Farklı Bakış Açıları Zenginliğimiz Olabilir mi?

_Trakyalı_

Vip Üye
Katılım
29 Mayıs 2024
Mesajlar
313
Beğeni
1,131
Puanları
93
Hocam benim gibiler için biraz daha sadeleştirebilirmisin :) birebir ölçü alınan yerde oda yoksa,Oda nerede..boşluk verisi ile oda bağlantısı nasıl kurulacak..zira oda orada değildir dediğinizde genel çubuk bilgilerinin hepsi çöp olmuş olmuyormu
Yanlış sinyallerin yapabildikleri ile ilgili bilgi verdim.
Kil v.b. tabakasına dahi ihtiyaç duymasa da aynı yanılgıyı yasatabilme gücüne sahip olduğunu vurguladım.

Çubuk bilgisinin hiçbiri çöp olmaz merak etmeyin. Size dosdoğru problemi ve yaptığını işaret etmiştim.
Problemi ortadan kaldırdığınızda öyle bir sorununuzda kalmaz.

Sorun ile karşılaştığınızda ya onu ortadan kaldirirsiniz, ya da denk geldiğinizde, onun yalancı bir sinyalin yarattığı kendi hayali, ama manyetigi gerçek bir durum olduğunu anlarsınız.

Hiçbirine müdahale edemiyorsanız da arazide biraz daha ders çalışmak gerektiğine karar verirsiniz.
 

Kader25

Hedef Roma
Admin
Katılım
13 Nisan 2016
Mesajlar
4,934
Beğeni
17,460
Puanları
113
Konum
Dünya küçük bir köy
Çubuk güzel bir vesiledir.
Velek ki YANSIYAN odayı bulsak, kazıldığında boş çıkan odayı, asıl oda uzakta değil. Bu nedenle çubuğa duyulan sempati iyidir.
Başka tecrübelerle, yönlerle, işaretlerle, arazideki özelliklerle yine de bir şekilde hedefi tahmin etmek mümkündür.
Boşluk da başarılı bir cihazla da teyit edilme imkanı varsa, kaymaklı baklava.
Çubuğa devam. :)

Yıllarca cubuğu bir cihaz haline nasıl getirebilirizle alakalı kafa yorduk.
Yapay Zeka ile mümkün olabileceğini yıllardır öngörmekteyim.
Bu konudaki düşüncelerini merak ediyorum @_Trakyalı_ ustam.
Yapay Zeka ile çubuk bir cihaz haline gelebilir mi..?
 

AhdeVefa

Kullanıcı
Katılım
28 Eylül 2022
Mesajlar
368
Beğeni
997
Puanları
93
Topragin olmadigi bir yerde gözümüz boş olarak algilasada, toprak içinde, içinde değerli metal olan bir boşluğu, boş olarak değerlendirmek fiziğe aykırı durumdur. Hem x ışınları ile uğraşacaksın, hem onlardan medet umup sinyal alacaksın, hem de nasılsa boş ya diye hafife alacaksın?
Maalesef öyle bir dünya yok. Boş denen yer tamamen enerji ile dolu. Tabiri caizse gırtlağına kadar.
Ve size aykırı bir teori.
İçinde değerli olan bir boşluğun üzerine yürüyüpte çubukları kapatamazsınız. Kapanamazlar.
Boş olmayan ama gözle bakıldığında boş olan bir şeyin üzerinde o çubuklar kapanamaz.

Hic mi kapanmaz? Kapanir ama nasıl kapanır? Bosluk içindeki değerli metalin sinyalini yakalar, üzerine gider hedefi noktalarsaniz o zaman kapanır. O da boslugu değil metali noktaladiginiz için kapanır. Ve bu noktalamayi öyle boşluğun kenarında köşesinde falan yapamazsınız. Sizi merkeze otutturur.
bu yazınıza örnek olarak bir çizim yaptım ustam. Metal olan bir boşluk ,oda,mezar vs......Dalgalar halinde bende zikzak yapıyor. Bir dalga artı, bir dalga eksi zikzak şeklinde hedefe doğru gidiyorsun. Boşluğun sınır yaptığı yerde çubuklar geriye atıyor.4 bir taraftan yapılan tespitte çubukların geriye attığı noktayı çiziyorum. Üzerinden geçildiğinde hiç bir tepki vermiyor lakin metal testine başladığın anda söylediğin gibi bir noktasında kapama yapıyor. Bazı metal sinyali aldığım yerde ise noktalama yaptırmıyor.Resimdeki gibi sarmalı takip ederek saat yönünün tersinde daire çizerek etrafında döndürüyor.Metalin olduğu alanda tam üstünde noktalama yapılabilir mi ,yoksa metal olan alan seni yanına yaklaştırmaz mı ?
Yaptığım tespit doğrumudur.?Küpün içinde olan bir metalin tespiti yapılması mümkünmüdür ?küp sinyali alınamadığına göre metalin tepkimesi nasıldır.Noktalama ve metalin ayrımı nasıl yapılmalıdır ? metal olmayan bir oda/mezar tespiti yapılabilir mi ? Yansıma dediğimiz olayn dalgaların arkaya atması ve çubukların bizleri geriye yön verdiğini ,hedefin önde değilde aslında arkada olduğunu varsayarak asıl odayı değil de arkaya attığı yerin çevresini işaretleyip,merkezine geldiğinde burasıda merkezi mi diyoruz ? biraz karışık olmuş olabilir affına sığınarak dilim döndüğünce yazmaya çalıştım ustam.
 

