Cinlerden bir ifrit, ‘Sen makamından kalkmadan ben onu sana getiririm. Gerçekten bu işe gücüm ve güvenim var.’ dedi. Kitaptan ilmi olan kimse ise, ‘Gözünü açıp kapamadan, ben onu sana getirebilirim.’ dedi. (Süleyman) onu (Melikenin tahtını) yanı başına yerleşivermiş görünce, ‘Bu, dedi, şükür mü edeceğim, yoksa nankörlük mü edeceğim diye, beni sınamak üzere Rabbimin (gösterdiği) lütfundandır. Şükreden ancak kendisi için şükretmiş olur; nankörlük edene gelince, o bilsin ki, Rabbin müstağnidir (şükre ihtiyacı olmayan), çok kerem sahibidir.”(Neml, 27/39-40)
Süleyman aleyhisselam zamanında Yemen’de Sebe isimli bir kavim yaşıyordu. Bunların hükümdarı, Belkıs adında bir kadın idi. Bu kavim Güneş'e tapıyordu. Hüdhüd kuşu bu durumu Hz. Süleyman’a (as.) haber verdi. Hz. Süleyman bir mektup yazarak Belkıs’ı hidayete davet etti. O ise önce bir hediye göndererek Hz. Süleyman’ı kendince tecrübe yolunu tuttu. Eğer hediyeyi kabul etmezse peygamber olabileceğine ihtimal verecekti. Süleyman aleyhisselam hediyeyi getiren heyete,"Hem mesela, Hazret-i Süleyman Aleyhisselâm taht-ı Belkıs'ı yanına celb etmek için vezirlerinden bir âlim-i ilm-i celp dedi, 'Gözünüzü açıp kapayıncaya kadar sizin yanınızda o tahtı hazır ederim.'"(1)
diyerek hediyeleri reddetti.“Siz beni mal ile desteklemek (ve böylece etkilemek) mi istiyorsunuz? Oysa Allah’ın bana verdiği, size verdiğinden daha hayırlıdır.” (Neml, 27/36)
Sonra Belkıs, Süleyman aleyhisselamla görüşmek (bir kavle göre de harp etmek) üzere yola çıktı.
Süleyman aleyhisselam, Belkıs gelmeden önce onun tahtının celbedilmesini istedi. Bunun üzerine ayet-i kerimede haber verildiği gibi, “Cinlerden bir alim, ‘Sen makamından kalkmadan ben onu sana getiririm. Gerçekten bu işe gücüm ve güvenim var.’ dedi. Kitaptan ilmi olan kimse ise, ‘Gözünü açıp kapamadan, ben onu sana getirebilirim.’ dedi.”
"Müfessirler, bu işi yapan kişinin Hz. Süleyman’ın (as) adamlarından biri olduğunu söylerler. Ancak bu kişinin kim olduğu hakkında değişik şeyler söylenmiştir. İbn Mes’ud (r.a) bunun Hızır (a.s) olduğunu söylemiştir."(2)
"İbn Abbas’ın meşhur görüşüne göre ise, bu kişi, Hz. Süleyman’ın (as) vezirlerinden Asaf b. Berhıya’dır ki, sadık ve doğru bir kişiliğe sahiptir."(3)
"Müfessirlerin ekseriyeti bu isim üzerinde ittifak etmişlerdir. Bu zat, dua edildiği zaman Allah’ın mutlaka kabul edeceği 'İsm-i A’zam' duasını biliyordu. Hz. Süleyman’ın (as.) bir mu’cizesi olarak veziri böyle bir keramet göstermiştir. Aradaki mesafenin ise, iki aylık bir mesafe olduğu kaydedilmektedir."