- Katılım
- 9 Kasım 2012
- Mesajlar
- 3,702
- Beğeni
- 4,010
- Puanları
- 113
Cevap: şelale görsel
aleyküm selam sarpedon usta. benim anlatmak istediğim husus, önyargılarımızı bir kenara atmakla ilgili. bu konudaki yer, benim bir fikrimin olmadığı yer olsaydı, bu kadar iddialı konuaşamaz. haddimi bilir susardım. ben orada ızgara olur diyorsam buna saygı duymak lazım. demekki ben o balığı ızgara yapabileceğime o kadar eminim. bilmem anlatabildim mi üstadım?
ve gelelim şu eşkiya meselesine, çalkaya yı yada beni yada fenerli yi yada imposibleman ı tam bir eşkiya iz sürücüsü sanmayınız. biz tutarlı iş yapmaya çalışıyoruz. unutmayın ki hiçbir eşkiya; tarihi, yaşanmışlığı, bomboş olan bir yerde çakallığını yapamaz. onların kullandığı yegane yerler eski medeniyetlerin uzunca yaşam sürdüğü, bir çok medeniyeti içinde barındırmış yerlerden başkası değildir.
işaretin, yada şelaledeki bu kapak durumunun eşkiya ile falan hiçbir alakası dahi yok. eşkiyaya ait olduğu hususunda ben bişey dememişken nerden çıkardınız bu eşkiya hikayesini anlamadım?. işaret kiliseye ait. gömü kilise gömüsü. hangi eşkiya kendine lahit yaptırmış??? burdan çıkan lahittir. hediyesidir. burası da kilise kurumunun çok çok önem verdiği bir kişiye .... aittir.
burası asiustaya ait mi? yer asi ustanın kendine ait ise kendisi ile konuşurum. ben iddiamın arkasındayım. gitmeden orayı, orada neler olduğunu, anlatırım. çünkü bu değişmez bir teknik. 3 aşağı 5 yukarı herşeyiyle aynıdır. değişen tek şey arazideki duruma göre değişecek mesafeler, ara mesafelerdir.
siz histogramlar pitogramlara falan kafa yorar iken; bizde sistemlere, tekniklere, adetlere, görülmüş benzerlerine kafa yorar ve kurguyu oturturuz inşallah. onun içindir ki, herkesin yoğurdu yeme şekli başka. dediğim gibi benim sizden ricam lütfen benim yazmış olduğum mesajlara saygı gösteriniz. şahsınızın her mesajını okur, birşeyler öğrenmeye çalışırım. eleştirmem, küçüksemem. çünkü öğrenmenin yaşı yoktur, bilginin sonu yoktur. bu konuya yazacağım son mesajımdır. iştahım kalmadı. bu dakikadan sonra hamsi tava önüme gelse yiyecek iştahım kalmadı. saygılar.
aleyküm selam sarpedon usta. benim anlatmak istediğim husus, önyargılarımızı bir kenara atmakla ilgili. bu konudaki yer, benim bir fikrimin olmadığı yer olsaydı, bu kadar iddialı konuaşamaz. haddimi bilir susardım. ben orada ızgara olur diyorsam buna saygı duymak lazım. demekki ben o balığı ızgara yapabileceğime o kadar eminim. bilmem anlatabildim mi üstadım?
ve gelelim şu eşkiya meselesine, çalkaya yı yada beni yada fenerli yi yada imposibleman ı tam bir eşkiya iz sürücüsü sanmayınız. biz tutarlı iş yapmaya çalışıyoruz. unutmayın ki hiçbir eşkiya; tarihi, yaşanmışlığı, bomboş olan bir yerde çakallığını yapamaz. onların kullandığı yegane yerler eski medeniyetlerin uzunca yaşam sürdüğü, bir çok medeniyeti içinde barındırmış yerlerden başkası değildir.
işaretin, yada şelaledeki bu kapak durumunun eşkiya ile falan hiçbir alakası dahi yok. eşkiyaya ait olduğu hususunda ben bişey dememişken nerden çıkardınız bu eşkiya hikayesini anlamadım?. işaret kiliseye ait. gömü kilise gömüsü. hangi eşkiya kendine lahit yaptırmış??? burdan çıkan lahittir. hediyesidir. burası da kilise kurumunun çok çok önem verdiği bir kişiye .... aittir.
burası asiustaya ait mi? yer asi ustanın kendine ait ise kendisi ile konuşurum. ben iddiamın arkasındayım. gitmeden orayı, orada neler olduğunu, anlatırım. çünkü bu değişmez bir teknik. 3 aşağı 5 yukarı herşeyiyle aynıdır. değişen tek şey arazideki duruma göre değişecek mesafeler, ara mesafelerdir.
siz histogramlar pitogramlara falan kafa yorar iken; bizde sistemlere, tekniklere, adetlere, görülmüş benzerlerine kafa yorar ve kurguyu oturturuz inşallah. onun içindir ki, herkesin yoğurdu yeme şekli başka. dediğim gibi benim sizden ricam lütfen benim yazmış olduğum mesajlara saygı gösteriniz. şahsınızın her mesajını okur, birşeyler öğrenmeye çalışırım. eleştirmem, küçüksemem. çünkü öğrenmenin yaşı yoktur, bilginin sonu yoktur. bu konuya yazacağım son mesajımdır. iştahım kalmadı. bu dakikadan sonra hamsi tava önüme gelse yiyecek iştahım kalmadı. saygılar.