Osmanlı'yı Tanıyalım | Define işaretleri ve anlamları

Osmanlı'yı Tanıyalım

aliveli44

ONURSAL ÜYE
Forum Düzeni
Admin
Super Moderatör
Vip Üye
Katılım
12 Haziran 2012
Mesajlar
11,018
Beğeni
20,950
Puanları
426
Konum
Malatya

Osmanlı Hanedanı'nın sultanları 1299'dan 1922'ye kadar kıtalararası geniş bir imparatorluğa hükmetmiştir. Osmanlı Imparatorluğu zirvedeyken; kuzeyde Macaristan, güneyde Somali, batıda Cezayir ve doğuda Irak'a kadar uzanmıştır. Ilk başlarda imparatorluk Bursa'da yönetilirken 1366'da Edirne başkent oldu. Son olarak da Bizans Imparatorluğu'ndan alınan Istanbul başkent oldu. Imparatorluğun ilk yıllarının anlatımında efsane ve gerçeği ayırmanın zor olması nedeniyle değişen konular olmuştur; buna rağmen çoğu modern bilginler imparatorluğun aşağı yukarı 1299 yılında ortaya çıktığını ve kurucusunun Oğuz Türkleri'nin Kayı Boyu'ndan gelen Osman Gazi olduğunu kabul eder.Osmanlı Hanedanı 36 sultanla 6 yüzyıl boyunca var oldu. Osmanlı Imparatorluğu I. Dünya Savaşı'nda müttefik olduğu Ittifak Devletleri'nin yenilgiye uğraması sonucuyla tarih sahnesinden kayboldu. Imparatorluğun Itilaf Devletleri tarafından bölünmesi ve ardından gelen Kurtuluş Savaşı modern Türkiye Cumhuriyeti'nin doğmasına yol açtı.

Osmanlı Devleti varolduğundan beri mutlak monarşi ile yönetilirdi. Sultan hiyerarşik Osmanlı sisteminde ve siyasi, askeri, hukuki, sosyal ve çeşitli başlıklarda en üstteydi.[a] Teorik olarak sadece Tanrı'ya ve yerine getirmesi gereken Tanrı'nın yasaları (Islam'daki şeriat)'na sorumluydu. Onun ilahi görevi Iran-Islam başlıklarına yansıtılan "Tanrı'nın yeryüzündeki gölgesi" (zill Allah fi'l-alem) ve "yeryüzünün halifesi" (halife-i ru-yi zemin) olmaktı. Tüm devlet dairesi onun hükmündeydi ve verdiği her karar ferman adı verilen kararnamede yayımlanırdı. Başkomutandı ve tüm yurttaki resmi unvanıydı. 1453'te Istanbul'un Fethi'nden sonra kendilerini Roma Imparatorluğu'nun varisi olarak görürlerdi bu nedenle ara sıra Kayser ve Imparator unvanını kullanırlardı. 1517'de Mısır'ın Fethi'nden sonra I. Selim halife unvanını da benimsedi. Böylece evrensel Müslüman hükümdarı olduğunu iddia etti. Yakın zamanlarda Osmanlı hükümdarları tahta çıkmada Avrupa hükümdarlarının taç giyme törenine eşdeğer olarak Osman'ın Kılıcı ile kuşatılırdı. Kuşatılmayan sultanın çocukları verasete uygun değildi.

Teoride ve ilkelerde teokratik ve salt olmasına rağmen, uygulamada padişah'ın yetkileri sınırlıydı. Siyasi kararlarda hanedanın önemli üyelerinin görüş ve tutumlarını dikkate alırdı, bürokratik ve askeri kuruluşlarda aynı zamanda dini liderlerdi. 17. yüzyıldan bu yana, imparatorluk uzun süren durgunluk dönemine girdi, bu dönemde sultanlar çok güçsüzleştiler. Birçoğu güçlü Yeniçeri Ocağı tarafından tahttan indirildi. Tahta geçmesi yasaklı[10] olmasına rağmen Harem-özellikle hükümdarın annesi (Valide Sultan olarak da bilinir)- sahne arkası önemli politik rollerde Kadınlar saltanatı dönemi boyunca etkili oldu.