Ekli dosyalar

  • cin ali boşluk testi.jpg
    cin ali boşluk testi.jpg
    607.8 KB · Görüntüleme: 22

dardanos

BAKMAKMI GÖRMEKMİ ????...
Vip Üye
Katılım
24 Kasım 2017
Mesajlar
471
Beğeni
1,605
Puanları
93
Sevgili @Kader25 . Ustamızın helal etsin çubuk konusunda bende emeği çoktur. Tekrar ALLAH razı olsun diyorum elimden çubukları atacaktım artık o bana sağ olsun ışık oldu. Kendisini zaten sever idim bu sevgim dahada perçinlendi . Yüce ALLAH onun o güzel gönlüne göre versin inşallah. Ve @_Trakyalı_ Kardeşime gelince onuda devamlı takip eder ve çalışmalarını izlerim.Kendisine bir eğitim sahası dahi kurduğunu biliyorum. Takdire şayan işler yaptığını mücadeleyi bırakmadığını görüyorum. Kendisini tebrik ediyorum . ALLAHcc bu yolda akıl ve efor tüketenlerin yar ve yardımcısı olsun. Cümlesine zihin açıklığı versin inşallah
 

_Trakyalı_

Vip Üye
Katılım
29 Mayıs 2024
Mesajlar
313
Beğeni
1,131
Puanları
93
Çubuk güzel bir vesiledir.
Velek ki YANSIYAN odayı bulsak, kazıldığında boş çıkan odayı, asıl oda uzakta değil. Bu nedenle çubuğa duyulan sempati iyidir.
Başka tecrübelerle, yönlerle, işaretlerle, arazideki özelliklerle yine de bir şekilde hedefi tahmin etmek mümkündür.
Boşluk da başarılı bir cihazla da teyit edilme imkanı varsa, kaymaklı baklava.
Çubuğa devam. :)

Yıllarca cubuğu bir cihaz haline nasıl getirebilirizle alakalı kafa yorduk.
Yapay Zeka ile mümkün olabileceğini yıllardır öngörmekteyim.
Bu konudaki düşüncelerini merak ediyorum @_Trakyalı_ ustam.
Yapay Zeka ile çubuk bir cihaz haline gelebilir mi..?
Abim,

Yapay zekâ, günümüzün ve geleceğin gerekliliklerinden,vazgecilmezlerinden olacak. Önemini vurgulamak konusunda çok haklısın.
Lâkin bizim işlere uygulanmasını biz göremeyiz diye düşünüyorum. Çok fazla değişken var. Ve her biri için apayrı uzmanlık alanı gerektiren durumlar. Hepsini elektronik üzerinde toplayabilmek ve senkronizasyonunu sağlamak çok büyük bir maliyet ve arge gerektirir.
Bir şeyi yaparken ortaya çıkacak olan şeyin rantabilitesine bakarlar biliyorsun. Bu topa çok uzun bir süre girmezler diye düşünüyorum.
Bunu yaparken de arazi tozunu yutana değil, masa başındaki mühendise sorarlar. O da 0/1 kombinasyonunu kurar oldu der verir ellerine. Gerçekten konu çok komplike.

Aslında yapay zekaya da gerek yok. Bu gradyometre üreticileri bu olayi çok rahat çözebilirler. Oluru var yani.
Cihazların hiçbirine önyargili değilim.
Lâkin tereddütlerim var. Tereddütlerim konusunda haklıyım ama beni anlamak isteyene denk gelmedim.

Lâfı biraz dolandirip sadete gelmek istiyorum.

Cihazların bel kemiği manyetik alan değişiklikleri. Bunu açıkça ifade ediyorlar.
Örneğin 6x6 metre alanı ölçüyorlar. Bu kare içinde kalan ciddi manyetik rakamsal degisiklikleri de renk v.b. farkliliklariyla görüntüye çeviriyorlar.
Yani cihazların canı, ciğeri, hammaddesi,olmazsa olmazı manyetik alan değişiklikleri.

Tereddütüm tam olarak da burada başlıyor. Değerli metal olan bir boşluğun, dünyanın ferromanyetik gücüne birçok farklı yönden direnç gösterip, boşluğun özündeki manyetik değişimini merkezden alıp, sistematik olarak farklı yönlere copy/paste yapması, bu cihazları nasıl etkiliyor?

Burada itirazlar başlıyor. Ben kötüsünüz, afedersiniz tu kakasınız demiyorum ki.
Diyorum ki, bu meret, benligindeki enerjiyi ve manyetigi farklı yere aktarabiliyor ve bunu bilinen ispatlanmış quantum yasaları ile yapıyor. Her gün arazide görüyoruz, teyit ediyoruz, test ediyoruz ve biliyoruz. Bu hayali bir yansıma değil! Orada manyetik bir güç var. Ve bu gücü senin cihazın ölçüm yaptığında nasıl bir veri çıkıyor? Anlamak istediğim tam olarak budur.
Bu 1. Tereddütüm.

Bir diğer tereddütüm, asıl odanın bizatihi kendisi, diyamanyetiğin karakteristiği gereği, dünyanın ferromanyetik tüm manyetik duyarlılığını barindirmadigindan, cihazlar çekim yaptığında bunu net anlayabilecek mi? Bu da çok masum ve bilimsel anlamda çok haklı bir sorum olarak masanın üzerinde duruyor.

Gönül elbette ister ki cihazlar tam isabet etsin. Hic yanilmasin. Ama bu cihazlar manyetik değişim ile çalışırken, üstüne basa basa izah ettiğim konu da manyetik değişimin "ta kendisiyken" merak ve tereddütüm oluşması çok doğal değil mi?

Yapın şu arazi testini en ciddisinden hiçbir soru işareti aklımızda kalmasın. Ancak tereddütlerimi ortadan kaldıracak test henüz görmüş değilim.
Lâkin görmeyi çok ama çok isterim. Patır patır tam 12 den vursunlar herkes kurtulsun.

