Kremasyon nedir? Kremasyon gömü ne demektir, Kremasyon mezar tipi ne demektir?
Kremasyon (Cremation); cesedin yakılarak gömülmesini esas alan ölü gömme ritüelidir, Latince cremare kökünden türetilmiş terimdir.
Kremasyon gömü yönteminde ceset ateşte veya fırınlarda et ve kaslardan arınır. Kremasyon gömme biçiminde, cesedin yumuşak dokuları tamamen, kemikleri ise belirli ölçülerde boyut ve biçimlerini kaybedinceye kadar yakılmaktadır. Yakma işleminin ardından geriye kalan kemik parçacıkları ve küller bir kabın içerisine konmakta ve son olarak mezar kabı (urne) daha önceden hazırlanmış çukurun içine yerleştirilmektedir. Bazen de cesedin yakılmasından sonra geriye kalan artıklar doğrudan doğruya mezar çukurlarına bırakılmaktadır. Cesedin tamamen yanmadığı, sadece yumuşak dokularından arındırıldığı veya kemiklerin yüzeysel olarak ateşe maruz bırakıldığı durumlar için genellikle kısmi yakma ifadesi kullanılmaktadır. Ancak ceset ister tam anlamıyla küle dönüşmüş olsun ister yumuşak dokularından arındırılacak şekilde yakılsın her iki durum da yakarak gömme/kremasyon olarak değerlendirilmektedir.
Kaya oyuklarına ya da doğrudan toprağa konulduklarını bildiğimiz ölü kül ve kemiklerinin, en çok urnelere doldurulduğu bilinmektedir. Ölüler bazen eşyalarıyla birlikte yakılmakta ve urnelere doldurulmakta, tam yanmayan büyük büyük ceset parçaları da taşla parçalanmaktaydı. Bu işlemden sonra urnenin ağzı bir taş ile kapatılmaktaydı.
İlk Çağ inancında et ve kasların ruhu yaşayanların dünyasına bağladığına inanıldığı tahmin edilmektedir. Kremasyon sayesinde et ve kasların yok edilerek, ruhun serbest bırakıldığı varsayılırdı. Bu konuda bir diğer görüş ise cesetlerin kokmaması ve hastalık yaymaması için yakılmasının uygun görüldüğü yönündedir. Yeniden doğuş; kötülüklerin uzaklaştırılması; ruhun ve bedenin temizlenmesi; bedenin ve ruhun öteki dünyaya eksiksiz ulaşabilmesi; yer tasarrufu ve hijyen sağlanması; bu dünyadan öteki dünyaya geçiş aşamasında ölünün gömülmesi işleminin sorunsuz gerçekleştirilmesi ve ruhun bedene geri dönmemesi için ölünün yakılması; dünyada işlediği günahlarının cezasını çekip ölümden sonraki yaşama günahsız başlaması gibi inançların bu yönteme kaynaklık ettiği tahmin edilmektedir.
Arkeolojik bulgulara göre; kremasyon çok eskilere, paleolitik çağlara dayanan bir gelenektir. Antik çağda ise, nekropolis alanlarından elde edilen verilere göre, kremasyon gömü geleneği hem kadınlar, hem de erkekler için uygulanmıştır. Mezar tipinin seçiminde, ailenin sosyal ve ekonomik düzeyinin etkili olduğu bilinmektedir.
Avustralya'da Mungo Gölü'nde bulunan ve günümüzden yaklaşık 26 000 yıl öncesine ait kremasyon gömü, bu uygulamanın bilinen en eski örneği olarak kabul edilmektedir.
Yakındoğu'nun çeşitli bölgelerinde yapılan araştırmalar, yakarak gömme geleneğinin Epipaleolitik Çağ'a kadar uzandığını göstermiştir. Levant'ta, Kebara Mağarası ve Wadi Hammeh'in Natufyan kültür evrelerinde (yaklaşık M.Ö. 11500-9500) tespit edilen kremasyon mezarlar söz konusu coğrafyada bulunan en eski kremasyon mezarları temsil etmektedir. Yine bu bölgede Gezer, Jericho ve Ala Safat yerleşimlerinin Proto-Urban A Dönemi'ne ait yapı katlarında kremasyon geleneğinin varlığını gösteren mezarlar açığa çıkarılmıştır.
Hinduların ölü ritüellerinden biri de ki Antyeshti denilen kremasyon yani ölü yakma törenleridir. Hindular, ölünün ruhunun öteki dünyaya iyi uğurlanması amacıyla ölüleri yakmaktadır.
Kremasyon Mezar Tipi: Cesedin yakılarak gömüldüğü mezarlar için kullanılan arkeolojik terimdir.