Sultanların azalan güçleri ilk sultanların ve sonrakilerin saltanat uzunluklarının farklılığından dolayı kanıtlandı. I. Süleyman, imparatorluğu 16. yüzyılda doruk noktasına çıkaran, 46 yıllık saltanatı olan, Osmanlı tarihinin en uzunuydu. V. Murat, 19. yüzyıl gerileme dönemine hükmeden, kayıtlardaki en kısa saltanattı: saltanatı sadece 93 gün sürdü. Parlamenter monarşi V. Murat'ın varisi II. Abdülhamit, imparatorluğun son mutlak ve ilk anasayasal monarşi hükümdarı, zamanında resmileşti. 2009'dan beri Osmanlı hanedanının başı ve Osmanlı tahtının sahibi Abdülmecit'in büyük torunu Bayezid Osman'dır.


Notlar
Osmanlı hükümdarı'nın tam unvanı kendinden olan çeşitli unvanlar ve yüzyıllar boyunca değişen unvanlar gibi karışıktı. Sultan unvanı ilk hükümdarlardan beri sürekli kullanılırdı. Çünkü bu Müslüman dünyasında yaygındı. Osmanlılar hızla diğer Müslüman hükümdarlardan kendilerini ayırmak için değişik varyasyonlarıda kabul ettiler. Üçüncü Osmanlı hükümdarı I. Murad kendi unvanları olan sultan-i azam (en yüce sultan) ve hüdavendigar (imparator)'ı kullandı. Anadolu Selçukluları ve Ilhanlılar sırasıyla bu unvanları kullandılar. Oğlu I. Bayezid Rumların sultanı unvanını benimsedi. Rum Anadolu'da eski bir islamik addı. Osmanlılar yönetimindeki Islam ve Orta Asya miraslarının birleşimi unvanın benimsenmesi Osmanlı hükümdarlarının standartı haline geldi: Sultan [Adı] Han.[59] Osmanlı'nın batıda en sık sultan unvanını çağrıştırmasına rağmen, Türkiye'deki insanlar genellikle Osmanlı Hanedanı'nın hükümdarlarını tanımlarken padişah unvanını kullanırlar.[60] Osmanlı sultanının tam unvanı bir zamanlar imparatorluğun sınırlarında stabilize oldu

