'' Ramazan Eğlencesi '' | Sayfa 18 | Define işaretleri ve anlamları

'' Ramazan Eğlencesi ''

karanar

Kullanıcı
Katılım
29 Nisan 2014
Mesajlar
2,567
Beğeni
6,903
Puanları
113
Yaş
50
Konum
ankara
aynı zamanda traş makinesi olanlardan bu dimi :)
 

komana

Ali Doğan Usta
Kullanıcı
Katılım
15 Eylül 2013
Mesajlar
3,066
Beğeni
9,752
Puanları
113
Yaş
55
Konum
Comana Pontica
Ekran HD mi bunun ?kamerası da vardır herhalde.
Şarzı ne kadar gidiyo ustam?
Birde nerden
temin edebiliriz acaba?
Telefon olarakra kullanılıyormu?
Arazide yer tespiti metal boşluk tespiti yapıyormu?
Alarmı varmı?
Pusulası varmıdır acaba?
Namaz saatlerinde ezan okuyomu?
Tarhana çorbasıda yapıyomu?
Çok meraklılar için nasıl bir tepki veriyo?
 

Lacivert24

Extra/Dini Konular
Admin
Katılım
20 Ocak 2013
Mesajlar
7,882
Beğeni
22,555
Puanları
113
Konum
Erzincan
Ekran HD mi bunun ?kamerası da vardır herhalde.
Şarzı ne kadar gidiyo ustam?
Birde nerden
temin edebiliriz acaba?
Telefon olarakra kullanılıyormu?
Arazide yer tespiti metal boşluk tespiti yapıyormu?
Alarmı varmı?
Pusulası varmıdır acaba?
Namaz saatlerinde ezan okuyomu?
Tarhana çorbasıda yapıyomu?
Çok meraklılar için nasıl bir tepki veriyo?

bu baltanın mucidi tevfik ustamdır sağolsun bu garibi kırmayıp fi tarihinde yapmıştı her türlü herzeyle baş edecek özellik ve güzelliklere sahiptir ben dahi tüm özelliklerini öğrenebilmiş değilim inanmazsınız bebeğin altını bile değişiyor çorba yapmak ne demek ramazanın ilk günüydü hanım iftara ne yapalım diye sorduğunda balta ellerimin arasından süzülerek ete kemiğe bürünüpte ya rabbi one biçim muhteşem bir edayla mutfağa girip ahu gözleriyle yan yan kesik atıp istermisin bu günkü menüyü ben hazırlıyayım deyişiyle hem midemize hem gönlümüze hitap edişi anlatılamaz bi işkembe çorbası yapmış bol sarımsaklı üstüne kuzu büryan ortasına bıldırcın oturtulmuş sahanda pilav bal kayadan getirdiği saf çiçek balı şerbeti ve bu şerbete yatırılmış dilber dudağı tatlısı yahu dostlar ben üçgünlük hayatımda böyle ziyafet görmedim... bir haftayı geçti hala acıkmadım desem yalan olmaz... olmazda..sonrası pek hoş olmadı hanım ağzına lokma koymadı ben anneme gidiyorum deyip çıktı gidiş o gidiş baltaya diyorum bu iş senin yüzünden oldu o diyor hayır senin yüzünden cebelleşip duruyoz...
bu baltadan temin etmek isteyenlere üzücü bir haberim var mucidimiz tevfik ustam fabrikayı batırdı yani üretim aşamasına gelmeden topu dikti numune üretim olarak sadece dünyada bendeki balta var ama ne zeka ürünü bir tasarım insanlık bu gün olmuş bu teknolojiye ulaşabilmiş değil vebali boynuna tevfik ustam öyle dediydi bir ara bi şaiya çıkmıştı tevfik ustam arazide çubuklarla dolaşırken uzaylılara rastlar uzaylılar üstlerine doğru çubukları tutarak gelmekte olan tevfik ustamdan korkar elindeki baltayı fırlatır tevfik ustam bir hamlede üzerine doğru gelmekte olan baltayı ağzıyla yakalar ve hiç istifini bozmadan uzaylıları üstüne doğru ilerler bu sefer malı buldum bu sefer malı yakaladım nidalarından korkan uzaylılar gemilerine bindikleri gibi kaçarlar diye bir söylenti kulağıma gelmişti ama neyse çokta inanmadım...
haa.. baltanın çok meraklılar için vediği tepkiyide kusura bakmayın bu mübarek günde anlatmaya dilim varmıyor...
 

ikizceli

çalışmalarınızı yasal yapınız.
Kullanıcı
Katılım
11 Eylül 2013
Mesajlar
7,166
Beğeni
25,705
Puanları
113
Yaş
68
Konum
ORDU- SAMSUN-ANKARA
merkepler kulakları ile nasıl övünüyorsa,bizimde övündüğümüz bir bir oragnımız olsun çokmu. sanki kıskanır gibisiniz. ALLAH vergisi ALLAH. KISKANANIN GÖZÜNÜN ÖNÜNDE BİTSİN İNŞAALLAH.
bunun fıkrasının bilenleriniz varmı?
bir daha sokağa çıkarken ,kamufle ederim .bakalım o zaman çıkarabilecekmisiniz.
 

