Magnezyum nedir? Magnezyumun Faydaları nelerdir? | Define işaretleri ve anlamları

Lacivert24

Extra/Dini Konular
Admin
Katılım
20 Ocak 2013
Mesajlar
7,767
Beğeni
22,134
Puanları
113
Konum
Erzincan

Magnezyum nedir? Magnezyumun Faydaları nelerdir?​

B of N | Magnezyumun Faydaları

Magnezyum nedir? Magnezyumun Faydaları nelerdir?​

29 Ocak 2021 / 2213 /

Magnezyum Nedir?

İnsan vücudunun sağlıklı yaşamı için tüm mineral ve vitaminlere ihtiyacı vardır. Magnezyum da en önemli minerallerden bir tanesidir. Özellikle de insan vücudunda en fazla bulunması gereken dördüncü mineral olarak yerini aldığı için. Yetişkin bir bireyde günlük magnezyum ihtiyacı yaklaşık 300 ila 400 mg’dır.

Magnezyum Eksikliği Nedir? Nedenleri ve Sonuçları Nelerdir?

Magnezyum eksikliği gözle görülür şekilde kişide olumsuz görüntü yaratmadığından, magnezyum eksikliğinin yaşanmadığı iddia edilir. Ancak magnezyum eksikliği birçok insanı etkilemektedir. Ayrıca yaşam boyu birçok kronik hastalığın temelinde de magnezyum eksikliği yatmaktadır.

Magnezyumun Vücuttaki Rolü Nedir?

Magnezyum olmazsa vücudun dengesinde sorunlar olur. Çünkü magnezyum eksikliği en az 300 enzimmatik reaksiyonda sorunlara yol açar. Bir nevi magnezyum büyük değişimler için gerekli olan önemli bir yardımcıdır. Hücrede gerekli olan enerji üretimi için, genetik materyal için ve vücudun kendisi için protein üretiminde mutlaka magnezyum gerekmektedir.
Ek olarak magnezyum sağlıklı kas fonksiyonları içinde gereklidir. Sağlıklı sinir sistemi, kan basıncı, kalp fonksiyonu için önemlidir. Ayrıca düzgün çalışan bir insülin metabolizmasından da sorumludur.
Tüm bu nedenlerden dolayı magnezyum eksikliği, vücuttaki organlar ve sistemler üzerinde olumsuz etkiye sahiptir. Yeterli magnezyum alımı, birçok hastalığı önlenmesinde ve tedavisinde önemli bir rol oynarken, eksikliği olması halinde kendisini birçok semptom ile gösterir.

Magnezyum Eksikliği Yaygın Mı?