"Osmanlı Ailesi'nin hükümdarı, Sultan es Selatin (Sultanların Sultanı), Kağan (Hanların Hanı), Müminlerin Halifesi, Mekke, Medine ve Kudüs şehirlerinin hizmetçisi, Istanbul, Edirne ve Bursa başkentlerinin, Şam ve Mısır'ın, tüm Azerbaycan'ın, Mägris'in, Barkah'ın, Kayravan'ın, Halep'in, Irak'ın, Arabistan'ın ve Ajim'in, Basra'nın, Lahsa Eyaleti'nin, Dilen'in, Rakka'nın, Musul'un, Partlar'ın, Diyarbakır'ın, Kilikya'nın ve Erzurum, Sivas, Adana, Karaman, Van, Barbarya, Habeş, Tunus, Trablusgarp, Şam, Kıbrıs, Rodos, Girit, Mora vilayetlerinin, Akdeniz'in, Karadeniz'in, Anadolu'nun, Rumeli'nin, Bağdat'ın, Kürdistan'ın, Yunanistan'ın, Türkistan'ın, Tartari'nin, Çerkesya'nın, Kabarda'nın iki bölgesinin, Gürcistan'ın, Kıpçaklar ovasının, Tatarlar'ın, Kefe'nin ve tüm komşu ülkelerin, Bosna'nın, Belgrat'ın, Sırbistan'ın, Arnavut'un, Eflak'ın ve Boğdan'ın, bunların yanısıra tüm bağlı yerler ve sınırlar, ve birçok ülke ve şehirler'in padişahı"
Osmanlı Hilafeti, Osmanlı Hanedanı'nın sahip olduğu en önemli konumdu. Halife manevi gücü simgeler, saltanat ise geçici gücü temsil eder. Osmanlı tarih yazmalarına göre, I. Selim halife unvanını 1517'deki Mısır'ın fethinden sonra kazandı, son Abbasi'den sonra Kahire'de, III. Mütevekkil halifeliği kendisine feragat etti. Ancak, modern bilim adamları arasındaki fikir birliği halifeliğin devrinin 18. yüzyılda Osmanlı askeri alanda güç kazanılması fikri için uydurulmuş efsane olduğunu kabul eder. Aslında, Osmanlı hükümdarları halife unvanını Mısır'ın fethinden önce de kullanıyorlardı, I. Murad'tan sonrakiler. Şu anda kabul gören halifelik bir-iki yüzyıldır "yok oldu", Osmanlı Imparatorluğu ve II. Katerina arasında 1774'te imzalanan Küçük Kaynarca Antlaşması'yla canlandırılmıştır. Osmanlıların halifelik iddasının ilk kez uluslararası düzeyde tanınmasına kadar antlaşma son derece sembolikti. Buna rağmen antlaşma ile Osmanlı Devleti'nin Kırım Hanlığı'nı kaybettiği resmileşti, bu Osmanlı halifelerinin Rusya'daki Müslümanlar'ın dini otoritesine devam etmesini kabul etti 18. yüzyıldan itibaren, Osmanlı sultanları giderek statülerini halifeliği harekete geçirmeyi amaçlayan Pan-Islamcı fikrini zarar veren Avrupa emperyalizminin Müslüman yüzü arasında vurgulanmıştır. I. Dünya Savaşı'nda patlak veren, sultan/halife cihad çağrısını 1914'te müttefik düşmana karşı yayımladı, Fransa, Britanya ve Rusya imaparatorluklarındaki boşuna teşvik edici konular isyana dönüştü. II. Abdülhamid halifelik unvanını en çok kullanan Osmanlı padişahı olmuştur, ve halife olarak devletin birçok Müslüman başkanları tarafından kabul edildi, hatta olabildiği kadar uzakta Sumatra'da.[63] Iddiasını 1876 Anayasası (4. Makale)'na koydu.

Tuğralar 36 Osmanlı padişahının 35'i tarafından kullanıldı, 14. yüzyılda I. Orhan tarafından başlatıldı, iki farklı belgede tuğrası bulundu. Tuğrası olmayan padişah I. Osman'dı, imparatorluğun kurucusu, daha önce keşfedilmedi, buna rağmen bir sikkede "Osman bin Ertuğrul bin Gündüz Alp" yazısı keşfedildi. II. Abdülmecid, son Osmanlı halifesi de kendine ait bir tuğradan yoksundur, devlet başkanı olarak hizmet vermedi (bu konum Mustafa Kemal, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu tarafından düzenlendi).
Fetret Devri, Osmanlı Imparatorluğu'nun 1402'den 1413'e kadar süren kaos dönemi oldu. Ankara Savaşı'ndaki yenilgi ve sonrasındaki I. Bayezid'in Timur tarafından yakalanmasından sonra başlamıştır, 20 Temmuz 1402'de olan. Bayezid'in oğulları 10 yıl savaşmış ve 1413'te I. Mehmed'in tartışmasız zaferiyle son bulmuştur.
Osmanlı Devleti dağılma dönemi saltanatın kaldırılmasıyla başlayan ve 16 ay sonra halifeliğin kaldırılmasıyla son bulan bir süreç oldu. Saltanat resmen 1 Kasım 1922'de kaldırıldı. Sultan VI. Mehmed 17 Kasım'da Ingiliz savaş gemisi Malaya ile Malta'ya kaçtı. Bu olay Osmanlı hanedanı 'nın sonu oldu, Osmanlı Devleti 'nin değil ne de Osmanlı Hilafeti'nin. 18 Kasım'da, Türkiye Büyük Millet Meclisi VI. Mehmed'in kuzeni II. Abdülmecid'i halife olarak seçti. Osmanlı Devleti'nin resmi sonu Lozan Antlaşması aracılığıyla ilan edildi (24 Temmuz 1923). Yeni tanınan "Ankara hükümeti," eski Istanbul bazlı hükümet değil, hak sahibi ve ardılı oldu. Türkiye Cumhuriyeti TBMM tarafından 29 Ekim 1923'te Mustafa Kemal'in ilk Cumhurbaşkanı olmasıyla ilan edildi. II. Abdülmecid'in kukla olmasına rağmen herhangi bir siyasi güç eksikti, 3 Mart 1924'te TBMM tarafından halifeliğin kaldırılmasına kadar konumunu korudu. VI. Mehmed daha sonra Hicaz'da tekrar halife olmaya çalıştı ama başarısız oldu.
 