Gelelim sadete.
Çubuğa gönül verenlere beyin fırtınası olsun diye işaret ettiğim bu problemler zaten benim aştığım problemler. Saçım sakalım beyazlar da ben bu koskoca dünyanın ferromanyetik ile diyamanyetik (Sarı-gümüş v.b.) etkileşim problemini kalıcı olarak çözemem dediğimi, bir fikir ile 5 dk da çözebilmişsem, cihaz üreticilerinin şimdiye kadar şartsız koşulsuz halâ kendilerini nasıl ispat edememiş olduklarını anlamakta zorluk çekiyorum. Cihazı satın alıp kullananlar efor sarfediyorlar, acaba cihaz gerçekten net işe yarıyor mu diye önce kendilerine ispat etmeye çalışıyorlar. Sonra da sagolsunlar merak edenlere bilgiler paylaşıyorlar. Cihaz üreticilerinin sayfalarına giriyorsunuz, yok menfez çekimi, yok boru bilmem ne hattı çekimi v.s. Kimse kusura bakmasın işi bilen insan için bu testler faso fiso.

Cihaz ile ölçüm yaptı ve oda burda dedi. Açtılar oda orada çıktı. Tamam her sey bitti mi olacak. Tabiki hayır. 1. Tereddütüm dedigim yerde velev ki çekim yapsaydın ne diyecektin? Senin başarın %50 ye mi düşerdi, %100 den mi devam ederdi?
Cihazin üretim amacının rüştünün ispatına odaklanmayan şirketlerin, bu konunun neden üstüne gitmediğini vallahi anlayamıyorum.

Diyorum ki mevzuyu bilmiyorlar. Bilmedikleri için de normal.
Sonra çeviriyorum tüm testleri kendilerince yapip bitirmişler ve kendilerinden eminler. O yüzden gerek bile görmüyorlar. E hal böyleyse neden potansiyel alıcılar diken üstünde? Bu kararsızlık neden v.s.

Velhasıl kelam cihazlar kendilerini ispat etmeden çubuktan başkası yalan.

Kendilerini ispat etselerde çubuğa muhtaçlar.

1 dönümlük kayalık alanda odanın tahmini yerini bilemeden defalarca her yerde çekim yapıp kan ter içinde kalacaklar.

Seninde dediğin gibi, iyi bir çubuk ustası odanın kendisini bulamasa da, alanı o kadar daraltir ki, cihaz kullanicisi için çantada keklik olur.

Benim, gördüğüm, bildiğim tatbik ettiğim tecrübem şunu söylüyor;

Çubuk ile tüm problemleri aşmak, son noktayı iki kaşının ortasına koymak, genis genis alanları hızlıca taramak işten bile değil.

Iyi bir sistem ve iyi bir çubuk kullanıcısının cozemeyecegi hicbir sey yoktur.

Rüştünü ispat etmiş bir cihaz bu çubukcuya eşlik eder ve teyit ederse de bu gücün karşısında kimse duramaz.
 

_Trakyalı_

Vip Üye
Katılım
29 Mayıs 2024
Mesajlar
313
Beğeni
1,131
Puanları
93
Sevgili @Kader25 . Ustamızın helal etsin çubuk konusunda bende emeği çoktur. Tekrar ALLAH razı olsun diyorum elimden çubukları atacaktım artık o bana sağ olsun ışık oldu. Kendisini zaten sever idim bu sevgim dahada perçinlendi . Yüce ALLAH onun o güzel gönlüne göre versin inşallah. Ve @_Trakyalı_ Kardeşime gelince onuda devamlı takip eder ve çalışmalarını izlerim.Kendisine bir eğitim sahası dahi kurduğunu biliyorum. Takdire şayan işler yaptığını mücadeleyi bırakmadığını görüyorum. Kendisini tebrik ediyorum . ALLAHcc bu yolda akıl ve efor tüketenlerin yar ve yardımcısı olsun. Cümlesine zihin açıklığı versin inşallah
Allah razı olsun ustam.
Saygılar,hürmetler..
 

fenadefineci

Kullanıcı
Katılım
15 Ocak 2021
Mesajlar
162
Beğeni
176
Puanları
43
Konum
Uzaklarda Çok Uzaklarda
"Bakış açınızı değiştirdiğinizde baktığınız şeylerde değişir " Max Planck

Merhaba,

L Çubuk kullanımı ile ilgili biraz yoldan çıkan "hipotez ve teori"ler ileri sürmek istiyorum.

Düşüncelerim elbette beni bağlar. Yazacaklarım karşıt görüş olarak değil de, farklı bakış açısı olarak değerlendirilmelidir.
Okuyan kişi, işine yarayan bilgi kırıntısı var ise alır veya kale almaz.

Samimiyetimle yazıyı kaleme aldigimi belirtir, hicbir şekilde art niyetli olmadığımı üstüne basarak belirtmek isterim.
Yazılarım sadece aykırı kişiliğim ile uyumludur o kadar.

L çubuklar bilindiği üzere temelde anten görevi görürler. Toprağın kendisi,içerdikleri ve insan eli ile sekillendirilmis değerli madenlerin toprakta/taşta gizlenmesi ve hepsinin bütünlüğü olusturmasiyla dev bir yayın yapan platform oluşmuş olur.

Toprak dediğimiz şey, kayaçlarin fiziksel ve kimyasal etkenler ile ayrişmasindan başka bir şey değildir. Yani kaya = toprak.
Değerli bir metâlin kaya içinde veya toprakta olması farklı şeyler değildir. Direnç olarak farklılık gösteriyor olsada, elektromanyetik dalgalar (Emd) için sorun teşkil etmezler.

Toprağın kendisi ve barindirdiklarini, yayın yapan bir platforma benzetmiştim.
L çubukları elimize alıp kurduğumuzda, antenleri belli bir açıyla yere paralel tutmuş olduğumuzdan yayını almaya hazır hale getirmiş oluyoruz. Yürüyerek veya sabit durarak her iki durumda da çubuklar sinyal alabilirler ve sinyal aldıkları istikamete uçlarını çevirirler. (Genelde)
Bu noktadan sonra kullanıcı,hedefin merkezini noktalamak adına tercihlerini gözden geçirir.