Sanayileşmiş ülkelerde resmi olarak neredeyse hiç magnezyum eksikliği olmadığı söylenmektedir. Çünkü sağlıklı ve dengeli beslenme ile vücudun tüm magnezyum eksikliği karşılanabilmektedir. Nüfusun büyük bir kısmı ne sağlıklı ne de dengeli beslendiğinden dolayı, bu tür açıklamalar ne kadar doğru olabilir.
Yapılan bilimsel çalışmalar sonucunda düşük magnezyum seviyeleri bazı hastalık ve rahatsızlıklar ile ilişkilendirilmektedir. Bu hastalıklar ve rahatsızlıklar:
  • Tip 2 diyabet
  • Metabolik sendrom
  • Yüksek inflamasyon değerleri (CRP, romatizmayı işaret edebilir)
  • Yüksek tansiyon
  • Arteriyoskleroz
  • Kardiyovasküler sistem
  • Osteoporoz
  • Migren
  • Astım
  • Alzheimer
  • DEHB ve Kolon Kanseridir.
Günümüzde belirtilen sorunlardan en az birinden müzdarip olan birçok insan vardır. Özellikle de belirli bir yaştan sonra sorunlar daha sık ortaya çıkmaktadır.
2012 yılında ABD’de yapılan bir araştırma sonucunda, ABD’nin neredeyse yarısının yeterince magnezyum tüketmediği ortaya çıkmıştır. Bunun en büyük nedeni süt ürünleri gibi, kalsiyum açısından zengin, magnezyum açısından düşük besinler tüketilmesidir. Bu durumun üstüne bir de kalsiyum takviyeleri de sıklıkla alınıyor ve bu da kalsiyum- magnezyum oranını daha da kötüleştiriyor. Burada kalsiyum- magnezyum oranı önemlidir. Yaklaşık olarak 2:1 oranında kalsiyum- magnezyum olmalıdır.
Bir başka bilimsel çalışmada ise hasta olan ve tedavi gören 1033 kişi incelenmiştir. Hastaların yüzde 54’ünde ciddi magnezyum eksikliği bulunmuştur. Bu durumun üstüne en korkutucu durum ise doktorların yüzde 90’ı magnezyum testi yaptırmayı hiç düşünmemiş olmasıdır.
2005 yılında yayınlanan bir araştırmada, vatandaşların üçte ikisinin, önerilen günlük magnezyum ihiyacını almadığını ve yüzde 19’unun ise magnezyum ihtiyacının yarısından daha azını tükettiğini göstermiştir.
Günümüzde dikkat edilmesi gereken ise bilim insanlarının açıkladığı günlük 300 ile 400 mg arasında magnezyum ihtiyacının vücuda alımı gerekmektedir. Ancak günümüzdeki çağda muhtemelen magnezyum alımının daha yüksek olması bir ihtimaldir. Çünkü stres ve her yerde mevcut olan çevresel toksinler magnezyum ihtiyacını önemli ölçüde arttırabilmektedir.

Magnezyum Eksikliğinin Nedenleri Nelerdir?


Magnezyum eksikliğinin tartışılabilecek birçok nedeni vardır. Bunlar:


Bitkiler ve topraklar magnezyum bakımından oldukça fakirdir.

Günümüzde topraklarımız mineraller yönünden oldukça düşük ve bitkin durumdadır. Endüstriyel tarımda her yıl daha yüksek kalitede mahsulleri üretmek için yüksek miktarda sentetik gübre kullanılmaktadır.
Üreticiler, gıdaların mineral içeriği ile ilgilenmezler. Hiçbir tüketici de yemeğini bu kriterlere göre seçmemektedir. Sonuçta hiç kimse bir elma ya da salatalığın içerisinde ne kadar mineral ve vitamin olduğunu göremez. Kısacası yiyeceklerimizde minimum miktarda temel mineral içeriği getiren herhangi bir yaptırım ya da düzenleme de yoktur.
Nisan 2016’da yapılan bir çalışmada bitki uzmanlarının ve çiftçilerin gözünden kaçan bir durum vardır. Bu, magnezyum en önemli minerallerden biri olmasına rağmen bitkilerdeki magnezyum eksikliğini ciddi bir sağlık sorunu olarak görmemeleridir.
Güncel araştırmalar, tahıllardaki magnezyum içeriğinin zaman içerisinde önemli ölçüde azaldığını ve sanayileşmiş ülkelerdeki insanların üçte ikisinin gerekenden daha az magnezyum tükettiğini göstermektedir.

Yapay gübreler magnezyum eksikliğini desteklemektedir.

Suni gübreler genel olarak nitratlar, fosfatlar ve potas tuzlarından oluşur. Bazen kireç preparatları yani kalsiyumda uygulanır. Sonuç olarak bol ve görsel açıdan çekici hasatlardır. Ancak bu bitkiler, tek taraflı gübrelerde eksik olan mineraller ve eser elementler bakımından fakirdir. Örneğin magnezyum daha sık kullanılmaya başladı, ancak yine de yeterli miktarlarda kullanılmıyor.
Buna ek olarak şiddetli yağış suyu magnezyumu azaltır. Ekili bitkiler tarafından büyüme ve meyve oluşumu için kullanılan magnezyum miktarını hesaba katarsak iki katı kadar magnezyumu kaybeder. Bu da topraktaki yıllık magnezyum kaybını iki katına çıkarır.
Mineral gübrelerin kullanımı sadece toprağımızın ve gıdamızın magnezyum ihtiyacını göz ardı etmekle kalmamaktadır. Aynı zamanda toprağın ince ayarlanmış doğal mineral dengesinin bozulmasına da yol açmaktadır. Bu şekilde bitkilerin eşit ve sağlıklı bir şekilde beslenmesini engeller. Örneğin sentetik gübrelerde bol miktarda bulunan potasyum ve kalsiyum, magnezyumun bitki tarafından emilimini engellemektedir. Toprakta yeterli magnezyum bulunsa bile bitki onu suni gübre olduğunda yeterli gelmeyecek şekilde emebilecektir.

