Çeşitli Cisimler Kullanilarak Yeraltindaki “su, Maden, Mineral, Yeralti Katmani Ve Boşluğun” Tespiti | Sayfa 3 | Define işaretleri ve anlamları

Çeşitli Cisimler Kullanilarak Yeraltindaki “su, Maden, Mineral, Yeralti Katmani Ve Boşluğun” Tespiti

asyali76

Kullanıcı
Katılım
23 Mart 2018
Mesajlar
29
Beğeni
18
Puanları
3
ut
ÇEŞİTLİ CİSİMLER KULLANILARAK YERALTINDAKİ “SU, MADEN, MİNERAL, YERALTI KATMANI VE BOŞLUĞUN” TESPİTİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA


ÖZET

Bu araştırma, yeni başlayanlar ve konuyu hiç bilmeyenlere ön bilgi mahiyetinde mümkün olduğunca az teknik terimler, en kısa yalın cümleler ve matbu basılı yayından ziyade sosyal medya kaynak gösterilerek kaleme alınmıştır.
Konu bir bütün olarak ele alınmış ve bu bütünü oluşturan tüm etmenler ana ve alt başlıklar içerir tarzda ve “kurgulanarak” bazı temel bilgileri içermektedir.
Kişilerin yaşam tarzı, dini ve sosyal görüşleri doğrultusunda oluşmuş veya oluşabilecek ön yargıları gidermek ve ilgili bilim adamlarının dikkatini çekerek, bu meziyetin bir bilim dalı olarak incelenmesi ve ilmi bir sıfat kazandırılması amaçlanmıştır.

İÇİNDEKİLER

1.GİRİŞ
2.KONU HAKKINDA
GÖRÜŞLER

2.1 Günümüzün modern bilim adamlarının bakışı
2.2 Din âlimlerinin bakışı
2.3 Sıradan insanlar
3.MEZİYET SAHİBİ KİŞİLERİN CİNSİYETLERİ, FİZYOLOJİK VE BİYOLOJİK ÖZELLİKLERİ
3.1 Cinsiyet
3.2 Fiziksel veya fizyolojik yapısı
3.3 İnancı
3.4 Biyoenerjisi
4. MEZİYET SAHİBİ KİŞİLERİN YAPTIĞI ARAMA-BULMA ÇALIŞMALARI
4.1 Su arama-bulma

4.1.1 Kullanılan cisimler
4.1.2 Ağaç Çatallar
4.1.2.1 Kullanılan ağaç çatalların çeşitleri
4.1.2.2 Kullanılan ağaç çatalların ölçüleri
4.1.2.3 Ağaç çatal dalların kullanım şekli
4.1.3 “L” Çubuklar
4.1.3.1 Kullanılan cisimler
4.1.3.2 “L” şeklinde metal cisimler
4.1.3.3. “L” tipi metal çubukların ölçüleri
4.1.3.4. “L” tipi metal çubukların kullanım şekli
4.1.3.5. “L” tipi metal çubukların Tutuş şekli ve yüksekliği
4.1.4 Su arama-bulma da kullanılan diğer cisimler
4.2 Maden ve mineral arama-bulma

4.2.1. Kullanılan materyaller
4.2.2. Maden ve mineral arama-bulmada kullanılan materyallerin ölçüleri
4.2.3 “L” ve “U” tipi metal çubukların kullanım şekli
4.2.4. “L” ve “U” tipi metal çubukların Tutuş şekli ve yüksekliği
4.2.5. “L” ve “U” tipi metal çubuklarda kullanılan takviye malzemeler
4.3. Yeraltı katmanlarını ve yer altındaki boşluğu arama-bulma
4.3.1 Kullanılan Materyaller
4.3.2. Yeraltı katmanlarını ve yer altındaki boşluğu arama-bulma kullanılan materyallerin ölçüleri
4.3.3 “L” ve “U” tipi metal çubukların Tutuş şekli ve yüksekliği
4.3.4. “L” ve “U” tipi metal çubuklarda kullanılan takviye malzemeler
5. ARAMA-BULMA MEZİYETİNE SAHİP KİŞİLERİN BELİRGİN UYGULAMA FARKLILIKLARI
5.1 Elinde sadece çubuk veya çatal olanlar
5.2 Aradığını üzerinde bulunduranlar
5.3 İki farklı meziyeti birleştirenler
6. ARAMA-BULMADA KULLANILAN YÖNTEMLER
6.1 Rastgele arama-bulma
6.2 Çubukların veya çatalın gösterdiği yönde arama-bulma
6.3 Komut vererek arama-bulma
7. ARAMA-BULMA ÇALIŞMASINA ETKİ EDEN FAKTÖRLER
7.1 Kişinin beslenme tarzı
7.2 Kişinin ruh ve beden sağlığı
7.3 Görme faktörü
7.4 Kontrol edemediğimiz çevresel faktörler
7.5 Zaman faktörü
7.6 Yön faktörü
7.7 Psikolojik yönlendirme
8. ARAMA-BULMA ÇALIŞMASI SONUCU TESPİT EDİLEN YERALTINDAKİ SIVILARIN DERİNLİK TAHMİN YÖNTEMLERİ VE KULLANILAN MALZEMELER
8.1 “Su” Derinlik tahmininde kullanılan yöntemler ve kullanılan malzemeler
8.1.1 Ağaç Çatal kullanılarak “su” derinlik tahmin yöntemi
8.1.2 Uzun ve ince bir sopa ile “su” derinlik tahmin yöntemi
8.2. “L” çubuklarla “SU” derinlik tahmin yöntemi
8.2.1. “L” Tipi tek veya çift çubuk, madeni kazık ve elektrik kablosu ile “su” derinlik tahmin yöntemi
8.2.2 “L” Tipi tek veya çift çubuk ve Uygun adım yerinde sayarak “su” derinlik tahmin yöntemi
8.2.3 “L” Tipi tek veya çift çubuk ve Küçük taşlar ile “su” derinlik tahmin yöntemi
8.3 Sarkaç kullanarak “su” derinlik tahmin yöntemi
8.4 Komut vererek “su” derinlik tahmin yöntemi
9 MADEN-MİNERAL VE YERALTI KATMANLARININ DERİNLİK TAHMİN YÖNTEMLERİ
10 YERALTINDAKİ BOŞLUĞUN DERİNLİK TAHMİN YÖNTEMLERİ

10.1 Sadece Tek “L” tipi çubuk ile boşluğun derinlik tahmin yöntemi
10.2 Sadece tek veya çift “L” tipi çubuklar ile boşluk derinlik tahmin yöntemi
10.3 “L” Tipi tek veya çift çubuklar ve Madeni kazık-kablo ile boşluk derinlik tahmin yöntemi
10.4 Tek veya çift çubuklar ile yerinde uygun adım sayarak boşluk derinlik tahmin yöntemi
10.5 Tek veya çift çubuklar ve küçük taşlar ile “boşluk” derinlik tahmin yöntemi
10.6 Sarkaç kullanarak “boşluk” derinlik tahmin yöntemi
10.7 Komut vererek “boşluk” derinlik tahmin yöntemi
11 ARAMA-BULMA ÇALIŞMALARINDA ELİMİZDEKİ ÇATAL VEYA ÇUBUKLARI HAREKETE GEÇİREN ETMENLER ÜZERİNDE YAPILMIŞ ÇALIŞMALAR
11.1 İncelenmesi gereken konular

11.1.1 İnsan anatomisi
11.1.2. Maddenin yaydığı ışınım veya enerji
11.1.3 Arama-bulmada kullanılan materyaller ve takviyeler
12. ARAMA-BULMA ÇALIŞMALARINDA KULLANILAN MATERYALLERİN DİLİ VE BİRBİRLERİNE ÜSTÜNLÜĞÜ
13.
TARTIŞMA
14. SONUÇ


ŞEKİL DİZİNİ

Şekil 1. “Y” Şeklinde çatal çubuk.
Şekil 2 “V” ve “Y” çatal ağaçların ölçüleri
Şekil3. “L” tipi metal çubuklar
Şekil 4 Omuz hizasında tutuş
Şekil 5 Göğüs hizasında tutuş
Şekil 6 “U” tipi plastik veya çeşitli madenlerden yapılmış çubuklar
Şekil 7 “Sağa-sola”,” Aşağı-yukarı” harekete karşı hassas çubuk
Şekil 8 Plastik “V” çubuklar
Şekil 9. Metal 4’lü çubuklar
Şekil 10 Boyar kalemlerle yapılmış dörtlü çubuk.
Şekil 11. Çeşitli sarkaç modelleri
Şekil 12. Ağaç değnek ve kullanımı
Şekil13. Su içeriği yüksek meyve ile su arama-bulma
Şekil 14. Her iki ucunda su şişeleri sarkıtılmış değnek ile su arama-bulma
Şekil 15 Pusula
Şekil 16 Çeşitli madenlerden yapılmış sarkaçlar
Şekil 17 iki elini birbirine değdirerek arama-bulma çalışması
Şekil 18 Takviye edilmiş ve çeşitli uzunluktaki “L” çubuklar
Şekil 19 Akü vasıtasıyla elektrik takviyeli çubuklar
Şekil 20 Arkeolojik kazı
Şekil 21 Yeraltı katmanları
Şekil 22 Kazılmış ve sonradan doldurulmuş yerler
Şekil 23 İşlenmiş toprak ile işlenmemiş toprağın kesişme yeri
Şekil 24 Maden-Mineral ve Yeraltı katmanlarının madeni kazık ve kablo ile derinlik tahmini
Şekil 25 Sadece “L” tipi çubuklar ile boşluk derinlik tahmin yöntemi
Şekil 25-1 Sadece “L” tipi çubuklar ile boşluk derinlik tahmin yöntemi
Şekil 26 “L” Tipi çubuklar, Madeni kazık ve kablo ile boşluk derinlik tahmin yöntemi
Şekil 27 Elim Boş ve Elimde madeni para var iken pirinç çubukların hareketleri
Şekil 28 Elim Boş ve Elimde madeni para var iken bakır çubukların hareketleri
Şekil 29 Yerin üstündeki veya çok az altındaki maddenin yaydığı enerji
Şekil 30 Belli bir derinlikteki madenin enerjisinin yutulması ve saçılması
Şekil 31 Enerjinin yeryüzüne çıkışı ve kesintiye uğraması
Şekil 32 Yeraltı su kaynağının tespiti
Şekil 33 Yeraltındaki madenlerin çubuklara verdirdiği şekiller (temsili)


ANAHTAR KELİMELER: meziyet, kurgu, biyolojik farkındalık
Meziyet: Bir kişiyi veya nesneyi benzerinden üstün gösteren nitelik
Kurgu: Farklı düşüncelerin, çeşitli kurallara ve yollara uygun olarak arka arkaya belli bir anlayışa uygun olarak sıralanmasına “kurgu” denir.
Biyolojik farkındalık: Aynı cins veya aynı tür canlıların içerisinden, bir veya birkaçının olumlu veya olumsuz farklılıkları.
İlim: Kâinatta olup biten olayları tasvir ve izah yoluyla ifade edilmesidir. İlmin sınırları bellidir. Kendine göre kanunları vardır. Kanunlarına uygun olmayan her hangi bir şeyi, aksi ispat edilene kadar kabul etmez.
Bilim: Gerçeklerden yola çıkılarak yapılan deney, araştırma ve gözlemlerdir. Bu tür çalışmalara da Bilimsel Çalışma denir.

1. GİRİŞ

Çeşitli cisimler kullanarak “ yeraltındaki su, maden, mineral, yeraltı katmanı ve boşluğun” tespit edilmesi, çok eski çağlardan beri bilinmesine rağmen, günümüzde iletişim ve görsel medyanın yaygınlaşması ile popülerliği gittikçe artan bir ivme göstermektedir.

Arkeolojik bulgulara göre, bu tür faaliyetler neredeyse insanlık tarihi kadar eskidir. Yazılı kaynaklar incelendiğinde, Bu tür faaliyetlerde bulunanlara çok çeşitli sıfatlar verilmiş, kimi zaman saygı görmüş, kimi zaman büyücülük ile suçlanmışlardır. Günümüzde de değişen pek bir şey yoktur. Afrika’nın ilkel kabilelerinde “büyücü”, inancın ağır bastığı toplumlarda “mistik güç”, her şeyi ilmi gerçeklerle ölçen topluluklarda “şarlatanlık” olarak görülmektedir. Modern ilmin konuya yeteri kadar ilgi göstermemesi, yapılan bilimsel çalışmaların yetersizliği, “istismarcılık ve umut tacirliği”, konu hakkında araştırma yapan kurum ve kuruluşların “taraf” olmaları, olumsuz ön yargının yaygınlaşmasına sebep olmuştur.

Bu çalışmada konu bir bütün olarak ele alınmaya çalışılmış, ilgili tüm görüşler, yöntemler, uygulamalar, yazılı ve görsel kaynaklarla desteklenerek kısa da olsa tarafsız bir gözle değerlendirilmeye çalışılmıştır.

2.KONU HAKKINDA GÖRÜŞLER
2.1 Günümüzün modern bilim adamlarının bakışı


Materyalist görüşe sahip bir bilim adamının en sevecen ifadeleri ile; “Bu yeteneğe sahip insanların, diğer insanlardan farklı bir güce sahip olduğu söyleniyor. Belli gereçler kullanarak yerin altındaki su ve maden kaynaklarını tespit ettiklerini iddia ediyorlar. Konu ilimsel ve bilimsel değildir. Akademisyen olarak bu kabul edilebilir bir şey değildir. ……….”

Objektif bilim adamlarınca; “Bu bir yaşam gerçeğidir. Konu hakkındaki çalışmalarımız devam etmektedir. Ancak elde edilen sonuçlar modern ilim ile uyuşmamaktadır”.

Müspet bilim adamlarınca; “Konu hakkında kaynak teşkil edebilecek bir çalışmaya ben rastlamadım. Daha doğrusu böyle bir bilim dalının günümüz bilimi içersin de kendine yer bulacağını da zannetmiyorum.”

2.2 Din âlimlerinin bakışı

Ehli kitap dışındakilerce; Mistik güçleri olduğuna inanılır. Bu tür meziyetli insanlara çoğu zaman saygı gösterirler.

İslam dışı Ehli kitap din âlimleri: Geçmişte ve günümüzde çok az olsa da saygı göstermiş ama çoğu zaman da büyücü diye suçlamışlardır. Günümüzde ise Parapsikolojinin bir alt dalı olarak görmüş ve resmi olmayan günü kurtaracak açıklamalar yapmaktadırlar.

İslam âlimleri ise; Uygulamaya karşı çıkmamış ancak kullanılan yöntemlerin İslam’a uygunluğu açısından fetvalar verilmiştir.

