- Katılım
- 27 Ağustos 2012
- Mesajlar
- 8,795
- Beğeni
- 11,115
- Puanları
- 113
12000 yıllık gizlenen bilgi ve bizim Diyanet İşleri
İtalyan arkeolog Luigi Pernier Yunanistan’ın Girit Adası’ndaki Phaistos sarayın kalıntıları arasından bir kilden yapılmış disk buldu. Diskin iki yüzeyindeki bilinmeyen dilde hiyeroglif yazılar vardı..
Disk nedir biliyorsunuz..
Bilgi depolamaya yarayan manyetik aletler..
Bugün bilgisayarlardan cep telefonlarına, televizyonlardan fotoğraf makinalarına kadar günlük yaşamda kullandığımız küçük veri depoları..
Sabit olana harddisk diyoruz..
Taşınabilir olana harici disk,
Parmak kadar olana da flash disk..
Bir başka deyimle bellek..
İnsanoğlu bilgisayar diskini 66 yıl önce bugün bulmuş..
Bu buluş teknolojide bir devrim olmuş..
Bugün yazıdan resime, videodan grafiklere, müzikten istatistiklere istediğimiz her şeyi bu küçücük disklere yükleyebiliyoruz..
Artık hepimizin kendimize özel digital arşivleri var..
Peki insanoğlu diski gerçekten 1950 yılında mı icat etti?..
Tarih 1938 idi..
Çinli arkeolog Pu Tei, Çin ile Tibet sınırındaki Bayan-Kara-Ula dağlarında bir mağarada 716 adet taştan disk buldu..
Hepsi milimetrik olarak aynı incelikte, aynı geniştikteydi..
Hepsinin ortası delikti.
Bugün kullandığımız bilgisayar disketlerine benziyorlardı..
Karbon testinde taş disketlerin 12.000 yıl öncesine ait olduğu anlaşıldı..
İşin garibi tüm disketlerin üzerinde ancak mikroskopla görülebilen işaretler ve hiyeroglif yazılar vardı..
Ne yazdıklarını çözmek tam 24 yıl sürdü..
Araştırma yapan ekip neler yazdığını raporla Akademiye sundu..
Ancak Pekin Tarih Öncesi Akademisi sürpriz bir kararla taşlarda neler yazıldığına ilişkin bilgileri gizledi..
Yıllar sonra Prof.Tsum Um Nui’nin başkanlığında akademisyenlerden kurulu bir araştırma komisyonu da taş disketler üzerine kapsamlı bir araştırma yaptı..
Komisyon 1963 yılında ayrıntılı bir raporu yazdı..
Ancak bu rapor da hemen arşive kaldırıldı..
Aradan 4 yıl geçti..
Yıl 1967 idi..
Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin saygın bilim dergilerinden Sputnik, felsefe öğretmeni ve SSCB Bilim Akademisi Edebiyat Enstitüsü asistanı Vjatschevlas Zaitsev’in bir araştırmasını yayınladı..
Araştırma Çin’de bulunan taş disketlerle ilgiliydi..
Prof. Nui’nin raporunu izleyen araştırma, yuvarlak taşların binlerce yıl önce uçan gemilerle uzaydan gelen yaratıklarla ilgili bilgiler verdiğini anlatıyordu..
Arkeologlar mağarada taş disketlerin yanında bir çok insan iskeleti de bulmuştu.
İskeletler koca kafalı ve ortalama 1 metre 30 santim boyundaydı..
Bunlar kendilerine Dropas diyen insanlardı..
Disketleri saklayanlardı..
O nedenle bu taştan disketlere bugün arkeolojide ” Dropas Taşları” denmekte..
12 bin yıllık disketlerde tam olarak neler yazdığı hala bir sır perdesi.
Yıl 1908 idi..
3 Haziran öğleden sonra..
İtalyan arkeolog Luigi Pernier Yunanistan’ın Girit Adası’ndaki Phaistos sarayın kalıntıları arasından bir kilden yapılmış disk buldu.
Diskin iki yüzeyindeki bilinmeyen dilde hiyeroglif yazılar vardı..
Üstelik bunlar el ile yazılmamış, pres benzeri bir teknikle düzeye basılmıştı..
100 yıldan fazla yüzlerce arkeolog, tarihçi, dil bilimci diski inceledi..
Ùzerinde ne yazdığı, neye yaradığı hala bilinmiyor.
Literatüre adı “Phaistos Diski” diye geçti..
Yıl 1900 idi..
Elias Stadiatos adlı bir Yunan süngerci, Antikythera adasının yakınlarında, eski çağlardan kalma bir batığa daldı..
Bu MÖ 87 yılında batmış bir yük gemisiydi.
Geminin taşıdığı yükler arasında, mücevherler, çömlekler, mobilyalar, bronz eşyalar ve amforalar dolusu şarap vardı.
Ama bir şey var ki, o çok ilginçti..
Bir tahta kutu içinde içiçe geçmiş metal çarklardan oluşan bir düzenek..
Yıllarca araştırıldı..
Modelleri yapıldı..
Sonunda bilim insanları ortak bir kanıda birleşti..
“Antikythera Düzeneği” denen bu makina 3500 yıllık analog bir bilgisayardı..
Güneş’in yanısıra Merkür, Venüs, Mars, Jüpiter ve Satürn’ün hareketlerini gösteriyordu..
Tıpkı, elektronik hesap makineleri icad edilmeden önce hesaplamada kullanılan “facit” adlı mekanik hesap makineleri gibi..
İnsanoğlu tarih boyu geçmişini öğrenmeye çalışıyor..
Arkeoloji, jeoloji, astronomi, fosil bilimi, teknoloji dev adımlarla ilerliyor..
Erişilen milyonlarca bilgi var..
Bazılarının gizemi henüz çõzülmedi..
Bazıları çözüldü ama insanoğlu henüz hazır olmadığı için açıklanmıyor..
Dünyayı yönetenler bu bilgileri en iyi şekilde kullanıyor..
Çünkü bilgi çağındayız..
Bilgiyi elinde tutan hayatı da elinde tutuyor..
..Ve bizim diyanet işleri fetva veriyor..
“Mecbur değilsen kaşını, bıyığını, tüylerini aldırmak günahtır.
Ama psikolojini bozacak kadar kötüyse aldırabilirsin”
Aman psikolojinizi bozmayın..
Sedat Kaya
Haber Hürriyeti