şu ustalar ne güzel yazıvermişler. eşkiya bu, işine akıl sır ermez demişler, yerleri zordur demişler, ummadığın yere de bir bakıver demişler usta.
biliyorum hastalığım var dediniz ama ne yapalım gidip bir kaç kez başına yoklamadan da olmuyor bu iş.
ben bu tavanda ısrarlıyım. bu toprak evet belki bir şeyleri örtüyor olabilir. altında çok daha derine inen bir kurgu da olabilir. mağarayı daha önceki medeniyetler yapmış eşkiya ise hem burdaki malzemeye hemde mekana sahiplenmiştir. hangi eşkiyanın dağ delipde mağara oyacak zamanı imkanı gücü vardı? kime eşkiya diyoruz? başkasının malını gasp edene, zorla sahip çıkana, hırslı ve bozguncuya demiyormuyuz?
burası medeniyete ait güzel bir mekan. hem doğal yapıdan hemde doğalın üzerine işçilikten izlerini de üzerinde barındırıyor. işareti göremesende en basit örneği, havalandırma delikleridir.
ben eşkiya olsam o dolgu toprak ile alta inen dehlizleri örterdim. doldurduğum toprağın sayesinde de tavanda çok rahat malzememi gömmek için çalışmamı yapardım. mağaraya giripde toprağı görenin, aradığım burdadır hissine kapılmasından da şüphem olmazdı. ve dolgu toprağa balıklama atlayıp, tavandaki malzemeden kendi eliyle uzaklaşmasını ve toprağıda boşaltıp, atacak imkanı bulamayıp çalışmasını durdurduğunda, yattığım yerde ohh der rahat uyurdum. eşkiya bu işine akıl sır ermiyor değilmi?
o tavan önemli !