2.3 Sıradan insanlar

Yaşadığı ortama göre görüşleri de o derece farklılık arz etmektedir. Kimileri makul ve olumlu karşılarken, kimileri inancına göre değerlendirmekte, kimileri “metafizik” le bağlantılı olduğu düşüncesi ile karşı çıkmakta, kimileri de araştırılmasından yana tavır koymaktadır.


3.MEZİYET SAHİBİ KİŞİLERİN CİNSİYETLERİ, FİZYOLOJİK VE BİYOLOJİK ÖZELLİKLERİ

3.1 Cinsiyet

Geçmişte ve günümüzde de olduğu gibi bu tür meziyetlerini sergileyenler genellikle erkeklerdir. Ancak sayıları az da olsa kadınların da bu meziyeti sergiledikleri görülmektedir. Günümüzde Anadolu’nun birçok yerinde su bulan kadınlara rastlanmaktadır. Batı toplumunda ise kadınlar, erkekler ile boy ölçüşebilecek düzeyde oldukları gözlenmektedir. (kaynak 17)

3.2 Fiziksel veya fizyolojik yapısı

Konu hakkında şimdiye kadar yazılı veya görsel belgelerde insanın fiziksel ve fizyolojik yapısının, bu meziyete etki ettiğine dair somut bir kanıt ileri sürülmemiştir. Ancak insanın “kan grubu ve kan dolaşım sisteminin” algılamada etkili olduğu söylense de, yapılan araştırmalarda, meziyet sahibi kişilerin “tüm kan grupları” içerisinde olduğu görülmektedir. Kan dolaşım sisteminin, biyoenerjiye olan etkisi ve bu etkileşimin elimizdeki çubuklara yansıması üzerine bir çalışmaya rastlanmamıştır. Konu “tartışma” kısmında ayrıntılı olarak ele alınacaktır.

3.3 İnancı

Geçmişte ve günümüzde de olduğu gibi her türlü inanca sahip veya hiçbir dini öğretiye önem vermeyen kişiler de bu meziyetlerini sergilemekte oldukları gözlenmektedir. Bu meziyetini, sanki inancının bir getirisiymiş gibi lanse eden kişiler her daim olmuştur. Konuya vakıf olmayan ve cahil insanları kandırmaktan öteye gidemezler.

3.4 Biyoenerjisi

Biyoenerji; “Uzayda bulunan canlı ve cansız her şey enerjiden oluşmuştur. Canlı ve cansız her şey, sürekli titreşim halinde olan ve atom adını verdiğimiz parçacıklardan oluşmuştur. Titreşim halindeki her atom, enerjiye sahiptir. İnsanlarda da kas, kemik, sinir gibi vücudumuzun organlarında da titreşimler meydana geldiğinden, müthiş bir enerji ile donatılmış bulunmaktayız. Bu enerjiye ise biyoenerji adı verilmektedir. Biyoenerji herkeste bulunabilen bir enerjidir. (kaynak 1)

Yukarıdaki tarife göre biyoenerji herkes de var olmasına rağmen, arama-bulma çalışmalarında çok az insanın başarılı olduğu gözlenmektedir. Konu “tartışma” kısmında ayrıntılı olarak ele alınacaktır.


4.MEZİYET SAHİBİ KİŞİLERİN YAPTIĞI ARAMA-BULMA ÇALIŞMALARI

Bu çalışmada, “Çeşitli cisimler kullanarak yeraltındaki su, maden, mineral, yeraltı katmanları ve boşluğu” tespit etmek için kullanılan cisimler, uygulama yöntemleri, derinlik tahminleri ve konu hakkında ulaşılabilen, yapılmış çalışmalar ve sonuçları” irdelenmeye çalışılacaktır.


4.1 Su arama-bulma
4.1.1
Kullanılan cisimler
4.1.2 Ağaç Çatallar


Geçmişte ve günümüzde su arayanların en çok kullandıkları cisim, “Y” veya “V” şeklindeki ağaç dallarıdır. (şekil 1)
ekil-1.jpg

Şekil 1. “Y” Şeklinde çatal çubuk.


4.1.2.1 Kullanılan ağaç çatalların çeşitleri


Yapılan gözlemler göstermektedir ki; uygulayıcıların büyük bir çoğunluğu bulundukları bölgeye göre çok çeşitli ağaç dallarını kullanmaktadırlar. Ülkemizde Ege Bölgesinde kıyı kesimlerinde yaşayanlar zeytin ve dut ağaç dallarını kullanırken, Kara deniz Bölgesinde yaşayanlar fındık ağacının dallarını, Akdeniz bölgesinde yaşayanlar ise makilik diye tabir edilen çalıların dallarını kullanmaktadırlar. Ağaç çatal kullanıcıların büyük bir çoğunluğu kullanılan materyalin yaş olması görüşünde hem fikirdirler. Ancak “kuru ağaç çatal” kullanıcıların da olduğu ve ülkemizde, Dut, Söğüt, Meşe, İğde, Fındık, Zeytin, Hayıt, yaban mersini gibi ağaç çatal dalların da sıkça kullanıldığını gözlenmektedir.


4.1.2.2 Kullanılan ağaç çatalların ölçüleri


“V” şeklinde kullanılan çatalların kalınlığı; 1cm. Uzunluğu ise; 40-50-60 cm. civarındadır. “Y” şeklinde kullanılan çatalların kalınlığı; 1cm. “Y” birleşme yerine kadar olan uzunluğu; 30-40-50 cm. Birleşme yerinden sonraki kısım bazı kullanıcılara göre; 5-10 cm. bazılarına göre ise: 10 ile 30 cm. arasındadır. (şekil 2)
ekil-2.JPG

Şekil 2 “V” ve “Y” çatal ağaçların ölçüleri

4.1.2.3 Ağaç çatal dalların kullanım şekli

Şekil 1 ve 2 de görüldüğü üzere dallar dışarıya doğru bükülerek tutulur. Kimi kullanıcılar ellerini bel hizasında, göbeğine değecek şekilde tuttuğu gibi, kimi kullanıcılar ise, bel hizasında ancak ileriye doğru uzatarak tutarlar. Yeraltındaki herhangi bir sıvıya denk geldiklerinde; çatallar aşağıya veya yukarıya doğru hareket ederler. Bu hareket kişinin meziyetine, suyun derinliğine ve debisine göre değişiklik arz eder.

4.1.3 “L” Çubuklar
4.1.3.1 Kullanılan
cisimler
4.1.3.2 “L” şeklinde
metal cisimler


Bakır, pirinç, galvaniz tel, demir, gümüş, alüminyum, ülkemizde ve dünyada su arayıcılarının en çok kullandığı metallerin başında gelmektedir. (Şekil 3)
ekil-3.jpg

Şekil3. “L” tipi metal çubuklar

4.1.3.3. “L” tipi metal çubukların ölçüleri

Kalınlığı 2-6 mm. Kısa kenarı 10 cm. Uzun tarafı 40-60 cm. görüşü ağırlıklı olsa da, pratikte bu ölçülerden çok daha fazla uzunlukta olanları da kullanılmakta ve olumlu sonuçlar alındığı gözlenmektedir.

4.1.3.4. “L” tipi metal çubukların kullanım şekli

“L” tipi çubuklar tek kullanıldığı gibi, çift olarak da kullanılmaktadır. Tek çubuk genelde sağ elde tutulduğu gibi sol el ile de tutulup arama-bulma yapıldığı ve başarılı oldukları gözlenmektedir.

4.1.3.5. “L” tipi metal çubukların Tutuş şekli ve yüksekliği

Tekli veya çift “L” tipi çubuk kullanıcıların büyük bir çoğunluğunun göbek ile göğüs arasında ve iki elinin arası 40-50 cm. olacak şekilde tutmaktadır. Ancak omuz hizasında (şekil 4), göğüs hizasında (şekil 5),(Kaynak 2) bel hizasında ve çok az da olsa tekli çubuk kullanıcılarının arasında belden az aşağıda tutanlarda gözlenmektedir.
ekil-4.JPG

Şekil 4 Omuz hizasında tutuş
ekil-5.jpg

Şekil 5 Göğüs hizasında tutuş

4.1.4 Su arama-bulma da kullanılan diğer cisimler

“U” Şeklinde Çift çubuklar (şekil 6) Metal olabileceği gibi plastik olanları da sıkça kullanılmaktadır. Ölçüleri, tutuş şekli ve birbirlerine uzaklığı aynı “L” tipi çubuklar şeklindedir. Rusya ve Slav ülkelerinde kullanıcısı mevcut ise de, yapılan gözlemlere göre ülkemizde kullanıcısı yok denecek kadar azdır.
ekil-6.JPG

Şekil 6 “U” tipi plastik veya çeşitli madenlerden yapılmış çubuklar

“Sağa-sola”,” Aşağı-yukarı” harekete karşı hassas çubuk ile. (şekil 7) yaylanabilecek çelik bir tel olabileceği gibi sert bir plastik parça da olabilir. Mümkün olduğunca ince ve muhtelif boylarda kullanılmakta olduğu gözlenmektedir. Britanya adasında kullanımı yaygındır. (kaynak 3)
ekil-7.JPG

Şekil 7 “Sağa-sola”,” Aşağı-yukarı” harekete karşı hassas çubuk

“V” şeklinde plastik çubuklar. Kullanımı ve ölçüleri ağaç çatal dallarına benzemektedir.(Şekil 8)
ekil-8.jpg

Şekil 8 Plastik “V” çubuklar

4’lü çubuklar. (şekil 9) Aynı “L” çubuklarda olduğu gibi içi boş veya dolu çeşitli metaller ve ağaç karbon karışımı cisimler kullanılmaktadır.(Şekil 10) Ancak çubuklar düzdür. (I) 2 kişi tarafında resimde görüldüğü gibi tutularak arama-bulma yapılır. 2 kişi tarafından kullanılması ve kullanıcılarının meziyetlerinin birbirinden farklı olması nedeni ile patikte kullanımı çok yaygın değildir.
ekil-9.jpg

Şekil 9. Metal 4’lü çubuklar
ekil-10.JPG

Şekil 10 Boyar kalemlerle yapılmış dörtlü çubuk.

Sarkaç. Sarkaç sağ veya sol elde, Yerden belli bir mesafe tutulur. Sağa-sola ve ileri-geri hareketler aradığı su veya madenin yönünü gösterir. Suyu bulduğunda da daire çizmeye başlar. Dünya da ve ülkemizde kullanımı yaygındır.
ekil-11.jpg

Şekil 11. Çeşitli sarkaç modelleri.

Belli bir uzunluktaki değnek ile. (şekil 12) Günümüzde Hindistan, Pakistan gibi uzak doğu ülkelerinde kullanılan değişik bir arama-bulma şekli. Değnek, Sağ elde ve baş üstünde tutularak yürünür. Suyu bulduğu anda değneğin ucu aşağı doğru hareket eder.
ekil-12.JPG

Şekil 12. Ağaç değnek ve kullanımı

Sağ el avuç içine “su içeriği yüksek bir meyve” veya “bir şişe su” veya herhangi bir cisim alınarak su bulma.(şekil 13) Günümüzde Hindistan, Pakistan gibi uzak doğu ülkelerinde su içeriği yüksek meyve ile, Afrika da ise su şişesi ile uygulanan bir yöntem. Sağ el avuç içi yukarı bakacak şekilde ve yere paralel bir şekilde uzatılır. Avuç içine, ağzı kapalı bir su şişesi veya su içeriği yüksek bir meyve konur. Suyu bulduğu anda su şişesi veya meyve hareket eder. (kaynak 4)
ekil-13.JPG

Şekil13. Su içeriği yüksek meyve ile su arama-bulma

Yaklaşık 1 m. uzunluğun da bir değneğin iki ucuna iple, aşağı doğru sarkan içinde su olan şişeler bağlanarak su arama. (şekil 14) Resimde de görüldüğü gibi Su şişelerinin; ileri-geri – sağa-sola hareketi suyun yönü gösterir. Suyu bulduğunda ise; şişeler kendi ekseni etrafında dönmektedir. Latin Amerika’da az da olsa kullanıcısı vardır.
ekil-14.JPG

Şekil 14. Her iki ucunda su şişeleri sarkıtılmış değnek ile su arama-bulma

Pusula. (şekil 15) Tek elle tutulup arama-bulma yapıldığı gibi çubuklara monte edilerek de kullanılmaktadır. Aranılan madenin veya suyun üzerine geldiğinde pusula ibresi hareket eder. Dünya da ve ülkemizde kullanıcısı yok denecek kadar azdır.
ekil-15.jpg

Şekil 15 Pusula

4.2 Maden ve mineral arama-bulma
4.2.1. Kullanılan materyaller


Ülkemizde ve Dünya da maden ve mineral arayıcılarının en sık kullandıkları çok çeşitli madenlerden yapılmış “L” tipi çubuklardır.(şekil 3) Bakır, pirinç, galvaniz tel, demir, elektrot, gümüş alaşımlı ve alüminyum en çok tercih edilenlerdir. 4.lü çubukların kullanıcısı ise çok azdır. (şekil 9) Ancak krom, platin ve ender bulunan madenlerden yapılmış çubuklar da arama-bulma çalışmalarında kullanılmaktadır. Ayrıca sarkaç, kemik ve ağaç dallarından “L” ve “Y” şeklinde yapılmış çubukların az da olsa arama-bulma çalışmasında kullanıldığı gözlemlenmiştir. Yine yapılan gözlemlerde görülmüştür ki; içi boş veya çeşitli maden veya mineral ile doldurulmuş bakır, alüminyum, demir gibi “L” şeklinde veya ”U” (şekil 6) şeklinde yapılmış borularda kullanılmaktadır.

4.2.2. Maden ve mineral arama-bulmada kullanılan materyallerin ölçüleri

Ülkemizde ve Dünya da en çok tercih edilen “L” tipi çubukların kalınlıkları: 2-6mm, uzunlukları ise: kısa tarafı 10-12 cm, uzun tarafı 40-60 cm arasındadır. İçi boş veya çeşitli maden veya mineral ile takviye edilmiş boruların ölçüleri de yukarıda verilen ölçülerle uyuşmaktadır. Ancak yapılan gözlemlerde, bazı kişilerin yukarıda verilen ölçülerin dışında farklı ölçekler kullandıkları ve ölçülerin kendilerince bir anlam ifade etmediğini beyan etmişlerdir.

Sarkaç kullanarak arama-bulma da ise (şekil 11); Eski zamanlarda Kırnap ve cam kristal çok sık kullanılsa da, günümüzde kırnap’ın yerini demir, gümüş, bakır, altın zincirler, cam kristalin yerine ise çeşitli ebatlarda yapılmış pirinç, bakır, kuvars gibi değerli madenler kullanılmaya başlanmıştır. (şekil16) Yapılan gözlemlerde sayıları çok az da olsa; basit bir anahtarlığın ucuna, basit bir ip veya tel bağlayarak sarkaç oluşturanlar gözlenmiştir. Sarkaç kullanarak maden ve mineral arama-bulma yapanların kendilerine has ölçüleri olduğundan belli bir standart gelişmemiştir.
ekil-16.JPG

Şekil 16 Çeşitli madenlerden yapılmış sarkaçlar

4.2.3 “L” ve “U” tipi metal çubukların kullanım şekli

“L” ve “U” tipi çubuklar tek kullanıldığı gibi, çift olarak da kullanılmaktadır. Tek çubuk genelde sağ elde tutulsa da sol el ile de tutulup arama-bulma yapıldığı ve başarılı oldukları gözlenmektedir.

