Bundan 32-33 sene önce yaşanmış bir anımı sizlerle paylaşmak istedim. Gerçek dostluğun nasıl olduğunu ve şimdiki dostlarımızı ve de kendi dostlarımıza bakışımızı gözden geçirme acısından.
Beni bu hastalığa bulaştıran iki yaşlı ustam vardı (ikisi de rah. oldu ALLAH Rahmet eylesin) Çok malzemelerini taşıdım, çok gözcülük yaptım hemen, hemen öğrendiklerimin çoğunu onlardan öğrendim desem yanlış olmaz kardeşlerim. Nereye gitseler beni mutlaka yanlarına alırlar ve her fırsatta ilk benim fikrimi sorarlar ve ertesi gün bana düşüncemdeki yanlışları ve doğruları anlatırlardı. Havanın biraz yağmurlu olduğu bir günün gecesi yine gidecektik, bekledim gelen olmadı ve uyudum ertesi gün akşamüzeri veya daha sonraki günde olabilir ustalarımı gördüm bana farklı bakıyorlardı sordum neden beni almadınız diye açıklama yapmadılar bende bek üzerinde durmadım o günden sonrada bek defineye gitmedik desem doğru olur. Aradan yaklaşık 7-8 sene geçti bu arada ben askere gittim ve döndüm ustalarımdan biri rah. Oldu, Bir gün nehir boyunda yürürken(araba yolu nehir boyunda ilerliyor) diğer ustayı gördüm ve yanına gittim bek fazla dostu yoktu hemen, hemen yalnız gezerdi, beni görünce sevindi konuşmaya başladık hatıralarımızı anlattık ben bitmek tükenmek bilmeyen askerlik anılarımı. Bir ara rahmetliden açıldı, ben ustam bir define bulamadan şu dünyadan göçtü dedim ustam uzun, uzun akan dereye baktı ve sen öyle san dedi. Nasıl ustam dedim ve anlatmaya başladı.
Seni almadığımız o gece vardı hatırladın mı, evet ustam, İşte o gece biz ustayla gittik bir vadi içinde çalıştık vadiden az su geliyordu. Önce suyu kanala aldık ve sonra vadiye sıfır bir kayada çalışmaya başladık kayanın altından bir giriş bulduk ve zorlada olsa usta içeri girmeyi başardı hafiften yağmur başlamıştı. Usta bir müddet çalışıyor ve hava almak için kuyu ağzına çıkıyordu ve nihayet buldum dedi. Emaneti koyacak bir şey bulamamış olacak içeriden giydiği atletini çıkarıp bulduklarını atletin içine koyarak bana uzattı ve malzemeleri alıp çıkacaktı ki yukarıdaki kaya aşağı doğru kayıverdiğini gördüm ve hemen bir kayayı kayan kayanın önüne koydum, ancak delik bir insanın geçeceği büyüklükte değildi, usta aşağıda kaldı. yağmur hızlanıyordu bütün güçlükle kazıyor onu çıkarmak için mücadele ediyordum. Bir ara su kanalı patladı su kuyuya düşmeye başladı tekrar suyu kanala aldım ve yine kuyunun ağzını açmaya çalıştım, yine su patladı yine kanala suyu aldım bu böyle sabahın yakınına dek sürdü ve nihayet ustayı aşağıdan aldım. İkimizde kuyunun yanına uzandık ve ağlamaya başladım. Ben bulduklarımı ustaya verdim al bunlar senin hakkın sen aşağıda çok korku çektin. Olmaz bunlar senin hakkın beni kurtarmak için çok mücadele verdin diyordu ikimizde almamaya kararlıydık ve aklımıza bir fikir geldi. Yeni yapımına başlanan bir caminin kapısına asmaya karar verdik ve öylede yaptık cami yapımıyla ilgilenen bir kişi onları bulmasını sağladık atletle giriş kapısının içine astık. İşte evlat dedi biz bulduk ancak o günden sonra bek bu iş için bir yerlere gitmedik dedi.
Ustalarımın bu sırlarını uzun yıllar sakladım bundan birkaç yıl evvel yaşadığım yerde bir çay ocağında insanlar konuşuyorlardı bende tanıdık bir arkadaşla oraya bir bardak çay içmek için uğradım. Yaşlı adam cami yapmak zordur ancak ALLAH Yardım ediyor diyordu ve beşinden aynen ustalarımın yaptığını anlattı yalnız söylemediği dek şey atletti ben dayanamadım ve sordu. Buldukların atletin içinde miydi diye adam hemen kolumdan yapıştı ve sen nereden biliyorsun dedi ben büyük bir hızla oradan uzaklaştım. Arkadaşıma bu adam her şeyi biliyor ya o onları oraya bıraktı yada bırakanı biliyor dedi ve onu bulacağım diyordu arkadaşım beni tanımadığını söyleyerek oradan uzaklaştı. İşte olay bu arkadaşlarım. Dostluk böyle bir şey olsa gerek. Acaba kaçımız böyle dost olabiliriz veya kaçımızın böyle dostları var. Okuduğunuz için teşekkür ederim Ustalarıma Fatiha lütfen Saygılar.