Ancak hedefi noktalamaktan önce tabiki sinyali alabilmek önemli olandır. Ve her arazi koşulunda sinyali alabilmek o kadar kolay değildir. Arazi koşullarını kategorize edebiliriz ve bunları kolaydan zora şeklinde sıralayabiliriz.

Değerli metallerin bulunmadığı alanlar en rahat koşulları sunar. Çubuklar çok rahat ve stabil hareket ederler. Sinyal almak kolaydır. Bu şartlarda en güçlü yayını yapan önceliği kazanır ve çubukları çağırır.

Bir sonrakisi test sahasıdır denilebilir.
Alana ilk adım atıldığında, hakimiyet öncesinden kullanicidadir. Nerede ne var bilir. Kullanıcı rahat, çubuklar tutuktur.
Psikolojik yönlendirmenin nötrlenmesi çok güçtür. Çubuğa, anlık destekler her zaman vuku bulur. Bir vermeyen bir verir. Bir olmayan üç olur.
Bünyede öncesinden öğrenilmiş her ne var ise o doğrultuda işler yürür. Gerçek tepkimelerin neredeyse % 20 yi geçmeyen bölümüne aşina olunur.
Yanlışlar, doğrulatılır ve ezbere alınır.

"Gelişim için ne kadar fazla çaba gösterilirse, doğru bilinenler hızlıca yanlışa döner, ortaya yeni çıkan doğrular da ileride çürüyecek yanlışa döner."

Ancak her halükarda pozitif ilerleme sağlanır.
Kullanıcı, periyodik bir döngü olarak sürekli kendi tezlerini çürütüp yeni tezler ortaya çıkarır.
Kullanıcı durursa, gelişim durur. Devam ederse de sürekli binayı yıkmak ve içinden işine yarayacak temiz bir tuğlayı almak zorunda kalır.
Hiçbir zaman doğru bir sıralamayı elde edemez. Elde ettikleri yap-bozdan parçalardır.
Elde ettiği yap boz parçaları, belirli bir sayıya ulaşmadan bütünü göremez.
Bütünü görmeye başlayıp taşlar yerine oturmaya başladığında bakış açısı tamamen değişir.

Bir sonraki zorluk birden fazla hedefin olduğu boşluklu/boşluksuz alanlardır.
Kullanıcının hedeflere olan mesafesi,hedeflere olan coğrafi yönü, hedeflerin hacimsel etki alanlari gibi birçok faktör burada etkilidir.
Bu faktörlerdeki etkileşime göre, sinyali yakalayabilme güçlük derecesi değişkenlik gösterecektir.

Ancak sinyali alınamayacak/yakalanamayacak hiçbir hedef ya da arazi yoktur. Zorlanılabilir, ama çıkış kapısı muhakkak vardır.

Çubuklar cinslerine (yapildiklari metale) göre farklı tepki gösterebilirler. Ancak kullanicilar arasındaki farklı tepkimeler tamamen alışkanlıklardan ileri gelir. Alışkanlığı yoksa, an itibariyle ayak bastığı yer,manyetik gelişmeler "minör" farklılıklar getirebilir. Hedefin farklı yönlerindeki noktalamalar zaten farklı tepkimeleri getirir. Bakırın, pirincin,alüminyumun,çeliğin v.b. tepkimeleri standarttır. Örneğin aynı çelik çubuk X kullanıcı da içe kapanıp, Y kullanıcı da dışa açılamaz. Veya X kullanıcı avucuna x metali aldığında, eline aldığı metalin sinyalini kesiyorsa, Y kullanıcı aynı şeyi yaptığında benim vücudum sinyali kesmiyor,bilakis o metali arıyor diyemez. X ve Y kullanicinin birisi kesinlikle doğru olmayan bir davranışı gerceklestiriyordur.

Örnek vermek gerekirse, test sahasında deneme yapan biri, parmağındaki gümüş yüzüğü çıkarır ve toprağın altına 4 parmak derinliğe gömer. Cebinden başka bir gümüş parçası çıkarır. Sağ avucuna alır ve cubuk kurar. Çubuklar gömülen gümüşe döner, kullanıcı yürür, üzerine gelir ve cubuk isaretini verir. Cubuklardan biri dik , bir diğeri göğüse kapanır. Kullanıcı der ki, bak noktaladım.

Bir diğer kullanıcı aynı şeyi yapar ama hiç sinyal almayi başaramaz.

Bu rol playing, çubuğa gönül vermiş, ancak ne olduğunu tam olarak anlamlandiramayan herkes için ibret verici ve ders niteliğinde okutulması gereken bir durumdur.

Sürecin büyük bölümü göz önünde cereyan etmektedir. Ancak konu tamamen "bakış açısı" ile ilgilidir. Sorulması gereken soruyu soralım. X veya Y kullanıcılarının hangisi doğruyu yakaladı? Ya da X ve Y kullanıcısını farklı kişiler olduklarından ötürü ikiside mi doğru? Çubuk işi, kişiler arasında farklı davranış biçimleri mi ortaya çıkarıyor?

Elimizdekilere bakalım.
Bir çift çubuk, toprakta bir gümüş metali, 2 adet kullanıcı.
Aynı çubukları kurdular,aynı yerde durdular,aynı metali avucunun içine aldılar.
Peki farklılık nereden ileri geliyor? Bünye mi?

Çubuğun çalışmasını sağlayan enerjiyi kullanıcıdan aldigini biliyoruz. Eğer bünyedeki enerji ya da bünyenin barındırdığı mineraller etki ediyor olsaydı neyi konuşmak zorundaydık biliyor musunuz, elektrik enerjisinin dişiliğini, erkekliğini, öfkesini, duygusallığını, azametini, merhametini falan konuşmamız gerekirdi. Ya da Almanya'daki elektrik enerjisinin cok kalitesiz olduğunu, ama İspanya'daki elektrik enerjisinin cok kaliteli olduğunu, Almanya'daki 10 kw nin 3 günde bittiği, İspanya'dakinin 5 günde bitmediği durumları konuşmalıyız. Elbette teşbih yapıyorum.