4.2.4. “L” ve “U” tipi metal çubukların Tutuş şekli ve yüksekliği

Tekli veya çift “L” ve “U” tipi çubuk kullanıcıların büyük bir çoğunluğunun göbek ile göğüs arasında ve iki elinin arası 40-50 cm. olacak şekilde tutmaktadır. Ancak omuz hizasında (şekil 4), göğüs hizasında(şekil 5),bel hizasında ve iki elini birbirine değdirerek (şekil 17 kaynak 5) arama bulma çalışması yapanlarında olduğu ayrıca çok az da olsa tekli çubuk kullanıcılarının arasında belden az aşağıda tutanlar da gözlenmektedir.
ekil-17.jpg

Şekil 17 iki elini birbirine değdirerek arama-bulma çalışması

4.2.5. “L” ve “U” tipi metal çubuklarda kullanılan takviye malzemeler

Maden ve mineral arama-bulma da kullanılan metal çubuklar genellikle sade kullanılır. Ancak çeşitli takviyeler kullananların da sayısı azımsanmayacak seviyededir. En çok kullanılan takviyeler incelendiğinde; “L” tipi çubukların üstünün farklı bir maden ile sarılması, uçlarına altın, gümüş, kurşun ve Kuvars gibi madenlerin lehimlenmesi, kısa taraflarının farklı madenler ile yataklanması (bakır, plastik, alüminyum, pirinç vb) ve içlerine çeşitli karışımlar (çelik bilye, mıknatıs, betonit, kil gibi minareler, Toz şeker, altın vb) konulması, uzun kısımlarına ise, küçük tüpler monte edilerek aynı yataklardaki gibi çeşitli karışımlar konulduğu gözlenmektedir. (şekil 18)
ekil-18.JPG

Şekil 18 Takviye edilmiş ve çeşitli uzunluktaki “L” çubuklar

Yukarıda bahsedilen takviyelerin dışında çok daha değişik bir takviye de şekli de kullanılmaktadır. 12 volt luk bir akünün (+) (-) kutuplarından bir kablo yardımı ile alınan enerji, “L” tipi çubuklara aktarılmaktadır. Kullanıcıların büyük bir çoğunluğu sağ eline (+), sol eline ise (-) gelecek şekilde çubukları tutarak arama-bulma çalışması yapmaktadır. Bu uygulamanın aksini (sağ eline (-), sol eline ise (+) savunanlar olsa da; bu meziyete sahip olanların arasında en düşük % lik dilimde yer almaktadırlar. (şekil 19)
ekil-19.JPG

Şekil 19 Akü vasıtasıyla elektrik takviyeli çubuklar


4.3. Yeraltı katmanlarını ve yer altındaki boşluğu arama-bulma


Arkeolojik çalışmaların temeli olan “yer tespiti, tespit edilen yapının ölçüleri ve derinliği’ nin önceden belirlenebilmesi için, konusunda mahir’ leşmiş bireylerden yardım aldığı ve bu bilgiler ışığında çalışmalarına yön verdikleri gözlenmektedir. İkinci, üçüncü derece de olsa verilen bu önem, “çeşitli cisimler kullanarak arama-bulma çalışmalarının” kısmen de olsa diğer bilim dallarınca kabul gördüğü anlamını taşımaktadır. Modern cihazların tespit edemediği “yeraltındaki bir yapıyı” (Şekil 20) neredeyse (0) hata ile belirleyebilmek bile, modern ilmin ilgilenmesi gereken bir konu olarak ele alınmasını gerektirirken, suskun kalmaları, görmemezlikten gelmeleri bir muamma olmaya devam etmektedir.
ekil-20.jpg

Şekil 20 Arkeolojik kazı

Aynı şekilde yer altındaki katmanları belirleyebilmek (Şekil 21) jeolojik, maden ve zirai çalışmalara yön verebilecek gibi gözükmektedir. Ancak yapılan çalışmalar göstermiştir ki; uygulayıcıların büyük bir çoğunluğu “yeraltı katmanı ile boşluğu” birbirine karıştırmaktadır. En büyük etken olarak da “katman ile boşluğun” çubuklarla aynı şekilde algılanması veya çubuklara aynı şekli verdirmesi gösterilmektedir.
ekil-21.jpg

Şekil 21 Yeraltı katmanları

Uygulayıcıların büyük bir kısmı ise, kazılmış ve sonradan doldurulmuş yerler (Şekil 22) ve hiç işlenmemiş toprak ile işlenmiş toprağın kesişme yerlerini(Şekil23) “boşluk” olarak algılamasına rağmen, tecrübesizlikleri hatalı yorum yapmalarına sebep olmaktadır.
ekil-22.JPG

Şekil 22 Kazılmış ve sonradan doldurulmuş yerler
ekil-23.JPG

Şekil 23 İşlenmiş toprak ile işlenmemiş toprağın kesişme yeri

Yeraltı katmanlarının zirai amaçlar doğrultusunda tespitine dair bilimsel bir çalışmaya rastlanılmadığı gibi, uygulayıcıların bireysel tecrübelerinin de olmadığı görülmektedir. Yazılı bazı yabancı kaynaklarda, “uyguladığını” ileri sürenlerin, “Metafizik” yöntemlere dayalı sonuçları tarafımca dikkate alınmamıştır. Konu “Tartışma” kısmında ele alınmaya devam edecektir.

4.3.1 Kullanılan Materyaller

Maden ve mineral arama-bulma çalışmasında kullanılan “L” tipi ve “U” tipi materyallerin aynıları yeraltı katmanlarını ve yeraltı boşluklarının tespitinde de kullanılmaktadır. (şekil3-6-8)

4.3.2. Yeraltı katmanlarını ve yer altındaki boşluğu arama-bulma kullanılan materyallerin ölçüleri

Ülkemizde ve Dünya da en çok tercih edilen “L” tipi çubukların kalınlıkları: 2-6mm, uzunlukları ise: kısa tarafı 10-12 cm, uzun tarafı 40-60 cm arasındadır. İçi boş maden - plastik veya içleri çeşitli maden veya mineral ile takviye edilmiş boruların ölçüleri de yukarıda verilen ölçülerle uyuşmaktadır. Ancak yapılan gözlemlerde, bazı kişilerin yukarıda verilen ölçülerin dışında farklı farklı ölçekler kullandıkları ve ölçülerin kendilerince bir anlam ifade etmediğini beyan edenler olduğu gibi, “ne kadar uzun olursa, çok daha uzaktan çekim alınır” diyenler ve uygulayanlar da gözlenmektedir.

4.3.3 “L” ve “U” tipi metal çubukların Tutuş şekli ve yüksekliği

Tekli veya çift “L” ve “U” tipi çubuk kullanıcıların büyük bir çoğunluğunun göbek ile göğüs arasında ve iki elinin arası 40-50 cm. olacak şekilde tutmaktadır. Ancak omuz hizasında (şekil 4), göğüs hizasında (şekil 5),bel hizasında ve iki elini birbirine değdirerek (şekil 17 kaynak 2) arama bulma çalışması yapanlarında olduğu ayrıca çok az da olsa tekli çubuk kullanıcılarının arasında belden az aşağıda tutanlar da gözlenmektedir.

4.3.4. “L” ve “U” tipi metal çubuklarda kullanılan takviye malzemeler

Yeraltı katmanlarını ve yeraltı boşluklarının arama ve bulmasında kullanılan metal çubuklar genellikle sade kullanılır. Ancak çeşitli takviyeler kullananların da sayısı azımsanmayacak seviyededir. Bunların başında; “kullandığı çubuğa göre eline başka bir maden alınması (çubuklar bakır ise eline çelik bir parça almak gibi), “L” veya “U” tipi plastik boru kullananlar ise, boruların içinde hava kalacak şekilde boruların uçlarını kapatarak” arama-bulma yapanlar gelmektedir. Ayrıca gerçek boşluk ile dolgu toprağı birbirinden ayırt edebilmek için çok çeşitli mineralleri kullananlar da gözlenmektedir.

5. ARAMA-BULMA MEZİYETİNE SAHİP KİŞİLERİN BELİRGİN UYGULAMA FARKLILIKLARI

Yeraltındaki su, maden, mineral, katman ve boşluğu algılama meziyetine sahip kişilerin uygulama farklılıkları dikkat çekicidir. Bu farklılık uygulayıcılar arasında tartışma konusu olduğu gibi bazı uygulayıcılar kullandığı yöntemin en iyisi olduğunu ısrarla savundukları gözlenmiştir. (kaynak 6) Bu meziyete sahip uygulayıcıların belirgin özelliklerini sıralarsak,

5.1 Elinde sadece çubuk veya çatal olanlar

Meziyet sahibi bazı uygulayıcılar, aradığı her ne ise; (su, maden, mineral) üzerinde, bilhassa elinde bulundurmamaya büyük bir özen gösterirler. Gerekçeleri ise; elinde veya üzerinde bulunduğu takdir de aradığı her ne ise çekim veya tepki alamadıklarını belirtmişlerdir.

5.2 Aradığını üzerinde bulunduranlar

Meziyet sahibi bazı uygulayıcılar, aradığı her ne ise; (su, maden, mineral) üzerinde, bilhassa elinde veya çubuklara monte edilmesi gerektiğini ısrarla savunurlar. Gerekçeleri ise; elinde, üzerinde veya çubuğa monte edildiği takdir de aradığı her ne ise çekim veya tepki alabildiklerini söylerler.

5.3 İki farklı meziyeti birleştirenler

Bu meziyete sahip kişilerin çok sık kullandığı uygulama olmasına karşın, çubuk veya çatal ile arama-bulmaya yeni başlayanlar ile acemilerin, iki farklı meziyeti birbirlerine karıştırmaları arzu edilen sonuçlarda büyük oranlarda yanılmalarına yol açtığı gözlenmektedir. Bazı uygulayıcılar ise boşluk veya yeraltı katmanını eliminize etmek için eline bazı maden veya mineralleri aldığı gözlenmiştir. Konu “tartışma” kısmında irdelenmeye devam edecektir.

6. ARAMA-BULMADA KULLANILAN YÖNTEMLER

Dünya da ve ülkemizde arama-bulma da kullanılan cisimler ve yöntemler kişiden kişiye değişiklik göstermekte olup, bu yöntemler 3 grupta toplanmıştır.
1.Rastgele arama-bulma
2.Çubukların veya çatalın gösterdiği yönde arama-bulma
3.Komut vererek arama-bulma

6.1 Rastgele arama-bulma

Adından da anlaşılacağı gibi, uygulayıcı bulmayı umut ettiği şeyi, (su, boşluk, katman, mineral, maden) kendine has, en iyi çekim aldığı cisim ile arazide belli bir strateji gütmeden arayıp bulmasıdır.

Bazı uygulayıcılar, arayacağı alanı önceden belirler. Daha sonra bu alanı adım adım gezerek arzu ettiği şeyi bulmaya çalışır. Kimi uygulayıcı aradığı şeye yoğunlaşır, kimi uygulayıcı da başka şeyler düşünerek arama-bulma çalışması yapar. Aradığına yoğunlaşma en çok tartışılan arama-bulma yöntemi olup, “Arama-bulma çalışmalarına etki eden faktörler” başlığında ve “tartışma” kısmında ele alınacaktır.

6.2 Çubukların veya çatalın gösterdiği yönde arama-bulma

Bazı uygulayıcılar kendine has en iyi çekim aldığı cisim ile arayacağı alanın bir köşesinde durur. İster aradığına yoğunlaşsın ister yoğunlaşmadan, elindeki cismi serbest bırakarak onun gösterdiği yönde arama-bulma çalışması yapar. Bu tür arama zamandan kazandırma ve daha büyük bir alanı tarama avantajı sağlar gibi gözükse de, her kişinin meziyetinin aynı olmaması ve tecrübesizlik den dolayı aradığını “es” geçmek gibi dezavantajının yanı sıra “yönlendirmeye” açık bir uygulama yöntemi olduğundan kimi uygulayıcılar tarafından tercih edilmediği gibi tavsiyede edilmediği gözlenmektedir.

6.3 Komut vererek arama-bulma

Batı toplumunda çok yaygın olarak kullanılır. Bu yöntemi uygulayanlar için, arama-bulma da kullanılan cismin pek bir önemi yoktur. Her türlü cismi kullansalar da en çok kullandıkları “sarkaç” dır. Kişi her hangi bir yerde durur. Elindeki cisme, aradığı her ne ise onun ismini söyleyerek hangi yönde olduğunu sorar. Elindeki cismin gösterdiği yönde aramaya başlar. Bulduğunda ise, tekrar komut vererek derinliği - yoğunluğunu veya miktarı hakkında fikir beyan eder. Ülkemizde bu yöntemin kullanıcısı yok denecek kadar az olsa da, ilmi sıfatı ve inancını harmanlayarak bunu ticarete dökmüş kişiler de bulunmaktadır. Bu tür davranışların muhafazakâr kesimlerce şiddetli bir şekilde eleştirildiği gözlenmektedir.(kaynak 6) Konu “Tartışma” kısmında daha geniş bir şekilde ele alınacaktır.

7. ARAMA-BULMA ÇALIŞMASINA ETKİ EDEN FAKTÖRLER
7.1 Kişinin beslenme tarzı


Arama-bulma çalışması yapanların büyük bir çoğunluğu çalışmaya başlamadan önce “aç “ olmamasına dikkat ettiği gibi, alışkanlığının dışında ilave gıdalar aldıklarını belirtmişlerdir. Doğal maden suları, enerji veren yiyecek ve içecekler en sık kullandıklarının başında gelmektedir. İlave gıdalar katkı sağlasa bile, burada dikkate alınması gereken nokta, bireysel sağlığımız gerektirdiği şekilde beslenmektir. (Örneğin; Yüksek tansiyonu olan kişilerin maden sularını fazla tüketmemesi gibi)

Uzak doğu ülkelerinde ve mistik değer yargıları ön planda olan kişilerin “riyazet” şartlarına uyarak çok az yiyecek ve içecek tükettikleri ve bu şartlar altında arama-bulma çalışması yaptıkları bildirilmektedir.