Gıda endüstrisine bağlı magnezyum eksikliği

İşlenmiş gıdalardaki magnezyum miktarı, taze işlenmemiş gıdalardan önemli ölçüde daha düşüktür. Örneğin beyaz un içerisinde, kepekli unun magnezyum miktarının yüzde 20-30’u bulunmaktadır. Beyaz pirinç ise, tam tahıllı pirinçteki magnezyum miktarının yalnızca beşte birini içerir.
Yoğun olarak işlenmiş gıdalarda (pudinglerde, keklerde, bisküvilerde, tatlılarda, hazır çorbalarda vb.) mısırdan yapılan nişasta, asıl mısır tanesinde bulunan magnezyum miktarının yüzde 3’ü kadar magnezyum sağlar.
Bunlara ek olarak beyaz şeker, “magnezyumsuz” yiyeceklerin kralıdır. Şeker pancarından üretimi sırasında yaşamsal minerallerin yüzde 99’u kaybolur.

Magnezyum, pişirme ve kızartma yoluyla kaybolur.

Yemekleri hazırlarken mineral kayıpları artar. Evlerde yemekler pişirilirken magnezyum kaybı yüzde 40’a kadar çıkabilmektedir.
Özellikle kepekli tahıllar ve baklagiller ana magnezyum kaynaklarımızdır. Modern insanlar arasında da fazla popüler değildir. Yine de tam buğdaylı makarna veya fasulye pişiriyorsanız, genellikle magnezyumu pişirme suyuyla birlikte atmış oluyorsunuz.

Vitamin eksikliği magnezyum eksikliğine neden olur.

Bunun yerine tam tahıllı ekmek, tam tahıllı pirinç veya mercimek çorbası yersek (“pişirme suyu” sorunundan kaçınmak için), pişirme işlemi sırasında mevcut B6 vitaminini yüzde 60’a kadar ve bazen ısıya duyarlı B1 vitaminin yüzde 70’inden fazlasını yok ederiz.
Magnezyum, ancak bu iki vitamin mevcutsa organizmamız tarafından en iyi şekilde emilebilir. E vitamini, selenyum ve çinko da eksik olmamalıdır. E vitamini miktar olarak kızartma ve ızgarada yüzde 45, pişerken yüzde 50’ye ve dondururken yüzde 60’a kadar azalır.
Avrupa ve Amerikadaki topraklar karşılaştırıldığında, Avrupa’dakiler selenyum açısından son derece fakirdir ve günlük selenyum alımı 1970’lerden bu yana yarı yarıya azalmıştır.
Buradaki çözüm şudur: Yemeklerinizi her zaman taze hazırlayın, salata ve sebzeleri mümkünse 1-2 günden uzun süre saklamayın ve zaman alıcı hazırlama yöntemlerinden kaçının. Organik olarak üretilmiş yiyecekleri tercih edin ve beslenmenizdeki çiğ sebze oranını artırın.
Her gün biraz Brezilya fıstığı yiyin. Selenyum açısından en zengin gıdalardan biri olduğu için size değerli selenyum sağlayacaktır.

Vücut aşırı asidik ise, magnezyum eksikliği olur.