TEVFiK

Vip Üye
Katılım
11 Haziran 2012
Mesajlar
3,912
Beğeni
7,716
Puanları
113
Yaş
65
Konum
FETHİYE,MANİSA,İZMİR.
S.a. Sayın Ustam Benim çokk eski icad'ımı nereden buldunuz yazııkkk bana'ki ben bunu bile unutmuşum
( kay boldu sanmıştım) Ama çok sevindimki Sizin gibi çok değerli bir ustamın elinde bulunuyor şimdi çok mutluyum.:p
Eserim ile Paylaştığınız için çok teşekkür ederim ;)
ama galiba çok kısa anlatmışsınız icadımı dahasıda var.:D ama olsun bu kadarı yeter sanırım çünkü bunu okuyan kardeşlerim çok isteyipte bana kaybetmiş olduğum,,Batırdığım fabrikamı tekrar açmakta Bıraktırtmasınlar.kalmıyayım.( zaten paramda yok ).heh heh heeeeeeee.:D

Lacivert24 Dini Konular
bir haberim var mucidimiz tevfik ustam fabrikayı batırdı yani üretim aşamasına gelmeden topu dikti numune üretim olarak sadece dünyada bendeki balta var ama ne zeka ürünü bir tasarım insanlık bu gün olmuş bu teknolojiye ulaşabilmiş değil vebali boynuna tevfik ustam öyle dediydi bir ara bi şaiya çıkmıştı tevfik ustam arazide çubuklarla dolaşırken uzaylılara rastlar uzaylılar üstlerine doğru çubukları tutarak gelmekte olan tevfik ustamdan korkar elindeki baltayı fırlatır tevfik ustam bir hamlede üzerine doğru gelmekte olan baltayı ağzıyla yakalar ve hiç istifini bozmadan uzaylıları üstüne doğru ilerler bu sefer malı buldum bu sefer malı yakaladım nidalarından korkan uzaylılar gemilerine bindikleri gibi kaçarlar diye bir söylenti kulağıma gelmişti ama neyse çokta inanmadım...
haa.. baltanın çok meraklılar için vediği tepkiyide kusura bakmayın bu mübarek günde anlatmaya dilim varmıyor...
Saygılarımla.
 
Son düzenleme:

Lacivert24

Extra/Dini Konular
Admin
Katılım
20 Ocak 2013
Mesajlar
7,882
Beğeni
22,555
Puanları
113
Konum
Erzincan
merkepler kulakları ile nasıl övünüyorsa,bizimde övündüğümüz bir bir oragnımız olsun çokmu. sanki kıskanır gibisiniz. ALLAH vergisi ALLAH. KISKANANIN GÖZÜNÜN ÖNÜNDE BİTSİN İNŞAALLAH.
bunun fıkrasının bilenleriniz varmı?
bir daha sokağa çıkarken ,kamufle ederim .bakalım o zaman çıkarabilecekmisiniz.

Turistin biri lazlara sormuş :
-Neden lazlarin uzun burnu uzun bıyıkları var diye
Temel ise söyle cevap vermis
-Biz özel bulduğumuz herşeyin altını çizeriz.:D:D:D
....................................................................................
Bu hikaye bir Temel fıkrası değil... Sizden binlerce kilometre uzakta, ABD’nin Arkansas eyaletinin Little Rock şehrinde, iki Karadenizli’nin tesadüfen buluşmasının çok ilginç hikayesidir.
Aynıyla vaki.. Eksiği var, fazlası yok..
Hopa’lı Halil ile Ardeşenli Mustafa, Clinton’ın memleketi minik şehir Little Rock’ta nasıl buluştular?.
Durun baştan anlatayım.
Biliyorsunuz Hıristiyanların en önemli tatillerinden birisi olan Noel kutlanıyor. Geçtiğimiz Cuma günü akşamından itibaren neredeyse tüm Amerika tatile girdi denilse yeridir. En az 100 milyon Amerikalı Noel’i aileleri ile birlikte geçirmek için yollara döküldüler. Bütün işyerleri kapalı.
Arkansas eyaletinin Little Rock şehrindeki Üniversite Hastanesi’nde bizim Sebahattin Önkibar dahil birkaç hasta ile refakatçıları, nöbetçi hemşire ve sağlık görevlileri dışında herkes tatilde..
Ama biz, Mustafa ile birlikte sevgili Sebahattin’e refakat ediyoruz.