Quantum fiziği olgusu içerisinde konuştuğumuz bir olayın farklılığını kullanıcı farklılıklarını baglarsam, kendi adıma en büyük hatalardan birini yapmış olurum. Bu zamana kadar kendi kendimi çürüttüğüm o kadar çok şey oldu ki, eninde sonunda doğru tek bir kapıya çıktı.

Ornegimize geri dönersek, X kullanıcınin noktalama işareti zaten baştan gerçeği yansıtmamaktadır. Cubuklarin birinin dik, diğerinin paralel olması zaten hicbir metâlin noktalandigi anlamına gelmemektedir. Noktalanan şey, dünyanın manyetik gücünün diyamanyetik metale nüfuz etmeye çalışmasından kaynaklı, diyamanyetik metalin karakteri gereği kendisine etki eden manyetik kuvvete dik şekilde karşılık vererek itmesinden ve bu itmenin bittiği noktanın asıl noktaymis gibi göstermesinden başka bir şey değildir.

Çubuk, kendisine değdirilen şeyi kendi parçası gibi algılar ve çubuklar kurulduğunda degdirilen şeyi asla aramaz. Quantum bunu söyler. Kullanicinin X,Y,Z olması hiçbir şey ifade etmez.
X kullanıcı hem psikolojik yonlendirme yapmış hem de hedefi noktalayamamistir.
Y kullanıcısının tespiti doğrudur.

Kullanıcıların en büyük sorunlarından biri dünyanın manyetik gücüne karşı,toprağa konan metallerin manyetik siniflandirmasina göre verdigi tepkinin dışa vurumu neticesinde vuku bulan yanlış noktalamadır.

Çubukla noktaladik ama mineral çıktı denen şeyin %90'ninin fazlasından sorumlu olan konu da tam olarak budur.

Maalesef psikolojik yönlendirmeyi aşmak çok zor bir süreçtir. Doğru tepkime bulunamadığı sürece başka yerlere evrilmeye devam eder.

Bir rol playing daha yazalım.
5 metre derinlikte bir oda. Ebatları da 3x3 metre. İçinde de değerli metaller var. 20 gr sarı, 30 gr gümüş v.s.

Oda ebat ve derinlik bilgileri X ve Y kullanicisina verildi. Ama odanin tam yeri söylenmedi.

X kullanıcı çubukları kurdu ve odayı buldu. Odanın içinde çubuklar çarpı yaptı kapandı. Uzaktan yürüdü odaya girdi çubuklar kapandı. Çıkarken açıldı. Ebat aldi 3x3. Derinlik aldı 5 m. Her şey tutuyor dedi oda burada.
Y kullanıciya çubukları verdi. Y kullanicisi başka bir yerde aynı ölçülerde bir oda buldu. Ama onun çubukları odaya girdiğinde dışa açıldı. Boşlukta çubuklar hiç kapanmadı. Kapanamadı.

Senariste döndüler sordular. Hangimizin tespiti doğru? X mi Y mi? Girift bir durum.
Biz ne diyeceğiz?
X'in bünyesi boşlukta cubuklari kapatacak şekildedir. Y nin bünyesinde ise boşlukta disa açılacak şekilde dizayn edilmiştir mi diyeceğiz?

Eğer böyle dersek bize şunu sormazlar mı?
Birader, cubuklarin aldigi şey sinyal. Bu hareketleri aldıkları sinyallerin neticesinde yapıyorlar. Aynı sinyal, neden birine elma diğerine armut veriyor? Bu sinyal elma ağacı mi yoksa armut ağacı mı? Sinyal dediğimiz şey de güçlü nükleer kuvvet ile cekirdegi birarada tutan bir sey yani. Bu vatandaş şaka yapmaz. Kullanıcılardan biri nükleer kuvvete kafa mı tutuyor diye sormazlar mı?

Ben kendime buna benzer o kadar çok soru sordum ki tahmin bile edemezsiniz.
Elimizde ne var?
Bir çift cubuk, bir oda ve içinde değerli metaller. 2 adette kullanıcı.

Şu oda işini biraz irdeleyelim. Boşluk diyoruz bu oda v.b. işlere. Okunması ne kadar güzel değil mi "Boşluk ". Boşmuş yani. Beyin başta şöyle algılıyor. Boş bir yer. Topragin içinde ama ici toprak dolu olmayan yer. Boş işte.
Ama sanki bir terslik var.

Toprağın içinde...
Toprak dolu olmayan...
Ama toprağın içinde...
Bir de içinde değerli metal var..

Çocuk, Şeker kasesinin kapağını açtı ve yüzünde şaşkın bir ifadeyle dedi ki " Bu Boş ".
Babaannesi o gece içine 1 adet çikolata koydu. Ertesinde gun cocuk tekrar kasenin kapağını açtı ve dedi ki " Aaa doluymuş "

Boşluk gerçekten okunduğu gibi mi emin miyiz? Gerçekten Boş mu?
Tecrübem bana diyor ki, boşluk denen şey boş falan değil.

"Boşluk içinde boşluk yoktur"

Topragin olmadigi bir yerde gözümüz boş olarak algilasada, toprak içinde, içinde değerli metal olan bir boşluğu, boş olarak değerlendirmek fiziğe aykırı durumdur. Hem x ışınları ile uğraşacaksın, hem onlardan medet umup sinyal alacaksın, hem de nasılsa boş ya diye hafife alacaksın?
Maalesef öyle bir dünya yok. Boş denen yer tamamen enerji ile dolu. Tabiri caizse gırtlağına kadar.
Ve size aykırı bir teori.
İçinde değerli olan bir boşluğun üzerine yürüyüpte çubukları kapatamazsınız. Kapanamazlar.
Boş olmayan ama gözle bakıldığında boş olan bir şeyin üzerinde o çubuklar kapanamaz.