7.2 Kişinin ruh ve beden sağlığı

Genel anlamda baktığımızda, yaptığımız her işin ve aldığımız her kararın en iyisi, en doğrusu olabilmesi için, insanın düzgün bir psikolojisi ve sağlıklı bir bedene sahip olması gerekir. Alkol, uyuşturucu gibi maddeler, insanın yaptığı işi ve aldığı kararları doğrudan etkilemektedir. Edinilmiş tecrübelere göre; Vücudun her hangi bir yerindeki rahatsızlık veya aşırı derece üzgün ve sinirli olmak, arama-bulma çalışmalarını doğrudan etki etmektedir. Ya hiç tepki alınamamakta ya da aldığı tepkileri yanlış yorumlamaya neden olduğu gözlenmektedir.

7.3 Görme faktörü

Arama-bulma çalışması yapanların hemen hemen tamamı görme duyusuna sahip bireylerdir. Tıbbın “kör” kabul ettiği kişilerin de bu meziyeti sergilediklerine dair bir bulguya ulaşılamamıştır. Ancak bazı deneylerde uygulayıcıların gözleri bağlanmıştır. Bu durum, doğru tepkiyi almak için çubukları “görmeye” ihtiyaç duyan denekler arasında yakınmalara sebep olmuştur. Gerekçe olarak da; “ Çubuklar ancak tamamen yatay konumda tutulduklarında hassas çoğaltıcılar olarak faaliyet gösterecekleri için belli bir derecede görsel geri besleme olmadan bunu sürdürmenin çok zor olacağını”, belirtmişlerdir. (BSD, 1997)
Gerekçe spesifik gözükse de, “görmek” psikolojik etkileşimin en önemli faktörüdür. Konu “Tartışma” kısmında irdelenmeye devam edilecektir.

7.4 Kontrol edemediğimiz çevresel faktörler

Arazide arama-bulma çalışması yapan uygulayıcıların en çok yakındıkları konuların başında, havanın aşırı sıcak ve yağışlı olması gelmektedir. Bilhassa kapalı ve yağışlı havaların çekim güçlerini azalttığı veya yanlış yönlendirdiği kanaati hâkim olduğundan bu tür havalarda arama-bulma çalışması yapmaktan kaçındıkları gözlenmektedir.

Kapalı mekânlarda arama-bulma çalışması yapanlar ise, ortamda ki yoğun manyetik alan, aşırı derece de gürültü ve kalabalığın kendilerini etkilediğini, rahat olamadıklarını ve yanılma paylarının yükseldiğinden söz etmektedirler. Çok azda olsa bu tür çevresel faktörlerden etkilenmeyenlerin de bulunduğu gözlenmektedir.

7.5 Zaman faktörü

Arazide arama-bulma çalışması yapanların büyük bir çoğunluğu “gün ışığından” faydalanmak ve oluşabilecek tehlikelere karşı “günün ışımasıyla” çalışmaya başlarlar. Başlangıç saatleri uygulayıcı göre değişmektedir. Kendini iyi ve zinde hissettiği bir zaman diliminde arama-bulma çalışması yaptıkları gözlenmektedir.

Ancak elindeki çubukları harekete geçiren şeyin “maddenin yaydığı enerji ve elektromanyetik dalgalarla” ilişkilendirenler; güneş ışığının dünya ya geliş açısını göz önüne alarak arama-bulma çalışması yaptıkları, kimi uygulayıcı sabahın ilk ışıkları ile, kimi uygulayıcı da günün son ışıklarında, kimi uygulayıcılarda gün ortasında çalışması yaptıkları, (kaynak 6) zaman faktörünü dikkate almayan uygulayıcıların ise, günün her saatinde arama-bulma çalışması yaptıkları gözlenmektedir.

7.6 Yön faktörü

Bazı uygulayıcılar çatalın veya çubukların gösterdiği yönde, bazı uygulayıcılar rast gele, zaman faktöründe olduğu gibi, elindeki çubukları harekete geçiren şeyin “maddenin yaydığı enerji ve elektromanyetik dalgalarla” ilişkilendirenler; “Kuzeyden-Güneye” doğru hareket ederek arama-bulma çalışması yapmaya özen gösterirler. Konu “Tartışma” kısmında irdelenmeye devam edecektir.

7.7 Psikolojik yönlendirme

Toplumsal ve Bireysel yönlendirme: “Toplumsal psikoloji veya kitlesel bilinçaltı, tıpkı birey psikolojisi gibi yapılandırılabilir bir kavramdır. İnsan psikolojisinde olduğu gibi toplumsal ruh halinin ve bilinçaltının şekillendirilmesi, çeşitli çevresel faktörlerin ve kişisel özelliklerin etkisiyle inşa edilir. Bireylerde olduğu gibi, kitlelerin ve toplumların da psikolojik özellikleri ve bilinçaltı mevcuttur. Ele geçirilmiş zihinleri menfaatler doğrultusunda yönlendirmek veya tetiklemek, hâkimiyete giden yolun en önemli yapı taşlarındandır. Dünya üzerinde, devşirilmiş ve ele geçirilmiş beyinleri yönlendirmek veya tetiklemek kadar muazzam bir başka güç daha yoktur. Bu sebepledir ki, bir bölge veya coğrafyada hâkimiyet ve iktidar amaçlayan bir odak için kullanılabilecek en etkili silah, beyinleri ele geçirmek ve manipüle etmektir.” (kaynak 7)

Yukarıdaki tanımlama dikkatlice incelendiğinde, psikolojik yönlendirmenin birey ve toplum üzerine etkileri kolaylıkla anlaşılabilmektedir. Yeterli bilgiye sahip olamayanlar ve meziyetine tam hâkim olamamış kişilerin psikolojik etki ve yönlendirilmeden uzak kalamayacağı neredeyse kesindir. Kendilerini “bilgi” denilen güç ile donatmamış kişilerin psikolojik olarak yönlendirildiğinin farkına varamadığı gibi, bir süre sonra bu yönlendirmenin etkisi ile yönlendirildiği konunun savunuculuğunu da yapmakta oldukları gözlenmektedir. Arama-bulmaya psikolojik yönlendirmenin etkisi “Tartışma” kısmında irdelenmeye devam edilecektir.

8. ARAMA-BULMA ÇALIŞMASI SONUCU TESPİT EDİLEN YERALTINDAKİ SIVILARIN DERİNLİK TAHMİN YÖNTEMLERİ VE KULLANILAN MALZEMELER

8.1 “Su” Derinlik tahmininde kullanılan yöntemler ve kullanılan malzemeler
8.1.1 Ağaç Çatal kullanılarak
“su” derinlik tahmin yöntemi


Bazı uygulayıcılar çatal çubuklar ile suyu bulduğunda, tespit edilen noktada durur ve çatalın ucunu göğsüne dayatarak bulunduğu yeri işaretler. Daha sonra suyun geliş ve gidiş yönlerinin tersine doğru yürümeye başlar. Çatal çubuk ne zaman göğsünden aşağıya doğru çekim verirse orada durur ve ilk tespit ettiği nokta ile durduğu nokta arasındaki mesafeyi ölçülür. Bu yöntem, tahmini derinlik mesafesini verir.

8.1.2 Uzun ve ince bir sopa ile “su” derinlik tahmin yöntemi

Çatal çubuğun yapıldığı aynı ağaçtan 1-1.20 cm uzunluğunda tutulacak yerleri 6-7mm.olacak şekilde bir dal parçası kesilir. İki elini aynen bir şey çeker gibi, birbirine değecek halde tutulur. Sonra yere çömelişi lir. Bu çubuk yere 7-10 cm arası değecek vaziyette tutulur. Daha sonra hiç hareket etmeden beklenir. Bir müddet sonra dal aşağı ve yukarı hareket etmeye başlar.

1 aşağı ve yukarı hareket: derinlik 3m. 2 aşağı ve yukarı hareket: derinlik 6 m. 10 aşağı ve yukarı hareket: derinlik 30 m. Eğer hareket 10.u geçerse: Her 4 hareket için: 1.25 cm. ilave edilir.
(Örnek: 14 hareket oldu: 30 + 1.25 = 31.25 m. 18 hareket oldu: 30 + 2.50 cm = 32.50 m.)

Bu yöntemde uygulayıcının ruhsal ve bedensel sağlığı büyük önem arz etmektedir. Aşırı derece de yorgun, üzüntülü, sinirli ve uykusuzluk gibi faktörlerin etkisi göz ardı edilmemelidir.

8.2. “L” çubuklarla derinlik tahmin yöntemi

Yapılan gözlemlerde görülmüştür ki, derinlik tahmininde kullanılan “L” tipi çubukların tekli veya çift kullanılması veya yapıldığı madenin cinsi bir önem arz etmemektedir. Bakır, gümüş alüminyum gibi madenlerden yapılmış tek veya çift tüm çubuklar derinlik tahmininde kullanılmaktadır.

8.2.1. “L” Tipi tek veya çift çubuk, madeni kazık ve elektrik kablosu ile “su” derinlik tahmin yöntemi

“L” tipi çubuklarla tespit edilen noktaya 20-30 cm. uzunluğundaki madeni kazık, 5-10 cm kadar yere çakılır. Daha sonra ise, ucu sıyrılmış kablo madeni kazığa bağlanarak suyun geliş-gidiş yönüne paralel bir şekilde uzatılır. Tek veya çift “L” tipi çubuk kullanıcısı, elektrik kablosu iki ayağının arasında kalacak şekilde ve çakılı kazıktan başlayarak kablonun üzerinde yürümeye başlar. Çakılı kazık yani başlangıç noktasında çubuklar bazı uygulayıcılarda arama modunda geçerken, bazı uygulayıcılarda ise “su bulma modunda olur. Uygulayıcı Kablo üzerinde yürürken, çubuklar bir nokta da “suyu bulduğumuz moda geçer” veya “su bulma modundan” çıkar. Çakılı kazık ile tespit edilen nokta ölçülür. Ölçülen mesafe bize metre cinsinden tahmini suyun derinliğini verir. Ancak bu uygulama yöntemlerinde dikkat edilmesi gereken noktalarda mevcuttur. Kablonun çekileceği alan önceden çubuklar ile “başka bir su kaynağı veya katman var mı?” diye iyice kontrol edilmelidir. (kaynak 9)

8.2.2 “L” Tipi tek veya çift çubuk ve Uygun adım yerinde sayarak “su” derinlik tahmin yöntemi

“L” tipi tek veya çift çubuklarla tespit edilen noktada durulur. Çubuklar suyu bulduğu konumda iken yerinde uygun adım sayar şeklinde adımlamaya başlanır. Başlandığı anda çubuklar arama moduna geçer. Belli bir adımdan sonra çubuklar tekrar bulma moduna geçer. Sayılan her bir adım metre cinsinden tahmini derinliği verir. Yapılan gözlemlere göre ülkemizde bu yöntemin uygulayıcısı orta düzeydedir. Ancak güvenirliği uygulayıcılar arasında tartışma konusudur.

8.2.3 “L” Tipi tek veya çift çubuk ve Küçük taşlar ile “su” derinlik tahmin yöntemi

Suyun tespit edildiği noktada durulur ve yerinizden ayrılmadan, yerden küçük taş parçaları toplanır. (Mümkünse toprak zemin biraz eşelenerek taşlar toplanır) Sağ elimize yeteri kadar taş aldığınızda çubuk veya çubuklar arama moduna geçer. Eldeki taşlar teker teker yere bırakılarak saymaya başlanır. Belli bir sayıdan sonra çubuk veya çubuklar tekrar suyu bulduğunuz moda geçer. Saydığınız sayı, metre cinsinden derinliğini tahmini olarak verir.

Burada dikkat edilmesi gereken nokta; topladığınız taşların, oraya ait olmasıdır. Taşıma yolu ile gelen toprak veya taşlar temizlenir. Yapılan gözlemlere göre, ülkemizde yaygın kullanılan bir yöntem olup, güvenirliği orta düzeydedir.

8.3 Sarkaç kullanarak “su” derinlik tahmin yöntemi

Uygulama yöntemi “L” tipi çubuklarla aynıdır. Yere çakılan madeni kazık ve elektrik kablo yardımıyla uygulanır. Başlangıç noktasında arama modundadır. Kablo üzerinde yürünürken sarkaç; ileri-geri hareketlenir veya kendi ekseninde dönmeye başlar. Metafizik ile uğraşanların en çok kullandığı cisim olduğundan güvenirliği tartışmalıdır.

8.4 Komut vererek “su” derinlik tahmin yöntemi

Üzerinde en çok tartışılan arama-bulma ve derinlik tahmin yöntemidir. Uygulayıcı elindeki çatal çubuğa, sarkaç’a veya “L” tipi çubuklara, örneğin; su 3 m. derinde ise, çubuklar “sağa - sola veya kendi etraflarında dönsün” gibi komutlar verir ve söylediği metre de çubukların hareketlerine bakarak tahminde bulunur. (kaynak 2) Tartışma kısmında geniş bir şekilde ele alınacaktır.


9 MADEN-MİNERAL VE YERALTI KATMANLARININ DERİNLİK TAHMİN YÖNTEMLERİ


Yeraltındaki sıvıların derinlik tahminlerinde kullanılan yöntemlerin hepsi “maden-mineral ve yeraltı katmanlarının” derinlik tahminlerinde uygulanabilir. Ancak ülkemizdeki uygulayıcıların büyük bir çoğunluğu “madeni kazık ve elektrik kablosu” yöntemini (şekil 24) tercih etmekte ve maden, mineral ve katman derinliğinde neredeyse sıfır hata ile kabul görmektedir. Batı toplumunda bilhassa İngiltere de “komut vererek derinlik tahmini yöntemi “metafizik” ile uğraşanların etkilemesiyle çok sık uygulanmaktadır.

Uygulayıcı tespit ettiği noktaya madeni kazığı çakar ve ucu sıyrılmış elektrik kablosunu bağlayarak yere serer ve üzerinde yürür. İlk noktada aldığı tepkinin aynısını kablo üzerinde aldığında, yere işaret koyarak ilk nokta ile son nokta arasındaki mesafeyi ölçerek derinlik tahmininde bulunur. (Şekil 24)
ekil-24.JPG

Şekil 24 Maden-Mineral ve Yeraltı katmanlarının madeni kazık ve kablo ile derinlik tahmini

10 YERALTINDAKİ BOŞLUĞUN DERİNLİK TAHMİN YÖNTEMLERİ

Yeraltındaki su, maden, mineral ve katmanların derinlik tahmininde uygulanan yöntemlerin hepsi boşluk tahmininde de uygulanmaktadır. Ancak ülkemizde “L” tipi çubuklar ile derinlik tahmini çok yaygın olarak uygulandığı gözlenmektedir.

10.1 Sadece Tek “L” tipi çubuk ile boşluğun derinlik tahmin yöntemi

Uygulayıcı tespit ettiği boşluğun ortasında durur ve sağ-sola salınımını veya çubuğun dönüş turunu sayarak derinlik tahmininde bulunur. Bu yöntemin uygulamalarındaki farklılıkları yüzünden belli bir standarttı oluşmamış ve güvenirliği sorgulanmaktadır.