Beni bu hastalığa bulaştıran iki yaşlı ustam vardı (ikisi de rah. oldu ALLAH Rahmet eylesin) Çok malzemelerini taşıdım, çok gözcülük yaptım hemen, hemen öğrendiklerimin çoğunu onlardan öğrendim desem yanlış olmaz kardeşlerim. Nereye gitseler beni mutlaka yanlarına alırlar ve her fırsatta ilk benim fikrimi sorarlar ve ertesi gün bana düşüncemdeki yanlışları ve doğruları anlatırlardı. Havanın biraz yağmurlu olduğu bir günün gecesi yine gidecektik, bekledim gelen olmadı ve uyudum ertesi gün akşamüzeri veya daha sonraki günde olabilir ustalarımı gördüm bana farklı bakıyorlardı sordum neden beni almadınız diye açıklama yapmadılar bende bek üzerinde durmadım o günden sonrada bek defineye gitmedik desem doğru olur. Aradan yaklaşık 7-8 sene geçti bu arada ben askere gittim ve döndüm ustalarımdan biri rah. Oldu, Bir gün nehir boyunda yürürken(araba yolu nehir boyunda ilerliyor) diğer ustayı gördüm ve yanına gittim bek fazla dostu yoktu hemen, hemen yalnız gezerdi, beni görünce sevindi konuşmaya başladık hatıralarımızı anlattık ben bitmek tükenmek bilmeyen askerlik anılarımı. Bir ara rahmetliden açıldı, ben ustam bir define bulamadan şu dünyadan göçtü dedim ustam uzun, uzun akan dereye baktı ve sen öyle san dedi. Nasıl ustam dedim ve anlatmaya başladı.
Seni almadığımız o gece vardı hatırladın mı, evet ustam, İşte o gece biz ustayla gittik bir vadi içinde çalıştık vadiden az su geliyordu. Önce suyu kanala aldık ve sonra vadiye sıfır bir kayada çalışmaya başladık kayanın altından bir giriş bulduk ve zorlada olsa usta içeri girmeyi başardı hafiften yağmur başlamıştı. Usta bir müddet çalışıyor ve hava almak için kuyu ağzına çıkıyordu ve nihayet buldum dedi. Emaneti koyacak bir şey bulamamış olacak içeriden giydiği atletini çıkarıp bulduklarını atletin içine koyarak bana uzattı ve malzemeleri alıp çıkacaktı ki yukarıdaki kaya aşağı doğru kayıverdiğini gördüm ve hemen bir kayayı kayan kayanın önüne koydum, ancak delik bir insanın geçeceği büyüklükte değildi, usta aşağıda kaldı. yağmur hızlanıyordu bütün güçlükle kazıyor onu çıkarmak için mücadele ediyordum. Bir ara su kanalı patladı su kuyuya düşmeye başladı tekrar suyu kanala aldım ve yine kuyunun ağzını açmaya çalıştım, yine su patladı yine kanala suyu aldım bu böyle sabahın yakınına dek sürdü ve nihayet ustayı aşağıdan aldım. İkimizde kuyunun yanına uzandık ve ağlamaya başladım. Ben bulduklarımı ustaya verdim al bunlar senin hakkın sen aşağıda çok korku çektin. Olmaz bunlar senin hakkın beni kurtarmak için çok mücadele verdin diyordu ikimizde almamaya kararlıydık ve aklımıza bir fikir geldi. Yeni yapımına başlanan bir caminin kapısına asmaya karar verdik ve öylede yaptık cami yapımıyla ilgilenen bir kişi onları bulmasını sağladık atletle giriş kapısının içine astık. İşte evlat dedi biz bulduk ancak o günden sonra bek bu iş için bir yerlere gitmedik dedi.
Ustalarımın bu sırlarını uzun yıllar sakladım bundan birkaç yıl evvel yaşadığım yerde bir çay ocağında insanlar konuşuyorlardı bende tanıdık bir arkadaşla oraya bir bardak çay içmek için uğradım. Yaşlı adam cami yapmak zordur ancak ALLAH Yardım ediyor diyordu ve beşinden aynen ustalarımın yaptığını anlattı yalnız söylemediği dek şey atletti ben dayanamadım ve sordu. Buldukların atletin içinde miydi diye adam hemen kolumdan yapıştı ve sen nereden biliyorsun dedi ben büyük bir hızla oradan uzaklaştım. Arkadaşıma bu adam her şeyi biliyor ya o onları oraya bıraktı yada bırakanı biliyor dedi ve onu bulacağım diyordu arkadaşım beni tanımadığını söyleyerek oradan uzaklaştı. İşte olay bu arkadaşlarım. Dostluk böyle bir şey olsa gerek. Acaba kaçımız böyle dost olabiliriz veya kaçımızın böyle dostları var. Okuduğunuz için teşekkür ederim Ustalarıma Fatiha lütfen Saygılar.