Özellikle fast food, peynir, sosis, ekmek, bisküviler, tatlılar, hazır soslar, dip soslar, hazır içecekler gibi endüstriyel olarak işlenmiş ürünler, dokuların ve kanın kronik asitleşmesine neden olur.
Fazla asit vücut tarafından temel minerallerle (magnezyum, kalsiyum, potasyum vb.) nötralize edilir. Sağlıksız bir diyet sadece çok az magnezyum sağlamaz, aynı zamanda yüksek asit potansiyeli nedeniyle sağlıklı bir diyetten daha fazla magnezyum harcar.
Yani şimdi sadece kronik asidoz değil, aynı zamanda kronik magnezyum eksikliğimiz de var. Her ikisi birlikte bağışıklık sisteminin azalmasına, kemiklerin kırılmasına, diş çürümesine, eklem hastalıklarına, erken yaşlanmaya vb. neden olabilir.

Mide asidi eksikliği ve asit blokerler nedeniyle magnezyum eksikliği

Yaygın sağlıksız beslenme ve yaşam tarzı nedeniyle, birçok insan kronik mide asidi eksikliğinden muzdariptir. Bu kulağa ne kadar tuhaf gelse de mide ekşimesi ile kendini gösterebilir.
Özellikle yaşlı insanlar, aynı zamanda şeker hastaları, astımlılar, romatizma hastaları veya safra kesesi taşı olan hastalar genellikle yetersiz mide asidi üretimi gösterirler. Bununla birlikte, magnezyum iyonik haline dönüştürülemez ve bu nedenle mide asidi olmadan yararlı forma dönüştürülemez (diğer mineraller için de geçerli).
Midede gelişen durum, sözde antasitler (asit blokerleri), yani fazla mide asidini tedavi etmeye yönelik ajanlar kullanıldığında iyi değildir. Genellikle mide asidinde aşırı bir azalmaya ve magnezyum eksikliğine yol açarlar.

Magnezyum eksikliği ilaçlardan kaynaklanabilir

Sadece asit blokerleri değil, diğer birçok ilaçta magnezyum eksikliğine neden olur. En ünlü magnezyum uzmanlarından biri Dr. Mildred Seelig, M.D. New York Üniversitesi Tıp Merkezi’nden. 1960’larda araştırma kariyerine ilaç endüstrisinde başladı. O zaman bile, ilacın en yaygın yan etkilerinden birinin magnezyum eksikliği olduğunu fark etti.
Görünüşe göre organizmalar ilaçları parçalamak için büyük miktarlarda magnezyum mineraline ihtiyaç duyarlar. Bazı ilaçlar ayrıca idrarda magnezyum atılımını da teşvik eder.
Vücudun depolarından magnezyum salınımına neden oldukları için ve kandaki magnezyum seviyesini arttırdıkları için olumlu etkiye sahip gibi görünen ilaçlarda vardır. Elbette uzun vadede bu durum yarardan çok zarar verir. Çünkü Magnezyum deposu artık yağmalanmıştır.

Aşağıdaki ilaçlar magnezyum eksikliğine katkıda bulunabilir veya bunları tetikleyebilir:

  • Diüretikler (genellikle yüksek tansiyon için reçete edilen “su tabletleri”)
  • Bronkodilatör grubundan antiastmatikler, örneğin astım ve kronik bronşiti tedavi etmek için kullanılan teofilin
  • Doğum kontrol hapları
  • İnsülin
  • Kalp hastalığının tedavisi için Digitalis preparatları (kardiyak glikozitler)
  • Tetrasiklin gibi antibiyotikler
  • Kortizon
  • Müshil
Bu ilaçlar genel olarak (ancak sadece doktora danışarak) magnezyum ile birlikte (ancak 2 ila 3 saatlik aralıklarla) alınmalıdır.

Kalsiyum-magnezyum oranı emilim için önemlidir.