Hic mi kapanmaz? Kapanir ama nasıl kapanır? Bosluk içindeki değerli metalin sinyalini yakalar, üzerine gider hedefi noktalarsaniz o zaman kapanır. O da boslugu değil metali noktaladiginiz için kapanır. Ve bu noktalamayi öyle boşluğun kenarında köşesinde falan yapamazsınız. Sizi merkeze otutturur.

Senariste dönelim. X ve Y döndü sordu? Hangimiz doğru tespiti yaptık?
Senaristin diyeceği 2 ihtimal var. Ya Y kullanicisina dönüp sensin diyecek ya da her ikinizinde tespiti yanlış diyecek. Bu durum da cok farkli bir mecra.

Kabaca olaya şöyle bir baktığımızda da şöyle bir soru geliyor akla..

"Sinyal çeşitleri"...

Sinyal dediğimiz şeyi ne kadar tanıyoruz?

Nedir bu sinyal?
Ne üretiyor bunu?
Bunun fabrikası 7/24 çalışıyor mu?
Hiç durmaz mı bu meret?
Nasıl yol alıyor?
Hızlı mı yavaş mı?
Yönü var mı?
Ne kadar güçlü?
Enerjisini nereden alıyor?
Ve daha onlarca soru..

Sinyal dediğimiz şey elektromanyetik dalgalardır. İnternete emd'lerin özelliklerini sorarsanız bir çok madde şeklinde size siralama yapar. Her özelliği ile ilgili uzun sayfalar yazı yazılabilir veya her özelliği ile saatlerce münazara yapılabilir.

Kestirmeden gidersek, çok hızlıdırlar. Bir kere göz açıp kapayıncaya kadar dünyanın etrafını 7 kere dolasabilecek kadar hızlı. Yani, 200 metre ilerideki hedefin sinyali mi alınır,olmaz öyle şey çok uzak falan derseniz bu hız aklınıza gelsin. Koşullar uygunsa sizi çok şaşırtır.

Frekansları yüksektir.
Sahi nedir bu frekans işi?
Frekansli dolar bulucu cubuk bile icat etmişler.
Frekans ayarlı çubuk diyorlar meselâ.
Bak diyor bu cubuk şu metalin frekansına ayarlıdir diyor. Ya da metallerin frekans tablosunu verebilenler var. Meselâ diyorlar ki 5000 khz şu metal, 8000 khz bu metâl, 4500 khz boşluk gibi gibi..
Bildiğin frekans araligi veriyor. Yani bu frekansı tuttur, aradığını bulursun oluyor.
Ya da çubuk boy,çap v.b. değişiklikler ile uygun frekansi yakalamaya çalışan ustalarımız var. Onlar ar-ge yapıyor onları anlıyorum ve tenzih ediyorum. Ama bu işi açığa kavusturalım.

Frekans nedir onun bir tanımını yapalım.
Frekans denen şey aslında titreşim sayısıdır.
Titreşim sayısı...
Titreşim sayısı da 1 saniyede yapmış olduğu salınım.
1 saniyede...

Şimdi bu emd'lerin ortalama 1 saniyedeki toplam titreşim sayısı, o metalin frekansını verir. Bizim aradığımız metallerin de ortalama frekansı 10 üssü 18 civarı diyelim. Yani 19 basamaklı bir sayı. Yazalım mı?

1.000.000.000.000.000.000

1 saniyede, yukaridaki sayı kadar titreşiyor.
1 hz = 1 saniyedeki 1 titreşimdir.

Şimdi bu yukarıdaki sayı kadar 1 saniyede titrestigine göre, frekanslı çubuk satan ayarsız şarlatanlar hangi teknoloji ile bunu icat ediyor?

Nasreddin hocaya sormuşlar dünyanın merkezi neresi? Oldugu yerde elindeki bastonla yuvarlak çizmiş ve burası demiş. Nerden belli demişler?
Inanmazsan ölç demiş.

Gökte kac yıldız var demişler? Esegimin sırtındaki kılların sayısı kadar demiş. Nerden belli demişler, inanmazsan say demiş v.s.

Degerli metallerin frekansını, elektronik bir alete girerek, veya deneme yoluyla cozumledigini sanarak, ölçüp bicemezsiniz.

Frekans ölçümü ile bu işi çözdüm diyen kişi, parmağını şiklattiginda marsa, güneşe astral seyahat de yapabilir günde 3-5 kez.

Konumuza geri donelim. Dedigimiz gibi frekansları yüksektir. Yüksek frekans demek, Yüksek enerji demektir. Emd lerin frekansları yükseldikçe enerjileri de artar.

Frekans yükselirse dalga boyu küçülür.
Küçük dalga boyu, Yüksek frekans ve Yüksek enerjiye sahip olduklarından tabiri caizse deler geçerler. Yansıma, kirinim, girisim v.b. çok fazla meziyetleri oldugu gibi, arazi de her şeyiyle bunları perdede oynarlar.

Güçlerini nereden alıyorlar?
Titreşimlerinden..

Hiç durmazlar mı (uyumazlar mı)?
Kalbi duran insan yaşamaya devam ettiği gün onlarda durabilir.

Daha fazla uzatmadan isteyen detaylarıyla bunları internetten arastirabilir.

Bu mereti doğru yerinden ve doğru mesafesinden yakalayacak bir sisteminiz var ise başarılı olursunuz. Bir laf vardır, "küçücük boyu var türlü türlü huyu var". Tam olarak cuk diye oturur. Arazide çok fazla ayak hareketi yaptığından (karakteristik) ehlillestirmek kolay değildir.
Tanımadan, yüz göz olmadan, davranışlarını bilmeden bir çok çaba beyhude kalacaktır.