Son düzenleme:

beytanya

Kullanıcı
Katılım
22 Temmuz 2012
Mesajlar
833
Beğeni
45
Puanları
18
Konum
Ağrı
Cevap: Osmanlı'yı Tanıyalım

Ustam sizi ayakta alkışlıyorum:eek: ellerinize sağlık, teşekkürler:cool:
 

aliveli44

ONURSAL ÜYE
Forum Düzeni
Admin
Super Moderatör
Vip Üye
Katılım
12 Haziran 2012
Mesajlar
11,018
Beğeni
20,950
Puanları
426
Konum
Malatya
Cevap: Osmanlı'yı Tanıyalım

Beyendiğinize sevindim:p
 

HÜDAİ

Kullanıcı
Katılım
25 Temmuz 2012
Mesajlar
519
Beğeni
21
Puanları
18
Cevap: Osmanlı'yı Tanıyalım

Eline sağlık paylaşım için teşekkürler
 

kaan5557

Kullanıcı
Katılım
5 Temmuz 2012
Mesajlar
59
Beğeni
50
Puanları
18
Cevap: Osmanlı'yı Tanıyalım

OSMANLIYI ANLAMAK

Alman profesör Neumark ile bir kısım talebesi Boğaziçi’nde geziye çıkarlar. Talebelerden biri Prof. Neumark’a, (Avrupa bizi neden sevmez?) diye sorar. Prof. Neumark şu cevabı verir:
(Çok samimi olarak itiraf edeyim ki, Avrupalı, Türkleri sevmez ve sevmesi de mümkün değildir. Asırlardır kilisenin Türk ve İslam düşmanlığı Hıristiyanların hücrelerine sinmiştir. Sebeplerine gelince:
1- Müslüman olduğunuz için sevmez.
2- Sizler farkında değilsiniz ama, onlar şu gerçeğin farkındadırlar: Tarihten Türk çıkarılırsa tarih kalmaz. Osmanlı arşivi tam olarak ortaya çıkarsa, bugünkü tarihlerin yeniden yazılması gerekir.
3- Avrupa’nın pazarı idiniz. Şimdi Avrupa’yı pazar yapmaya başladınız.
4- En az 400 yıl Avrupa’da sırtımızda ve ensemizde at koşturdunuz.
5- Selçuklular Anadolu’yu, Osmanlılar ise orta Avrupa ve Balkanları Haçlı ordusuna mezar ettiler.
6- Sizi silah ile yenemeyenler, sizleri kendilerine benzeterek hakimiyet sağladılar.
7- Selçuklu ve bilhassa Osmanlı, İslamiyet uğruna her şeyini feda etmeseydiler, İslamiyet bugün belki sadece Hicaz’da varlığını devam ettirirdi, kaldı ki Vehhabiliği kuranlar da, İngiliz Dominyon Bakanlığı’nın adamlarıdır. Batı her yerde İslamiyet’i, sapık inançlara kanalize etti. Ama Osmanlı, Asr-ı Saadeti devam ettirdi.
8- Kilise size kin kusmaktadır, sebepleri yukarıdadır.