İyi magnezyum emilimi için kalsiyum-magnezyum oranı 2: 1 olmalıdır.
Kalsiyum Magnezyuma oranla daha yüksek miktarlarda kullanılırsa, mevcut magnezyum, organizma tarafından daha az kullanılabilir.
Sütteki kalsiyum-magnezyum oranı 10: 1, örneğin kaşar peynirinde 30: 1’dir. Bu nedenle süt ürünleri, magnezyum eksikliği varsa ya da kalsiyum fazlalığı başka bir yolla yeterli magnezyum ile telafi edilemiyorsa tüketilmemelidir.
Bu nedenle osteoporoz hastaları magnezyum seviyelerini yükseltirlerse ve aynı zamanda süt ürünlerinden uzak dururlarsa çok daha iyi olacaklardır.
Örneğin magnezyum, D vitaminini D3 vitaminine dönüştürmekten sorumludur. Bağırsaklardan kalsiyum emilimi için D3 vitamini gereklidir. Stuttgart-Hohenheim Üniversitesi’nden magnezyum uzmanı Profesör Hans-Georg Classen’e göre, yaşlı kadınların magnezyum takviyesi alması osteoporozu durdurmasının nedenidir.
Bu gerçekler ışığında, osteoporoz için saf kalsiyum takviyesi veya yüksek sütlü diyet uygulayan terapistlerin olması elbette iki kat şaşırtıcı bir durumdur.

Bozulmuş bağırsak florası ve mantar saldırısı magnezyum emilimini engeller.

Antibiyotiklerin, karbonhidrat veya şeker açısından zengin bir diyetin etkisi altında, bağırsak florası ciddi şekilde hasar görür ve mantarlar (Candida albicans) gelişir. Bağırsak mantarları tarafından 180’den fazla farklı toksin üretilir. Bu toksinler zaten rahatsız olan bağırsak mukozasından dolayı magnezyum ve diğer minerallerin emilimini engeller.

Siyah ve yeşil çay, magnezyumu bağlar.

Siyah ve yeşil çaydaki tanenler, değerli magnezyumu bağlayarak vücut için değersiz hale getirir.

Gazlı içecekler magnezyum eksikliğine neden olur.

Gazlı içecekler fosfatları içerir ve fosfat genellikle magnezyum ile birleşerek çözülemeyen komplekse bağlanır. Bağlanan magnezyum artık vücut tarafından kullanılamaz.

Stres fazlasıyla magnezyum aşınmasına neden olur.

Stres, ortalamanın üzerinde yüksek magnezyum aşınmasına neden olur. Bununla birlikte, düşük magnezyum seviyeleri, stres direncinde bir azalmaya neden olur. Kaçışı olmayan bir kısır döngü haline dönüşür. Tabii ki sebebini anlayıp magnezyum takviyesi alıncaya kadar.
Stres, stres hormonu adrenalin salınımına yol açar. Magnezyum kaynağı yetersizse aynı zamanda magnezyum seviyesi düşer. Magnezyum eksikliği varsa kan damarları ve kaslar gevşeyemez. Kan basıncı yükselir, kalp kası spazmları başlar, kalp daha hızlı atar ve nefes sığlaşır. Uzun vadede artık anksiyete ve panik ataklar da gelişebilir.

Belirli yaşam koşullarında magnezyum alımınızı arttırın.

Hastalar, hamileler veya emziren anneler, özellikle stresli durumda olan, büyümekte olan veya iyileşme aşamasında olan herkes çok fazla magnezyuma ihtiyaç duyar. Bu nedenle beslenmesini buna göre ayarlamalıdır ya da yüksek kaliteli gıda takviyeleri düşünmelidir.

Magnezyum eksikliğini nasıl anlarsınız?

Magnezyum sayısız vücut fonksiyonunda ve metabolik süreçte yer aldığından, eksikliğinin yaşanmasında sayısız semptomu tetikleyebilir. Bu semptomların nadiren kronik magnezyum eksikliği ile bağlantılı olduğu fark edilir. Magnezyum eksikliğinin en iyi bilinen belirtileri elbette kas krampları (baldır krampları), baş ağrıları veya göz kapaklarının ani seğirmesidir.
Bununla birlikte, magnezyum eksikliği varsa, migren, depresyon, anksiyete, hiperaktivite, uykusuzluk ve osteoporoz da tetiklenebilir ya da yoğunlaşabilir.
Tip 2 diyabetli birçok insan da magnezyum eksikliğinden muzdariptir. Daha iyi bir magnezyum desteği sağlarsanız, insülin direnci genellikle azalır. Yüksek tansiyon, diş çürüğü, kısırlık, iktidarsızlık, damar sertliği, obezite ve kardiyak aritmiler de magnezyum eksikliğinin belirtileri olabilir.