Yukaridakiler doğru bir sinyalin özellikleri.
Bir de bu sinyalin ayak oyunları dediğimiz kısımda dünyanın manyetik gücü neticesindeki durumları vuku buldugundan onlara da yalancı sinyaller diyoruz. İsmi yalancı ama varlığı gerçek!
Etki alanındaki alanda kullanabileceği farkli enerji yogunluklari olabilir ki bunlar da yalancı sinyaller kategorisine girer.
Hacim dalgası bitimi,başlangıcı, derinlik metraj mesafesi v.b. birçok faktör de yalancı sinyaller kategorisinin baş köşelerinde yer alır.

Çubuk yaptim oldu,frekans ayarladım is bitti gibi bir durum söz konusu dahi olamaz.
En iyi sistemin arkasında, süreci en iyi bilen kullanıcı olmazsa olmazlardandır.

Arazi gösteriyor ki, çubukta yalnız başına süreci aşabilecek kapasiteye sahip degil.
Destekleyen bir sisteme ihtiyaç duyuyor.
Entegre şekilde çalışabilecek, gerek görüldüğünde güncelleme/update yapabilmeye izin vermesi gerekiyor. Çünkü sürecin ucu bucağı yok. O kadar geniş bir okyanus ki tamam yol bitti deme şansımız yok. Her geçen zaman yeni bir şey öğretiyor.
Bazen eskiyi silip atıp yenisini koyuyor, bazen revize ediliyor, bazen de ilave ediliyor.

Ama bunlar ayakları yere basan ve fizik kuralları çerçevesinde yapılması gerekiyor. Ezbere,yaptım olduya,öyle uygun gördüm ile olabilecek işler değil.

Önce problemin tespiti, sonra çözüm metotları, en uygununun bulunması, denenmesi,test edilmesi ve problemin aşılması.
Sonra sıradaki diğer problem. Ayni süreç..

Sürçü lisan affola,
Rast gelsin..
Yazınız güzel emeğinize sağlık bazı teorilerenize cevap vericem. Şimdi ben dedektörleri araştırırken çalışma prensibi vs sonra gpr ler sonra gradyometre manyotometre vs vs hepsini kullanma fırsatım oldu en son kullandığım ise proton elic rbi m4 modeliydi protob hariç bütün cihazlar yere dikey şekilde tutuluyordu. Proton ise yatay veya zevkine göre. Hatalı mı oluyor diye kontrol ettiğimde ise hiç bi şekilde hata yoktu. Sonrasında alan taramalarla benzerliği geldi aklıma. Alan taramayı tut olduğun yerde baksın seni hedefe götürsün. Protonda ise tut 1000 metre (fabrika veriisi) alanı tarasın hemde görüntülü. Üstüne çok düşündüm araştırma yaptım benim analizimde proton m4 cihazı sadece ferromanyetik maddelere tepki verdi. Fabrikaya göre ise altın tespiti için yüzyıllar geçmesi gerekiyor elektromanyetik faz tamamlaması için. Al bide burdan yak. Neyse araştırmaya devam ederken sinyal üreten bi cihaz varmış Sinyal Jeneratörü bu cihazıda dediğim gibi siteden biriyle tanıştım bunu kullanan bi adam vurmuş parayı gitmiş o arkadaşımızda bunu araştırıyor. Uzatmayalım sinyal jeneratörü ile sinyali üreteceğiz göndereceğiz alıcı vasıtası ile de dönen sinyali alacağız. Bizi üzerine de götürecek sistemi yapacağız (sitede elektronikten anlayan arkadaşlarla yapabiliriz) altın için internette frekans hep farklı kimi yerde 5.0 kime yerde 7.0 7.1- 1.8 MHz vs vs. Elektrik elektronik mezunu bi arkadaşım var ona söyledim bir maddenin frekansını bulmak istiyorum nasıl yazabilirim çok maliyetli mi dedim. Yok bee bi cihaz var(adını unuttum) sessiz bir ortamda maddeyi titreştirip titreşim sayısına göre frekansı bulunuyor dedi. Yapabiliriz dedi. Ooh çok güzel dedim. Şimdi sonuç olarak altının frekansını alacağız jeneratörümüze gireceğiz bu jeneratörün aparatlarıyla alıcı vericisi bizi hedefe götürecek dedektörle de nokta atışı yapılabilir. Sadece jeneratörle de yapılabilir ama o biraz maaliyet ister. Birde arkadaşlar şey diyorlar. 100 yıllık altınla kuyumcudaki 24 ayar işleme altının frekansı aynı değil diyorlar. Benim düşünceme göre tabi farklılık olabilir üzerinde ki farklı metallerin ama 1000 yılda olsa 1 aylıkda olsa 14 ayarda olsa sonuçta altın altındır bütün altınların içinde 1000 yılında 14 ayarında kuyumcudaki bileziğinde içinde az da olsa 24 ayar altının frekansı mevcut değil mi? Bunu da ustalar cevaplarsa sevinirim. Birde bu jeneratör sistemine yapay zeka da ekleyeceğim yazılımcı olduğum için 😁 yapay zeka kodlamasını az tam öğrenim minerali güzel okur ve ayırır bu yapaycık 🙂
 

_Trakyalı_

Vip Üye
Katılım
29 Mayıs 2024
Mesajlar
313
Beğeni
1,131
Puanları
93
bu yazınıza örnek olarak bir çizim yaptım ustam. Metal olan bir boşluk ,oda,mezar vs......Dalgalar halinde bende zikzak yapıyor.
Zik zak yaparak seni üstüne çağıran her sinyal ferrromanyetik sinyaldir. Asla seni hedefine götürmez. Yalancı sinyalin daniskasıdır.