10- Sizler, gerçek hüviyetinize döndüğünüz an Avrupa’nın refahı ve medeniyeti yıkılır.
11- Yine sizler, Avrupa’nın tarihi düşmanısınız ve daima düşman olarak kalacaksınız.)

 

kaan5557

Kullanıcı
Katılım
5 Temmuz 2012
Mesajlar
59
Beğeni
50
Puanları
18
Cevap: Osmanlı'yı Tanıyalım

Yukarıda, Alman Profesör Fritz Neumark’ın, “Osmanlı Arşivi tam olarak ortaya çıkarsa, bugünkü tarihlerin yeniden yazılması gerekir” sözünü nakletmiştim. Gerçekten de bugün Osmanlı bütün müesseseleri ile ortaya çıkarılmış değildir. Çıkarılması için çalışanların önüne çeşitli engeller çıkartılmıştır. Hatta Osmanlıya sahip çıkılmaması, antlaşma maddeleri arasında yer aldı.
Engeller olmasa bile Osmanlıyı incelemek, anlamak kolay değildir. Anlamak için önce Osmanlının gayesini, varoluş sebebini bilmek gerekir.
 

kaan5557

Kullanıcı
Katılım
5 Temmuz 2012
Mesajlar
59
Beğeni
50
Puanları
18
Cevap: Osmanlı'yı Tanıyalım

Osmanlı İmparatorluğunun bu kadar uzun süre hayatta kalmasını yabancı ilim adamları ise şuna bağlıyorlar:
“Roma İmparatorluğunun Yükseliş ve Çöküşü” adlı kitabıyla tanınan ünlü tarihçi Gibbons şöyle diyor:

“Osmanlıların hoşgörüleri, ister siyaset, ister halis insaniyet neticesiyle meydana gelmiş olsun, Osmanlıların, yeni zaman içinde milliyetlerini tesis ederken dini, hürriyet ilkesini siyasetinin temel taşı olarak kabul eden ilk millet olduğu itiraz kabul etmez bir durumdur. Hıristiyan dünyasındaki arası kesilmeyen Yahudi katliamları ve Engizisyona rağmen, Osmanlıların idaresi altındaki Hıristiyanlar ve diğer dinlerdeki milletler korkusuz bir şekilde ahenk ve uyum içerisinde yaşıyorlardı…”
[En önemli Ortadoğu uzmanlarından kabul edilen, Fransa’da Aix-en-Provence Üniversitesi'nde Siyasi ve Kültürel Antropoloji dersi veren, Fransız siyaset bilimcisi Bruno Etienne de şöyle diyor:
“Osmanlı İmparatorluğundaki köleler, bugünün sözde özgür bireylerinden daha çok özgürlüğe sahiptiler.”
[Alman müsteşrik Franz Babinger ise, “Osmanlı padişahının ülkesinde herkes kendi halinde, bahtiyar olabilirdi. Mutlak bir dini hürriyet hüküm sürerdi ve kimse şu veya bu inanca sahip olduğundan dolayı bir güçlükle karşılaşmazdı” demektedir.
 

aliveli44

ONURSAL ÜYE
Forum Düzeni
Admin
Super Moderatör
Vip Üye
Katılım
12 Haziran 2012
Mesajlar
11,018
Beğeni
20,950
Puanları
426
Konum
Malatya
Cevap: Osmanlı'yı Tanıyalım

Yapmış olduğunuz katkılardan dolayı teşekkürler:cool:
 

BoZKurT

"R@m@z@n"
Forum Düzeni
Katılım
22 Mart 2012
Mesajlar
9,460
Beğeni
16,774
Puanları
113
Konum
İstanbul
Cevap: Osmanlı'yı Tanıyalım

s.a

güzel çalışmalar olmuş,emeğine sağlık kaan ustam.
 
Üst