz.
Korsan saklamalarını mı? hazinelerini ganimetlerini mi? arıyoruz.
Bir krallığın bir prensliğin bir padişahlığın saklanmış hazinesini mi? yapmış oldukları bir savaşa ait ganimetlerinimi?arıyoruz.
Yoksa bir Değirmencinin veya geçmişte ticaret yapan birisinin saklamalarını mı? arıyoruz.
Yoksa bir savaş olmuş meydanda ölenlerin toprağa karışmış kıymetli eşyalarını mı? arıyoruz.
Yoksa bir savaş durumunda askerlerden veya o zamanlar türeyen küçük eşkiya guruplarından veya her tehlikeden kendine ait variyetleri saklamış bir kişinin hazinesini mi? kıymetli eşyalarını mı? arıyoruz.
Yoksa geçmişte yaşamış bir kişinin mezarını ve o mezara konulmuş mezar hediyelerini mi? arıyoruz.
Daha bu sorular bu örnekler çoğaltılabilir öncelikle ne yapmak istediğimizi iyi bilmemiz lazım.
Şu anda bizlerin yaptığı <Yoksa geçmişte yaşamış bir kişinin mezarını ve o mezara konulmuş mezar hediyelerini mi? arıyoruz.>
bu şıktır kimse aksini iddaa edemez.

İlk önce
neyi
nerede
ne zaman
ne şekilde
arıyacağımızı bilmemiz lazım yukarıdakilerden biri eksik olduğunda başarı şansımız düşer.
Bu işler asla tek başına olmaz muhakkak iyi bir ekibiniz sizi satmıyacak yarı yolda bırakmıyacak kişiler olmalı yoksa başarısızlık elinizde kalan olacaktır.Tek tek yapacaksanız o başka tabiii.
Yaşam olmuş zengin bir yaşam olmuş yerlerde sonuca ulaşmak daha kolay ve çabuk olacaktır.
Geçerli olarak altın kullanılmış bir yörede altın variyetler bulmak gümüş kullanan bir yörede gümüş variyetler bulmak daha olasıdır.
Bizlerin aradıkları da bu ikisi değilmi.........
O zaman hurafelere değil bilimsel gerçeklere örneklere uyğun davranmamız gerekir.
onlarıda yeri geldikçe ömrümüz oldukça birlikte paylaşacağız imkanlar dahilinde...
Sağlıcakla kalınız,
Saygılarımla
ALINTIDIR
...........

dere kenarlarında içi pürüzsüz bir oyma buldunuz bu oymanın yan kenarlarında çentik veya oymanın dibinde saga sola yon verme olayı varsa ve oymanın rengi kırmızıya dönük ise öncelikle şelaleyi bulun ve suyun akarını suyun yönünü değistirin .
Suyun düştüğü yerde yuvarlak şekilde bir taş varsa bu yuvarlak taşı kaldırın ve altinda 1 metre aşağı doğru kazı işlemi uyğulayınız bu islemden sonra emanetlere ulaşabilirsiniz.

Derede veya bir akarsuyun yakınında bulunan bir kaya üzerinde bir balık işareti ile birlikte bir de put istavroz haç işaretine rastladığınızda istavroz haç put balıkla bir bütün olabilir o şekilde yapılmışda olabilir.Balığın alt tarafında derenin akarındaki ufak şelaleyi şarlağı bulun ve suyun yolunu akarını değiştirin suyun düştüğü yeri açın 1-2 m de emanetlere ulaşın nasibinizse alın...


Derede veya bir akarsuyun yakınında bulunan bir kaya üzerinde bir balık işareti varsa balığın 5 m gerisinde bir oyma olarak yapılmış güvercin varsa güvercinin baktığı yöndeki kayada bulunan emanetleri alın bu emanetlere rastladığınızda güvercinin üst tarafındaki 2 yığma mezar arayınız eğer 2 yığma mezarı bulursanız her ikisinide açıp bakın.....

bir başka konu sahada arazide rastladığınız oymalar eğer gökyuzune bakıyorsa 2.mt derinlikteki mal sizi bekliyordur.
Eğer nasibinizse eğer emanet mal sizin.

Bir başkası tepelik zirve bir yerde üç oyma .Bu oymalar kanalla birbirlerine bağlanılmışsa hemen 5 adim önünde mıcır yığınlarını göreceksiniz.kanalın enson oymadan cmış olması ve yönü fark etmez bu bir aldatmaca kandırmaca.
Mıcırı bulun 2 m derinlikteki emanetlere eğer nasibinizse ulaşırsınız .

Bu üç oymanın karsısına gelen yönde bati yönü istikametinde üç kayalık olacak yanyana orta kayalıkta kapağı bulacaksınız bu kapağın yönü doguya bakar vaziyette olacak hemen yanındaki kayada kaya mezarını bulacaksınız.

Arazide sahadaki kayalık bir alanda kaya üzerinde bir üçgen işaretine rastladığınızda farklı olan tarafında 2-3 m mesafede 2 m derinlikte kapağa ulaşacaksınız

Arazide sahada bir güllü haç istavroz olan kayaya rast geldiniz bu bulduğunuz güllü haçın çevresine bir bakın sacayak şeklinde 3 tane tepe bulunuyorsa bulduğunuz bu tepeleri üçgen olarak düşünün ve tam orta noktada kısmetiniz olan mal sizin arayın bulun nasibinize ulaşın.

Bu haçı diğer haçlarla karıştırmayın diğerleri farklı manalar anlamlar ifade ederler.

Eski çeşmelerde belki bulursunuzçeşmenın duvarında birbirlerine bakan iki kuş olacak.
Çesmenin arka tarafında 70cm kapak bulacaksıniz.Bunu açarsanız basamaklarla içine girilen bir oda bu oda içerisndeki emanetlere ulaşabilirsiniz.

Arazide sahada üç kuyu buldunuz kuyunun birinde taş dolu diğerlerinde su dolu ise öncelikle taş dolu kuyuyu boşaltarak içine girin içerde mekanik bir düzenekle çalışan kol var bu kolu çevirirseniz kolu su dolu kuyudaki su boşalacak.
Bu suyu boşalan kuyuya girin.Kuyu içerisinde sizi engelliyebilecek halusünasyonlar görebilirsiniz korkmadan ilerlemenize devam edin.Emanetler önünüze gelecek odada sizi bekliyor.


Horasanlı bir kapak buldunuz ve kıramıyorsunuz kırmaya uğraşmayın horasan kapagın kenarlarında küçük yani bır ayak girecek boşluk vardır .
Bu boşluğu bulmanız gerekir.Buraya takacağınız bir manevela ile bu kapağı açabilirsiniz.
Zeminde horasan bir kapak buldunuz mutlaka bir kenarında kaydırma sistemı olacak eğer bu sistemi bulursanız ayağınızla itekleyerek açabilırsiniz.

Oyma işaretlerin içerisinden çıkan kanal %100 yöndür fakat kanallar 2 tipdir birincisi ölçü 2 incisi mezarın üzerine gelir ölçü kanalları kısa olur çünki kanal boyu ve ölçü birimini toplayacağın için uzun kanal ise tam aksine mezarın üzerine kadar gelir yani son noktadır çalışılacak yerdir.
 
Üst Alt