Magnezyum eksikliğini nasıl teşhis edebilirsiniz?

Bahsedilen tüm semptomların başka nedenleri de olabileceğinden dolayı, basit bir kan testi ile magnezyum eksikliğini teyit edebilirsiniz. Magnezyum esas olarak hücre içinde bulunur. Genellikle serumdaki magnezyum seviyesi belirlenir (hücre dışı magnezyum). Gerçek magnezyum seviyesini hücre içi magnezyum gösterir.

Magnezyum eksikliğini nasıl giderebilirsiniz?

iki şekilde Magnezyum eksikliği giderilebilir ve bu da birbiriyle kolayca birleştirilebilir:
  1. Magnezyum yönünden zengin özel bir beslenmeyle giderebilirsiniz.
  2. Size uygun ve kişiye özel olarak seçilmiş bir magnezyum preparatı ile giderebilirsiniz.

  1. Magnezyum yönünden zengin bir beslenme ile magnezyum eksikliğini giderin.

Günümüzde dünyanın her yerinden gelen yiyeceklerle mükemmel tedarik durumunda, magnezyum ihtiyacının tek başına beslenme yoluyla karşılanması teorik olarak bir sorun olmazdı. Özellikle amarant, kinoa, deniz yosunu, kabak çekirdeği, ayçiçeği çekirdeği, yeşil yapraklı sebzeler ve badem gibi magnezyum yönünden zengin yiyecekler ile giderebilirdik.
Ancak, bunları insanlar nadiren tüketir. Ya çok egzotik oldukları için ya da kalorileri çok yüksek oldukları için. İlgili ürünler günlük menüye uygun şekilde dahil edilmiş olsaydı, sorun olmazdı.
Sonuçta, bunları ek takviye olarak yememeliyiz, endüstriyel olarak üretilmiş tatlılar, beyaz undan yapılan fırınlanmış ürünler gibi magnezyum oranı da çok düşük olan düşük kaliteli ürünler yerine tercih etmeliyiz.
İşte birkaç örnek: Peynir veya sosis yerine ayçiçeği tohumlarından yapılan bir krema yiyin, inek sütü yerine daha sık ev yapımı badem sütü kullanın, geleneksel tatlılar yerine fındık, badem ve kuru meyvelerden yapılan şeker ilavesiz tatlıları tercih edin.
Magnezyum açısından zengin bir beslenmeyle magnezyum doz aşımı mümkün değildir.
  1. Diyet takviyeleri ile magnezyum eksikliğini giderin

Magnezyum ihtiyacı tek başına beslenme takviyeleri ile karşılanmamalıdır. Sonuçta yukarıda bahsedilen örnekler sadece magnezyum değil, aynı zamanda sağlıklı bir yaşam için ve mevcut şikayetlerin önlenmesi, iyileştirilmesi için gerekli olan diğer birçok hayati besinleri de sağlar.
Ancak ek olarak, gıda takviyesi, gerekli miktarda magnezyumu karşılamak için çok yardımcı olabilir.