10.2 Sadece tek veya çift “L” tipi çubuklar ile boşluk derinlik tahmin yöntemi

Bazı çift veya tek çubuk kullanan uygulayıcılar, tespit ettiği boşluğun üzerinde yürür. Boşluğun bittiği yere bir işaret koyar. Uygulayıcı yürümeye devam eder. Elindeki çubuk veya çubuklar tekrar arama moduna geçer. Belli bir mesafeden sonra elindeki çubuk veya çubuklar, 1-2 saniyeliğine boşluk tepkisini verir ve tekrar arama moduna geçer. Boşluk verdiği yeri işaretler ve işaretli 2 nokta arasını ölçerek derinlik tahmininde bulunur. (Şekil 25)
ekil-25.JPG

Şekil 25 Sadece “L” tipi çubuklar ile boşluk derinlik tahmin yöntemi

Aynı yöntemi uygulayan ancak boşluktan çıktıktan sonra ilk boşluk tepkisini “Zemin altı boşluğun iç yüksekliği”, yürümeye devam ederek aldığı ikinci boşluk tepkisini, “ Yüzey ile zemin altı boşluğun taban” yüksekliği olarak yorumlayan uygulayıcılarda vardır. (şekil 25-1) (kaynak 9)
ekil-25-1.JPG

Şekil 25-1 Sadece “L” tipi çubuklar ile boşluk derinlik tahmin yöntemi

10.3 “L” Tipi tek veya çift çubuklar ve Madeni kazık-kablo ile boşluk derinlik tahmin yöntemi
Uygulayıcı yeraltında tespit ettiği boşluğun sınırlarını belirler. Boşluk sınırının 5-10 cm. içerisine madeni bir kazık çakar ve ucu sıyrılmış elektrik kablosunu bu kazığa bağlayarak yere uzunlamasına serer. Daha sonra yere serili kablo ayaklarının arasında kalacak şekilde üzerinde yürümeye başlar. Elindeki çubuklar boşluk tepkisini vermeye devam eder. Tepkinin bittiği yeri işaretler ve çakılı kazık ile olan mesafesini ölçer. Ölçülen mesafe boşluğun derinliğini verir. (şekil 26)

Ancak, bu uygulama yöntemlerinde dikkat edilmesi gereken noktalarda mevcuttur. Kablonun çekileceği alan önceden çubuklar ile “başka bir boşluk var mı” diye iyice kontrol edilmelidir. Bu yöntem üzerinde yeteri kadar ustalaşmamış kişilerin hatalı ölçüm yapabilme olasılığı çok yüksektir. Bu ölçüm yöntemi, boşluğun tavanını veya tabanını verir diyenler mevcut ise de; genel ağırlık boşluğun “taban” derinliğidir.
ekil-26.JPG

Şekil 26 “L” Tipi çubuklar, Madeni kazık ve kablo ile boşluk derinlik tahmin yöntemi

10.4 Tek veya çift çubuklar ile yerinde uygun adım sayarak boşluk derinlik tahmin yöntemi
Uygulayıcı tespit ettiği noktada durur. Daha sonra yerinde uygun adım saymaya başlar. Saymaya başladığı anda çubuk veya çubuklar arama moduna geçer. Belli bir adımdan sonra çubuk veya çubuklar bulma moduna geçer. Sayılan her bir adım bize boşluğun tahmini derinliğini verir. Yapılan gözlemlere göre ülkemizde uygulanma seviyesi orta derecededir.

10.5 Tek veya çift çubuklar ve küçük taşlar ile “boşluk” derinlik tahmin yöntemi

Uygulayıcı tespit ettiği nokta da durur ve yere eğilerek küçük taş parçaları toplar ve sağ eline alır. Taşları eline aldığında, çubuk veya çubuklar arama moduna geçer. Daha sonra taşları tek tek yere atmaya başlar. Belli bir sayıdan sonra çubuk veya çubuklar bulma moduna geçer. Atılan her bir taş; bize metre cinsinden boşluğun derinliğini verir. Yapılan gözlemlere göre ülkemizde uygulanma seviyesi orta derecededir.

10.6 Sarkaç kullanarak “boşluk” derinlik tahmin yöntemi

Uygulayıcı tespit ettiği noktada durur. Sarkaçın sağa-sola salınımı veya kendi ekseni etrafında dönüşünü gözlemleyerek boşluğun derinliği hakkında tahminde bulunur. Yapılan gözlemlere göre güvenirliği az olan bir uygulaya yöntemidir.

10.7 Komut vererek “boşluk” derinlik tahmin yöntemi

Uygulayıcı elinde bulunan çatal, sarkaç veya “L” çubuklara komut vererek boşluğun derinliğini sorar ve aldığı tepkiye göre boşluk derinliği tahmininde bulunur.

11 ARAMA-BULMA ÇALIŞMALARINDA ELİMİZDEKİ ÇATAL VEYA ÇUBUKLARI HAREKETE GEÇİREN ETMENLER ÜZERİNDE YAPILMIŞ ÇALIŞMALAR

Mistik ve metafiziği konumuz dışında tutarak, günümüz ilminin “çatal veya çubuklar ile arama-bulma” konusu hakkında yapılan akademik bilimsel çalışmalar yok denebilecek düzeydedir. 1950 yıllar da Yapılmış olan çalışmalarda;” Algılama esnasında beyin sinir sistemindeki değişimler” incelenmiş ve ilim ile bağlantısı kurulmaya çalışılmış, ancak başarısız olunmuştur. Yine yoğun radyasyona maruz bırakılan üç denekten ikisi başarısız olmuş, üçüncü ise, “tahmin” ederek düşük bir % başarı sağlamıştır. Bireylerin fiziksel ve biyolojik yapıları incelenmiş fakat bir standart oluşturulamamıştır. Ancak algılama sırasında kan basıncındaki değişim ve bu meziyete sahip kişilerin daha düşük bir deri direncine (50.000 ohm (4,5V DC, 3 mm elektrotlarla ölçülmüştür) sahip oldukları belirlenmiştir. Arama-bulmayı çıplak elle yapmak ve başlamadan önce elleri yıkamak tavsiye edilse de; deri ve plastik eldiven kullanımının da alınan çekime veya oluşan tepkiye etki etmediği bildirilmiştir. 1980 li yılların başında Alman hükümeti tarafından finanse edilen ve arazide gerçekleştirilen 10 yıllık bir araştırmanın neticesinde, su arayıcıları % 96 gibi yüksek bir oranda başarı sağlamışlardır. (kaynak 10)

Yapılan çalışmaların içeriği incelendiğinde, kullanılan “deneklerin” güvenirliliği yeterli görülmemiştir. Güven vermeyen deneğin, kullandığı yöntem incelenmeye değer görülmemiştir. Çalışmayı yapan ekibin, konunun uzmanı olmayışı, çalışmaların doğruluğunu, baştan sorgulatmaktadır. Her ne kadar bilimsel bir çalışma olsa da; “bilimsel çalışmanın amacı gerçeklere çözüm oluşturabilecek nitelikte olmalıdır.” Yapılmış bu bilimsel çalışmaların sonuçları ise; “tarafsızlık” tan uzaktır. Maden – mineral ve uzaktan algılama üzerinde yapılan çalışmalar da “metafizik” yöntemleri uygulandığından tarafımca dikkate alınmamıştır.

Var olan bir gerçeğe” “ ilmi bir kimlik” kazandırmak için, birkaç bilim dalının ortak hareket etmesi zorunluluk gibi gözükmektedir. Anatomi, kimya ve fizik uzmanlarından oluşan ana ekibin dışında, maden ve metalürji uzmanı ile jeomanyetizma bilim dalında ve diğer bilim dallarında uzmanlaşmış ve tarafsız olabilecek bireylere ihtiyaç vardır.

11.1 İncelenmesi gereken konular

11.1.1 İnsan anatomisi

Biyoenerji ve kan grubunun arama-bulma çalışmalarındaki etkisi incelendiğinde, birinci derece de etkin olmadığı gözlenmektedir. Biyoenerji herkeste var olmasına karşın; çatal, çubuk veya sarkaç her insanda çekim veya tepki vermemektedir. Arama-bulma çalışmasında “çıplak el – çıplak ayak” “kan grubu” gibi kuramların pratikteki geçersizliği, biyoenerjinin önemini azaltmış gibi gözükse de; “kan dolaşım sisteminin elimizdeki çubuklara etkisi” ve şu ana kadar ulaşılamamış bir “duyum organı veya merkezi” olma olasılığı anatomistler tarafından kapsamlı bir şekilde araştırılmalıdır.

11.1.2. Maddenin yaydığı ışınım veya enerji

“Isıl ışınım maddedeki yüklü parçacıkların ısıl hareketiyle meydana gelmiş elektromanyetik ışınımdır. Isısı mutlak sıfırdan büyük olan her madde ısıl ışınım yayar. Isısı mutlak sıfırdan büyük olan maddelerde atomlar arası çarpışmalar, atomların ya da moleküllerin kinetik enerjisinde değişime neden olur.” (kaynak 11)

Günümüz ilmi elektromanyetik ışınımları dalga boyutlarına göre ayırmış ve bu ayrışma sonucunda çeşitli cihazlar geliştirerek insanlığın hizmetine sunmuştur. Kimya ilmi de maddeyi oluşturan etmenleri %99 varan oranda çözmüş ve yaydıkları ışınımı, insan sağlığı için tehlikeli veya tehlikesiz (bkz. Radyoaktif madde), görünür veya görünmeyen, uzun veya kısa dalga vb. sınıflandırmıştır.

Ancak elimizdeki çubuk-çatal veya sarkacı harekete geçiren “şeyin” bu enerjiden kaynaklandığı ve yerin belli bir derinliğinde olan maddelerin yaydığı “ışınım” hakkında bilimsel çalışmalar yok denecek kadar azdır. Yapılan çalışmalar ise tarafsızlıktan uzaktır. Konu “Tartışma” bölümünde ele alınmaya devam edilecektir.

11.1.3 Arama-bulmada kullanılan materyaller ve takviyeler

Yeraltındaki sıvıyı, maden, mineral, yeraltı katmanı ve boşluğun tespitinde çok farklı materyaller kullanıldığı gözlenmektedir. “Su” arama-bulma çalışmalarında kullanılan ağaç çatallar, uygulayıcının bulunduğu bölgeye göre değişiklik arz etmektedir. Ülkemizde Karadeniz bölgesinde yaşayanlar “fındık” ağacını tercih ederken, Ege bölgesinde yaşayanlar ise “dut veya zeytin ağacını tercih etmekte, Tropikal iklimde yaşayanlar ise, “ananas veya kivi” gibi su oranı yüksek meyveleri tercih etmektedirler. (şekil 13) Kullanılan ağaç çatalların yaş olması gerektiği söylense de, kuru dal parçaları ile arama-bulma çalışması da yapıldığı ve yüksek bir başarı oranı sağlandığı gözlenmektedir.

Çıplak elle yeraltındaki maden, mineral, yeraltı ve boşluğun “L” tipi çubuklarla tespit çalışmalarında ise; yapısal özellikleri birbirinden çok farklı materyaller kullanıldığı ve kullanılan materyale göre farklı farklı çekim veya tepki alındığı gözlenmektedir. Eline kullandığı materyalin dışında farklı bir materyal alındığında öncekinden farklı bir çekim veya tepki alındığı gözlenmektedir. (kaynak 6) Ayrıca her bir uygulayıcının kullandığı ve aradığı her ne ise ona uygun bir tutuş şekli ve tutuş yüksekliği geliştirdiği gözlenmektedir. (şekil 4, 5, 12, 14, 17)

Yukarıda bahsedilen “materyaller, tutuş şekli, tutuş yüksekliği ve kullandığı takviyeler” gibi konular üzerinde yapılmış bilimsel çalışmalara rastlanılmamış, var olanlar ise farklı amaçlara hizmet ettiğinden dikkate alınmamıştır.

Uygulayıcı, Kullanılan Materyal ve Aranılan nesne” nin birbirleri ile olan bağlantısı araştırmak, “Sebep – Sonuç” ilişkisini değerlendirmek için, objektif bilim adamlarına ihtiyaç hasıl olmaktadır.

12. ARAMA-BULMA ÇALIŞMALARINDA KULLANILAN MATERYALLERİN DİLİ VE BİRBİRLERİNE ÜSTÜNLÜĞÜ

Arama-bulma çalışmalarında kullanılan materyallerin çeşitliliği ve her uygulayıcının aradığı nesneye en iyi çekim veya tepki aldığı çatal veya çubuğu övmesi ve başkalarına bunu şiddetle tavsiye etmesi, konuya vakıf olmayanların kafalarını karıştırmakta, tecrübe edip başarısız olduklarında ise; bu meziyete olan güvenleri sarsılmakta hatta “yok” saymakta oldukları gözlenmektedir. Konu hakkında belli bir standardın geliştirilememiş olması, umut tacirleri ve şarlatanların bu işten nemalanmak istemeleri gerçeği göz önüne alındığında haksız da sayılmazlar.

Yapılan gözlemlerde görülmüştür ki; gerçekten bu meziyete sahip kişilerin kullandıkları materyalin bir önemi yoktur. Her türlü materyal ile çekim veya tepki alabilirler. Kullandıkları materyalin aldığı şekle göre tahminde bulunurlar. Ancak bazı uygulayıcılar ise örneğin; boşluk veya su bulmak için illa ki bakır çubuk kullanılmasını ve çubuğun aldığı şekil hakkında ısrarcı oldukları görülmüştür. Bu uygulayıcılar ” tartışma” kısmında daha geniş ele alacaktır.

Meziyet sahibi uygulayıcıların arama-bulma çalışmalarında kullandıkları yöntem (bkz. Bölüm 5) aynı olsa bile farklı farklı çekim veya tepki aldıkları gözlenmiştir. Örneğin; elinde sadece “bakır” çubuklar olanlar “su, mineral, katman veya boşluğu” bulduklarında, çubuklar kimi uygulayıcıda dışarı doğru açılır, kimi uygulayıcıda içeri kapanır, kimi uygulayıcıda ise, sağ veya sol sabit, diğeri kendi ekseninde veya her ikisi de kendi ekseninde döner. (kaynak 12) Aynı uygulayıcı “bakır” çubuklarla, yeraltında demir’ e denk geldiğinde çubuklar “çarpı yaparken”, pirinç çubuklarla demir madenine denk geldiğinde ise; soldaki sabit, sağdaki sağa dönebilir veya daha farklı hareketler gözlemlenebilir. Sayıları çok ama çok az olan bazı uygulayıcılar ise; belli bir aralıkta tuttuğu çubukların aldığı şekle göre tespit ettiği nesnenin ne olabileceği hakkında yorum yapmadan önce, iki elini birbirine değdirerek teyit etmektedirler. (şekil 27-28)
ekil-27.JPG

Şekil 27 Elim Boş ve Elimde madeni para var iken pirinç çubukların hareketleri
ekil-28.JPG

Şekil 28 Elim Boş ve Elimde madeni para var iken bakır çubukların hareketleri

Bazı uygulayıcılar ise; “tutuş yüksekliği ve çubukların birbirlerine olan mesafesi” çekimi veya aldığı tepkiyi etkilediğini belirtmişlerdir. Bel hizasında normal bir çekim veya tepki alabilirken; omuz üstünde veya diz altındaki tutuş şekli veya iki elini birbirine değdirince, çubukların çalışmayacağını, yanlış tepkiler verebileceğini ısrarla savunmaktadırlar. Bu uygulayıcılar ” tartışma” kısmında daha geniş ele alacaktır.