Bir dalga artı, bir dalga eksi
Emd ler yüksüzdür. Bir dalga artı bir dalga eksi olsaydı, hedeften çıkan sinyal 1 metre bile yol alamazdı. Bu konuyu iyice araştır.
zikzak şeklinde hedefe doğru gidiyorsun.
Dedigim gibi, bir yerde zik zak varsa en büyük hüsrandır. Çubuğun/sistemin doğru sinyali algilayamiyor ya da kapasitesi yok. Dümdüz seni alıp kuş uçuşu üstüne götüren sinyali yakalayan cubugun olmadığı sürece adım atma.
Boşluğun sınır yaptığı yerde çubuklar geriye atıyor.4 bir taraftan yapılan tespitte çubukların geriye attığı noktayı çiziyorum. Üzerinden geçildiğinde hiç bir tepki vermiyor lakin metal testine başladığın anda söylediğin gibi bir noktasında kapama yapıyor. Bazı metal sinyali aldığım yerde ise noktalama yaptırmıyor.Resimdeki gibi sarmalı takip ederek saat yönünün tersinde daire çizerek etrafında döndürüyor.
Aldigin sinyal zaten ferromanyetik oldugu için onun götürdüğü yere zaten hiç güvenme.

metalin olduğu alanda tam üstünde noktalama yapılabilir mi
İster sarı, ister başka bir şey. Ister gram ister kilo. Her metâl tam üstünde noktalanabilir bu konuda tereddütün olmasın.

,yoksa metal olan alan seni yanına yaklaştırmaz mı ?

Çubuğun, sistemin kapasitesi yetersiz ise evet seni yanına bile sokmaz, selâm bile veremezsin. Karşıdan seni izler, projeksiyon makinesinden perdeye filmi yansıtır sana oynatır.
Yaptığım tespit doğrumudur.?Küpün içinde olan bir metalin tespiti yapılması mümkünmüdür ?
Küpe takılma. Küp dediğin şey pişmiş toprak. Küpün içindekinin gücünün yanında, Küpün etkisi mini mini minimal..
küp sinyali alınamadığına göre metalin tepkimesi nasıldır.

Toprak icindeki çıplak tepkisi nasılsa küpün icindekinin de aynıdır.

Noktalama ve metalin ayrımı nasıl yapılmalıdır ?

Noktalama kabiliyetine sahip bir çubuğun tüm metallerdeki işareti tektir. Ayrım çubukta değil. Onu kendin bulacaksın.

metal olmayan bir oda/mezar tespiti yapılabilir mi ?

2x2 metre ebatlarında icinde metal olmayan bir oda düşünelim. Aslında bu oda büyüklüğünde toprak altinda demir yığını olduğunu farzet. Demiri ve boşluğu tespit edebilme kapasitesi olan yalın bir çubuk elinde var ise çok mümkün.

Dersen ki 3 metre yanında 1 kilo sarı gömülüyse? O konu komplikeye döner yazmakla bitmez.

Yansıma dediğimiz olayn dalgaların arkaya atması ve çubukların bizleri geriye yön verdiğini ,hedefin önde değilde aslında arkada olduğunu varsayarak asıl odayı değil de arkaya attığı yerin çevresini işaretleyip,merkezine geldiğinde burasıda merkezi mi diyoruz ?

Diyemezsin. Elindekinin tam olarak ne yaptığını ve nasil hareket ettiğini bilmeden, sürecin ne kadarına kadar gidebildigini bilmeden, akıl yürütmek mümkün değildir.

Elindekinin;
Neyi,
Nasil,
Neden yaptığını tam olarak biliyorsan tahmin edebilirsin.

biraz karışık olmuş olabilir affına sığınarak dilim döndüğünce yazmaya çalıştım ustam.
 

fenadefineci

Kullanıcı
Katılım
15 Ocak 2021
Mesajlar
162
Beğeni
176
Puanları
43
Konum
Uzaklarda Çok Uzaklarda
Eline sağlık kardasim.
Elbette herkese emeğinin karşılığı verilir.
Bu iş de senin kadar araştıran, denemeler yapan işin peşini bırakmayan benim bildiğim 2nci bir kişi daha yok. Başarılarının devamını dilerim.

Yazını 3 kez okudum.Boş verecek şeyler olmadığını bildigim için.

Öyle şeyler var ki satır aralarında bilinen ve uygulanan şeyleri yıkıp atıyor. Misal; çubuğa hangi metali deydirirseniz o metali aramaz, gibi. Bizi bir deryaya atıyorsun hadi bakalım yüzün hangisi doğruymuş görün. Karar verin. Çubuk bu metali arıyor mu? Yoksa bu metal hariç mi arıyor?

Cubuk kullanan arkadaşlara tavsiyem şu:
Yazı uzun diye okumamazlik etmeyin. Yazı uzun diye okumayanlar zaten çubukçu olmaz. 😀
Bence yazılanlari anlamaya çalışıp sorular sormak en doğrusu olur.

Kanaatime göre ustamiz ana konulara sadece girizgah yapmış. Mesele bunları derinlestirmek olmalı. Bunun anahtarı da sorulardir diye düşünmekteyim.

Bildiklerimizi yıkan şeyleri yazanı bırakmamak lazım. Başka biriside yok zaten soracagimiz. Bu deryadan istifade etmek en akıllıca iş olur. Ben çok şeyler sordum soruyorum. Sizde sorun insallah.
Hocam ikizceli usta çubuk konusunda bakır minerali çok sever diyordu bu iyi bişey değil mi? Mineral dediğin şey küçük bişey bunu bile algılıyorsa çok hassas demek değil midir. Önemli olan onu kullanmak ( ben kullanamıyorum 🤣) birde elektrotla boşluk ve metal bulabiliyorum çok saçma gelşypr ama gerçekten yaptım. Basit metallerdi biraz daha çalışmam lazım
 
Üst Alt