''tevfik Ustamı Sitede Gördüğümde Ben'' | Sayfa 3 | Define işaretleri ve anlamları

''tevfik Ustamı Sitede Gördüğümde Ben''

Lacivert24

Extra/Dini Konular
Admin
Katılım
20 Ocak 2013
Mesajlar
7,792
Beğeni
22,248
Puanları
113
Konum
Erzincan
 

Lacivert24

Extra/Dini Konular
Admin
Katılım
20 Ocak 2013
Mesajlar
7,792
Beğeni
22,248
Puanları
113
Konum
Erzincan
Abbasi'lerin ünlü halifesi Harun Reşid zamanında yaşamış olan Behlül Dana (VIII. yüzyıl) dönemin evliyasındandı. Zaman zaman aklından zoru olan kimselere has tavırlar takınır, herkes de bundan dolayı kendisini deli sanırdı.


Ama bunu maksatlı yapardı. Behlül daima Harun Reşid'in yakınında bulunur, çeşitli sebepler hasıl ederek onu uyarırdı. Bir gün Behlül, üstü başı toz toprak içinde uzun bir yolculukan gelmiş olmanın belirtileri ile Harun Reşid'in huzuruna çıktı. Harun Reşid sordu:

- Be ne hal Behlül, nereden geliyorsun?

- Cehennemden geliyorum ey hükümdar.

- Ne işin vardı cehennemde?

- Ateş lazım oldu da ateş almaya gittim.

- Peki, getirdin mi bari?

- Hayır efendim getiremedim. Cehennemin bekçileriyle görüştüm, onlar "Sanıldığı gibi burada ateş bulunmaz, ateşi herkes dünyadan kendisi getirir" dediler.
 

Lacivert24

Extra/Dini Konular
Admin
Katılım
20 Ocak 2013
Mesajlar
7,792
Beğeni
22,248
Puanları
113
Konum
Erzincan
Harun Reşid dindar bir hükümdardı. Bir Ramazan günü Behlül-ü Dana'ya tembih etti:


- Camide akşam namazını kılan herkesi iftara davet et.

Akşam oldu, namaz kılındı, namazdan sonra Behlül 5-10 kişilik bir grupla çıka geldi. Harun Reşid şaşırdı:

- Behlül bunlar kim? Ben sana namaza gelen herkesi saraya iftara çağır diye tembih etmedim mi? Sen o kadar cemaatin arasından bir sofralık bile adam getirmemişsin..

-Efendimiz, siz bana camiye gelenleri değil, "Akşam namazını kılanları iftara çağır" dediniz. Namazdan sonra bendeniz cami kapısında durdum. Çıkanlara "Hocanın, namaz kıldırırken hangi sureyi okuduğunu?" sordum. Onu da yalnız bu getirdiğim kişiler bildi. Camiye gelen çoktu ama namaza gelen demek ki yalnız bunlarmış.
 

Lacivert24

Extra/Dini Konular
Admin
Katılım
20 Ocak 2013
Mesajlar
7,792
Beğeni
22,248
Puanları
113
Konum
Erzincan
Bayezid-i Bestamî tımarhanenin önünden geçerken, hizmetçinin tokmakla birşeyler dövdüğünü görür:


-Ne yapıyorsun?

-Burası tımarhanedir. Delilere ilâç yapıyorum.

-Benim hastalığıma da bir ilâç tavsiye eder misin?

-Hastalığını söyle.

-Çok günah işliyorum..

-Ben günah hastalığından anlamam... Ben delilere ilâç hazırlıyorum..

Konuşulanları duyan bir deli güler ve

-Senin hastalığının çaresi bende der ve şu tarifeyi sunar: "Tevbe kökü ile istiğfar yaprağını karıştır... Kalb havanında tevhîd tokmağı ile döv, insaf eleğinden geçir, göz yaşıyla yoğur, aşk fırınında pişir... Akşam-sabah bol miktarda ye... Hastalığından eser kalmaz" Beyazid-i Bestami: "Hay Allah, gerçek deliler sokaklarda gezerken, işte bunları deli diye buraya tıkıyorlar" der.
 

Lacivert24

Extra/Dini Konular
Admin
Katılım
20 Ocak 2013
Mesajlar
7,792
Beğeni
22,248
Puanları
113
Konum
Erzincan
Bir tasavvuf müridi, Şeyhi Beyazidi Bestami'ye şikayette bulunuyordu:

"-Efendim evime sürekli misafir geliyor. Zamanımı hep onlara hizmet vermekle harcıyorum. Doğrusu ne yapacağımı şaşırdım. Lütfen bana bir akıl verin."

Müridinin sıkıntısını anlayan Şeyh Beyazid-i Bestami, misafirden bunalan Mürdine şu tavsiyede bulundu:

"Sakın üzülme evladım. Gelen fakir ise borç para ver, zengin olanlardan ise bir şeyler iste, bir daha çevrende dolaşmazlar"
 

Lacivert24

Extra/Dini Konular
Admin
Katılım
20 Ocak 2013
Mesajlar
7,792
Beğeni
22,248
Puanları
113
Konum
Erzincan
Behlül Dana bir gün Harun Reşid'den bir vazife ister. Harun Reşid de ona çarşı pazar ağalığını (denetimini) verir. İşe bir fırından başlamak isteyen Behlül, birkaç ekmek tarttırır. Hepsi normal gramajından noksan gelir. Dönüp fırıncı ya sorar:


"-Hayatından memnun musun, geçinebiliyor musun, çoluk-çocuğunla ağzının tadı var mı?" Adam her soruya olumsuz cevap verir. Memnun olduğu bir şey yoktur.

Behlül bir şey demeden ayrılır ve bir başka fırına geçer. Orada da birkaç ekmek tarttırır ve görür ki bütün ekmekler gramajından fazla geliyor, eksik gelmiyor. Aynı soruları bu fırının sahibine de sorar ve her soruya olumlu cevap alır. Sonra başka bir yere uğramadan doğru Harun Reşid'in huzuruna çıkar ve yeni bir vazife ister. Harun Reşid,

"-Behlül daha demin vazife verdik sana ne çabuk bıktın?" der.

Behlül şu açıklamayı yapar:

"- Efendimiz çarşı pazarın ağası varmış. Benden önce ekmekleri tartmış, vicdanları tartmış, buna göre herkes hesabını ödemiş, bana ihtiyaç kalmamış."
 
Üst