Kaynak

  • Potter JD et al, Magnesium and the regulation of muscle contraction., Federation Proceedings, 1981 Oct;40(12):2653-6
  • Laurant P et al, Effect of magnesium deficiency on blood pressure and mechanical properties of rat carotid artery., Hypertension, 1999 May;33(5):1105-10.
  • Sekiya F et al, Magnesium(II) Is a Crucial Constituent of the Blood Coagulation Cascade, POTENTIATION OF COAGULANT ACTIVITIES OF FACTOR IX BY MgGraphic IONS, Journal of Biological Chemistry, 1996 Apr 12;271(15):8541-4
  • Maier JAM et al, Low magnesium promotes endothelial cell dysfunction: implications for atherosclerosis, inflammation and thrombosis, Biochimica et Biophysica Acta (BBA) – Molecular Basis of Disease, Volume 1689, Issue 1, 24 May 2004, Pages 13-21
  • Barbagallo M und Dominguez LJ, Magnesium and type 2 diabetes., World Journal of Diabetes, 2015 Aug 25;6(10):1152-7
  • Zieve FJ et al, Effects of magnesium deficiency on protein and nucleic acid synthesis in vivo., The Journal of Nutrition, 1977 Dec;107(12):2178-88.
  • Johansson G et al., Effects of magnesium hydroxide in renal stone disease, Journal of the American College of Nutrition, 1982;1(2):179-85
  • United States Department of Agriculture, Lack Energy? Maybe Its Your Magnesium Level, Agricultural Research Magazine, May 2004;52(5):8-9
  • Nielsen FH, Chapter 31 – Relation between Magnesium Deficiency and Sleep Disorders and Associated Pathological Changes, Modulation of Sleep by Obesity, Diabetes, Age, and Diet, Academic Press, 2015, Pages 291-296
  • Whang R und Ryder KW, Frequency of hypomagnesemia and hypermagnesemia. Requested vs routine., JAMA, 1990 Jun 13;263(22):3063-4.
  • King DE et al, Dietary magnesium and C-reactive protein levels., Journal of the American College of Nutrition, 2005 Jun;24(3):166-71
  • Kimura M und Itokawa Y, Cooking losses of minerals in foods and its nutritional significance., Journal of Nutritional Science and Vitaminology, 1990;36 Suppl 1:S25-32
  • Eisinger J und Dagorn J, Vitamin B6 and magnesium., Magnesium, 1986;5(1):27-32.
  • Stoffaneller R und Morse NL, A Review of Dietary Selenium Intake and Selenium Status in Europe and the Middle East, Nutrients, 2015 Mar; 7(3): 14941537
  • Schwalfenberg GK, The Alkaline Diet: Is There Evidence That an Alkaline pH Diet Benefits Health?, Journal of Environmental and Public Health, 2012; 2012: 727630.
  • Machoy-Mokrzynska A, Fluoride-Magnesium Interaction, Fluoride (J. of the International Society for Fluoride Research), Vol. 28 No. 4; November, 1995, pp 175-177
  • Classen HG et al, Drug-induced magnesium deficiency, Medizinische Monatsschrift für Pharmazeuten, 2012 Aug;35(8):274-80
  • Tarasov EA et al, Magnesium deficiency and stress: Issues of their relationship, diagnostic tests, and approaches to therapy, Terapevticheskii Arkhiv, 2015;87(9):114-122
  • Seelig M, The Role of Magnesium in Normal and Abnormal Pregnancy, Magnesium Deficiency in the Pathogenesis of Disease, 1980
  • Dai Q et al, Modifying effect of calcium/magnesium intake ratio and mortality: a population-based cohort study, Epidemiology, 2013;3:e002111
  • Classen HG, Magnesium und Calcium: Mit- und Gegenspieler
  • Crichton-Stuart C, How can I tell if I have low magnesium?, Medical News Today, 19 June 2018
 

MAVRAN

Super Moderatör
Katılım
31 Aralık 2014
Mesajlar
3,121
Beğeni
8,758
Puanları
113
Yaş
56
Konum
Trabzon_Kocaeli
Eline sağlık Dostum çok güzel bir konu olmuş,
keşke çayın etkisini yazmasaydın okuyanlar çay içmeyi bırakır olan da bize olur :D millet çay içmez ise biz çayı kime satacağız dimi ustam. :D
 

gıral

Vip Üye
Katılım
3 Şubat 2014
Mesajlar
2,637
Beğeni
4,516
Puanları
113
usta eline sağlık bizleridüşündüğüne hiç şüpemyok
lakin herkuşu yedik gargamı kaldı kurbanolduğum
milletin biçayı vardı zoret onuda içmiyek🤣
 
Üst