Arama-bulma çalışmalarında kullanılan ve her yerde kolaylıkla bulunabilecek basit bir demir tel ile çok zor bulunan zirkonyum veya platin madeninin bileşkesi ve yaydığı ışınım arasındaki farklılıkların, arama-bulmayı nasıl etkilediğine dair (varsa) yapılmış akademik çalışmaya ulaşılamamıştır. Uygulayıcıların büyük bir çoğunluğu bu “farkındalığı” bilmedikleri, ancak deneme yanılma metodu ile kendilerine en uygun olanı seçtikleri gözlenmektedir.

Anket tarzı hazırlanmış olan “Arama-bulmada kullanılabilecek çubuk hangi madenden olmalıdır?” sorusuna; meziyetine hakim uygulayıcılardan net “şu” olmalıdır, cevabı gelmemiş, “su arıyor isen….., Boşluk arıyor isen……, …… madenini arıyorsan …… madeninden yapılmış olanlar” şeklinde cevaplandırılmıştır. Neden? Diye sorulduğunda ise; cevaplar hemen hemen aynı olmuştur. “ Benim için en iyisi o” veya “ Bana en uygun olanı o”

Sorulan basit iki soru, “çubuklar, uygulayıcı ve aranılan madde” bağlantısını göz önüne sermektedir. “tartışma” kısmında bu bağlantı geniş bir şekilde ele alınacak olsa da; elimizdeki çubukların mahiyeti gereği bir ışınım veya enerji yaydığı ve yayılan bu enerji veya ışınımın, diğer ışınım veya enerjiler karşısındaki konumu büyük önem arz etmektedir.

13. TARTIŞMA

Çeşitli cisimler kullanarak “ yeraltındaki su, maden, mineral, yeraltı katmanı ve boşluğun” tespit edilmesi ve metraj olarak derinliğinin belirlenebilmesine etki edebilecek tüm faktörler kısa da olsa maddeler halinde toparlanmaya çalışılmış, yapılmış bilimsel çalışmalara atıf da bulunulduğu gibi, uygulama yöntemleri görsel olarak da desteklenmeye çalışılmıştır.

“Uygulayıcı, aranılan nesne ve kullanılan cisimlerin” birbirleri ile bağlantısı nedir? Sorusuna cevaplar bulabilmek için öncelikle uygulayıcıların genel özelliklerini incelendiğinde; uygulayıcıların “fizyolojik yapıları, yaşam biçimi, inanç, eğitim gibi unsurlarının” bir önem arz etmediği görülmektedir. Ancak diğer insanlara göre, biyolojik yapısının bir “farkındalığı” olduğu kanaati hâkimdir. Öyle ki meziyet sahibi kişilerin de birbirlerinden farklı farklı “farkındalığı” olduğu gözlenmektedir. Örnek vermek gerekirse; elinde metal çubuklar olan bir uygulayıcı “suyu” bulduğunda çubuklar içeri kapanırken, başka bir uygulayıcıda ise, dışarı doğru açılmakta, bir başkasında ise, çubuklar kendi etrafında dönebilmektedir. Bu bir farkındalıktır. Ancak bu “farkındalık” nereden kaynaklanmaktadır? Sorusunun cevabı muallaktadır.

Bireysel baz da bu meziyeti sergileyenler incelendiğinde ise, büyük bir çoğunluğunun “psikolojik yönlendirmeye” açık oldukları görülmektedir. Okuduğu bir yazı, izlediği bir görselden etkilenip, bu meziyetin kendisinde de olup olmadığını öğrenmek isteyenlerin başvurduğu ilk merci, günümüzde sosyal medya da paylaşılan yazılar ve görseller gelmektedir. Başvurulan görseller incelendiğinde ise, uygulayıcı kullandığı cisimleri ve yöntemleri övmekte ve ancak bu şekilde yapılırsa başarılı ola bilineceği telkin edilmekte veya telkin edilmese bile gördüklerinden etkilenerek aynı cisimleri ve aynı yöntemleri uygulamaya çalışmaktadır. Çevresel faktörleri de, ”burada olabilir” psikolojisi ile değerlendiren kişilerden, görme yetisi yüksek olanlarının ancak çok çok cüzi bir kısmı başarılı olmakta, geri kalanlar başarılı olamadığı gibi, çubukların hareketlenmesi ile kendisinde de bu meziyetin var olduğuna inandıkları gözlenmektedir. Meziyetine hâkim uygulayıcılar bu durumu “beyni ile hareket ediyor” diye tabir ederek, gerçekte bu kişilerin meziyet sahip olmadıklarını söyleseler de, “beynin gücü her şeyin üstündedir. Beynine hüküm eden kişi birçok şeyi rahatlıkla yapabilir” görüşü; “bireysel ve toplumsal psikolojinin” önemini ortaya koymaktadır. Beyin gücünden kasıt, psikolojik telkin ise, bu durum klinik açıdan doğrudur. Şiddetli ağrısı olan insana ağrı kesici iğne vuruyoruz diyerek fizyolojik serum verilmiş ve hasta ağrılarının geçtiğini söylemesi, tıp literatürün de yer almaktadır. Aynı şekilde kişinin kendi kendine telkin ile elindeki çubukları da hareketlendirmesi de olasıdır. Ancak bu durum “yeraltında aranılan nesne” ile bağlantı kurulması olarak görülmemelidir. Söylemlerin ve görsellerin etkisi ile “metafizik” yöntemleri uygulayarak ve “mistik” güçlerin yardımı ile elindeki çubukların hareketlenmesi sonucunda, bu meziyetin kendisinde de var olduğuna inanan kişilerin pratikteki başarısızlıkları, meziyete olan güvenin sarsılmasına, konu üzerinde bilimsel çalışma yapmak isteyen bilim adamlarında da ön yargının oluşmasına neden olduğu gözlenmektedir.

Psikolojik yönlendirmeden uzak, meziyetine tam hâkim olmuş olan uygulayıcıların yerin belli bir derinliğindeki su, maden, minerale denk geldiğinde ellerindeki çatal veya çubukların tepki veya çekim vermesi “enerji veya ışınım” dan kaynaklandığı görüşü, konuya ilgi duyanlar tarafından kabul görmektedir. Günümüz ilminin de “mutlak sıfırdan büyük olan her madde ısıl ışınım yayar” tespiti bu görüşleri destekler mahiyette gözükmektedir. (kaynak 11)

Yeraltındaki su, maden ve mineralleri tespitte elimizdeki çubukları harekete geçiren şey “maddenin yaydığı enerji” ise; “yapısı, gücü ve yoğunluğu” büyük önem arz eder. Yapısı ve radyoaktif maddelerin gücünü konumuz dışında tutarsak, yoğunluk + güç = potansiyel etmen “arama-bulma” nın temelini oluşturduğu görülmektedir. Bu potansiyel etmen yeryüzüne ulaştığında elimizdeki cisimlere bir şekilde etki ederek, cisimlerin hareketlenmesine yol açtığı görüşü ilmin ışığında irdelendiğinde; “Enerjinin maddeyi geçerken yutulma ve saçılması” arama-bulma çalışmaları ile direk bağlantılı gözükmektedir.
Elektromanyetik ışımaların ortak özellikleri;
a) Birbirine dik elektrik ve manyetik alandan oluşurlar.
b) Hızları ışık hızına (2,99792458 × 108 m/s) eşittir.
c) Geçtikleri ortama; frekanslarıyla doğru orantılı, dalga boylarıyla ters orantılı olmak üzere enerji aktarırlar.
d) Boşlukta düz bir doğrultuda yayılırlar.
e) Enerjileri; maddeyi geçerken, yutulma ve saçılma nedeniyle azalır, boşlukta ise uzaklığın karesiyle ters orantılı olarak azalır. (kaynak 13)

(d) bendi, yerin üstündeki veya çok az altındaki cisimlerin “enerjisinin veya ışınımının” bulunduğu ortamdan etkilenmeden “noktasal” olarak tespitlerine kaynak gösterilebilir. (şekil 29)
ekil-29.JPG

Şekil 29 Yerin üstündeki veya çok az altındaki maddenin yaydığı enerji

(e) bendi ise, yerin üstünde veya derinde bulunan bir maddenin yaydığı enerjisi, “yoğunluğu + uygulayıcının meziyeti” bileşkesi doğrultusunda belli bir mesafeden algılansa bile, “noktasal” olarak yanılmaları “enerjinin maddeyi geçerken yutulma ve saçılması” ile ilişkilendirilebilir. (Şekil 30 kaynak 14)
ekil-30.JPG

Şekil 30 Belli bir derinlikteki madenin enerjisinin yutulması ve saçılması

Konu biraz daha irdelendiğinde, yeraltındaki cismin “derinliği, yoğunluğu ve miktarı” ile “bulunduğu ortam” ön plana çıkmaktadır. Meziyetine hâkim uygulayıcı ile bu durum arazi de test edilmiş ve sonuçları aşağıda belirtilmiştir.

22 ayar altın bir bilezik ve 40*40*2 cm. ebatlarındaki kurşun levha arazide üstleri 1-2 cm kalınlığında toprakla örtülecek şekilde iki farklı noktaya gömülmüştür. Uygulayıcı “rast gele” gezerek iki noktayı da tespit etmiş ve elindeki çubukların aldığı şekli yorumlayarak doğru tespitte bulunmuştur.

Aynı şekilde toprak yüzeyi birkaç cm. kazılmış önce bilezik sonra kurşun levha üstüne konulmuş ve üzeri toprak ile örtülerek uygulayıcıdan noktasal tespit istenmiştir. Uygulayıcı kurşun levhayı tespit etmiş ancak bileziği tüm aramalarına karşın bulamamıştır. Uygulayıcının kurşun levhayı ilk tespiti ile son tespiti arasındaki çubukların hareketleri gözlenmiş ancak bir farklılık görülmemiştir.

Daha sonra değişik iki farklı nokta 40-50 cm çapında ve 10 cm. derinliğinde kazılarak içlerine bilezik ve kurşun levha konulmuş ancak bileziğin üstü “demir peroksit içerikli kil tabakası” ile kapatılmıştır. Kurşun levha ise kazılan yerden çıkan toprak ile örtülmüştür. Uygulayıcı kurşun levhayı kolaylıkla tespit edebilmesine karşın, bileziği tespitte zorlanmıştır. Aynı işlemler 50 cm derinlikte denenmiş ve kurşun levha kolaylıkla tespit edilmesine karşın, bilezik kesin tespit edilememiş, ancak 1 m. çapına yakın bir alan içerisinde tahmin yoluna gitmiştir.

Başka bir zamanda ve başka bir alanda aynı malzemeler ile iki metre çapında, iki metreye yakın bir derinlikte ve bileziğin üstü “demir peroksit içerikli kil tabakası” ile örtülerek aynı işlemler tekrarlanmıştır. Uygulayıcı kurşun levhanın bulunduğu alanın içerisine girdiğinde önce boşluk tepkisi almış ve akabinde kurşun levhayı 50-60 cm. lik bir alan içerisinde tespit etmiş, bileziğin bulunduğu alanı boşluk gibi algılamasına rağmen bileziği tespit edememiştir.

Bu çalışmalar sırasında uygulayıcıdan farklı madenlerden yapılmış çubukları da (demir. Bakır, pirinç vb.) kullanılması istenmiş ve çubukların hareketleri gözlenmiştir. Kullandığı çubukların hepsi “ boşluk tepkisi ve altına” aynı hareketi verirken, kurşunda farklı farklı hareketler gözlenmiştir. Uygulayıcıdan eldiven kullanması ve çıplak eline altın, kurşun, bakır, cam gibi cisimler alarak arama-bulma yapması istenmiş fakat uygulayıcı hiç eldiven kullanmadığını ve sadece çıplak el ile çalıştığını söylemiş ve uygulamamıştır.

Aynı işlemler tarafımca da uygulanmıştır. Arama ve bulma neredeyse birebir örtüşmesine karşın, tespit aşamasında çubukların aldığı şekil farklılıkları veya hareketleri, aramızdaki “farkındalığı” ön plana çıkartmıştır. Farklı çubuklar ve farklı şekillere getirilen yorumlar ise her ikimizce de doğru sonuçlandırılmıştır. (Bölüm 12)

Yeraltındaki herhangi bir boşluğun (oda, mahzen, tünel vb.) ve yeraltı katmanlarının çeşitli cisimler kullanılarak tespit edilmesi üzerine yapılmış bilimsel çalışmaların yok denecek kadar az olması, edinilmiş tecrübeleri ön plana çıkartmakta, uygulayıcıların yorumları ise, tartışmalara neden olduğu gözlenmektedir.

Boşluk, dolgulu toprak ve yeraltı katmanlarının, çubuklara aynı çekimi veya tepkiyi verdirmesi tartışmaların temelini oluşturmaktadır. Meziyetine hâkim uygulayıcıların edindikleri tecrübeler ışığında bu ayrımı yapabildikleri ve çok az hata yaptıkları gözlenmektedir. Bu ayrımı yaparken baz aldıkları temel kriterlerin başında “gerçek boşluk” gelmektedir. Uygulayıcı gerçek boşluğu tespit ettiği anda, sınırlarını belirlerken çubukların aldığı şekli bozmaması ve bilhassa insan elinden çıkmış yeraltındaki yapıların belli bir simetriği olması ve bu simetriğin doğru yorumlanması başarı oranlarını artırmaktadır. Ancak dolgu toprak diye tabir edilen “kazılmış ve tekrar doldurulmuş” alanlar istisnai durum oluşturmaktadır. Çubuklarda ilk anda boşluk algısı oluştursa da, bir süre sonra çubukların tekrar arama moduna geçmesi, “gerçek boşluk ile dolgulu toprağın” ayırt edilmesinde en büyük etmen olarak gözükmektedir.

