Peygamber efendimizin hicretleri
Resûlullahın (s.a.v.) peygamberliğinin on dördüncü senesinde, Mekke-i Mükerreme'deki müslümanlar Medîne-i Münevvere'ye hicret etmişlerdi. Mekke şehrinde yalnız Resûl-i Ekrem ile mübarek Ehl-i beyti ve Hz. Ebûbekr ile Hz. Ali kalmışdı.
Ashâb-ı kiramın böyle Medîne-i Münevvere'ye gidip orada kuvvetlenmelerinden endişe eden müşrikler Resûl-i Ekrem'i öldürmeye karar verdiler. Her kabileden bir şahıs Hazret-i Peygamber'in hâne-i saadetini geceleyin kuşatıp, uyumalarını beklediler.
Cibrîl-i Emîn geldi, vaziyeti Resûl-i Ekreme haber verdi ve Medîne-i Münevvere'ye hicrete izin verildiğini bildirdi. Nebiyy-i Zîşân Hazretleri kendi yatağına Hz. Ali'yi yatırdı, yerden bir avuç toprak alıp dışarda bekleyen müşriklerin üzerlerine saçtı; hiçbirisi görmeksizin aralarından çıkıp gitti. O gece bir yerde kaldı. Gündüzün öğle vakti Ebû Bekr-i Sıddîk'ın hanesini teşrif etti ve beraberce hicrete izinli olduklarını müjdeledi.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Hz. Ebû Bekr ile beraber geceleyin Rebîü'l-Evvel ayının ilk günlerinde Mekke-i Mükerreme'den çıkıp bir saatlik mesafede bulunan Sevr dağına gittiler, orada Athal denilen bir mağarada saklandılar ve o gece orada kaldılar. Mekke müşrikleri Resûl-i Ekrem'i takibe koyuldular, hattâ bu mağaranın yanına bile geldiler; fakat mağaranın kapısına örümcekler derhal ağlarını germiş, güvercinler de gelip oraya yuva yapmış ve yumurtlamış olduğundan orada kimse bulunmaz diyerek geri döndüler. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), Hz. Sıddîk-i Ekberle beraber mağaradan çıktı. Medîne-i Münevvere tarafına yöneldiler, yolda birçok mucizeler zuhur etti.
Müşrikler Peygamber Efendimizi tutup getirene yüz deve vadettiler. Takibe çıkanlardan Beni Eslemden Büreyde Resûlullahı görünce fikri değişti, iman etti, başından beyaz sarığını çözdü, kargısının ucuna bağladı. Kuba köyüne kadar Resûlullah'ın yanından ayrılmadı. Hz. Bureyde sarığını alem yaparak Resulullahın ilk alemdar (bayraktar)ı oldu.
Resûlullahın (s.a.v.) peygamberliğinin on dördüncü senesinde, Mekke-i Mükerreme'deki müslümanlar Medîne-i Münevvere'ye hicret etmişlerdi. Mekke şehrinde yalnız Resûl-i Ekrem ile mübarek Ehl-i beyti ve Hz. Ebûbekr ile Hz. Ali kalmışdı.
Ashâb-ı kiramın böyle Medîne-i Münevvere'ye gidip orada kuvvetlenmelerinden endişe eden müşrikler Resûl-i Ekrem'i öldürmeye karar verdiler. Her kabileden bir şahıs Hazret-i Peygamber'in hâne-i saadetini geceleyin kuşatıp, uyumalarını beklediler.
Cibrîl-i Emîn geldi, vaziyeti Resûl-i Ekreme haber verdi ve Medîne-i Münevvere'ye hicrete izin verildiğini bildirdi. Nebiyy-i Zîşân Hazretleri kendi yatağına Hz. Ali'yi yatırdı, yerden bir avuç toprak alıp dışarda bekleyen müşriklerin üzerlerine saçtı; hiçbirisi görmeksizin aralarından çıkıp gitti. O gece bir yerde kaldı. Gündüzün öğle vakti Ebû Bekr-i Sıddîk'ın hanesini teşrif etti ve beraberce hicrete izinli olduklarını müjdeledi.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Hz. Ebû Bekr ile beraber geceleyin Rebîü'l-Evvel ayının ilk günlerinde Mekke-i Mükerreme'den çıkıp bir saatlik mesafede bulunan Sevr dağına gittiler, orada Athal denilen bir mağarada saklandılar ve o gece orada kaldılar. Mekke müşrikleri Resûl-i Ekrem'i takibe koyuldular, hattâ bu mağaranın yanına bile geldiler; fakat mağaranın kapısına örümcekler derhal ağlarını germiş, güvercinler de gelip oraya yuva yapmış ve yumurtlamış olduğundan orada kimse bulunmaz diyerek geri döndüler. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), Hz. Sıddîk-i Ekberle beraber mağaradan çıktı. Medîne-i Münevvere tarafına yöneldiler, yolda birçok mucizeler zuhur etti.
Müşrikler Peygamber Efendimizi tutup getirene yüz deve vadettiler. Takibe çıkanlardan Beni Eslemden Büreyde Resûlullahı görünce fikri değişti, iman etti, başından beyaz sarığını çözdü, kargısının ucuna bağladı. Kuba köyüne kadar Resûlullah'ın yanından ayrılmadı. Hz. Bureyde sarığını alem yaparak Resulullahın ilk alemdar (bayraktar)ı oldu.