VAY BENUM HEMŞEHRUM
Sebahattin’in halasının oğlu ve aynı zamanda eniştesi Ardeşenli sevgili Mustafa ile Cuma sabahından itibaren kara kara düşünüyoruz. İftarda ne yapacağız? Her yer kapalı.. Hatta hastanenin o yemeklerini beğenmediğimiz kafeteryası açık olsa, ona bile ‘evet’ demeye çoktan razıyız. Ama nafile… Ramazan bu… İftar bu… Geçiştirmek mümkün mü?.. Nerede yemek yiyeceğiz?
Haydi çık, çıkabilirsen; işin içinden… Sevgili Mustafa her zamanki olumlu tavrı ve muhteşem tevekkülü ile moral veriyor: “Abi, boşver. Bu Little Rock’ta cami var mı? Bir araştırsana.. Varsa ne olur Cuma’ya gidelim. Gurbette bir Cuma namazı kılalım.”
Şehirdeki tek cami olan Little Rock İslam Merkezi Mescidi’ni bulmamız zor olmuyor. Mescit sade, ama şirin bir yapı. Birleşmiş Milletler gibi cemaati var. Filistinli imamın okuduğu hutbeyi İngilizce’ye çeviren Mısırlı bir doktor.. Pakistanlı, Endonezyalı, Çinli, Arap, Amerikalı ve bizden oluşan 200’e yakın cemaat var.
Namaza durmak üzereyken yanımdaki Mustafa eteğimi çekiştirdi. Kendisine doğru döndüm. Birisi kulağına eğilmiş İngilizce ‘nerelisiniz’ diye soruyor. İngilizce bilmeyen Mustafa da bana “Abi bu ne diyor” diye fısıldıyor.
Mustafa’nın bu fısıltısını duyan yanındaki bu sefer Türkçe olarak, “Vay benum hemşehrum” diye mırıldanıyor. Ardından da hem ona, hem bana sarılıyor.
Hopa asıllı, Gümüşhane’de büyümüş, İngiltere’de makine mühendisliği tahsilini yaptıktan sonra ABD’ye gelmiş.. Little Rock’taki uçak fabrikasında çalışan Halil beyle böylece tanışmış oluyoruz. Namazdan sonra Hopalı Halil, Ardeşenli Mustafa ve bendeniz kırk yıllık ahbap çavuşlar gibi hasret gideriyoruz.
Halil bey ameliyat için geldiğimizi öğrenince, ‘Sebahattin’e geçmiş olsun’ dileklerini iletiyor. Hastamızın durumunu soruyor. Dahası bizi hastaneye kadar kendi arabası ile getiriyor. İneceğimiz sırada, Türk’ün o muhteşem asaleti ile gönülden şunları söylüyor: “Sevgili hemşehrularım. Bu gece iftarda bizdeyiz. İftara yakın gelip sizi alacağım.”
Çok teşekkür ediyoruz. ‘Hastamız var. Onu bırakamayız’ diyerek mazeret beyan ediyoruz. Halil bey ısrar ediyor: “İmkanı yok, bırakmam. Ama madem ki hastamız var. O zaman iş değişti. Ha ben şimdi gidiyorum. İftara 15 dakika kala sizin yemeklerinizi getireceğim. Hastanede yersiniz.”

UZUN BURNUNDAN TANIDIM
Hakikaten iftar vaktine az zaman kala tekrar çıkageliyor. Türk mutfağının seçkin ürünlerinden oluşan nefis bir iftar soframızı hastane odasına kendi elleriyle kuruyor.
Ameliyattan sonra yatağından çıkıp oturarak kendi başına yemek yemeğe başlayalı daha bir gün olmuş Sebahattin dahil hepimiz bu asil davranıştan çok duygulanıyoruz.
Nasıl duygulanılmaz ki… Gurbette anlıyor insan soydaşının kıymetini.. Hücrelerinde hissediyor Türk’ün asaletini ve her türlü övgünün üzerindeki halisane misafirperverliğini…
Hastanedeki bu ilk ziyaretçisine soruyor Sebahattin: “Hemşehrum, 200 kişinin içinde bizim Mustafa’nın Türk olduğunu nasıl anladın ve onun yanına gelip oturdun?”
Halil bey, “Burnundan” diyor. O uzun ve bizum burnundan.. Sonra ilave ediyor: “Ben aslında camiye sık gelen birisi değilim. Bugün Cuma’ya gitmek için içimde dayanılmaz bir arzu oluştu. Kalktım, geldim. İyi ki de gelmişim…”
Ağlaşıyor, gülüşüyor ve tekrar sarılışıyoruz…
Kendi kendime söyleniyorum. “Bu Halil’ler eksilmedikçe, Amerika’da da olsan, kutuplara da düşsen, gurbet bizden korksun, arkadaş…” Boşuna denmemiş: “Türklük gurur ve şuuru, İslam ahlak ve fazileti”…
Teşekkürler, Halil kardeş, Bu hakkın ödenmez, aziz hemşehrim…
Ve sonsöz: Uy uşaklar! Sizi de, uzun burunlarınızı da artık bir başka seveyrum…:)
 
Üst Alt