Yeraltı katmanlarının ise çubuklara “gerçek boşluk” algısı verdirmesi ve tespit anından itibaren çubukların aldığı şekli hiç bozmaması, acemi çubukçuların yanılmasına yol açtığı gözlenmektedir. Tecrübeli çubukçular ise, çekim veya tepki aldığı alanın sınırlarını işaretleyerek, önce insan elinden çıkma bir yapı olup olmadığını belirledikleri, daha sonra ise şekil düzensizliğinden yola çıkarak ve eline bazı maddeleri alarak “katman veya fay kırık boşluğu” olabileceği şeklinde yorumlar yaptıkları gözlenmektedir.

Yeraltındaki maden veya mineralin enerjisi yeryüzüne ulaşarak elimizdeki çubukları hareketlendirdiği görüşü uygulayıcılar arasında kabul görmesine karşın, yeraltı katmanı ile boşluğun nasıl tespit edildiğine dair suskunluk görülmektedir. “Yeryüzü olarak tabir edilen toprağın da bir madde olması ve birbirlerini tutarak bir bütünlük arz ederken, bu bütünlüğün bir şekilde bozulması “bütünlük arz eden enerjinin kesintiye uğraması” ve kesintiye uğrayan alanın boşluk veya katman olarak yorumlanması” tartışmaya değer görülebilecek bir görüş gibi gözükmektedir. (Şekil 31 kaynak 15)
ekil-31.JPG

Şekil 31 Enerjinin yeryüzüne çıkışı ve kesintiye uğraması

Yeraltındaki su akaklarının tespitindeki yüksek başarı oranını “maddenin yaydığı enerji” ile ilişkilendiren görüş incelendiğinde, kabul edilebilir gözükmektedir. Noktasal olarak veya geliş-gidiş yönleri, derinlik ve yoğunluğunun meziyetine hâkim uygulayıcılar tarafından nerede ise ( 0 ) hata ve kolaylıkla tespiti “maddenin yaydığı enerjinin sürekliliği” olarak değerlendirilebilir. (Şekil 32) “Hareket ve yoğunluğun”, “derinlik” ile direk bağlantılı olduğu, bu durumun” kullanılan çatal çubuklara yansımasından kolaylıkla tespit edilebilir” görüşü incelenmiş ve meziyetine hâkim iki uygulayıcı ile arazide yapılan çalışmaların sonuçları aşağıda verilmiştir.
ekil-32.JPG

Şekil 32 Yeraltı su kaynağının tespiti

Daha önceden tarafımca tespit edilmiş “arazi yapısına göre derinliği 8-10 metre ve 1 metreye yakın bir genişlikteki akağın geçiş güzergâhında, 5.50 cm. derinlikte, yaklaşık 2.50 cm. eninde 3.20 cm. uzunluğunda düzensiz şekil arz eden katmanlı” bölge “uygulama alanı” olarak seçilmiştir.

Uygulayıcılardan birisine “delice zeytinden yapılmış ağaç çatal” çubuk verilmiş ve “su akağının” geliş-gidiş güzergâhının tespiti istenmiştir. Uygulayıcı rast gele arayarak kısa bir süre de geliş-gidiş yönlerini tespit etmiştir. Ancak katmanın üzerinden geçtiği halde sadece suyu algılamıştır.

Diğer uygulayıcıya bakır “L” çubuklar verilmiş ve su akağının tespiti istenmiştir. Rast gele arayarak çok kısa sürede su akağını tespit etmiştir. Geliş-gidiş güzergâhının üzerinde yürürken “katmanın” bulunduğu yere geldiğinde çubuklar bir anda “boşluk algısı” vermiştir. Uygulayıcıdan durum tespiti ve sonuçların yorumu istenmiştir. Uygulayıcı; boşluk algısı oluşan yerin sınırlarını belirlemeye çalışmış ve güzergâh üzerinde birkaç kez gidip gelerek durum tespitinde bulunmuş ve çıkardığı sonuçları şöyle yorumlamıştır; “boşluk algısı olan alanın sınırlarının düzensiz oluşu nedeniyle insan elinden çıkma bir yer olamayacağı, ya gerçek bir boşluk veya bir katman olabileceği ve suyun bu boşluk veya katmanın daha altından aktığı” yönünde görüş bildirmiştir. Suyun boşluk veya katmanın daha altından aktığına dair gerekçesini de; “boşluk veya katmandan aldığı çekimin daha güçlü olduğunu, bu alan içerisinde suyun çekimini alamadığı” şeklinde açıklamıştır.

Çatal çubuk kullanarak suyu tespit eden uygulayıcıya, “L” tipi bakır çubuklar verilerek aynı işlemler tekrarlatılmıştır. Katmanlı bölgeye girdiğinde çubukların düzensiz hareketi kendisini kısa bir süre şaşırtsa da benzeş sonuçlara varmış ancak bu bölgeyi katman olarak değil, “mineralli bir alan” olarak yorumlamıştır.

İki uygulayıcı daha sonra, 56 metre derinlikten “bir parmak” tabir edilen suyun çıkarıldığı bölgeye götürülmüş çatal ağaç ve “L” çubuklar kullanarak suyun geliş-gidiş, debisi ve derinliği hakkında görüşleri sorulmuştur. “L” çubuk kullanıcısı suyun akış yönünü kolaylıkla tespit etmesine karşın, debisi hakkında birkaç fikir beyan etmiş, derinliği hakkında ise “yanıltırım” diyerek yorum yapmamıştır. Çatal ağaç kullanıcısı ise, bölgeyi birkaç kez gezdikten sonra, geliş-gidiş yönünü tam isabetle belirlemiş, çatalın çekim kuvvetinden yola çıkarak suyun 50 metre den aşağıda ve çok az miktarda aktığını, bu suyun ana damar olmadığı “sızma su” olarak tabir edilen su olduğunu belirtmiş ve bu sızma suyu takip ederek yaklaşık 200 metre ileride ana damarı tespit etmiştir.

Arama bulmada kullanılan çatal veya çubukların çeşitliliği, “maddenin yaydığı enerjiyi doğru ve kolay bir şekilde algılama” çabalarının bir göstergesi gibi görülebilir.

Ancak, “kullanılan cisimlerin de bir madde olduğu ve bunlarında kendilerine has bir enerjisi olduğu ve bu enerjinin tespit edilen maddenin yaydığı enerji ile bağlantısı” ilmi açıdan yeterince araştırılmamıştır.

Pratikte ki uygulamalardan bir örnekleme yapılmak istenirse; (şekil 33) görüleceği üzere yeraltındaki demir, bakır ve kurşun madenine, pirinç ve gümüş çubuklar farklı farklı (temsili) tepkiler vermektedir. “İki farklı enerjinin birbirleri ile kesiştiğinde veya kaynaştığında, kullanılan çubukların değişik tepkiler vermesi gerekir” görüşü ile “Kullanılan cismin yaydığı enerji ile maddenin yaydığı ışınım veya enerjinin her koşulda aynı tepkiyi vermediği” görüşü de dikkate alınmalıdır.
ekil-33.JPG

Şekil 33 Yeraltındaki madenlerin çubuklara verdirdiği şekiller (temsili)

Kullanılan cismin yaydığı enerji ile maddenin yaydığı ışınım veya enerjinin bir şekilde kesişmesi neticesinde aldığı şekil, her uygulayıcıda aynı olmadığı gözlenmektedir. (kaynak 6-Bölüm 12) Bakır çubuk kullanarak “suyu” tespit eden bir uygulayıcıda çubuklar içeri kapanırken, bir başka uygulayıcıda ise çubukların dışarı açılmasında “enerji” ortak noktayı oluşturmakta ve “biyolojik farkındalık” ön plana çıkmaktadır.

Biyolojik farkındalık çubukların aldığı şekle etki ettiği gibi, arama-bulma yöntemlerini de direk etkilemektedir. (Bölüm 5) Bazı uygulayıcılar aradıkları madeni elinde veya üzerinde bulundurarak arama-bulma yaparken, bazıları buna kesinlikle karşı çıkmak da, bazı uygulayıcılar ise istenmeyen maden veya minerali elemek için ellerine, üstünde veya çubuklara bazı şeyler ilave ederler. 3 farklı uygulama birbirine zıt gibi gözükse de pratikte ki başarı oranlarının çok yüksek olduğu gözlenmektedir.

Elinde veya üzerinde bir şey bulundurmadan sadece kullandığı cisim ile tespit edilen maddenin yaydığı enerjilerin kesişmesi ile oluşan şekle göre yorumda bulunanlar arama-bulma çalışması yapanların içerisinde en yüksek orana sahip grubu oluştururken, istenmeyen maden veya minerali elemek için eline çeşitli cisimleri alanlar da kayda değer bir gurup oluşturmaktadır.

“İstenmeyen maden ve minerali elemek için eline, üstünde veya çubuklara bir şekilde monte edilen madde de, aslında bir enerji veya ışınım yaydığı ve bu enerji veya ışınım bir şekilde kullanılan cisimlere sirayet ettiği ve benzeş enerji ile karşılaştığında tepki oluşturmadığı” görüşü, konunun uzmanlarınca detaylı olarak araştırılmalıdır.

“Benzeş enerjiyi” pratikte uygulayan bir uygulayıcı olarak örneklemek gerekirse; çatal çubuklarla arazide maden ve mineral arama-bulma çalışması yaparken, öncelikle yeraltı sularını eliminize etmek için üzerimde ağzı açık bir şişe içerisinde su bulundurmaya özen gösteririm. Sonra eğer bir çekim veya tepki alırsam, önce çubukların aldığı şekli yorumlayarak ne olabileceği tahmininde bulunurum. Daha sonra bu tahminimi teyit etmek için yanımda taşıdığım çeşitli maden ve mineralleri, çubuğa değecek şekilde sağ elime alırım. Kullandığım cisme göre çubuklar değişik şekiller alır. (şekil27-28) Ancak tespit ettiğim maden veya mineral ile elime aldığım aynı olduğunda çubuklar hiçbir tepki veya çekim vermez. Tespit aşamasında kullandığım çubuğa göre farklı farklı şekiller oluşmasına rağmen, elime maden veya mineral aldığımda kullandığım çubuk ne olursa olsun, “benzeş enerji” ile karşılaştığında çekim veya tepki vermemektedir.

Benzeş enerjiyi oluşturabilmek için “kullanılan cismin yaydığı enerji veya ışınım ile ele alınan (maddenin güç + yoğunluğu=) miktarı ve kullanılan cisme nüfus edişi” konunun uzmanlarınca ayrı ayrı ele alınmalı, pratikteki kullanımı için “orantı” üzerinden hesaplanmalıdır. Benzeş enerjiyi oluşturabilmek için bazı uygulayıcıların eline aldığı maddenin miktarını yüksek tuttuğu ve kullandığı cisimleri mümkün olduğunca ince ve kısa tuttuğu gözlenmektedir.

Bazı uygulayıcıların aradıkları maden veya minerali elinde üzerinde veya bir şekilde çubuklara monte ederek arama-bulma çalışma yapması,(Bölüm 5) yukarıda kurgulanmaya çalışılan “benzeş enerji” ye ters düşmektedir. (kaynak 17) İki farklı enerjinin kesişmesi ile çubukların hareketlenmesi kabul edilebilir bir görüş olmasına karşın, benzeş enerjinin de çubukları hareketlendirmesi, uygulayıcının “biyolojik farkındalığı” üzerinde araştırma yapılması gerektiğini düşündürmektedir.

14. SONUÇ

Çeşitli cisimler kullanarak yeraltındaki su, maden, mineral, katman ve boşluğun tespitin” de “uygulayıcı, kullanılan cisim ve aranılan maddenin” birbirlerinden ayrı değerlendirilemeyeceği, pratikte ve teorik de bu üçlünün birbirleri ile sıkı sıkıya bağlı olduğu ön plana çıksa da, “uygulayıcı” faktörü en büyük etmendir. Eğer uygulayıcı böyle bir meziyete sahip değilse, kullanılan cisim ile aranılan madde birbirleri ile her ne kadar uyumlu olursa olsun, hiçbir önem arz etmediği görülmektedir.

Uygulayıcıların “inancı, eğitimi, yaşam biçimi ve anatomik yapılarının” bu meziyete etki etmediği ancak, “biyolojik farkındalıkları” olabileceği ve bu biyolojik farkındalık sayesinde çeşitli cisimler kullanarak arama-bulma çalışması yaptığı kurgusu, bu çalışmanın temelini oluşturmaktadır. Var olan bir gerçeğe günümüz ilminin yeterli ilgiyi göstermemesi sonucunda, mistik ve etnik inançların empoze edilmesine, umut tacirliğine ve istismara yol açtığı gözlenmektedir.

Derlenen bilgiler ve yapılan deneyler neticesinde; “yeraltındaki suyu” çeşitli cisimler kullanarak nerede ise (0) hata ile tespit edenler, bu meziyetin en iyi uygulayıcıları olarak düşünülebilir. “Kurgulanan enerjinin yoğunluğu ve sürekliliği” ise, bu başarının en büyük etmenleri olarak gözükmektedir.

“Yeraltı katmanı, gerçek boşluk ve dolgu toprak” gibi olguların, tecrübe yetersizliğinden dolayı bazı uygulayıcılar tarafından yanlış yorumlanması, bu meziyete gölge düşürmese de, şüpheli yaklaşımlara yol açmaktadır.

Meziyet sahibi uygulayıcıların, yerüstündeki veya yerin çok az altındaki maden ve minerali tespite ki başarıları, meziyete olan ilgiyi arttırsa da, derinde ki maden ve mineralin yerini noktasal olarak veya varlığı bilinse de bunu kullandığı cisimlerle tespit edemeyişi; “bulunduğu ortamın” önemini ön plana çıkarmaktadır. Ortamın; enerji veya ışınımı absorme etmesi veya saçması, meziyetine hâkim uygulayıcıları bile yanılttığı gözlenmektedir.

Uygulayıcıların tespit aşamasında, kullandıkları cisimlerin farklı olması ve kullandığı cisme göre farklı şekiller algılaması, takviye ilaveler ile farklı yöntemler kullanması, “bir üstünlük veya eksiklik” gibi değil de “biyolojik farkındalığın yansıması” olarak kabul görmesi, “birçok olumsuz ön yargının ortadan kalkmasına, uygulayıcıların birbirlerine olan bakış açısına olumlu yansıyacağı” şeklinde ki görüşe ağırlık kazandırılmalıdır.

Yukarıdaki bilgiler bir bütün olarak değerlendirildiğinde, “var olan bir gerçeğin” bilimsel açıdan desteklenerek geliştirilmesi, “fayda alanlarının genişlemesi ve istismarın önüne geçilebilmesi” açısından değerlendirilmeli ve ilmi olarak resmiyet kazandırılması ön görülmektedir. .

BORNOVALI


KAYNAKLAR

Kaynak 1.
Kaynak 2.
Kaynak 3
Kaynak 4.
Kaynak 5.
Kaynak 6 http://www.definemekani.com/forum/konular/allah’in-dilediği-insana-lutuf-ettiği-bir-meziyet-“arama-bulma”.16916/
Kaynak 7 http://www.definemekani.com/forum/konular/kim-bu-insanlar %C3%A7ubuklar%C4%B1n-dili-ve-birbirlerine %C3%9Cst%C3%BCnl%C3%BC%C4%9F%C3%BC.19881
Kaynak 8
Kaynak 9 http://www.definemekani.com/forum/konular/Çubuklarla-tespit-ve-derinlik-Ölçme.11193/
Kaynak 10 http://www.definemekani.com/forum/konular/boşluk-ve-derinlik-Ölçmede-farklı-bir-usul.13950/
Kaynak 11 Kaynak 12
Kaynak 13
Kaynak 14
Kaynak 15 http://www.definemekani.com/forum/konular/kim-bu-insanlar-maden-ve-mineral-arayıcıları.19082/
Kaynak 16 http://www.definemekani.com/forum/konular/kim-bu-insanlar-boşluk-bulucular.19504/
Kaynak 17
Cok buyuk bir ozveriyle ele alinmis muthis bir paylasim sahsim adina saygilarimi sunuyorum ALLAH razi olsun
 

asyali76

Kullanıcı
Katılım
23 Mart 2018
Mesajlar
29
Beğeni
18
Puanları
3
S.A.
ALLAH (c.c) cümlemizden razı olsun inşallah.
Bizden de Sevgi ve Saygılar.......
saygideyer guzel insan Bornovali ustadim ben Endonezyada yasiyorum burda internet olayi oldukca kisitli vede sebeke sorunu hadsefada.ama elimden geldiyince yazilarinizi uye olmadan oncede olduktan sonrada imkanlarim dahilinde noktasina virgulune varincaya kadar buyuk bir keyifle okuyorum ben pek anlamam su veya define aramaktan ama burda sizin insani tesvik eden guzel bir okadarda ozveriyle paylastiginiz makalelerinizi okuyunca kendimi fena kaptirdim oldukcada keyif aliyorum Rabbimden size saglikli uzun omurler diliyorum cunku bir cok insanin sizin tecrubelerinize ihticaci vardir.yine ayni zamanda bir baska sitede reklam olur dusuncesiyle isim vermiycem bir ustadiminda tesvik edici emeyi var .burdan bir kez daha sonsuz saygilaimi sunuyorum ALLAH razi olsun diyorum
 

bornovalı

USTA
Super Moderatör
Katılım
20 Ekim 2014
Mesajlar
396
Beğeni
1,575
Puanları
93
S.A.
Merhaba asyalı76 ustam.
Sözlerime nasıl başlayacağıma bir türlü karar veremedim.
Genelde bu tür övgü dolu ve gönlü hoş eden sözler karşısında suskun kalır veya geçiştiririm. Bu da çok yadırganır. Gerekçesi ise; pof, poflanmak, takdir edilmek değil, “rıza-i İlahidir”
Beni bu satırları yazmaya iten şey; kullandığım üslubun kabul görmesi ve konunun ilgi çekmesi.
Yaşadığınız sıkıntılara ve “ben pek anlamam su veya define aramaktan” demenize rağmen, yazılarımı noktası virgülüne varıncaya kadar okumanız, amacımıza ulaştığımızı ve gerçekte benim değil; sizin ne kadar büyük bir özveri gösterdiğinizin nişanesidir.
Sevgili ustam. Sevgili kardeşim. Hepimizce malumdur ki; İlim bir deryadır. Bizim ilmimiz ise; derya da bir damla kadar yer kaplarsa, ne mutlu bize. Ancak, İlim bilmek de bir fayda vermez. “İfade” edemedikten sonra. Bu böyle uzayıp gider.
ALLAH (c.c) bizleri hem dünya hem de ahiret hayatımıza fayda sağlayacak ilimler ile donatsın inşallah(amin)
Hangi gerekçe ile uzak diyarlarda olduğunuzu bilmiyorum ama bildiğim bir şey var ise; özlem ateşinin her daim canlı kaldığıdır. Günümüz teknolojisine bu özlem ateşini bir nebze de olsa serinletmesi ve;
“Bir Müslümanın, yanında bulunmayan din kardeşine yapacağı dua kabul olunur. Bir kimse din kardeşine hayır dua ettikçe, yanında bulunan görevli bir melek ona, ‘Duan kabul olsun, aynı şeyler sana da verilsin.’ diye dua eder.” Vesile olduğu için ne kadar şükür etsek azdır.
Yüce Mevla’m, bileğinize güç kuvvet, zihninize berraklık, vücudunuza sağlık, sıhhat, afiyet versin. Helal ve bol kazançlar nasip eylesin. İlminiz ile alim eylesin inşallah.(amin. Amin. Amin)
Sağlıcakla kalın
ALLAH a emanet olun.
 

asyali76

Kullanıcı
Katılım
23 Mart 2018
Mesajlar
29
Beğeni
18
Puanları
3
Guzel insan deyerli abim turkcem senin kadar guzel deyildir.olaki bir hatam yanlisim olursa affina siginirim.:)
burda kimseyi bilmem tanimam buna sizde dahilsiniz.daha oncede belirttiyim gibi ben hic ilgilanmezdim cubukla defineyle veya suyla.tamamen bir can sikinisi vakit gecirmek ugras olsun hani derler ya bos durani ALLAH,ta sevmez benimkide o misal yaklasik iki hafta oluyor gerek burda gerekse bir baska sitede uye olmadan okuyup bisiler ogrenmeye calistim.okudukca ilgim arttibaska bir sitede sizin gibi tecrubesini paylasan bir birikim sahibib paylasimi sayesinde L cubuklarimi yapip ilk gunu ilk gumus parayi buldum kendisinede burdan tesekkur ediyorum ALLAH razi olsun. buraya gelince sitede emeyi gecen herkesi selamliyor tessekkur ediyorum.ama asil birikimin her tecrubenin ve birikimin birer hazine oldugunu sizin paylasimlarinizda oldugunu anladim.simdi bazi insanlar sana bilincli olarak ovguler yazdigimi dusune bilirler.art niyetli dusuncelerin hic birisi umurumda deyil ben sadece birilerinden bir seyler ogrendiysem ister bir site olsun istersen sahis olsun bir deyil defalarca tessekkur etmeyi ve bunu dile getirmeyi kendime bir borc bilirim bundan dolayidir amacim kimseyi uzmek veya kimseyi pofpoflayip abartmak deyildir .gerek sitenin yapiminda ve su an sitede emeyi gecen yoneticileri ayrica tum uyeleri saygiyla selamliyor
tesekkurlerimi sunuyorum iyiki varsin Bornovali abim
ALLAH razi olsun
saygilarimla
 

bornovalı

USTA
Super Moderatör
Katılım
20 Ekim 2014
Mesajlar
396
Beğeni
1,575
Puanları
93
S.A.
ALLAH (c.c) cümle ümmeti muhammed den(s.a.v) razı olsun inşallah.
Sevgili kardeşim. Yazımı tekrar okuyunca anladım ki, sizi istemeden de olsa töhmet altında bırakmışım. Halisane sözlerinizi aşağıdaki hadisi şerifin muhteviyatında değerlendirmek gerekirdi. ;
“Biriniz kardeşini (Allah için) seviyorsa, ona sevdiğini söylesin."
Bağdadî der ki: "Bu teşvik, sevginin Allah için olması şartına bağlıdır. Dünyevî bir tamah veya hevâ için olan sevginin bildirilmesi mevzubahis değildir. Dünya ve ihsan için sevgi izhâr etmek bir dalkavukluk ve düşüklüktür."
"Eğer kişi bilirse ki seviliyor, kendisini sevenin nasihatini kabul eder. İçinde bulunduğu bir ayıbı terk etmesi veya kendinden vâki olan hatayı düzeltmesi için haber verince bunu reddetmez, kabul eder. Eğer bunu önceden bilmezse, hakkında suizan etmiş olmasına zâhib olur ve nasihatini kabul etmez. Hatta bu durum arada soğukluğa ve düşmanlığa sebep olabilir."

Niyetinizin halisane olduğunu anlasam da bunu yanlış ifade ettim ve sizi üzdüm galiba. Eğer öyle ise; hakkınızı helal ediniz.
Evet. Dünyevi gözle görüşmedik, kelam etmedik ama burası vasıtasıyla bir gönül bağı oluştu. Buna vesile olan herkese ayrı ayrı şükranlarımı arz ederim. ALLAH (c.c) onlardan da razı olsun(amin)
Sağlıcakla kalın
ALLAH a emanet olun
Not; Türkçeniz için dert etmeyiniz. En güzel kelam gönülden gelendir.
 

asyali76

Kullanıcı
Katılım
23 Mart 2018
Mesajlar
29
Beğeni
18
Puanları
3
S.A.
ALLAH (c.c) cümle ümmeti muhammed den(s.a.v) razı olsun inşallah.
Sevgili kardeşim. Yazımı tekrar okuyunca anladım ki, sizi istemeden de olsa töhmet altında bırakmışım. Halisane sözlerinizi aşağıdaki hadisi şerifin muhteviyatında değerlendirmek gerekirdi. ;
“Biriniz kardeşini (Allah için) seviyorsa, ona sevdiğini söylesin."
Bağdadî der ki: "Bu teşvik, sevginin Allah için olması şartına bağlıdır. Dünyevî bir tamah veya hevâ için olan sevginin bildirilmesi mevzubahis değildir. Dünya ve ihsan için sevgi izhâr etmek bir dalkavukluk ve düşüklüktür."
"Eğer kişi bilirse ki seviliyor, kendisini sevenin nasihatini kabul eder. İçinde bulunduğu bir ayıbı terk etmesi veya kendinden vâki olan hatayı düzeltmesi için haber verince bunu reddetmez, kabul eder. Eğer bunu önceden bilmezse, hakkında suizan etmiş olmasına zâhib olur ve nasihatini kabul etmez. Hatta bu durum arada soğukluğa ve düşmanlığa sebep olabilir."

Niyetinizin halisane olduğunu anlasam da bunu yanlış ifade ettim ve sizi üzdüm galiba. Eğer öyle ise; hakkınızı helal ediniz.
Evet. Dünyevi gözle görüşmedik, kelam etmedik ama burası vasıtasıyla bir gönül bağı oluştu. Buna vesile olan herkese ayrı ayrı şükranlarımı arz ederim. ALLAH (c.c) onlardan da razı olsun(amin)
Sağlıcakla kalın
ALLAH a emanet olun
Not; Türkçeniz için dert etmeyiniz. En güzel kelam gönülden gelendir.
saygi deyer guzel insan Bornovali abim ALLAH senden cok cok razi olsun suna emin ve rahat ol beni tohmet altinda birakmadin hele hele uzudugungunu dusunuyor olmana ve bunun rahatsizligini yasamana gercekten uzuldum sakin olaki oyle dusunme guzel abim inanki alakasi yok tam tersine yazman ve cevaplaman inan beni sonsuz mutlu ediyor.bir yazinda okumustum kuyunun birini rahatsizligindan dolayi yarida biraktigini inan buna yurekten uzuldum okudugumda ondandirki her namaza durusumda abime dua ederim.
inseALLAH yanlis anlasilmayi duzeltmisindir :)
abim kac zamandir yazamdim daha oncede belirttiyim gibi internet olayi cok kisitli ayni zamanda bulundugum sehirden her gun koye cubuklarla antreman yapmaya gidiyorum. simdiye kadar 2 gumus para buldum ALLAH izin verirse haftaya kaziya basliycaz.yanliz sunu belirtmek istiyorum burda dut agaci findik veya akasya ve zeytin agacida yok haliyle bir bucuk metrelik 7 kat bakir teli bukerek cubuk sekline getirdim ama su aramada herhangi bir tepki olmadi.abim sana ve tum sevdiklerine ALLAH,tan saglikli uzun omurler diliyor saygiyla ellerinden opuyorum
saygilarimla
 

feylezof

Kullanıcı
Katılım
1 Ocak 2017
Mesajlar
520
Beğeni
591
Puanları
93
saygi deyer guzel insan Bornovali abim ALLAH senden cok cok razi olsun suna emin ve rahat ol beni tohmet altinda birakmadin hele hele uzudugungunu dusunuyor olmana ve bunun rahatsizligini yasamana gercekten uzuldum sakin olaki oyle dusunme guzel abim inanki alakasi yok tam tersine yazman ve cevaplaman inan beni sonsuz mutlu ediyor.bir yazinda okumustum kuyunun birini rahatsizligindan dolayi yarida biraktigini inan buna yurekten uzuldum okudugumda ondandirki her namaza durusumda abime dua ederim.
inseALLAH yanlis anlasilmayi duzeltmisindir :)
abim kac zamandir yazamdim daha oncede belirttiyim gibi internet olayi cok kisitli ayni zamanda bulundugum sehirden her gun koye cubuklarla antreman yapmaya gidiyorum. simdiye kadar 2 gumus para buldum ALLAH izin verirse haftaya kaziya basliycaz.yanliz sunu belirtmek istiyorum burda dut agaci findik veya akasya ve zeytin agacida yok haliyle bir bucuk metrelik 7 kat bakir teli bukerek cubuk sekline getirdim ama su aramada herhangi bir tepki olmadi.abim sana ve tum sevdiklerine ALLAH,tan saglikli uzun omurler diliyor saygiyla ellerinden opuyorum
saygilarimla
Usta bakır tel kaç mm lik,ayrıca nasıl bir cubuk yaptın krokiyle gösterebilir misin? Başarılarınizın devamını dilerim.
 

asyali76

Kullanıcı
Katılım
23 Mart 2018
Mesajlar
29
Beğeni
18
Puanları
3
us
Usta bakır tel kaç mm lik,ayrıca nasıl bir cubuk yaptın krokiyle gösterebilir misin? Başarılarınizın devamını dilerim.
basari dileklerin icin tesekkur ederim Rabbim herkese cok daha fazlasini nasip etsin inseALLAH. ben bakirlari elektrikciden aldim inanki kac mm oldugunu bilmiyorum cunku satan sahista bilmiyordu pirinc cubuklarda ayni keza burda saticidan veya tehgartardan boyle seyler sorulmaz cunku yalan soylerler genelde amac satmaktir bir ornek alumunyum tel istedim insaat teli verdiler, inanki mm olarak bilmiyorum sadece bakirlarin boyu 45 santim tutacak yeri 12 santim ama civil civildirlar cok hareketliler . pirinclerin boyu 40 santim tutacak yeri 10 santim ama kendilerinden emin bir halleri var bakir gibi civil civil hareketli deyilirler fakat yaptigim testlerde hep olumlu . elekrot da aldim henuz fakat cubuklarin resimlerini cektim yuklemeye caliscam .burda internet cok kisitli oldugu icin bu tur imkanim cok kisitli inseALLAH yukleyebilirim
basari heppimizin olur inseALLAH
saygilarimla
 
Son düzenleme:
Üst